Kaleci Sorunsalında Kaleci Antrenörünün Etkisi

Beşiktaş'ın kalecileri son günlerin en çok konuşulan konularından birisi oldu. Hakan Arıkan ve Cenk Gönen bir anda müthiş bir çıkış yakaladılar. Ayrıca bu ikilinin arkasında da Rüştü Reçber gibi bir ismin olması da Beşiktaş'ın elini güçlendiren bir diğer unsur. Ama potansiyeli olan kalecinin kendini daha iyi bulmasında, maçlara hazırlanmasında, yedek kaldığında bile kendinden birşey kaybetmemesinde kaleci antrenörlerinin büyük önemi oluyor. Bu açıdan Beşiktaş'ın kaleci antrenörü Zafer Öger'i kutlamak gerekiyor. Çünkü Hakan Arıkan'ın 8-0'lık travmayı atlatıp şu duruma gelmesinde, Cenk'in bir sezon yedek beklemesine rağmen tekrar potansiyelini göstermesinde mutlaka Zafer Hoca'nın büyük katkısı var. Ayrıca Şenol Güneş'in göreve gelmesinin ardından Onur Recep Kıvrak'taki yükselişi de bir yere not edelim. Bu işi iyi bilenler, çok doğru işler yapıyorlar. Elbette müthiş kaleci iyi bir kaleci antrenörü olacak diye bir kural yok, ya da aynı şekilde zamanında iyi olmayan bir kaleci iyi bir kaleci antrenörü olabilir. İş bu noktaya geldiğinde daha da profesyonelleşiyor ama ısrarla da sana bir katkı veremeyen isimler üzerinde de durmanın bir anlamı yok.

Nezih Ali Baloğlu'dan bahsediyorum. Kendisinin kalecilik yıllarını hatırlıyorum, benim de çocukluk kaleci travmaları yaşamamda rolü büyüktü. Yıllar boyunca Hayrettin Demirbaş'ın bile arkasında yedek olarak bekledi ve futbol hayatı boyunca bir iz bırakmışlığı yok. Ama kendisi 2002 yılından bu yana Galatasaray'ın içinde ve altyapılardan bu yana takımın kaleci antrenörlüğüne kadar yükseldi.

Galatasaray'da yaşanan kaleci sorunsalını bugünlerde çok konuşuyoruz. Aykut Erçetin beklenen noktada değil ve Ufuk Ceylan için de farklı şeyler söyleniyor. Aykut Erçetin'in Galatasaray'a transfer öyküsüne geri dönersek, zamanında denenmek amacıyla devre arası kampına katılan bir isim olmuştu ve kendisinin transfer edilmesini isteyen isim Eser Özaltındere'ydi. O zamanlar bu kalecinin büyük potansiyel olduğunu söylesek bile, yıllar boyu Mondragon'un arkasında yedek bekledi ve bir türlü gelişim gösteremedi. Bunda elbette Aykut Erçetin'in de büyük hataları var ama suçu biraz da kaleci antrenörüne keselim. Çünkü Nezih Ali Baloğlu ile yıllar boyunca çalışmasına rağmen bir arpa yolu ilerleyemedi. Aynı şekilde Ufuk Ceylan. Ufuk Ceylan'ın da gelişim gösterebildiğine inanmıyorum ve bu gidişle de unutulan bir kaleci olacak. Bu potansiyeli yüksek kaleciyi hazırlayamayan ve Rijkaard'a sunamayan isim malesef Nezih Ali Baloğlu.

Ayrıca kaleci transferleri de işin ayrı bir boyutu. Acaba kaleci transferlerini takımda kim yaptı ve neye dayanarak bu transferler gerçekleşti ya da Nezil Ali Baloğlu'nun bu transferlerde fikri alındı mı? Son dönemde Galatasaray'a damga vuran iki kalecimiz var, Taffarel ve Mondragon. Bu iki kalecinin dönemlerinde de kaleci antrenörlüğünü Eser Özaltındere yapıyordu. Zaten bu transferlerde de onun da görüşleri çok önemli oldu. Bir de Leo Franco gibi hamleleri ve o hamlenin çok başarılı olduğunu düşünen isimleri hatırlayın. Bana sorarsanız sağlık ekibinde yapılan değişiklik misali, kaleci antrenörü konusunda da bir değişime gidilmesi gerekiyor. Israrla söylüyorum, Nezih Ali Baloğlu bu iş için çok yetersiz bir isim ve Eser Özaltındere gibi bir değer şu an boşta. Kendisi en son Milli Takım'ın kaleci antrenörlüğünü yapıyordu. Umarım böyle bir değişim gerçekleşir ve Galatasaray'ın da iyi kalecilerinden konuşmaya başlarız. İnanın Aykut Erçetin tamam suçlu ama bir arpa boyu yol alamamasında da farklı etkenler var. Aynı şekilde Ufuk Ceylan'ın gösteremediği gelişimde...