9 Nisan 2012 Pazartesi

Asıl Sağlanan ''Galatasaray Karakteri'' Oldu

Galatasaray adına sezonun parlayan birçok ismi var. Hayal kırıklıklarından öte bir sezon yaşadık diyebilirim. Kötü başlayan ama güzel biten bir sezon, hayallerin de ötesinde aslında. Şu noktanın bu kadar çabuk geleceğini kimse tahmin edemez ama Fatih Terim faktörü bir şekilde hayatta. Çok şanslı olduğumuz birçok nokta var ama o şansı da biraz biz yarattık, bu daha önemli. Aydın Yılmaz dahi kazanılma noktasına getirildi, aslında bu durum bile başlı başına tez konusu. Fatih Terim, ''bana zama verin, sezon sonuna kadar sabredin, Aydın Yılmaz'ı kazanmak için'' dediğinde o güzel şartlarda bile inanmamıştım ama bu olduysa daha da nicesi olur diyorum. Ya da Hakan Balta'nın girdiği toparlanma ve yükseliş süreci, inanılmaz birşey. Saymakla bitmeyecek bir sezon yaşadık ama ben yine de kendi ilk 5'imi yazayım.

Fatih Terim: Herşey onunla başladı, bu yüzden de ilk sırada o olacak. Enkaz durumdaki takımı aldı, yeniden kurdu ve çok kısa bir zamanda yakaladığı havayla da küllerinden Galatasaray'ı doğurdu ve zirve yarışının bir numaralı adayı konumuna getirdi. Proje uzun tabii, bu proje üzerinde sabretmek zorunda Galatasaray, yeniden eski günlerine dönmek istiyorsa. İşin özeti şu, şanslıyız ve bu şansı biz yarattık, Fatih Terim'e sahip olmakla. Yeniden Galatasaray karakterini kazandırdı aslında, olayın özü bu.

Selçuk İnan: 11 gol 12 asist. Onun adına sezonun özeti. Çok değerli bir futbolcuydu her zaman ama bu sezon yaptıkları bir başka, futbolunun üzerine çok şeyler ekledi. Eksik olan tüm yönlerini doldurmasının yanında, iyi olan özelliklerinin de üzerine eklemesi böyle bir istatistiği beraberinde getirdi. Hem gol kimliğini kazandı, hem de asistçi özelliğini daha da yükseltti. Trabzonspor'daki döneminde biraz daha geride oynuyordu aslında ama Galatasaray'da biraz daha hücumcu olarak izledik onu, yine oyunun iki yönünde hakim olan ama işin hücum tarafına daha da eğilen. Şu durum da var tabii, saha içerisindeki Galatasaray'ın lideri o'dur. Aldığı bu sorumlulukta onu daha da yüceltti ve Selçuk İnan'ı izledik.

Johan Elmander: Futbol çok değişti. Eskiden forvet diye transfer ettiğiniz futbolcudan sadece gol atmasını beklerdiniz, 18 golün aşağısında kaldığı sezonların bile başarısız sayıldığı zamanları hatırlarım. Şimdi ise tablo değişti, sisteminiz ne kadar iyiyse o kadar ayaktasınız. O sistem de gol dağılımını tüm takıma dağıtıyor. Elmander'in de bu sistemi yücelten futbolculardan biri olduğunu söyleyelim. Gol atmaktan öte görevleri var. Savunmayı önde başlatması, yanında veya arkasında oynayan futbolcuları yüceltmesi, mücadele gücü ve getirdiği hava. Golcü kimliğinin ön plana çıktığı anlar çok oldu ama onun esas görevi sistemin işleyişi üzerinde. Onun yokluğunda ona ne kadar ihtiyaç duyduğumuzu gördük zaten.

Fernando Muslera: Simoviç, Taffarel ve Mondragon gibi istikrar yakalamış kalecilere sahip olduk ama onların olmadığı zamanlardaki yaşanan kaleci sorunu çok büyük, derin ve acı oldu. Yabancı kaleci getirmek büyük kumar, bunu çok yaşadık. Aynı şekilde yerli kaleciyi kaleye koyduğumuzda da sıkıntı yaşandı. İşin köküne inmek lazımdı bu yüzden, kaleci antrenörünü değiştirmekle işe başlamak yeni bir devrimdi bu açıdan. İkinci devrim Taffarel, üçüncüsü ise Muslera oldu. Sezon başında ben de eleştirdim, bu kadar maliyetli bir kalecinin tutmaması durumunda oluşacak sıkıntıları. Bir de güzel medyamız sürekli Muslera'nın eksikleri üzerinden yola çıkınca oluşan algı çok düşündürdü bizi, sezona da kötü girdi aslında ama toparlandığında da bu ülke topraklarının en iyi kalecisi olduğunu göstermesi uzun sürmedi. Büyük bir kazanım Muslera, şu an yaşadıklarımız hiçbirşey ve gelecekte olacakların fragmanı, bu kadar söylüyorum ve iddialıyım.

Tomas Ujfalusi & Semih Kaya Ortaklığı: Bu da büyük bir kazanım oldu. Hem Ujfalusi gibi bir tecrübe, hem de Semih Kaya gibi bir gelecek. Sezon başında Forlan ve Reyes'li paketin en zayıf halkası gibi görünüyordu Ujfalusi ama aslında ne kadar kaliteli bir isim olduğunu göstermesi de uzun sürmedi. Eğiten bir futbolcu aynı zamanda, Fatih Terim'in Semih Kaya'ya şans vermesi sonrasında Semih Kaya'nın gelişimi üzerinde de direk etki ettiğini söyleyebiliyorum. Sağlanan bu uyum harika ve Galatasaray'ın da ligin en az gol yiyen takımı olmasında en büyük etkenlerden biri.

1 yorum:

  1. Aynı kazanımın Sabri ve Yekta için de gerceklesmesini bekliyoruz.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir