3 Ocak 2010 Pazar

Sinemaskop {Da Vinci Şifresi}

Kitabını geçtiğimiz aylarda bir solukta okumuştum. Evet biraz geç kalmış bir okuma oldu ama pişman değilim. Hiç bir kitaptan bu kadar etkilendiğimi hatırlamıyorum. Nefesim kesiliyordu okurken. Oldum olası severim bulmacaları bilmeceleri zaten. Gerilim türü pek tarzım olmasa da kitabından bu kadar etkilenmişken filmi izlememek ayıp olurdu. Dün akşam da Fox Tv'de filmini izledim. Sonda söyleyeceğimi yine başta söyleyeyim. Görsel hafızamı daha rahat kullanmama rağmen, film beni kitap kadar etkilemedi. Aslında kitapta okurken gözünüzden kaçan bazı ayrıntıları filmde daha net görüp algılayabiliyorsunuz. Fakat kitabı öyle nefes nefese okumuş, okurken öyle heyecanlanmıştım ki film çok fazla etkileyemedi. Bilmiyorum belki de sonunu bildiğim için etkilenmemiş olabilirim. Yine de keyifliydi. Oyunculuklar çok başarılıydı. Leon'dan itibaren Jean Reno hayranı olan ben bu filmde onu görünce bir kez daha izleme isteği duydum. Filmde kitaba bağlı kalınsa da yer yer farklılık göstermesi dikkatimi çekti. Örneğin son sahnelerden birinde kitapta Sophie'nin erkek kardeşiyle buluşmasıydı. Filmde Sophie'nin erkek kardeşini göremedik.

Filmde yüzyıllardır korunmaya çalışılan Hz. İsa'dan süregelen bir sırdan bahsediliyor. Bu sırrı korumakla görevli tapınak şövalyelerinin son 4 temsilcisinin öldürüldüğü gece filmin başlangıç gecesi. Tapınak şövalyelerinin tarihinde Isaac Newton gibi, Leonardo Da Vinci gibi ünlü isimler vardı. Hatta Leonardo Da Vinci bu sırrı saklamak için kimi resimlerinde şifreler veriyordu. Kitabın adı da buradan geliyor. Filme dönecek olursak; bu öldürülenlerden birisi Louvre Müzesi'nin müdürüdür. Ki kendisi aynı zamanda Sophie Neveu'nun da dedesidir. Ölmeden önce vücuduna bir şekil çizen müze müdürünün yanında da bir not vardır. Bu not Sophie ile İngiliz Simgebilimci Robert Langdon'ın yollarını kesiştirir. Bu arada Langdon, sırrı ele geçirmeye çalışan Opus Dei tarikatına üye olan ve Louvre cinayetinin katilini bulmakla görevli olan Yüzbaşı Fache tarafından katil olduğu yönünde suçlanmaktadır. Film boyunca hem sırrı çözmeye çalışan hem de sırrı ele geçirmeye çalışan kötü güçlerden kaçan ikili maceradan maceraya sürüklenir. Karışık kelimeler, anagramlar, kripteksler, bulmacalar, şekiller filmin heyecanını üçe beşe katlar. Kitabın filmleştirilmesi, Opus Dei adı verilen tarikatın ayinlerinin gösterilmesi, kilise yönetiminin insanları öldürmekle suçlanması gerçekten çok büyük bir olaydı. İnsanları zor durumda bırakacak, inançları sorgulamaya neden olacaktı. Öyle de oldu.. Kitap ilk çıktığında Vatikan bir hayli zor durumda kalmış, Dan Brown büyük suçlamalarla karşı karşıya gelmişti. Filmle de daha geniş kitlelere hitap eder hâle geldi. Kitaptan da filmden de keyif aldım. Bu yüzden benim için problem yok :) Hem Hz. İsa'nın soyunun devam etmiş olması gerçekten çok büyük bir olay olabilirdi. Gerçekten böyle bir şey varsa tabii.. Neyse filmle ilgili bilgilere geçelim;


IMDB Puanı: 6.4/10

Yapım: 2006 ~ ABD

Tür: Dram, Gerilim, Gizem, Polisiye

Yönetmen: Ron Howard

Senaryo: Akiva Goldsman

Senaryo (Kitap): Dan Brown

Yapımcı: Dan Brown, Brian Grazer, John Calley, Todd Hallowell

Görüntü Yönetmeni: Salvatore Totino

Müzik: James Horner

Süre:2 saat 29 dk

Gösterim Tarihi: 19 Mayıs 2006

Oyuncular: Tom Hanks, Jean Reno, Audrey Tautou, Ian McKellen, Alfred Molina

Konu: Simgebilimci Profesör Robert Langdon’a bir toplantı için Paris’tedir. Gece oteline gelen bir telefonla polis tarafından Louvre müzesine çağrılır. İsa’nın Son Yemeği’nin sergilendiği salonda bir cinayet işlenmiştir. Kanının son damlasıyla cinayet mahalline şifreli ipuçları bırakan kurban, Langdon’u aynı gün telefonla aramış bulunan Müze müdüründen başkası değildir.Polis müfettişi Bezou Fache için Langdon sadece şifreleri çözecek isim değil, potansiyel katilin ta kendisidir. Fransız polisinin şifre çözme uzmanı genç ve güzel Sophie Neveu olaya karıştığında, herşey, göründüğünden çok daha karmaşık ve tarihin akışını değiştirebilecek bir sırrın etrafında düğümlenmeye başlayacaktır.

Gerilim filmlerini sevenler için tavsiye ederim. Imdb notunun düşük olmasının tek sebebi, kitap sebebiyle beklentilerimizin biraz daha fazla olmasıydı. Aslında vasatın çok çok üstünde bir film. Fakat kitap o kadar başarılıydı ve ses getirdi ki, film biraz gölgesinde kaldı kitabın.. İyi seyirler.

2 yorum:

  1. Kitap daha ayrıntılı olduğu için zevkli.

    Filmde birçok şey atlanmış. Zaten tek filme de sığmazdı.

    Müthiş bir eser. Dan Brownın diğer eserler gibi..

    YanıtlaSil
  2. Sıraya melekler ve şeytanları aldım ben de :)

    YanıtlaSil