
Galatasaray'ın 11'i, sistemi, formasyonu belli. Kimseye özel önlem de alması gerekmiyor, yapması gereken kendi futbolunu oynaması. Bu üç kombinasyonla da bu sezon için her takımdan daha iyi bir konumda olduğumuzu düşünüyorum. Ama bu futbolu istikrarlı bir şekilde yansıtmak mesele ki, Galatasaray'ın bunu da yaptığını düşünüyorum. Galatasaray'ın orta sahasının rahat nefes aldığı bir günde kazanma ihtimali çok yüksek ve play-off arenasında her takımın da maçı kazanmak için oynaması gerektiği için rakiplerin de müthiş önlemler almadığını görüyoruz. Bu da özellikle Selçuk İnan'a çok rahat imkanlar kılıyor ve o istediğini yapabildiğinde Galatasaray'ı da mükemmel şekilde yönlendiriyor.
Çok özel bir futbolcu gerçekten. Geçen sezonda gösterdiği performans bile bizlerin hayallerini süslüyordu, keşke bizim takımımızda olsaydı hayal denizindeydik. Oldu da, hatırlıyorum. Sanki bir kupa almış gibisinden bir sevincim vardı, onun imza attığını öğrendiğimde. Şöyle bir şey var ama, Selçuk İnan'ın geçen sezonun üstüne koyduğu ortada, hem de x3 gibisinden. Hem skorer bir kimlik kazanması, hem takımın mutlak lideri olması, aldığı sorumluluğun onu daha da güçlü kılması ve bu pozitif etkinin onun değerini katlaması. Her maç farkını ortaya koyuyor ve bu maçta da farkı izledik. Frikik kullanırken, sanki penaltı misali bir rahat duygu içerisindeyiz. Her duran top çok büyük bir silah oldu ya da top onun ayağındayken o düzeni görmek çok büyük bir keyif.
Trabzonspor için şunu söyleyebilirim. TT Arena'da oynanan ve 1-1 biten maça bakalım. O maçta Trabzonspor'un silahı hızdı. Orta alanda kaptıkları hızlı toplarla çok etkili oldular. Burak Yılmaz bu tarz bir futbol için büyük bir koz, onun yokluğu elbette çok etkiledi onları. Ama Trabzonspor, Beşiktaş maçındaki düzeni bozmak istemedi gibi, Galatasaray'a karşı nasıl etkili olacaklarını unuttular. Serkan Balcı'yı sağ açık gibi oynatıp, Adrian'ı 11'de kullanarak, temposu daha düşük, biraz daha savunmacı ama fazlasıyla kontrollü, pas yapmak isteyen bir yapıda oynadılar. Bu da Galatasaray'ın ekmeğine yağ sürer. Alanzinho ve Volkan Şen gibi isimlerin daha etkili olacağını düşünüyordum, oyuna girdiklerinde oldular da. Gerçi iş işten geçmişti o dakikalarda. Colman'ın da ayrıca her Galatasaray maçındaki ekstra performansları bir gelenek halini aldı ve bugün de iki gol attı. Bazı futbolcular bazı maçları seviyor.
Maç 3-1'e geldiğinde bir şeyler olabilirdi aslında ama hemen ardından maçın 4-1'e gelmesi de önemli. Oyun, Galatasaray'ın kontrolündeydi ama yine de anlık hatalar olabiliyor. Ayrıca Fatih Terim'in hafta içerisinde oynanacak maçı düşünerek bazı değişiklikleri erken yaptığını gördük ve bu da ikinci yarıdaki diğer bir sıkıntı oldu. Bunun dışında beklenenden daha kolay geçen bir maç, güzel galibiyet ve önümüzdeki iki maçı da içeride oynayacağımız düşünülünce avantaj büyük.
Eboue sezonun en iyi futbolunu oynadı. Özellikle hücum konusunda yaptığı bindirmelerle oyunun kitlenmesini engelledi ve GALATASARAY'ın hücum gücünü artırdı. Aslında en çok Necati'nin kısırlığına yardım etti. Eboue bu mükemmellikte futbol oynamasaydı Necati fener maçında olduğu gibi kötü bir oyun sergileyecekti. Yani çok gol kaçıracaktı.
YanıtlaSilTabiki de bu maçın diğer yıldızı Selçuk İnandır. Bir insan kendisini bu kadar geliştirebilir mi? Serbest vuruşun başına geçtiğinde "acaba bunu da gol yapar mı?" umudu kadar güzel bir şey yok. Aslında var o serbest vuruşun gol olması.
Son kısımı formsuz Elmander'e. saha çok koştu çok savaştı ama gol yok. İnşallah en kısa sürede eski büyük Elmander'i görürüz. Ben patlamayı fener maçında bekliyorum....