Kaptan, Kaptanlığını Yaptı

Şu kötü sezonda parlayan isimler de oldu. Kötü gidişat içerisinde bazı mücadele koyan isimler aslında daha da parlar, takdir edilirler. İyi günde zaten herkes iyi, iyiler içerisinde iyi olmak adına çabanız olur ama kötü gidişat içerisinde mücadele eden, tekmeye kafa uzatan adamlar can'dır demek mümkün. Daha çok hayal kırıklıklarından bahsediyoruz ama parlayan isimleri de görmek güzeldi ve Samsunspor belki düştü ama o isimler Süper Lig'de kalmayı haketti. Bakalım nasıl bir yapılanma içerisine girilecek. Daha önce de dediğim gibi, kadro istikrarını ne kadar koruyabilirseniz bir alt ligdeki şansınız o kadar yükseliyor ama bunu da başarmak zor. En iyisi hayal kırıklıklarının ardından o umudu taşıyan isimleri yazmak.

Murat Yıldırım: 2008'den bu yana Samsunspor formasını giyiyor kendisi. Sürekli kadrosunda değişiklikler yapan, transfere dayalı bir takım için güzel bir forma istikrarıdır bu. Ajax altyapısından yetişmiş bir futbolcu olduğunu da belirtelim ama buralara müthiş bir şekilde uyum sağladı, gerçek bir Samsun'lu oldu. Geçen sezon gösterdiği mücadelenin üzerine kesinlikle biraz daha birşeyler koydu diyebilirim. Ahmet Şahin'in gidişinin ardından takım kaptanlığını da aldı ve tam bir liderdi ama askerlerin çoğunluğu ona uyum gösteremedi. Samsunspor'un umutlandığı anlardaki mücadelesine bakın, her topa atlayan, tekmeye kafa uzatan bir futbolcu. Bana göre sezonun bir numaralı ismi oldu. Samsunspor'la kurduğu bağ çok derin ama kariyeri açısından nasıl bir karar vereceğini de merakla bekliyorum.

Ertuğrul Taşkıran: Fenerbahçe gerçekten bu işi iyi beceriyor. Yerli kaleci yetiştirme ve bulma anlamında çok iyi durumdalar. Öyle ki Volkan Demirel ve Mert Günok'lu bir ortamda Ertuğrul Taşkıran gibi potansiyeller şans bulamıyor ve gittikleri takımlarda harikalar yaratabiliyor. Sezon başında yedek anlamda atılan bu adımın sezon içerisinde ne kadar devleştiğini gördük. Harika bir çizgi yakaladı, potansiyelini fazlasıyla gösterdi ve güzel bir geleceği olduğunu da kanıtladı. Takımın en kötü ve en iyi anlarında da Ertuğrul Taşkıran imzasını görmek mümkün. Müthiş bir mücadele verdi, hiçbir maça bakmadıysanız bile Sivasspor maçı içerisindeki o yüz ifadesini görmek yeter aslında, büyük bir yürek kendisi.

Theofanis Gekas: Onu buraya getirmekte büyük bir olaydı aslında. Her açıdan konuşulması gereken bir transfer, kafalardaki bazı tabuları yıkmak adına da. O da elinden geleni fazlasıyla yaptı, takımın gol yükünü oynadığı dönemde tek başına üstlendi, o yüreği ve mücadeleyi ortaya koydu ama onun sakatlığı ve 2-3 hafta kala sezonu kapatması Samsunspor adına kırılma anlarından biri oldu diyebilirim.

Mesut Bakkal: Onu daha üst bir sıraya yazmak lazımdı aslında. Sonuçta umudu yaratan o oldu ve şu imkansızlıklar içerisinde de elinden gelenin en iyisini yaptı. Takım zor durumdaydı, kendi takımı da değil, Kelhar haricinde transferleri de o yaptıramadı falan ama mücadeleyi yarattı, o potansiyeli tekrar doğurdu ve ateşi yaktı. Samsunspor'un da yakaladığı ivmeyi devamında gördük, keşke daha önce gelebilseydi, işte o zaman Samsunspor ligde kalabilirdi diyebiliyoruz.

Adem Alkaşi: Bir önceki sezonun harika çocuklarından biri de o olmuştu. Haliyle de bir önceki sezondan kalabilen birkaç futbolcudan biri olmayı başardı, Lazar'ın da hayal kırıklığı derken formayı kapması geç olmadı. Şöyle diyeyim, öyle müthiş bir futbolcu değil, yetenek anlamında konuşuyorum ama müthiş bir yürek. Şu kötü sezonda da onun ismini çok andık, iyi işler yaptı, mücadele anlamında takımın toparlanmasında onun da payı büyüktü. Süper Lig'de de kalmayı bana göre haketti, onun da kararını merakla bekliyorum.