Emrah Başsan'ın Galatasaray'a transferini eleştirmiştim. Anlamı yoktu, Galatasaray'da bir geleceği olmadığını düşünüyordum ki öyle de oldu. Galatasaray'da herhangi bir resmi maçta forma giyemeden Rizespor'a kiralandı, devamında Hollanda'ya gitti ve geri döndü. Bu sezon da takımda tutulmasına rağmen çok fazla şans bulamadı, Fatih Terim göreve geldiğinde ise ilk gözden çıkardığı isim oldu. Niye diyemezsiniz, Galatasaray'da bir yeterliliğinin olduğunu düşünmüyorum. Sağ kanat ya da forvet arkası, rotasyonda büyük işler mi yapacaktı? İyi bir şey var yalnız, Emrah Başsan'ın yaşı ve aldığı ücret. Bonservisi yoktu, 24 yaşındaydı ve daha önemlisi aldığı yıllık ücret makul bir rakamdı. Böyle olunca da zarar etmiyorsunuz işte, oynatmadığınız bir ismi rahatlıkla yollayabiliyorsunuz. Tabii biraz da futbolcunun içinde oynama isteği olacak, Emrah Başsan'ı bu anlamda seviyorum. Israr ediyor, forma giymek için elinden geleni yapıyor. "Tarık Çamdal kadar para verseniz görürdüm onu" diyenler var da Umut Gündoğan ne yapıyor yıllardır. Emrah Başsan Portekiz'e gitti, Vitoria Setubal'a imza attı. Ülkede de kalmadı, yurt dışını zorlaması onun için ayrı bir artı. Kariyeri için hayırlı olmasını dilerim, Galatasraay'da olmayacağı belli bir isimdi ama zararsız şekilde yolların ayrılması da önemli. Yanlış bir hamleydi ama kötü değildi, buradan bu anlaşılıyor..
31 Ocak 2018 Çarşamba
Mbia ismi boşuna çıkmıyormuş, onu anlıyoruz
Bir anda geçen sezona döndük, Selçuk İnan / Tolga Ciğerci yazıyoruz tekrardan. Fernando zaten önemliydi, Badou Ndiaye sonrası ise iyice olmazsa olmaz noktasındaydı. Galatasaray'ın kaderini Fernando'nun durumu belirleyecek diyordum, Tolga Ciğerci veya Belhanda'nın Fernando'ya bağlı olarak performans göstermesini bekliyorum. Şu an ise Badou Ndiaye'nin gidişini yeni sindirmişken bir de Fernando'nun yokluğunu konuşuyoruz.
Tedavisinin 2. aşamasına geçildi ve buna Portekiz'de devam edeceği söyleniyor. En iyi ihtimalle 2-3 hafta daha koyuyoruz da 1 ayı bulacak bir süreç. Avantajımız fikstür noktasında, sonrası için ise Fernando'nun varlığı şampiyonlukla doğru orantılı. Mbia ismi boşuna çıkmıyormuş, onu anlıyoruz. Gün itibariyle de transferi öyle önemli ki, eğer ihtimal ise şu dakika açıklanmalı. O yokluğu ancak bu şekilde dindirebiliriz.
Bu takımın en büyük sorunu sol bek diye düşünüyorduk, orta saha konusu çok daha öne çıktı. Saçma sapan bir süreç içine girdik, ödenmeyen paralar ve kongre süreci derken kaybedilen zaman büyük. Badou Ndiaye'nin kaybı, Fernando'nun sakatlık durumunun uzaması derken son gün itibariyle bambaşka sorunlar doğdu. Keşke önümüzde 1 hafta daha zaman olsaydı, maalesef 8-9 saatlik bir zaman diliminde hamle kovalayacağız.
Hamza Hamzaoğlu'yla gelen şampiyonlukta Melo'nun sakatlandığı bir dönem vardı ve 1-2 ay yoktu. O dönem de şampiyonluk gitti derken Hamit Altıntop ortaya çıkmıştı. Badou Ndiaye'nin yokluğunu bu şekilde telafi edebiliriz diye düşünmeye başlamıştım, Tolga Ciğerci / Belhanda gibi isimleri düşünerek. Fernando için ise böyle bir hayal kurmuyorum bile, normalde de alternatifi yoktu zaten. Bu durumda ise hiç yok, en güçlü tarafımız orta sahamız derken omurga çökmüş oluyor.
Yaz dönemine inmek lazım, iyi bir kadro kurduk ama alternatif üretemedik, altını dolduramadık. Çoğu futbolcunun bir tane alternatifi yok, yokluklarında ne yaparız diye düşünüyoruz. Bu da doğru bir kadro mühendisliği olmuyor işte. İyi ki Avrupa Ligi oynamamışız, ben böyle bakıyorum duruma. Şu kadro içinde o tempoyu kaldırmak imkansız olurmuş, bugün daha farklı yoklukları konuşuyor olurduk..
Badou Ndiaye Stoke City'de
Badou Ndiaye'nin ismi yaz döneminde de Premier Lig takımlarıyla anılıyordu. Hatta West Ham'a gitti gözüyle bakıyordu herkes, Galatasaray'a transferi bu açıdan sürprizdi. O dönemde de çalışma izni konusu çok konuşuldu, Badou Ndiaye'nin şartları karşılamadığı söylendi. Yine aynı konu var mesela, Stoke City'nin ilk başvurusu kabul edilmedi, ikincisinde kabul edilecek.
Badou Ndiaye hakkında günlerdir yazıyorum. Bu transfere karşıydım, yönetimin böyle bir düşüncesi olduğuna inanmıştım. Mali sorun büyük, sıcak para gerekiyor, bir yandan transferi konuşuyoruz derken en çıkar yol futbolcu satışı oluyor. Badou Ndiaye'yle alakalı da 1 aydır aynı gündem var, Premier Lig'den bazı takımlar bu adamı istiyordu. O dönem ihtimal vermiyordum, şampiyonluk yarışı içinde bırakılamaz diye. Gün itibariyle ise olan oldu, önümüze bakmak durumundayız.
Yaz döneminde satılmasına kesin gözüyle bakıyordum. Ligin 2. yarısında yükselmesi olasıydı, bir de Dünya Kupası ayağı var. Bugün 15 - 17 milyon avro arasında rakamlar konuşuyoruz, yazın 20 milyon avro'nun üzeri hayalcilik değildi. Boşluğu da cabası, orayı dolduramadık, çünkü çok kör bir zamanda gitti. Kongre süreci derken çok zaman kaybedildi, eminim ki kimse önünü göremedi. Altyapısını kurmak ve elimizi güçlü kılmak gerekiyordu, şimdi ise içeriden bu durumu nasıl telafi edebiliriz diye düşüneceğiz. Bu konuyu da ayrı olarak yazacağım.
Daha iyisi mümkündü, onu yazmak lazım. Keşke gitmese ve şartlar böyle gerektirmeseydi. Fatih Hoca'ya yaptığı bir yanlış var, Osmanlıspor maçı öncesi oynar mısın dediğinde "oynamam" dedi. Gitmek isteyebilirsin, mutlaka haklı sebeplerin vardır ama takım arkadaşlarına ve hocana, daha da önemlisi sana inanan taraftarına ayıp etmiş oldun. Böyle bir para kazandıran futbolcu normal şartlarda baş üstünde taşınır, Badou Ndiaye ise iyi hatırlanmayacaktır.
Bu rakam Galatasaray rekoru oysa, bonservis listesini de tekrar güncellemek gerekecek. Bruma'dan da daha fazla kazanmak mümkündü, kazanamadık. Aynı şey Telles için de geçerli, son halka da Badou Ndiaye. Futbolcu size "gitmek istiyorum" diye geldiğinde eliniz kolunuz bağlanıyor, hamle şansınız kalmıyor. Elimiz de güçlü değil, bizi bağlayan unsurlar var. Hayırlısı olsun diyelim, bundan sonrasını konuşmak en doğrusu..
Bu konu hakkında yazdığım yazıları tekrar paylaşayım, son halkası da mevcut içinden ya da transfer yapılırsa eğer nasıl kurgulanacağımız olacak..
https://www.sportifcumleler.com/2018/01/badou-ndiaye.html
https://www.sportifcumleler.com/2018/01/hedef-sampiyonluksa-gun-itibariyle.html
https://www.sportifcumleler.com/2018/01/soru-su-simdi-ne-olacak.html
Badou Ndiaye hakkında günlerdir yazıyorum. Bu transfere karşıydım, yönetimin böyle bir düşüncesi olduğuna inanmıştım. Mali sorun büyük, sıcak para gerekiyor, bir yandan transferi konuşuyoruz derken en çıkar yol futbolcu satışı oluyor. Badou Ndiaye'yle alakalı da 1 aydır aynı gündem var, Premier Lig'den bazı takımlar bu adamı istiyordu. O dönem ihtimal vermiyordum, şampiyonluk yarışı içinde bırakılamaz diye. Gün itibariyle ise olan oldu, önümüze bakmak durumundayız.
Yaz döneminde satılmasına kesin gözüyle bakıyordum. Ligin 2. yarısında yükselmesi olasıydı, bir de Dünya Kupası ayağı var. Bugün 15 - 17 milyon avro arasında rakamlar konuşuyoruz, yazın 20 milyon avro'nun üzeri hayalcilik değildi. Boşluğu da cabası, orayı dolduramadık, çünkü çok kör bir zamanda gitti. Kongre süreci derken çok zaman kaybedildi, eminim ki kimse önünü göremedi. Altyapısını kurmak ve elimizi güçlü kılmak gerekiyordu, şimdi ise içeriden bu durumu nasıl telafi edebiliriz diye düşüneceğiz. Bu konuyu da ayrı olarak yazacağım.
Daha iyisi mümkündü, onu yazmak lazım. Keşke gitmese ve şartlar böyle gerektirmeseydi. Fatih Hoca'ya yaptığı bir yanlış var, Osmanlıspor maçı öncesi oynar mısın dediğinde "oynamam" dedi. Gitmek isteyebilirsin, mutlaka haklı sebeplerin vardır ama takım arkadaşlarına ve hocana, daha da önemlisi sana inanan taraftarına ayıp etmiş oldun. Böyle bir para kazandıran futbolcu normal şartlarda baş üstünde taşınır, Badou Ndiaye ise iyi hatırlanmayacaktır.
Bu rakam Galatasaray rekoru oysa, bonservis listesini de tekrar güncellemek gerekecek. Bruma'dan da daha fazla kazanmak mümkündü, kazanamadık. Aynı şey Telles için de geçerli, son halka da Badou Ndiaye. Futbolcu size "gitmek istiyorum" diye geldiğinde eliniz kolunuz bağlanıyor, hamle şansınız kalmıyor. Elimiz de güçlü değil, bizi bağlayan unsurlar var. Hayırlısı olsun diyelim, bundan sonrasını konuşmak en doğrusu..
Bu konu hakkında yazdığım yazıları tekrar paylaşayım, son halkası da mevcut içinden ya da transfer yapılırsa eğer nasıl kurgulanacağımız olacak..
https://www.sportifcumleler.com/2018/01/badou-ndiaye.html
https://www.sportifcumleler.com/2018/01/hedef-sampiyonluksa-gun-itibariyle.html
https://www.sportifcumleler.com/2018/01/soru-su-simdi-ne-olacak.html
Stefano Okaka & Galatasaray, buram buram 4-4-2
Bu gece uzun olacak demiştim, belli ki iş sadece sol bekle sınırlı kalmayacak. Forvet transferi en az sol bek konusu kadar önemliydi, bunun da altını ısrarla çizdim. Eren Derdiyok'un yükselen bir formu var, bu doğru da o pozisyonda farklı bir dokunuş lazım. Gomis de Eren Derdiyok da temelinde pivot, oraya biraz daha hız katmak gerekiyor.
Okaka da temelinde pivot diyebilirsiniz ama farklı özellikleri var işte. Hızlı bir oyuncu, kalıplı bir oyuncu ama oldukça hareketli. Beraberinde mücadele özelliği, ön alanda bu etkiyi de gösterir. Pek bir golcülük beklemiyorum, bitirme noktasında iyi değil. Teknik özelliği olan bir isim de diyemem ama savunmacıları sırtında taşır, bu noktada Gomis'i tamamlayacak ideal isim.
Gomis / Eren Derdiyok bir arada olmuyor, Eren Derdiyok maalesef o kadar mücadele gücü olan bir isim değil. Son haftalarda performansının yükseldiği doğru, etki etmeye başladı ama Gomis'le benzer özellikleri var. Gomis'in farkı da daha hareketli olması, gücü ve bitiriciliği. Gomis'in yanında oynayacak isim ya kanat özellikli bir forvet olacaktı, ya da ön alanda mücadelesiyle fark yaratacaktı.
Gomis'in de servis özelliği var, bunun etkisini de en çok Garry Rodrigues hissediyor mesela. Fatih Hoca dönemi sonrası daha pivot gibi oynamaya başladı ve bu etkiyi gösteriyor. Okaka'nın da servis özelliği var, yine hava hakimiyeti olan, sırtı dönük oynamayı seven bir futbolcu. Gomis bu noktada biraz daha gole yaklaşır, hatta saha içinde gücünü koruyabilir. Gomis / Okaka ikilisinin etkisi bence yüksek olacak.
Yine yazıyorum, gole o kadar yatkın bir futbolcu değil. Bu sezonu da çok parlak geçmemekte, yine de piyasa değeri olan bir futbolcu, ancak kiralayabiliriz. Ülkenin de sevdiği forvet tiplerine bakmak lazım, daha çok Galatasaray'ın bütünleştiği forvetlere. Okaka o tarza yatkın, bu ligin adamı olduğunu düşünüyorum ve 4-4-2 bu anlamda olmazsa olmaz.
Badou Ndiaye bu noktada handikap olsa da gerek bu gece, gerek yarın çok uzun. Orta saha konusunda da bir hamle olabilir, benim için sürpriz olmaz. Fernando'nun da dönüşüyle, böyle bir forvetin ardından 4-4-2'nin ayak sesleri daha gür duyulur olur. Peki Belhanda diyebilirsiniz, onu da transfer dönemi sonunda konuşalım..
30 Ocak 2018 Salı
Yuto Nagatomo Galatasaray'da
İşin taktik / teknik konusuna değindim aslında, tekrar etmeyeyim. Özet geçmek gerekirse, bu transferi şartları değerlendirerek yorumlamak gerekiyor. Maddi sorunlar var, bunun yanında sol bek açığın da var ve transferin son gününe giriyoruz. Daha iyi kim olabilirdi diye sormak gerekiyor. Elbette daha iyi alternatifler düşünüldü, uğraşıldı ama şu Ocak ayı tam bir kaos bütünü.
Kariyeri yukarı doğru ivmelenmedi tabii, eski günlerine oranla düşüşte. Yıllardır Inter forması giyiyor, İtalya Ligi tecrübesi çok büyük. Inter de yıllar içinde ondan vazgeçmedi, o arada birçok teknik direktör değiştirdiler, istikrarlı bir takım olmadılar. Fırsat hamlesi gibi düşüneceğiz, Nagatomo'nun Dünya Kupası noktasında böyle bir karar aldığına inanıyorum.
6 aylık kiralandı, bu unutulmasın. Juventus da Asamoah'la sözleşme yenilemeyecek, belli ki yeni sezon için Asamoah'ın işi şimdiden bitirilmek istenecek. Bu süreci de Nagatomo'yla geçeceğiz ki bu yanlış bir karar değil. Latovlevici de böyle değil miydi demeyin, arada isim ve kalite farkı var. Türkiye Ligi'nden bahsediyoruz, bu ligin standartlarında yorum yapmamız lazım.
Nagatomo'nun tempolu ve oyun disiplini olan bir futbolcu olduğunu söylemiştim. Hücum noktasında beklentiyi biraz kısmak lazım, savunma noktasında katkısı daha büyük olur. Latovlevici'yle oynanan oyunda bir sıkıntı var, ister istemez sola bakıyoruz ve Mariano'nun kanadı unutuluyor. Bu hamleyle Mariano'yu hücum içinde daha aktif kullanacağımızı, Nagatomo'yu ise savunma emniyeti konusunda düşüneceğiz.
Değersiz bir futbolcu değil, anlatmak istediğim bu. Gol / asist rakamına takılmış mesela, bunu da anlamıyorum. Clichy'nin de bu istatistikleri pek parlak değil ya da Asamoah. Nagatomo da uzun zamandır gol / asist noktasında yok ama kendisinden neden vazgeçilemiyor ve değerlendiriliyor düşünmek lazım. Bahsettiğim futbolcular elbette daha iyi durumda da günün şartları bunu emrediyor.
Hayırlısı olsun diyorum, günün şartlarına oranla kötü bir hamle yapmadık. Hedefi olan bir isim, Dünya Kupası'nı düşünerek hareket ediyor. Mecburen de solda Latovlevici veya Linnes'den iyidir diyeceğiz, malzeme bu sonuçta. Detay almak isteyen arkadaşları ise bir önceki yazıya alalım;
Yuto Nagatomo & Galatasaray, sol bekte Latovlevici'nin oynadığını hatırlayın
"Sağ ayaklı" algısı var, oysa her iki ayağını da kullanabilen bir bek. Fatih Hoca sol bekte "sağ ayaklı" futbolcu istemiyor diyoruz ya, Nagatomo'nun o klasmana girdiğini söyleyemem. Tecrübeli ve disiplinli bir bektir, elbette daha iyisini herkes ister. Nagatomo'ya burun kıvırmadan önce sol bekte Latovlevici'nin oynadığını hatırlayın ve biraz da maddi sıkıntıları düşünün. 1.5 gün kaldı, bu noktadan sonra olursa fırsat transferleri olacak.
Nagatomo da tam olarak böyle, kimsenin beklemediği bir isimdi. En azından haberinin çıktığını pek görmedim, 1 saat içinde konuşuldu ve işin bittiği söylendi. Bu noktadan sonra scout hamlesi de zor, mecburuz yani. Şartlar dahilinde düşünüyorum ve kısa vadeli bakmak durumundayız. Hedef şampiyonluk, bize de formayı giydiği gibi katkı sağlayacak futbolcular gerekmekte. Sezon başından bu yana sol bek sorununu çözemedik, Nagatomo'yla en azından günü kurtarırız.
Her iki bekte ve kanatlarda da oynayabilir. 3'lü savunmalara döndüğünüzde o formasyonun da kanadında oynar, gayet tempolu ve disiplinli bir bektir. Bu sezon 11 maça çıkmış ve gol / asisti yok. Uzun yıllardır Inter formasını giyiyor ve ilk dönemleri daha iyi olsa da sonrasında rotasyon futbolcusu olmanın ötesine geçemedi. Yine de Inter onu tuttu, bir türlü bırakmadı. Her iki beki de alternatif altına alabilmesi büyük avantajı, bu yüzden olduğunu düşünüyorum.
Asamoah bize çok zaman kaybettirdi, Ocak ayında dahi ilk hedefi o yaptık ama gerçekleşmeyeceği o kadar belliydi ki. Asamoah'ın gelmeyeceğini bilsem yaz döneminde Tagliafico'yu alalım derdim, biz Asamoah'ı garanti gördük. Juventus kendisiyle sözleşme uzatmayacak deniyor, yaz dönemi için hala ihtimal ama günü düşünmek gerekiyor. Nagatomo'nun kiralanması bu noktada önemli ve Latovlevici hamlesine benzemez. O da günü kurtarmak içindi ama beklentinin altında kaldı, bunda da yaz dönemi kampını kaçırması etkendi. Sonra da o bağ koptu zaten, tutunamadı.
Nagatomo'nun tecrübesine güveneceğiz, kariyerli bir futbolcu. Sol bekinde Latovlevici oynuyor, Nagatomo mutlaka bu ülke standartlarının üzerinde katkı verecektir. Tempo ve disiplinin altını çiziyorum, tam bir takım oyuncusudur. Pas, teknik özellikleri o kadar öne çıkmasa da her iki ayağını kullanır, temposuyla da çoğu sıkıntının altından kalkar. Latovlevici veya Linnes gibi isimleri sol bekte düşünmektense Nagatomo iyidir demek istiyorum..
Jahovic'in Konyaspor'a gidişi bana Donk'un Galatasaray'a transferini hatırlattı
Donk'un Galatasaray'a transfer olduğu dönemi hatırladım. O sezonun ligin ilk yarısındaki en iyi ismi Donk'tu ve Galatasaray'a transferi çok dillenmiş, bir anda olmazsa olmaz olarak görülmüştü. Sıkıntı şu, sezon sonunda sözleşmesi bitiyor olmasına rağmen 2.5 milyon avro'luk bonservis verdik. Hem o an için gerçek ihtiyaç değildi (en azından aranan profil), hem de geri dönüşü olmayacak bir işe imza attık. Dursun Özbek yönetiminin en skandal hareketlerinden biriydi, altını kazısak kim bilir neler çıkacak.
Jahovic'in Konyaspor'a gidişi de beni bu anlamda şaşırttı. Jahovic de bu sezonun ilk yarısına damga vuran isimlerden biriydi, Göztepe'nin bulunduğu konumun mimarlarından. Onlar adına özel de bir isim olduğuna inanıyorum, alt ligden gelen bir isimdi ve kendisinden vazgeçilmedi. O da buna iyi yanıt verdi, 1.Lig forveti olmadığını kanıtladı. 1.Lig'de büyük işler yapmış birçok ismin Süper Lig'de kaybolduğunu izledik, Jahovic ise büyümeye devam etti.
Jahovic 30 yaşında ve sezon sonunda sözleşmesi biten bir futbolcuydu. Göztepe onu takımda tutmak istemedi ama ortaya bir duruş koydu, şartları zorlamadı. Yıllık 1 milyon avro istiyordu diye biliyorum, Göztepe ise 650 bin avro'nun üzerine çıkmadı. Hatta bu süreçte Demba Ba'yı aldılar ve olası Jahovic ayrılığına karşı önlemi aldılar. Yine Galatasaray'a gelelim, Badou Ndiaye'nin ayrılığı konuşulmasına rağmen biz o altyapıyı yapmadık. Bugün de yana yakıla orta saha arıyoruz.
Konyaspor'un Jahovic'i almasına değil de 1.5 milyon avro bonservisle almasına şaşırıyorum. Sezon sonunda sözleşmesi bitiyor, buna rağmen 1.5 milyon avro verdiler. Küçümsemiyorum, asla yanlış anlamasınlar ama böyle bir lüksleri olmaması gerekiyor. Jahovic olmasa Eto'o geliyordu, ona da 2.5 yıllık sözleşme bağlamak üzerelerdi.
İddialı bir transfer oldu, başarılı olacağına da inanıyorum. Yine de lüks, bu tarz hamlelerin geri dönüşü çok acı da olabilir. Göztepe için ise Ghilas'ın yetersizliği tartışılıyordu, üzerine Jahovic gitti. Demba Ba ne durumda bilinmiyor bile, riskli hamle. Jahovic Galatasaray'a olmaz mı diye sorular da geldi, olmazdı. Elinde Eren Derdiyok var zaten, yeni bir pivotu ne yapacaksın..
Marvin Bakalorz & Galatasaray, transfer yapmış olmak için transfer yapmak
Alman basınının iddiası, sıcağı sıcağına yazalım. Galatasaray'ın transferi için girişimlere başladığı söyleniyor. Aslında uzun uzun yazmaya gerek yok, bunun adı "transfer yapmış olmak için transfer yapmak". Kimseyi almazsın, bu anlaşılır. Badou Ndiaye'nin gidişi üzerine mevcut kadrodan birçok alternatif ürettik, bunu kimse ayıplamaz.
Fellaini ya da Mbia gibi isimler için "aranan tarz değil" diyebiliyoruz. Öyleler çünkü, Badou Ndiaye sonrası aranan profiller değiller. Bunu diyebilirken Marvin Bakalorz'u gündeme almanın herhangi bir mantığı yok. Badou Ndiaye yerine illa biri gelecekse bu en azından oyunun iki yönünü oynayabilen biri olmalı. Böyle birini şu gün itibariyle bulmanın zor olduğunu biliyorum, ortada herhangi bir fırsat yok.
Ya da tarz değiştireceksiniz ve orta saha çok daha farklı kurgulanacak. Böyle bir mantık oluşacaksa Fellaini yıldız transferi olur mesela, büyük fark gösterir. Fernando / Fellaini ile büyük bir defansif direnç kurarsın, Belhanda da topu hücuma taşıyan ismin olur, Badou'nun boşluğunu böylelikle dindirebilirsin. Mbia da bunu yapar, demek istediğim kurgu değişikliği.
Marvin Bakalorz'u eminim ki tanımayan çok, bir anda sorular gelmeye başladı. Tarz olarak benzetmek gerekirse (kalite demiyorum, elbette daha kalitelidir) Hürriyet Güçer gibi bir isimdir. Savaşçı orta sahadır, defansif aksiyonu güçlüdür ve sadece bozmaya oynar. Fernando'nun alternatifi olur desem elde Donk var, o oynasın, niye transfer yapılıyor ki.
Kariyerinde de kayda değer bir şey yok, ya da Hannover 96'dan alınacak başka isimler var diyeyim. 28 yaşında, genç de değil, ne gibi bir farklılık getirecek ki. Fernando'nun alternatifi olur diyeyim, o da Fernando'yu yine aratır. Oyun aklı, pas aksiyonu, hız, teknik gibi birçok konuda eksiği var, işin sadece savunma noktasında. Poko'yu alsaydık keşke, bu isimleri gördükçe yazmaya devam edeceğim.
Umarım yanlış bir haberdir ve bu transfer gerçekleşmez, hiç gündemimize gelmemiştir. İstikrarlı bir futbolcu tamam da bu dönem gelecek ismin de kalite getirmesi gerekir. Biz ise alternatif oluşturma peşindeyiz, üstelik ihtiyaç duyulmayan tarzda bir futbolcuyla. İlla transfer yapmaya gerek yok, eğer böyle futbolcular gündeme gelecekse..
29 Ocak 2018 Pazartesi
Belhanda konusunda "satılsın" yorumları ağırlıkta, bu yanlış bir düşünce
Pek tarzım olmasa da bugün bir değişiklik yapalım. Belhanda'yla alakalı 2 yazı üst üste yazılmış olacak, nedeni ise beklemek istememem. Belhanda konusunda ısrarla x taliplerin adı çıkıyor, yorumlara bakınca da "satılsın" yorumunun ağırlıklı olduğunu görüyorum. Bu yanlış bir düşünce, yazmak istemem bundan.
Twitter'da bizim İsmail Güven çok güzel şekilde yorumladı, ben de onun üzerine yazayım. Badou Ndiaye için gitti gözüyle bakıyoruz, olan oldu. Transferin bitmesine de bugün dahil olmak üzere 3 gün var. Daha sol bek / forvet alamadık, 1 ay geçti. Şimdi bir de Badou Ndiaye'nin yokluğu var, onun da yerine birini alabilmemiz meçhul. O tarzda bir ismi almak zaten imkansız, x bir isim için de yeterli zaman yok. Yüksek ihtimalle kendi içimize bakmak durumundayız.
Hal böyle olunca da yeni bir orta sahayı daha göndermenin mantığı nedir? Badou Ndiaye, ciğersiz bir orta sahaydı ve Galatasaray'da topu hücuma taşıyan, dripling özelliği olan 2 isimden biri. Diğeri de Belhanda, o kadar tempolu elbette değil, tarzlar bambaşka ama Belhanda'nın da dripling özelliği var, topu hücuma taşıyan isimlerden biri. Badou Ndiaye üzerine Belhanda'yı da kaybettiğimiz anda topu orta sahadan kim hücuma getirecek.
Osmanlıspor maçının ilk yarısı işte, zorlandık. Selçuk İnan bunu yapamadı, nedeni de hareketsiz olması. Beğenin ya da beğenmeyin, gerçek olan Belhanda'nın 2. yarı etki ettiğidir. Galatasaray o andan itibaren hücumu hatırladı, topu hücuma taşıyabildi. Belki orta sahası savunma noktasında zayıf kaldı ama hücumunu hatırladı, Feghouli'yi daha da rahatlattı ve müthiş pozisyonlar bulduk. Badou Ndiaye yokluğunda da o pozisyon adına en büyük adaylardan biri Belhanda olacak.
Fernando döndükten sonra orta sahada iki bir ikili olabilirler, o da rahatlar. Sertlik kazanacağız çünkü, belki tarzımız değişecek ama bu durumu en hafif atlatmanın yolu da bu. Belhanda'nın 10 numara ve sol tarafta oynayabilme durumuna girmiyorum bile, her şekilde iyi bir alternatif. Ayrıca bu adam da Dünya Kupası oynayacak, olası iyi performansı neticesinde piyasa yapabilir. Yaşı da 27-28, 10 milyon avro'lar mümkün. Yazın satarsın, buna da kimse bir şey demez ama bugün olmaz.
Aidiyet konusunda eleştiriliyor, buna ben de katılıyorum. Feghouli daha ateşli mesela, hırs küpü gibi hareket ediyor. Belhanda daha sakin, istemiyor gibi görünüyor ama iş yapıyor, daha sessiz şekilde. Sevilmeme, benimsenmeme nedeni de bu diye düşünüyorum, insanlar karakterini kabullenemedi. Nice'da da bu şekilde hareket ediyordu, orada eleştirilmiyordu ama. Burada hırs patlaması bekliyor insanlar da Belhanda o isim değil.
2 maç yedek oturdu diye üzeri çizilmedi. Mutlaka 11'e dönecek, Fatih Hoca'yla birlikte de yükselişe geçecek, ısrarla yazıyorum. Badou Ndiaye'nin gidişi sonrası en önemli alternatiflerden biri oldu, sakın ola ki satılmamalı. Nice'dan falan da 10 milyon avro çıkmaz bu arada, çıkıyor olsa bu transferi sezon başında gerçekleştirirlerdi. Memnundular, tutmak istediler ama Galatasaray'ın teklifinin yanından geçemediler..
Yedek oturması şu an ki süreç ile alakalı, o da 11'e dönecek
Belhanda için de Werder Bremen haberleri var, daha öncesinde Nice'ın istediği söyleniyordu. Nice aslında Belhanda'yı takımda tutmak da istiyordu, bonservisini karşılayamadılar. Onlar 4-5 milyon avro seviyesindeydi, biz 8 milyon avro verdik. Sneijder'den beklediklerini alamadılar, Belhanda onlar adına önemli bir kayıp oldu. Belhanda / Galatasaray ilişkisi de sarsılıyor gibi görününce böyle bir teklif yapmışlar.
Her iki takımın ortak noktasını söyleyeyim, Belhanda için para çıkmaz onlardan. Werder Bremen pusuya yatmış gibi, Hajrovic gibi bir soygun yapma peşinde olabilirler. Ya da kiralık olarak istediler, bu da Galatasaray'a uymaz. Galatasaray, Belhanda'yı en az aldığı rakama satmak ister, o da Ocak ayında değil de yazın olur. Belhanda'yla alakalı "gözden çıkarıldı" gibi bir algı var, ben buna hiç katılmıyorum.
2 maçtır yedek oturması tamamen süreç ve şartlar ile alakalı. Fernando'nun yokluğuyla alakalı bir durum diyorum, ne alaka demeyin. Fernando'nun alternatifi yok, o olmadığında farklı şekilde kurgulanmak gerekiyor. Orta sahamız daha top yapan oyunculardan kuruluyor, agresiflikten biraz uzaklaşıyoruz. Bu isimlerin arasına bir de Belhanda'yı eklediğimizde savunma direnci iyice düşüyor.
Yasin Öztekin / Garry Rodrigues gibi isimlerin oynadıkları kanatlarda savunma desteği var, mecburen kesemiyoruz. Feghouli de formda, formu da Akhisar maçından bu yana devam etmekte. Sağ kanatta bekliyoruz ama serbest rolde de iyi oynuyor. Belhanda'ya oranla çok daha hareketli ve 3 kanat özellikli futbolcuyla da farklı bir hücum profilini ortaya çıkardık.
Yine de Belhanda 11'e dönecektir, dönmelidir de. Feghouli sağa, Garry Rodrigues de sola geçer. Fatih Terim'in Belhanda'dan vazgeçtiğini asla düşünmüyorum, tam aksine onu da yükseltir. Hocanın ilk etapta bu tarz dokunuşları hep olmuştur, sonrasında o isimler geri döndüğünde performanslarını katlar. Osmanlıspor maçında çok zor bir rolü vardı, bence onun da altından kalktı.
28 Ocak 2018 Pazar
Transfer tarzı "2018" #13; Max Meyer
Bu başlıktan biraz uzaklaştık. Daha çok Mart / Nisan gibi yazmaya başladığım bir başlıktı, ben bunu biraz daha öne çekmiştim. Ocak ayında daha çok transfer gündemini konuşuyoruz, bu yüzden de sezon sonunda sözleşmesi bitecek isimlere biraz ara vermek zorunda kaldım. Max Meyer'le birlikte geri dönmüş olalım, sezon sonunda sözleşmesi biten isimler arasında en değerli isimlerden.
Galatasaray'a geleceğini ya da bu transferi gerçekleştirebileceğimize inanmıyorum, onu yazarak başlayayım. Liverpool gibi takımlarla adı geçiyordu, gerçekleşir mi bilmem. Hala bekleniyor onun için, Goretzka'yı Bayern Münih bırakmadı mesela. Max Meyer de ilk piyasaya çıktığı dönemlerde en az o kadar büyük potansiyel olsa da gerçek anlamda beklentiyi karşıladı diyemem. Schalke 04 rotasyonunun parçalarından biriydi, hala da öyle.
Orta saha ve hücum jokeri bir anlamda. Dripling özelliği güçlü, teknik ve yetenekli bir futbolcu. Merkez orta saha, 10 numara ya da kanatlarda oynayabiliyor, önemli bir futbolcu. Schalke 04'ün de onu tutmak için çabalayacağını düşünüyorum. Ayrıca bu sezon ağırlıklı olarak ön liberoda oynuyor, fizik anlamda yeterli görünmüyor, kısa bir oyuncu ama hareketli ve kıvrak bir isim. Gol / asist noktasında ise henüz bu sezon tabela yapamadı, kariyeri boyunca da bu noktada sıkıntı yaşadı.
Oyunu evriliyor diyelim. Yıllardır konuşuruz, çok genç yaşlarda forma giymeye başladı. Henüz 22 yaşında bu adam, hala önemli bir gelecek imkanı var. 10 numara olarak tanıdığımız bir isimdi, şimdilerde ön liberoda. 10 numara olarak potansiyeline ulaşmadı, kariyeri açısından da doğru bir adım olabilir. Schalke 04'deki altyapı günlerinde çok daha parlak gol / asist sayıları vardı, bugün ise bambaşka bir futbol.
Zor bir hedef, yar olacağını düşünmüyorum. Liverpool gibi takımlar için konuşuluyordu, daha bunun Bundesliga'sı var, en kötü ihtimali ise Schalke 04'de kalması. Böyle bir futbolcudan bahsediyoruz ama yine de yazıyorum, soruluyor. Badou Ndiaye'nin yaz döneminde olası ayrılığı konuşuluyor ama orası için Max Meyer bambaşka bir tarz. Oynadığımız oyun değişirdi, daha Oğuzhan Özyakup gibi bir tarzı oluştu. Beşiktaş'ın mevcut oyununda kafama daha çok oturuyor mesela, ona daha uygun bir futbolları var. Galatasaray için görüntü değişirdi, bizde de 4-4-2'nin kanatları adına bir şansı olabilirdi mesela. Emre Çolak'ı kullandığımız günleri hatırlayarak.
Gomis'in kıymeti büyük, değerini bilelim
Burada ihale asla yeni yönetime bırakılamaz, daha göreve geleli 1 hafta dahi olmadı. Bu paralar 4 aydır ödenmiyor, nedense bunun haberi yeni başkan geldikten 1 gün sonra yapılıyor. Üstelik çok çirkin bir başlıkla, üstelik Gomis gibi bir karakterin üzerinden. Sakat dendi, sakattı, bu kadar basit. Sürpriz oldu, beklenmeyen bir durumdu ama oluyor, futbolda var.
Öyle bir döneme geldik ki aynı gazetecilerin Gomis'in gol sevinci üzerinden de çıkarımları olabilir. "Bir daha para almazsam gol atmam", "taraftardan para istedi" gibi başlıklar atılsa hiç şaşırtıcı olmaz. Bu haberleri yapanlar da Galatasaraylıyım diye geçinenler ve kimin maşaları oldukları o kadar net ki. 1 gün oldu ya, çok değil. 4 aydır biliyor ve susuyorsun, yeni başkan geldikten sonra "4 aydır paralar ödenmiyor" diye haber yapabiliyorsun.
Futbolculara da helal olsun, bunu hiç yansıtmadılar. Hepsinin ateşi ve iştahı yerindeydi, böyle bir şey olduğunu anlamadık bile. Keşke olmasa, o ayrı konu. Bugün bambaşka konuları konuşmamız gerekir ama böyle bir enkazla uğraşmak durumundayız. Bu enkazı bırakanlara da hakkımı helal etmiyorum, bitmeyen işlerimiz var derken kulübü batırmaktan kast ediyorlardı sanırım.
Florya ve riva satılıyor, hala borçlardan söz ediyoruz. Bu futbolcular geldikleri günden bu yana 1 lira para almadılar mı ve bunu bildiği halde yönetim nasıl rahat nefes alabildi. Ya da şimdi ne düşünüyor, çıkan bu haberleri üstleniyorlar mı ya da ihaleyi nasıl olsa bıraktık derdindeler mi. Yeni yönetime de eleştirim var, kaynaklarımız hazır deniyordu ama göremiyoruz. Futbolcu satarak bunu kapatmayı deniyoruz, peki yarın ne olacak?
Badou Ndiaye gitmesin demiyorum, bu saatten sonra katkı vermeyeceği çok açık. Sıcak para gelecek, ilk etapta treni yeniden rayına oturtacak da ertesi ay ne yapacağız. Bir de istifalardan bahsediliyor şimdi, ilk günden onlar da anlamsız sorunlarla uğraşmaya başladılar. Bu sorunları bir an önce çözmeliler, özellikle maddi anlamda şu "kaynaklar" ortaya çıkmalı.
Başka bir şey anlatacaktım, konu buralara geldi. Amacım Gomis'in geri dönüşünü yazmaktı, buralara kaymış olduk. Gomis bambaşka bir seviye, alternatifi olmayan tek adam. Bu süreçte Eren Derdiyok'u da kazandığımızı düşünüyorum, 2 maçtır iyi performansı var ama Gomis'in oradaki varlığı büyük. Fatih Terim sonrası tamamen pivot oyunu oynuyor, nihayetinde fizik gücünün farkına vardık. Garry Rodrigues sahadayken de müthiş bir ikili oluyorlar, bu da Galatasaray'ın en önemli hücum kozu.
İştahını gördünüz, bir değişiklik var mı. 10 dakikada tüm seyri değiştirdi ve zor bir maçın görüntüsü "daha farklı bitebilirdi" noktasına geldi. Gomis'in kıymeti büyük, değerini bilelim. Belki de sorun çıkaracak en son futbolcu, unutmayalım. Şampiyonluk yürüyüşünde de en güçlü yanlarımızdan biri Gomis olacak..
Denayer'in Galatasaray formasıyla en iyi maçı
Bu performans üzerine özel olarak konuşmak lazım. Denayer'i birçok maçta Galatasaray forması altında izledik, iyi performansları da oldu ama genel görüntü olumsuzdu. Galatasaray onun için özel, aidiyet duygusu çok büyük. Taraftar da onu seviyor ve büyük bir sinerji var. Yansıtamadığı potansiyeli konuşmak lazım olsa da bu durumu es geçip söze başlayamıyoruz.
Virgil van Dijk'le birlikte Celtic'in stoper tandemini oluşturuyorlardı. Biri 3 yıl içinde Liverpool'a 78 milyon avro'luk transfer yaptı, diğeri ise ısrarla Galatasaray'a kiralanmak için savaşıyor. Denayer daha genç ve potansiyel olandı ama kariyeri o ölçüde şekillenmedi. İlk Galatasaray deneyiminin çok iyi geçtiğini düşünmüyorum, Sunderland'da bu daha vahim şekilde devam etti. Şimdi de yeni Galatasaray dönemine iyi başlamadı ama Fatih Terim'in gelmesinin ardından yükselen isimlerden biri.
Fatih Hoca için "Dany kontenjanı" diye bir tabir kullanırım, stoperde hız ve atletizmi sever. İlk etapta fikrim başkaydı aslında, transferde öyle hareketlilik bekliyordum ki yabancı sınırını düşürmek adına Denayer gidebilir mi diye düşündüm. Böyle olmadı tabii, hoca onda ısrarcı olacağını gösterdi ve bunu belirtmiştim. Hızı ve atletizmi önemli, hocanın da elindeyken kullanıyor işte.
Kayserispor maçında bazı pozisyon hataları oldu, 2-3 tane sektirdiği top vardı ki tehlike yarattı. Bazen kopabiliyor, yüzde 100 odak sahibi diyemem. Bugün dahi Muslera'ya attığı kısa bir pas var, Muslera hızlı olmasa yetişemezdi. Yine de genele bakıyorum, görüntüsü yükseliyor. Kayserispor maçının 70. dakikasından sonra ceza sahamız içinde vurmadığı top kalmadı, rakip ısrarla top doldururken. Çok kritik müdahaleleri vardı ki o baskı anında gol yemememizin en önemli unsurlarından.
Osmanlıspor maçında Serdar Aziz'i bekliyordum, alıştığımız isim o. Onun da performansı fazlasıyla iyi, hatta Maicon'un dahi üzerinde (istikrar olarak). Denayer'in oynaması ise Umar ve Serdar Gürler gibi hızlı isimlerle açıklanabilirmiş. Risk alıyoruz, savunmayı ön alana kadar çıkarıyoruz ve bu isimler de hızlarıyla cezalandırıcı isimler. Denayer'in hızı bu 2 isim üzerinde etki etti ve müthiş bir set çekti. Yüzde 100 pas isabeti de ayrı başarı, hatta yeri geldi hücumu dahi destekledi, rakip ceza sahasının orada pres yaptı.
Potansiyelini gerçek anlamda yeni göstermeye başladı diyelim, umarım devam ettirir. Henüz 22 yaşında, önünde büyük bir gelecek var. Şu görüntüsüyle birlikte kendisini gelecek sezon belki takımda tutamayabiliriz ama onun iyi yerlere gelmesini isterim. Denayer'in aidiyetini seviyorum, efsane adı altında anılacak birçok futbolcumuzda olmayan bir özellik..
27 Ocak 2018 Cumartesi
Aminu Umar & Galatasaray, seviyesi bence Galatasaray değil
Aminu Umar'ı Samsunspor günlerinden iyi bilirim. O dönem için Samsunspor adına heyecan verici bir gençti. Samsunspor'un da onun özelinde beklentisi vardı, 1.5 yıl boyunca da heyecanlı bir futbolu vardı. Hikaye bundan sonra başlar, onca teklife rağmen onu takımda tutmayı tercih ettiler ama parası ödenmediği için sözleşmesini tek taraflı fesih etti, bedavaya Osmanlıspor'a gitti. Samsunspor bunun üzerine 1.5 yıllık transfer yasağı cezası aldı ve geçen sezon küme düşmekten son maçta kurtuldu.
Ocak 2015'den bu yana Osmanlıspor forması giyiyor. Badou Ndiaye'yle birlikte en çok göze çarpan isim olsa da onun seviyesinde bir isim hiç olmadı. Umar'ın da adı dönem dönem büyük takımlar için geçti ama bu konuda bir hareketlilik gelmedi. Devamında Badou Ndiaye Galatasaray'a transferini gerçekleştirdi, şimdi de Premier Lig yolcusu. Umar'ın ise bu seviyeleri göreceğini sanmıyorum.
Samsunspor döneminde kanatlarda oynuyordu, Osmanlıspor'da ise daha çok forvete evrildi. Çok hızlı bir oyuncu ama kafasız diye nitelendirdiklerimizden. İyi bir bitiriciliği yok, pas ve son tercihlerinin geneli hatalı. Tipik kontra oyuncusu diyelim, eskiden Anadolu'dan bu yollu birçok futbolcu büyüklere kapak attı. O dönemin kapanmış olduğuna inanmak istiyorum, Umar'ın seviyesi bence Galatasaray değil.
Eskiye oranla geliştirdiği en önemli özelliği fizik gücü. Samsunspor günlerinde çok daha inceydi, şimdi daha kalınlaştı. Hızı ve patlayıcı özelliği var, kanatlar ya da forvette kullanabileceğiniz bir isim. Açık alanda etkisini gösterir, kapalı savunmalar karşısında ise özel bir silahı yok. Garry Rodrigues'e kafasız diyoruz da tekniğiyle Umar'ı öldürür.
Şunu düşündüm, Umar'ın pres gücü kullanılabilir. Ön alanda rakibe basması, hareketliliği iyi bir özellik olarak düşünülür. Açık alanda da kenardan getirip yine etkili olabileceğiniz bir futbolcu olur. Tabii böyle bir gereklilik var mı, ya da acil ihtiyaç mı dersek hayır derim. Maddi şartları da bilmiyorum, 5 milyon avro'luk serbest kalma bedelinden bahsediliyor ama hiçbir bilgim yok.
Transferin bitmesine az bir süre kaldığı için gözler ister istemez Anadolu'ya dönüyor. Ödeme vadesini uzatarak transfer yapma düşüncesi bir anda doğuyor ve Umar gündemdeyse de nedeni budur. Yanlış bir transfer olacağını düşünüyorum, Galatasaray'ın seviyesinde bir futbolcu değil. Badou Ndiaye hayalleri hiç kurulmasın, o potansiyele de erişemeyecek. Tipik Anadolu forvetlerinden, hızlı ve açık alan kovalayan..
Galatasaray 2-0 Osmanlıspor, Fatih Terim'in farkı 1-0'a yatmamak
Kötü oyun vardı, o bir gerçek. Bunun da farklı nedenleri var ve "belirsizlik" en büyük neden. Hafta boyunca çıkan haberleri izledik, en son da Badou Ndiaye mevzusu. Böyle olursa nasıl olacak, şöyle olursa ne yapacağız gibi bilinmezlikler üzerinden oluşan kötü bir hava var. Bu da sahaya ister istemez yansıyor, hatta taraftarın ruh halini de ekleyeyim buna. Tempo ve iştahın altını ısrarla çizerim, bugün göremediğimiz buydu.
Badou Ndiye'nin yokluğu etken olacak, hissedeceğiz. Temponun bir numaralı silahıydı, ayrıca topu hücuma taşıyan. Tolga Ciğerci çok iyi bir maç çıkarsa da Selçuk İnan'la birlikte doğru ikili değiller. Bu ikili bir arada oynadığında Riekerink'in takımını izliyorsunuz, denenmiş ve olmamış bir görüntü. Selçuk İnan'la alakalı bir sorun oldu, hücumu göremedi bile. Galatasaray orta sahasında büyük boşluklar vardı, bizi kurtaran Osmanlıspor hücumcularının tercihleri ve Denayer.
Denayer neden oynuyor sorusunun yanıtı da Umar ve Serdar Gürler gibi hızlı isimler oldu. Ben de Serdar Aziz'ciyim ama Denayer'in son 2 maçtır görüntüsü fazlasıyla iyi. Kayserispor maçında 70'den sonra her topa vurmayı başardı, ilk karşılayan oldu. Osmanlıspor karşısında da hızı ve atletizmiyle geriye set çekti, belki de en iyi Galatasaray performansıydı. Serdar Aziz'i en öne koysam da bu görüntüsüyle Demayer oynar, hoca da hızlı ve atlet savunmacıları sever.
Latovlevici / Yasin Öztekin kanadı da kötüydü. Latovlevici'nin kötü görüntüsünde Yasin Öztekin'in vermediği desteğin de önemi var. Bir şey var, Latovlevici sahada olduğunda ısrarla onu görüyoruz. Sürekli bindiriyor, hücumu zorluyor, bu bizi olumsuz etkiliyor ama ısrarla Latovlevici üzerinden oynanıyor. Bugün çok fazla basit hata yaptı, sol bek sorunu çok büyük. Yasin Öztekin de bunda etken, sadece Latovlevici diyemem.
Fatih Hoca'nın farkı şu, 1-0'a yatmıyor, geri çekilmiyor. Bu da onu özel kılan unsurlardan biri, yıllardır unuttuğumuz unsurlardandı. Savunamıyoruz diye ısrarla yazıyordum, beklemek bize göre değil. Osmanlıspor karşısında kötü bir oyun olsa da en kötü durumda dahi net pozisyonlar vardı. 2. yarıda ise 1-0'ı beklemedik, ısrarla hücumu zorladık ve 3'e 4'e de gelebilirdi bu maç. Gol de yiyebiliriz, o riski alıyoruz ama yediğimizden daha fazlasını atma potansiyelimiz daima var.
Belhanda / Selçuk İnan değişikliği bu anlamda olumlu etki etti. Belhanda / Tolga Ciğerci ikilisiyle oynamak daha büyük risk olsa da Belhanda'nın sakladığı topların önemi vardı. 1-0'ın ardından ilk yarı bitene kadar ki iştah iyiydi, 2. yarıda ise 70'den sonra bunu hissettik. Osmanlıspor da açık alanları kovalıyor, Galatasaray da. Daha iyi kullanan kazandı diyelim, Karcemarskas'a rağmen. Gomis oyuna girdikten sonra ise hücum tamamen Galatasaray'ındı, bambaşka bir futbolcu.
Özellikle de Garry Rodrigues'le bir arada oynadığında, müthiş anlaşıyorlar ve hücumun bir numaralı kozları olduğunu düşünüyorum. Feghouli da yeni rolüne alışmaya başladı, formda olduğunu eklemek lazım. Belhanda'yı ise Fernando takıma döndüğünde 11'de bekliyorum, şu aşamada ön alanda biraz daha hareket arıyoruz, Belhanda'nın kenarda olması bundan. İş yine Feghouli'nin sağ, Belhanda'nın forvet arkasına geçmesine gelecek.
Fernando / Tolga Ciğerci ikilisi nispeten Badou Ndiaye'nin yokluğunu dizginler, hamle yapılmasa bile. Sol bek transferi hala en büyük ihtiyaç, kesinlikle hamle yapılmalı. Maça dönersek, kötü oyuna ve olumsuz havaya rağmen kazanmak çok güzel. Fatih Terim'le ligde 3'de 3 gidiyoruz, şu kaos haftasının bitmesiyle birlikte de önümüze daha sağlıklı bakmış oluruz. Çok daha iyi bir oyun beklesek bile bugün kazanmak gerçekten zordu..
Stéphane Mbia & Galatasaray, Badou'yla bambaşka iki adam
2015 - 2016 sezonuna ister istemez geri dönüyorum. Burada büyük bir uğraş vermiştik, çünkü o yaz dönemi öylesine kıymetliydi ki. Galatasaray'a da gelebilecek birçok önemli futbolcunun sözleşmesi bitmiş ve serbest statüdeydi. Sadece bu futbolcular üzerine bir transfer planı yapılsa dahi olduğumuz noktadan çok daha iyisini görmek mümkündü. Bizim ise o dönem ki serbest futbolcu piyasasından aldığımız tek isim Jem Paul Karacan.
Stephane Mbia da o isimlerden biriydi ve yaşı da 28'di. Sevilla'nın futbolcusuydu, o dönem kazanılan Avrupa Lig'lerinde önemli pay sahibiydi. Sözleşmesi biten isimleri yazdığımız dönemde de ya 2. ya da 3. yazdığımız isimdi, transferini çok istiyordum. Melo'nun durumu belli değildi çünkü, zaten o yaz sonunda da gitti ve alternatifsiz kaldık. Mbia'yla tüm orta sahayı toparlamak ve yükseltmek mümkündü ama bizim orta saha hamlelerimiz Bilal Kısa ve Jem Karacan oldu. Başarısızlık da haliyle sürpriz olmuyor.
Trabzonspor'a transferi benim için sürprizdi, daha yüksek bir seviyede kalmasını bekliyordum. Üzülmüştüm de, neden alamadığımızı veya düşünmediğimizi anlamıyordum. Trabzonspor'da sezona iyi girmiş, bence farkını ortaya koymuştu. Lige iyi başladılar, devamında büyük bir çöküş yakaladılar ama Mbia ayakta kalmaya çalışan isimlerdendi. Sadece 6 ay içinde de bonservissiz aldıkları Mbia'yı 6 milyon avro gibi bir rakama Çin'e yolladılar. Biz Burak Yılmaz'a zor bela 8 milyon avro'ya sattık, bu da bizim başarısızlığımız.
Hatta derinlere indim, o dönem yazdığımız yazıyı da paylaşalım, tarihine dikkat;
Çin'de neler yaptığını çok fazla takip edemedim, ne durumda gerçekten bilmiyorum. Yaşı henüz 31, Avrupa'ya dönüş noktasında istekli olduğunu biliyorum. Çin'de yabancı statüsü çok sık değişkenlik gösteriyor ve bu tarz isimlerle yolların ayrılması sürpriz olmuyor. Dün itibariyle Galatasaray'la da ismi anılmış ve Badou Ndiaye'nin transfer olasılığı üzerine bazı yorumlar yapıldı. Badou Ndiaye ve Mbia çok farklı 2 isim, onu yazarak başlayayım.
Mbia'yı zaten Trabzonspor'dan tanımayanlar dahi tanımıştır, tarz olarak benzetmek gerekirse Atiba gibi diyeyim. Defansif orta saha, tempolu, pas özelliği de yüksek, oyunu orada tutabilecek, liderlik yapacak bir futbolcu. Badou Ndiaye'nin ise 10 numara özelliği var, iki yönlü, haddinden fazla tempolu. Badou Ndiaye yerine Mbia'yı yazarsanız daha farklı bir oyun oynarsınız, bu ikiliyi birlikte kullandığınızda ise bambaşka bir seviyeye gelirsiniz. Fernando mesela pas noktasında, işin hücum tarafında sorun yaşayabilir, Mbia o konuda bir kademe daha iyi. Fernando'nun ise sertliği ve defansif özellikleri bir adım önde.
Kiralık durumu varsa gündeme gelebilir ama şu yabancı bolluğunda zor. Bugün Donk yerine onu isterdim, seviye değişirdi. Badou yerine ise istemem, çok başka iki adam. Mbia belli ki Avrupa'ya dönüş yapacak, bunun yolunu yaptı. Çok iyi futbolcu, önemli bir tecrübe. Gittiği, oynadığı takımlara her zaman seviye atlatmıştır..
Kiralık durumu varsa gündeme gelebilir ama şu yabancı bolluğunda zor. Bugün Donk yerine onu isterdim, seviye değişirdi. Badou yerine ise istemem, çok başka iki adam. Mbia belli ki Avrupa'ya dönüş yapacak, bunun yolunu yaptı. Çok iyi futbolcu, önemli bir tecrübe. Gittiği, oynadığı takımlara her zaman seviye atlatmıştır..
Soru şu, şimdi ne olacak?
Dün yazmıştım, hala aynı noktadayım. Transferin bitmesine 4 gün var, hatta bugünü sayma 3. Badou Ndiaye için talipler olduğu ve gitme ihtimali üzerine neredeyse 1 aydır konuşuluyor. Şampiyonluk yarışında gitme ihtimalini düşünmüyordum, en azından Badou Ndiaye'nin bunu isteyeceğini. Nedenini bilmiyorum, akşam Fatih Hoca her şeyi açıklar.
Galatasaray'ın maddi sıkıntıları var, bu bilinen bir gerçek. Başkan da söyledi, ödemeler 4 ay geriden geliyor ve ufukta olan bir ffp tehlikesi var. Bu kulüp yönetilmemiş, ben bunu anlıyorum. Şu enkazı oluşturanlar umarım mutludurlar. Önümüze bakmak gerekirse, sıcak para lazım. Onun da 2 yolu var, ya kredi ya da futbolcu satışı. Kasa kolaylığı deniyor, ilk aşamada 10 milyon avro'nun üzerinde bir rakam gerekli.
Futbolcu gitmek istiyorsa, kafası karışıksa gider, tutamazsın. Fatih Hoca'nın olduğu yerde bunu yapıyorsa da kesin gider, 2. bir ihtimal olmaz. Badou Ndiaye'nin gitmek istediği ve kafasının karışık olduğu açıklandı, bu noktadan sonra kalması imkansız. Stoke City'nin 15-16 milyon avro'luk bir teklifi var, satılacaktır. Soru şu, şimdi ne olacak?
Yazdığım şeyleri tekrar edeceğim. Badou Ndiaye tarzında bir futbolcuyu bulmak zaten zor, 3 gün kala ise imkansız. 16 milyon avro ciddi bir rakam, yaz döneminde böyle bir para elinize geçse tüm transferi buna göre kurgularsınız. Bugün ise elinizde para olsa dahi iyi bir ismi nasıl getireceksiniz ki, niye bıraksınlar. Fırsat hamlesi kovalamak lazım desem zaman yok, scout altyapısı umarım vardır desem umudum yok. Umarım bir altyapısı vardır bu işin, alternatif bellidir.
Badou Ndiaye'nin ligin 2. yarısında yükselmesini bekliyordum, devamında da Dünya Kupası. 20 milyon avro'nun üzerinde bir rakam hayal olmayacaktı, şu hali 16 ediyorsa. Hatta yaz dönemi transferini de Badou Ndiaye'den gelecek paraya göre kurgulardın, olmadı. Kalmasını isterdim, yeri zor olacak ve diğer rakiplere göre farklarımızdan biri de Badou Ndiaye tarzı bir tempo silahımızın olmasıydı. Galatasaray'ın oyun anlamında ciğerini sökmek gibi bir şey oldu, şimdi bambaşka bir tarzda oynamak durumundayız.
Gerekirse sol bek almayalım ama Badou Ndiaye kalsın noktasına dahi gelmiştim. Yapacak bir şey yok, gitmek istiyorsa gider. Gelecek para da bizi rahatlatır, yola çıkmaya başlarız. İş o boşluğu doldurmak, transfer yapabilme durumu. Mevcut isimlerden o boşluğu dolduramayız, alternatiflere bakmak zorundayız, menajerler mutlaka çalışıyordur. Orta saha, sol bek ve forvet gerekliliği oluştu, bu paraya ihtiyaçları karşılamak mümkün. Sorun ise zamanın darlığı.
Avrupa'dan isim almak zor, Türkiye ve Güney Amerika'ya yüzümüzü döneceğiz. Türkiye'den de transfer yapmak zor, alınabilecek isimler az çok belli. Forvete Eto'o olabilir, bir örnek. Hayırlısı olsun diyelim, eğer gitmek isteyen kendisiyse de 3 gün kala yapılacak iş değildi, ayıp etti. Şampiyonluk yarışının ortasındayız, gideceği yer Premier Lig olsa da düşmeme mücadelesi verecek. Biz o boşluğu nasıl dolduracağız, artık bunu konuşalım..
26 Ocak 2018 Cuma
Koray Günter / Ahmet Çalık, ikisinden birinin kiralık olarak ayrılması olası
Galatasaray'ın stoper rotasyonu bir hayli geniş. Nitelik anlamında elbette eleştirilir, doğru bir rotasyon olduğunu ben de düşünmüyorum. Sayısal bir fazlalık bu, ligin 2. yarısında başka takımlara gidip kiralık oynayabilecek isimler var. Koray Günter ve Ahmet Çalık burada ön plana çıkar, ikisinden birinin kiralık olarak ayrılmasını olası görüyorum.
Ahmet Çalık için Göztepe iddiaları vardı. İsterim de, Göztepe iddialı bir takım ve Ahmet Çalık orada gelişim gösterirdi. Onların da çok fazla yabancı futbolcusu var, yerli hamlesi noktasında Ahmet Çalık'ı düşünmüş olmalılar. Ligin 2. yarısında şans bulmasını zor gördüğüm bir isim, bu sezon oynadığı maçlarda da görüntüsü hiç iyi değildi.
Koray Günter'i ise farklı özelliklerinden ötürü Fatih Terim'in tutabileceğini düşünüyorum. Bucaspor rotasyonunda ona şans verdi mesela, Maicon'la fena bir ikili de olmadılar. Topu iyi kullanabilme, teknik özellikleri olan bir stoper, fizik noktasında da güçlü olduğunu düşünüyorum. Potansiyelinden hep bahsettik ama gereken şansı veremedik, geçen sezonu sakatlığa kurban gitti derken o gelişimi bir türlü gösteremedi. Sezon sonunda sözleşmesi bitiyor, ne düşünüldüğünü merak ediyorum.
Koray Günter için de Eto'o transferi neticesinde Antalyaspor'a kiralanabilir gibi bir durumu vardı. Bahsetmek istediğim bu, iki isimden biri kiralanabilir. Maicon, Denayer ve Serdar Aziz üçlüsü içinde dönecek bir stoper rotasyonu olacaktır. Donk'dan da katkı alıyor hoca, Hakan Balta dahi nihayetinde bir ihtimal.
Nitelik eleştirilecek elbette, iyi bir sol stoperimiz yok mesela. Maicon / Serdar Aziz ikilisini beğeniyorum, yine de üst seviye için bir sol stoper gerekecek. Denayer de eleştiriliyor, güvenilmiyor, onu seven biri olarak ben de bu yoruma katılıyorum. Diğer isimlere ise girmiyorum, şu rotasyonda güvenebileceğim stoper sayısı
2. Stoper için bir şişkinlik var, ligin 2. yarısı için bunu gidermeli. Ben Ahmet Çalık kiralanmalı diyorum, iyi durumda değil. Beklentim vardı kendisinden, onu karşılayamadı. Fatih Hoca sonrası yükselebilir dedim, o ışığı da şu ana kadar Koray Günter verdi. Umarım o potansiyeline ulaşır, bundan sonrası için önemli bir isim olur..
Manchester United'ın Mourinho'yla yola devam etmesi en doğrusu oldu
Manchester United'ı severim, şartlar ne olursa olsun İngiltere'nin en büyüğüdür. Mourinho'yu ise konuşmaya dahi gerek yok, beni tanıyanlar bilir. Yakıştırdığım bir birliktelik bu, Mourinho'nun da Manchester United'da başarısız olduğuna inanmıyorum. Geçen sezon Premier Lig'de belki istedikleri olmadı ama kupaları topladılar, kazanan karakteri geri getirmek için önemliydi.
Bu sezon ise normal şartlarda şampiyonluk için yetecek bir performansları var. Mourinho'nun Chelsea dönemlerinde farklı işler olmuyordu, burada anormal olan Manchester City'nin durumu. Abuk işler yapıyorlar, şu aşamada durdurulmaları imkansız. Manchester United için de bu sezondan geçtiğini düşünüyorum, yeni döneme bakacaklar. Şampiyonlar Ligi'nde gidebildikleri noktaya gidecekler, Premier Lig'de ise 2. olmak en olası durum.
Yeni sezonda ise işler başka, şimdiden çalışmalar başladı ve Alexis Sanchez ilk adım. Çok büyük bir transfer olduğunu düşünüyorum, City'nin elinden almak bambaşka nokta. Mesut Özil'in de sözleşmesi bitiyor, onu da yeni sezon için alacaklarını düşünüyorum ki Mourinho'nun yönetimindeki Mesut Özil belki de pozisyonunun en iyisiydi. Pogba, Lukaku gibi isimler de var, mutlaka dahası da gelir.
Ben savunma noktasındayım, yıllarca büyük paralar harcadılar, yaş ve potansiyel anlamında iyi isimleri var ama Vidic / Ferdinand'ın boşluğu dolmuyor. Ramos / Hummels ağırlığında bir lider stoper istiyor orası, sol bekte de yine fazlasıyla fark yaratacak dev bir futbolcu.
Ferguson sonrası oluşan enkazı kaldırmak kolay değil, Manchester City'nin çok üzerinde paralar harcamak ve hala şu noktada olmak büyük bir hayal kırıklığı. Mourinho başarısız değil yani, şu an piyasada gidebileceğiniz çok fazla teknik adam da yok. Manchester United'in yola onunla devam etmesi en iyisiydi..
Hedef şampiyonluksa gün itibariyle Badou Ndiaye satılamaz, teklif dahi edilemez
Hedefin şampiyonluk olduğunu düşünüyorum, hatta olmazsa olmazın. Eğer durum böyleyse şu gün itibariyle Badou Ndiaye satılamaz, satılması teklif dahi edilemez. Stoke City'den gelen teklifin 15-16 milyon avro civarı olduğu söyleniyor, Galatasaray'ın da bu dönem sıcak para girişine ihtiyacı var. Olumsuz haberleri okuyorsunuz, bunların bilinçli çıkarıldıklarına inanıyorum. Doğruluk payları olabilir de geçen hafta yok muydu bu sorunlar.
Badou Ndiaye'ye dönelim. Galatasaray'ın olmazsa olmazlarından biri, mevcut temponun en önemli unsuru. Kayserispor maçı işte, 90+2'de topu taşıyor ve Garry Rodrigues'e asisti yapıyor. Garry Rodrigues'in de o dakikada 40 metrelik bir deparı var, bu adamlardan şu gün itibariyle vazgeçmek "şampiyonluktan vazgeçiyoruz" demek değil mi.
Gerekirse transfer yapma, en son nokta buysa da kabulleniriz. Elindeki isimlerden ise vazgeçme, en önemlisi bu. Badou Ndiaye'nin gün itibariyle yerini doldurma imkanınız var mı? 5 gün kaldı, şu an sol bek ve forvet arıyorsunuz, görünen o ki bulamadınız. Badou Ndiaye'nin yerini nasıl doldurmayı düşünüyorsunuz, böyle bir planımız bu kadar sürede olabilir mi sizce?
Meyve veren ağaç durumu ise diğer konu. Premier Lig piyasası için 15-16 milyon avro'ların da az olduğunu düşünüyorum. Ligin 2. yarısında performansını yükseltmesini olası görüyorum, Fatih Terim'le büyüyecek bu adam. Bir de Dünya Kupası var, orada göstereceği olası iyi performansla da bu değeri katlayacak. Niye bugün 16 milyon avro'ya satasın, yazın belki bu rakamın üzerine bir 10 milyon avro daha koyacaksın.
18 milyon avro'luk serbest kalma maddesi 2019 yazından itibaren geçerli, bunun altını tekrar çiziyorum. Bu yaz döneminde dilediğiniz rakama kendisini satabilir ve yeni dönemin bütçesini oluşturabilirsiniz. Önemli kazanımlarımız olacak, Garry Rodrigues'den de iyi bir transfer bekliyorum. Ama bugün olmaz, zamanı değil, şu an şampiyonluk olmazsa olmaz. Vazgeçemezsiniz..
25 Ocak 2018 Perşembe
İş sanki Eto'o 'ya doğru gidiyor
İş sanki Eto'o 'ya doğru gidiyor. Burada birçok forvet ismi yazdık, hepsi için söylediğim ortak nokta "zor" olduklarıydı. Olabilirler mi bilmiyorum, uğraşılıyor. Son güne kadar bekleyecek gibiyiz, son gün de atabileceğiniz çok fazla adım yok. Kendi içinize bakacaksınız, en rahat şekilde kimi getiririz sorusu sorulacak. Orada verilen yanıt da Eto'o olacak.
Ayrılmak istemesi ve sezon sonunda sözleşmesinin bitiyor olmasıyla şartlarının zor olmayacağını düşündüğüm bir isim. Bonservis verilmez, takas yollu bu iş çözülmek istenir. Burada avantaj Hamza Hamzaoğlu olur, Galatasaray'dan gözden çıkarılabilecek bazı isimlere talip olma potansiyeliyle. Emrah Başsan, Tarık Çamdal gibi isimleri göndermek düşünülür, Koray Günter / Ahmet Çalık ikilisinden biri de kiralık olarak önerilebilir.
Vagner Love'yi keşke biz alabilseydik. Şu yaşına rağmen birçok istatistikte ilk sırada, dripling sayısı gibi. İki ayağını kullanır, teknik özelliği yüksektir, Alanyaspor formasıyla da çılgın bir gol / asist rakamı var. Yaşına bakmazsınız, garanti adım olduğunu düşünüyorum. Galatasaray'la adı geçtiğinde de kendisi için "şampiyonluk hamlesi" demiştim, dediklerim hala geçerli. Necati Ateş örneği verdim, kalite kıyası değil, tarz olarak. Elinde Negredo varken onu tamamlayacak bir isim almalıydın, Vagner Love bu noktada doğru adım.
Eto'o mu Vagner Love mı diye çok soruluyor, yazmam bu yüzden. Vagner Love derim, 33 yaşında çünkü, Eto'o 'dan 3 yaş daha geride. Eto'o 'nun temposunun düşmesinden daha doğal bir şey yok, Vagner Love şu aşamada o evreye henüz girmedi. Tabii Eto'o da çok büyük bir tecrübe, onun da bu ligde yaptığı büyük işler var. Antalyaspor'da daha çok 10.5 numara gibi, oyunu yönlendiren, seyri değiştiren isim. Mutlaka onun da katkısı olur, en kötü tecrübesiyle etki eder.
Galatasaray'a da uyar, bunu da yazayım. Egosu konuşacak burada, kenarda oturmayı, bu rolü ne kadar kabullenecek? Gomis'in arkasında düşünüyorum onu, 60'dan sonra kilit açma noktasında. Birlikte de oynarlar, Gomis savunmayla boğuşur, Eto'o ise ince işleri yapar. Antalyaspor'da olduğu gibi, yine 10.5 numara oynayarak. Ekonomik kullanmak gerekiyor ve o da bir noktada "şampiyonluk hamlesi".
Forvet transferi önemli, en az sol bek kadar. Eren Derdiyok'un geçen maçta üstün oyunu o eksiği gidermez, Gomis'e yakın biraz tarz. Bize farklı bir isim gerekli, Eto'o bu tanıma uyar. Ben de Ahmed Musa'ları isterim de şartlara bakmak lazım, ne durumdayız bilmiyorum. Hücumda farklılık lazım, gerek Eto'o gibi oyun kurucu, gerek Ahmed Musa gibi kanat özellikli, hızlı bir isim. Çok fazla zaman kalmadı..
André Ayew & Galatasaray, Javier Hernandez daha olası ki o dahi çok zor
Yine West Ham, yine Galatasaray'la alakalı bir transfer olasılığı. Javier Hernandez'i yazarken de söyledim, acaba ortada müthiş ilerleyen bir dostluk mu var. Andre Ayew'in peşinde iddialı takımlar var, hem de ciddi bonservis önerileriyle. West Ham ise bunları kabul etmedi, Galatasaray'a öncelik verdi gibi haberler var. Lequipe de yazdı bunu, boşa sallamazlar. Galatasaray'ın Andre Ayew için kiralık olarak teklif yaptığı konuşuluyor, yine zor bir hedef.
Sürekli aynı şeyleri yazıyor gibi görünüyorum ama daha farklı yazabileceğim bir şey yok. Bu tarz transferleri belirttiğim şartlar dahilinde bitirmek yüksek yönetici vasfı gerektirir. Bunu geçmiş yönetim başaramazdı, bu yönetim başarabilir mi göreceğiz. Piyasası olan, yüksek bonservis bedelleri önerilen (en azından bizim için) bir futbolcudan bahsediyoruz. Daha 2 sezon önce 24 milyon avro'ya transfer edilmişti.
2015 - 2016 sezonu öncesine döndük yine. O yaz dönemi serbest futbolcu piyasası öyle genişti ki sadece bu futbolcular üzerinden takımlar kurulurdu. Birçok isim vardı, Andre Ayew de onlardan biri. Swensea City onu bonservisi olmadan takımına kattı, ertesi sezon 24 milyon avro kazandı. Biz ise o piyasadan Bilal Kısa ve Jem Karacan'ı transfer ettik. Ben bu konu açıldıkça yazmaya devam edeceğim, o dönem büyük emek vermiştik. Yazıyı okumak isteyenleri de linke alayım;
Forvet için birçok isim yazdım, çoğu da iddialı isimler. Andre Ayew de onlardan biri, ayrıca tarz noktasında en çok uyacak da kendisi. Sow örneği veriyorum, sol forvet bu adam. Gomis'in yokluğunda da oynar, forvet özelliği gösterir, hızlıdır ve havadan da etkilidir. Sol kanatta zaten oynuyor, ceza sahasının içinde kalabalık olmak ve daha etki göstermek noktasında artısı büyük olur. Birçok düzeni de oynarsınız, Andre Ayew'le birlikte asıl beklediğim oyun ise 4-3-3'e biraz daha yaklaşır.
Geçtiğimiz günlerde Swensea City'nin 14 milyon avro'luk teklifini kabul etmediler. Bu sezon performansı dalgalı, rotasyonun bir parçası ama çok fazla 90 dakika çıkaramadı. Premier Lig'de 18 maçta 3 gol 1 asisti var. Transferi olası ama kiralık olarak bırakabileceklerini çok düşünmüyorum. Yönetici kabiliyeti gerektiren bir hareket, yine de maddi noktalar bizi oldukça zorlar. Javier Hernandez daha olası ki o dahi çok zor. İş Eto'o 'ya doğru sürükleniyor sanki..
Fatih Terim'in kafasında 4-4-2 mi var?
Gomis'in Kayserispor deplasmanında oynamaması üzerinden öyle haberler yapıldı ki. Van Persie yaşadığı sakatlıklardan ötürü aylarca oynayamadı ama Gomis'in yaşadığı şu sakatlık kadar konuşulmadı. Oysa tek maçlık bir durum ve sık sakatlık yaşamayan bir futbolcudan bahsediyoruz. Maddi sorunlar konuşulur oldu, ödeme güçlükleri. 1 hafta önce konuşulmayan her şeyin yeni yönetimin gelmesinin ardından konuşulması da tesadüf değil. Gomis'in yalanlaması gayet yerinde, umarım o abuk haberleri çıkaranlar biraz bakıp utanırlar.
Başka bir konu yazacaktım aslında. Kayserispor deplasmanında 4-4-2'ye yakın bir düzen vardı. Feghouli daha serbest roldeydi ama forvete yakındı, bu da bizi yeni düşüncelere itti. Belhanda'nın yedek beklemesini beklemiyordum, maç içinde ısınmaya dahi gitmedi. Soru şu, bu tek maçlık, Gomis'in yokluğu üzerine bir durum mu yoksa Fatih Terim'in kafasında bu düzen mi var.
Bunun cevabını Osmanlıspor maçında alacağız, şimdilik ancak fikir yürütebiliriz. Bir forvet gündemi var ve çeşitli isimleri konuşuyoruz. Çoğu da ufukta 4-4-2 mi var gibisinden bir soru sordurtuyor. Adı geçen isimlerin geneli Gomis'le birlikte oynayabilecek, onun tamamlayabileceği isimler. Ayrıca Eren Derdiyok'un da Kayserispor maçındaki görüntüsü fazlasıyla iyi ve sürprizdi. Benim bildiğim Fatih Hoca böyle bir performansın ardından Eren Derdiyok'u kenara almaz, Osmanlıspor karşısında Gomis'le birlikte kullanmasını bekliyorum.
Bir soru daha, peki Belhanda ne olacak. Sevdiğim ve Fatih Hoca'yla birlikte gelişim göstereceğine inandığım bir isim olduğunu çok kez yazdım. Kayserispor maçında kenara alınması sürprizdi, hele ki Feghouli'nin Belhanda'nın pozisyonunda oynatılmasının ardından. 4-4-2 gibi düzenleri konuşurken Belhanda'yı o düzen içinde düşünmek zor. Forveti tamamlayan isim olamaz, Feghouli daha hareketli olduğu için oraya yakın. Ayrıca bir sağ kanat, 4-4-2'ye uyacak bir profil. Belhanda'yı ancak sol tarafa yazabiliriz, 4-4-2'nin sol tarafında da istediğimiz neticeyi vermez.
4-4-1-1, 4-2-3-1, 4-1-4-1 gibi düzenler gerekiyor. Dediğim gibi, Belhanda sorusunun yanıtını Osmanlıspor maçı verecek. Ben yine Kayserispor düzenine yakın bir format bekliyorum ve Gomis / Eren Derdiyok ikilisini birlikte izlememiz daha olası. Hoca genelde kazanan kadroyu bozmaz, hele ki böyle performansların ardından bir şans daha verir. Yasin Öztekin yerine Garry Rodrigues yazılır, sağa Feghouli geçer..
24 Ocak 2018 Çarşamba
Samuel Eto'o & Galatasaray, bakalım gün sonunda kim alacak
Eto'o transferini takiben 2 yıldır konuşuyoruz. Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş üçgeninde sürekli haberleri çıkar, gitti gidecek denilir ama günün sonunda Antalyaspor'da kalır. Sportif Cümleler'de de sık sık bu konuya değinirim, yine farklı şeyler yazmayacağım. Yeni bir transfer döneminin içindeyiz ve Eto'o nun olası transferini konuşuyoruz. Beşiktaş'la başlamıştık, gün sonunda yine Galatasaray'a döndük.
Bu sefer bir fark var. Antalyaspor'un yönetimi ve zihniyeti değişti, konuşulması gereken ilk şey bu. Sezon başında kadroya kattıkları birçok önemli isimle yollar ayrıldı, son halka da Nasri olacak. Eto'o da bu halkanın bir parçası olacak, çünkü sezon sonunda sözleşmesi bitiyor. En azından 1.5 sezon daha üst seviyede devam etmek istediğini biliyorum ve onun adına Galatasaray, Fenerbahçe veya Beşiktaş gibi takımlar oldukça cazip. Antalyaspor da bu konuda herhangi bir zorluk çıkarmayacaktır.
Eto'o benim yanıldığım isimlerden biri. Antalyaspor'a gelirken "para" faktörünü ön plana çıkarmış ve herhangi bir şey beklememek gerektiğini yazmıştım. Son dönemi düşüşteydi çünkü, ayakta dahi durmakta zorlanıyordu. O ise inanılmaz şekilde Antalyaspor'u sahiplendi ve büyük bir lider gibi hareket etti. Onun önderliğinde de ligin renkli takımlarından biri olmayı başardılar, Eto'o da çok büyük işler yaptı.
Bu tarz forvetler için bir yorumum vardır, genellikle Türkiye'de istisnasız şekilde ayağa kalkarlar. Gekas, Vagner Love, Arouna Kone, Adebayor gibi birçok örnek var. Ne kadar düşüşte olsalar da kaliteleri ve oynadıkları takımın beklentileri ölçüsünde Türkiye'de ayaklanıyorlar. Yine de Eto'o 'da bunu beklemiyordum, o ise belki de hepsinin üzerine çıktı. Antalyaspor formasıyla 2.5 sezonda 77 maçta 44 gol 14 asisti var, bu sezon da 15 maçta 6 gol 3 asist. 36 yaşına gelse de en azından 1.5 sezon için atımlık bir kurşunu kaldığını düşünüyorum.
Geçici çözüm nihayetinde, ekonomik şartları da göz önünde bulundurmak lazım. Şu aşamada Eto'o yu transfer etmek şartları o kadar zorlamayacaktır. 36 yaşında, çok büyük bir tecrübesi var ve Türkiye'de yaptıklarıyla da üzerine fazla konuşulmaması gereken bir isim. Evra için yaptığım yorumlar onun adına da geçerli, bu tarz geçici bir çözümde yaş durumuna takılmam. Maddi şartlar neticesinde konuşuyorum, başka bir dönemde bu transfere hayır diyebilirdim.
Javier Hernandez'i de yazdım, imkan varsa elbette tercihim o olur. Günün sonunda Eto'o gelirse de hayır diyemem, anlatmak istediğim bu. Farkları ise şöyle, Javier Hernandez demek 4-4-2 anlamına gelir, Eto'o 'yla ise durum böyle olmaz. Eto'o nun egosu konuşacak burada, kenarda bekleyeceğini kabullenmesi gerekecek. Yeni bir rol onun adına ama aktif olacak, daha çok maç içinde kilit açması yönünde. Bazı maçlarda 4-4-2'ye de döner iş, Gomis'le de iyi ikili olurlar ama Eto'o 'yu ekonomik kullanma taraftarıyım. Kenarda bu tarz bir forvetin olması kıymetli, bence iş yapacağı nokta da bu.
Eto'o Antalyaspor'da forvetten ziyade oyun kurucu gibiydi. Galatasaray'da Podolski'yi düşünün, aynı tarz ama Eto'o Sneijder'in yaptığı işleri de yapmaya çalışıyordu. Büyük katkı verdi, yeri geldi tek başına takım oldu, maçlar kazandırdı. Bu sezonu ise geçen 2 yılına göre daha iyi olmasa da bu biraz sakatlıklar ve takımın durumuyla alakalı. Yaş da 36 oldu, bir yerde yavaşlıyorsunuz. Bakalım günün sonunda Eto'o 'yu kim alacak..
Javier Hernández & Galatasaray, anlamı 4-4-2'dir
Transferin bitmesine son 7 gün ve hareketlilik bekliyorum. Yeni yönetim de resmen görevine başladığına göre olumlu ya da olumsuz bir şeyler olacaktır. İş biraz daha fırsat transferine doğru kaydı, menajer önerileri bu noktada daha ağır basar. Javier Hernandez de bu yoldan Galatasaray'a yazılan isimlerden biri. Cenk Tosun'un satışı sonrası kendisini daha çok Beşiktaş için konuşuyorduk ve takip ettiğim Beşiktaşlıların istediği bir isimdi. Sonrasında onlar rotayı değiştirdi, Javier Hernandez'in ismi Galatasaray'a anılır oldu.
Menajerinin geçtiğimiz günlerde bir açıklaması vardı. Javier Hernandez'in daha fazla şans bulacağı bir takıma gitmek istediğini söylüyordu. Ufukta 2018 Dünya Kupası var ve o kupada yer alacak ama kendi takımlarında beklediğini bulamamış isimleri çeşitli kulüplere giderken görüyoruz. Değerli bir futbolcu, Beşiktaş'ın da 8.5 milyon avro gibi bir bonservise anlaşma sağladığı söyleniyordu. Şundan yazıyorum, ederini bilelim diye. Bonservisle bu transferi gerçekleştirmek imkansız, kiralama ihtimali var gibi görünüyor ki fazlasıyla fırsat transferi demek bu.
Geçenlerde bahsettiğim konuya geliyoruz, bu transferi kiralık olarak bitirmek "yönetici kabiliyeti" gerektirir. Şu an şartlar değişti, yeni yönetimin nasıl aksiyon alacağını bilmiyorum. Javier Hernandez görüşmeleri de geçen haftadan kalan bir durum, hocanın da istediği isimlerden biri. Ahmed Musa'yı çok konuşuyorduk, onun CSKA Moskova'ya döneceği açıklandı. Andre Ayew ismi geçti dün de, onu da yarın için yazarız. Bu isimler de kiralık olarak gündemde ve Jordan Ayew'in de West Ham futbolcusu olduğunu belirtelim. Sezon başında Feghouli'yi oradan almıştık, iyi ilişkiler var mıdır dersiniz.
Ahmed Musa ve Andre Ayew gibi isimler kanat özellikli forvetler. Ahmed Musa daha hızlı bir futbolcu, Andre Ayew ise tarz olarak benzetmek gerekirse Sow gibi. Gomis'in yokluğunda da forvet oynar, orayı doldurur, sol tarafa da yazdığınızda forvet özelliği gösterir. Hızlıdır, hava hakimiyeti vardır ve benim asıl tercihim o olurdu. Javier Hernandez de kanatlar ya da forvet arkasında oynayabilir ama bu adam tam bir golcü, forvet olarak düşünmek lazım.
Javier Hernandez'in anlamı 4-4-2'dir. Gomis'le birlikte oynarlar ve özellikleri itibariyle de birbirlerini iyi tamamlarlar. Gomis daha pivot santrafor gibi oynamaya başladı, takım onun fizik gücünün farkında. Duvar oluyor, servis yapıyor, top saklıyor ki Drogba / Burak Yılmaz gibi düşünün. O takımın golcüsü Burak Yılmaz'dı ve Drogba'nın onun üzerinde etkisi büyüktü. Gomis'in de Javier Hernandez üzerinde etkisi büyük olur. Javier Hernandez iyi bir bitirici, 1.75'lik boyuna rağmen havadan da iyi bitirir, hızlıdır, hareketlidir. Ben beğenirim kendisini ve bu ligin de üzerinde görürüm.
Yaz döneminde Leverkusen'den 17.8 milyon avro'ya transfer edilmişti. Bu sezon 18 maçta 5 golü var ve beklentiyi karşıladığını söyleyemem. Bilic sonrasında ise pek fazla 11'i yok, genellikle kenardan geliyor, kısa süreler alıyor. Bu da ayrılmak istemesine sebep, Dünya Kupası'nı düşünerek böyle bir karar aldı. Menajeri takım arıyordu ve 4-5 kulübün ilgisinden bahsetti. Bunlardan birinin Galatasaray olduğunu düşünüyorum, umarım bu iş gerçekleşir..
Ligde forma giydiği son 10 maçta 3 gol 4 asist ve hala tam anlamıyla hazır değil
Feghouli'nin hala hazır olmadığı halinden bahsedelim. Hazır değil diyorum, dün Kayserispor maçının 2. yarısında nefesi kesildi mesela, tempoyu kaldıramadı. Ocak ayı kampı onun için kıymetliydi, elbette eksiklerini giderdi ama zamanla çözülecek bir konu. Yaz kampı görmemiş olması ve ligin ilk yarısındaki o 1 aylık oynamama durumu Feghouli'yi çok etkiledi.
Tüm bunlara rağmen şöyle bir istatistik var. Ligde forma giydiği son 10 maçta 3 gol 4 asist yaptı, Galatasaray adına hücumu sürükleyen isimlerden biri. Bana sorarsanız isim anlamında ligin en kaliteli kanat oyuncusu da ama hazır olmasını bekliyoruz. Önümüzdeki dönemde vereceği katkı çok daha büyük olacak, Fatih Hoca da Feghouli üzerinde ısrarcı olacaktır.
Kayserispor maçı bir örnek, Belhanda kenara geliyor ve onun pozisyonunda Feghouli oynuyor. Tudor dönemi forvet arkası performansları o kadar iyi değildi, Fatih Hoca ise o pozisyonda da katkı alacak gibi. Ön alan mücadele istiyor, bunu Belhanda da yapıyordu ama forveti gerektiği yerde ikileme noktasında karar Feghouli oldu gibi. Belki de Gomis'in yokluğu böyle bir tercihi beraberinde getirdi ama tutan bir düzen izledik.
Feghouli'nin artısı Belhanda'ya oranla topla daha hareketli ve hızlı olması. Ön alanda baskı sonrası kapılan topları daha iyi kullanabilmek ve hareket getirme noktasında ilk yarıda büyük etki etti. Baskısı ve mücadelesi de iyiydi, 2. golü getiren isim de oldu. Nefesi 2. yarıda yetmedi, bu devamlılığı 90 dakikaya yaysa bambaşka şeyler konuşuruz. Oyundan alınması doğruydu, bunu Feghouli de biliyor.
Bu Belhanda'yı yemek değil, maçına göre hamleler yapılır. Yarın Garry Rodrigues sola, Feghouli sağa geçer ve Belhanda'yı da yine isteriz. O da kötü durumda değil, Kayserispor maçının kurgusu böyleydi sadece. Eminim o da üzerine koyacak ve gol / asist noktasında daha iyi rakamları konuşuyor olacağız. Bireysel noktada kaliteli ve keyif veren hücumcularımız var..
23 Ocak 2018 Salı
Fatih Hoca, Donk'una kadar kazanma yoluna gitti ve sonuç ortada
Galatasaray'ın kulübesi zayıf, bunu yine yazıyorum. Tudor dönemi de şikayet ediyordum, bugün de fikrim değişmiş değil. Mevzu başka, iş mevcuttan en azından katkı almaya çalışmak. Şu, şu, şu adamı sildim, daha şans vermem diyerek yürümüyor, bazı kazanımları siz yapacaksınız. Teknik direktör dokunuşu böyle bir şey, mevcut olanı yükseltmek.
Fatih Terim'in şu aşamada en büyük dokunuşu da budur. Yok dediğimiz, Ocak ayında ayrılır diye beklediğimiz isimlerin dahil rotasyona dahil olması. Tudor'u oyunu okuması anlamında eleştiriyorduk, kendisini savunanlar ise "kulübe zayıf" diyerek işin içinden çıkıyordu. Bugün bir şey değişmedi, bir tek Tudor'un kadro dışı bıraktığı Hakan Balta geri döndü. Ama Fatih Terim katkı alabiliyor, Kayserispor maçında öyle dokunuşlar yapıyor ki maçı size getiriyor.
Gomis, Fernando ve Maicon gibi 3 as ismin sahada olmadığı Kayseri deplasmanında galibiyeti almak zor iş. Galibiyeti almak bir yana, ilk yarıdaki görüntüyü yaşatmak bambaşka. Tudor olsa bu kadar eksikle Kayseri deplasmanına mağlubiyet yazardım diyordum, bu isimler olsa dahi galibiyet alacağımız meçhuldü. Oynanan maçlar bunu gösterdi, bu tarz maçlarda hep sorun yaşadık. Kenara baktığında oyuna doğru müdahale yapamadı çünkü, kulübe yok dendi ama en azından mevcudu kazanma anlamında çabalamadı bile.
Fatih Hoca ise Donk'una kadar kazanma yoluna gitti. O Donk da Kayserispor maçında sizi kurtaran isimlerden biri oldu. Tolga Ciğerci / Donk değişiklikleri kıymetliydi, o andan itibaren Kayserispor baskısı kırıldı. Selçuk İnan / Feghouli çıktıktan sonra "topu kim kullanacak" dense de o an sürekli atak yiyorduk, pozisyona giremiyorduk. Bu hamlelerin ardından ise hava savunması güçlendi, daha agresif kaldık, tempo geri döndü ve pozisyonlara girmeye başladık. Garry Rodrigues ve Sinan Gümüş'ü iyi kaçırdık, 3-1 daha önce de gelebilirdi.
Donk'un yine kontrolsüz bazı faulleri var, ona yapacak bir şey yok. Bu adamı koşarken gördük, ben buna takılıyorum. Zaten üstün bir fiziği var ve oynadığı pozisyona göre top tekniğinin de iyi olduğunu düşünüyorum. Sinan Gümüş'e attığı pas mesela, enfes bir asist olabilirdi. Rakip de o aralar çok fazla uzun top kullandı, Donk bu noktada Maicon'un yokluğunda sorun yaşatmadı. Kazanılıyor yani, denemeniz gerekiyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)