22 Kasım 2011 Salı

Kısa Bir Milli Takım Değerlendirmesi

Samsun'da olduğum sürede atladığım bir konu oldu bu. Milli Takım'ı değerlendiremedik ve son 2 haftada da birçok gelişme yaşandı. Hırvatistan'a çok rahat bir şekilde elenişimiz ve Hiddink'in de bu tablo neticesinde gönderilişi gibi. Devamında da Abdullah Avcı hamlesi. Beklenen şeylerdi aslında, şaşırtıcı bir durum yok desem yeridir ama tablo üzüntü verici. Hiddink'le oluşan büyük umutlar, Euro 2012 sevdası, kör topal şekilde play-off'ları görmemiz ama beklenen bir şekilde de Euro 2012 umutlarının çöp olması.

Hiddink hakkında konuşulacak fazla bir durum yok aslında. Asıl sorunun temelden geldiğini, bütün ihaleyi de Hiddink'in üzerine yıkmanın yanlış olduğunu ben de biliyorum ama vitrindeki isim o. Çok büyük bir marka Hiddink, olduğu yerde de büyük hayaller kurmanın haliyle bir yanlışı yok. Başarı garantili teknik adam kavramı vardır, başarının hiçbir şekilde garantisi olmamasına rağmen. Bugün baktığımızda da Dünya'nın sayılı teknik adamlarından biri, hatta işi Milli Takım'a indirgediğimizde ilk 3 teknik adamdan biri diyebiliriz. Özellikle de Türkiye ayarına yakın, hatta daha düşük Milli Takım'larda gösterdiği başarılara bakarak.

Olmadı ama, malesef gelinen nokta büyük bir hüsran. Israrla yanlış futbolcu tercihleri, formda olana fazla güvenememek, gençleşme hedefini koymak ama gençleşememek, doğru bir planın ortaya koyulamaması derken her başarısız teknik adamın arkasından söylediklerimizi Hiddink'in de arkasından söylüyoruz ama bu dönemin başarısızlığı bana sorarsanız çok daha büyük. İşin özü şu aslında, ben Hiddink'in bize saygı duymadığını düşünüyordum, düşündüğüm gibi de oldu ve bu noktayı gördük. Hiddink hakkında çok yazdık ettik, uzun uzun konuşmanın manası yok.

Milli Takım için şunları diyoruz. Ekol olalım, gençleşelim, oyun karakterimiz olsun, pozitif bir futbol sergileyelim ama o ruhu da kaybetmeyelim. Hiddink'in başarısızlığının temel nedeni de bu. Milli Takım, başka doğrular kazanmak isterken kendi doğrularını kaybetti. Bu açıdan da bakınca teknik ekibin de ne kadar yetersiz olduğunu görüyoruz aslında. Abdullah Avcı'dan beklediğim temel şey de bu aslında.

Ekol olmak bir yana, bu uzun vadeli bir hedef ve bu hedefe de ancak istikrarla ulaşabiliriz. Bunun için konuşmanın çok erken olduğunu düşünüyorum ama 2014 hedefi öncesinde de gençleşmenin, yeni yüzlerin takıma katılmasının ve formda olanın da hakkının verilmesi çok önemli. İyi futbol, doğru bir sistem, saha içerisinde gösterilecek kalite elbette çok mühim ama Milli Takım'ın da bazı doğruları var ve bu doğruları kaybetmemek gerekiyor. Düştüğü anda yerden kalkmasını bildiği gibi ya da bazı maçlarda o ruh dediğimiz kavramın ortaya çıkması gibi.

Abdullah Avcı, çok sevdiğim bir isimdir ve bu görevi de hak ettiğini düşünüyorum. Yeni yüzler ve doğru bir yapılanmayla başarılı olabiliriz, bunun için önümüzde büyük bir zaman var ve 2012 yılı bu temelleri atmak adına belirleyici olacak...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir