İlk Mağlubiyet {Sturm Graz:1-0:Galatasaray}

Avrupa Ligi'nde son maçlar bugün oynanmaya başlandı. Grup maçlarının resmen tamamlanması takımların Şubat'a kadar yalnızca liglerine yoğunlaşacak olması sebebiyle bu maçlarda alınacak sonuçlar önemliydi. Fakat Galatasaray uzun süredir ilk kez işini son maça bırakmayıp, kendi göbeğini kendisi keserek bir üst tura adını geçtiğimiz hafta yazdırmıştı. Bu hafta çıkılan Sturm Graz maçı ile de Avrupa'da grup defterini kapadı. Avrupa Kupası maçlarında hiç kaybetmeyen Galatasaray son puan kaybını da yine Graz'a karşı Samiyen'de almıştı. Bugün de malesef yedek kadroyla çıkılan karşılaşmadan mağlup ayrılan taraf oldu. Maça dair yazacak çok bir şey yoktu aslında. Keita'nın kendi çabasıyla takımı taşıması ve sahanın yıldızı olduğu gibi maçın da adamı olması güzel oldu. Şimdi gözler cuma günü yapılacak kura çekiminde. Çekilecek kuralardan önce kura şansının yanımızda olmasını diliyoruz. Kuraların ardından ise cumartesi akşamı Gençlerbirliği ile maçı yapıp tatile giriyoruz. Şimdi gelelim maça..

Genel itibariyle keyifsiz bir maç oldu. A takımdan bir tek Servet ve Keita ile sahadaydık bugün. Defansta, ortasahada ve forvette yedek kadro vardı Graz deplasmanında. Kadroya bir göz gezdirelim istiyorum bu noktada.

• Aykut; maçın genelinde çok rahatsız etmedi beni. Golde topu sektirmemiş olsaydı daha iyi olacaktı. En azından Leo gibi macera aramıyor yani.
  
• Alpaslan; A takımdan paf takıma gönderildiğinden beri tam bir depresyon içindeydi. Bugün sahaya çıkmak, ilk onbirde başlamak onun için çok önemli olsa gerek. Ne kadar iyi bir futbolcu olursa olsun, eğer sağ bek için düşünülüyorsa, Sabri'yi hele ki Uğur'u yedek bırakamaz üzgünüm..
• Servet; Sahanın en kötülerindendi. Maç temposu onu yormuş olacak sanırım. Son maça da bir gayret çıkabilirse iyi olacak.
• Emre Aşık; Onu izlemeyi özlemişim. Hata da yapmış olsa, kötü de oynamış olsa benim gözümde kredisi bol. İzlemeyi seviyorum Emre'yi.
• Caner Erkin; Maçı izlerken milletin onda ne gördüğünü düşündüm. Hani herkesin gördüğü benim görmediğim ne olabilir? dedim. Çünkü daha Caner'i eleştiren bir tek cümle okumadım. Herkes beğenebilir. Ben beğenmiyorum. Sol kanatı hiç kullanamadık sayesinde, ama rakip bir hayli kullandı.
• Tobias Linderoth; Yanlış değilsem 60 dakika sahada kaldı. Ve yerini Mustafa'ya bıraktı. Sakatlık belasını atlatmış gibi görünse de hala istediğimiz kıvamda değil malesef.
• Barış Özbek; Sahada gereksiz maceralara giriyor. Önceden şut falan çekerdi, ceza sahasının içinde savaşırdı. Santra çizgilerinin içine hapsolmuş gibi görünüyor.
• Ayhan Akman; Hep eleştirdiğimiz gibi. Sahaya kaptan olarak çıktı ama daha kendisini yönetemiyor, nerede kaldı takımı yönetmek..
• Keita; Sahanın tartışmasız en iyisiydi. Orta sahadan, defanstan gelip toplar aldı, Serdar ve Aydın'a toplar çıkardı. Kendisi gibi bir tane daha olsaydı bu maçtan farklı galip ayrılırdık.
• Aydın; Olmuyor, olmuyor, olmuyor. Hadi Servet'in dökülmesini anlarım, maç yorgunluğudur der geçerim. Bu çocuk nerde nasıl böyle dökülüyor anlamıyorum yahu!
• Serdar; Caner sol kanatta o kadar kötüydü ki bu Serdar'ı da ister istemez etkiledi. Bir de takımdan çok pas alamadığını söylemek lazım. Çocuğu genç diye ezmiyorlardır inşallah. Ben başarılı buluyorum Serdar'ı. Gelecekte çok faydalanacağımızı düşünüyorum ondan.
  
• Mustafa; Oyuna sonradan girdi. Bir maç izleyemedik kendisini, özlemişim onu da :) takımdaki yeni gözdem. Kewell ile Mustafa'yı izlemeye doyamıyorum.
• Çetin Güngör; Takıma yeni dahil olan gençlerden. Sağ bek olarak Alpaslan'ın yerine girdi yanlış değilsem. İnşallah Çetin'in de geleceği olacak. Bir de boyu falan da uzun. Stoper olarak da denenebilir aslında.
  
• Hakan Balta; Servet'in yerine oyuna sonradan girenlerden. Stoperde de iş görebilen bir bek her daim sevilir sayılır. Hakan'ı da seviyoruz, son zamanlarda biraz dağılsa da..
  

Aslında prestij maçlarını çok da önemsememek lazım. Fakat yine de şu maçtan galibiyetle çıkılsaydı, hem takımın hem ülkenin puanı yükselseydi ve hepsinden önemlisi hâlâ namağlup bir takıma sahip olsaydık fena mı olurdu yahu.. Maça dair konuşacak çok şey yok demiştim. Futbolculara şöyle bir bakış attık. Eline gelen fırsatı değerlendirebildi diyeceğim bir isim olmadı, olamadı. Sağlık olsun. Kimseye üzülmüyorum şu Aydın'a üzüldüğüm kadar. Neler ummuş, neler beklemiştik oysa.. Neyse böyle maçın böyle yazısı olur idare edin :) Gençlerbirliği maçında, cumartesi akşamı keyifli bir yazı yazmak dileğiyle.. Kura şansı yanında olsun, yürüyedur Galatasaray'ım!