28 Kasım 2011 Pazartesi

Beşiktaş'ın Kontra Futbolu, Quaresma'nın Yükselişiyle Taçlanıyor

Alanzinho ve Adrian arasında gidip geliyor Trabzonspor ve son zamanlardaki tercih de genellikle Alanzinho'dan yana oluyor. Çünkü Alanzinho demek tempo anlamına geliyor, daha hızlı ve çok daha seri bir futbol oynama isteği. Sorun ise şurada, Alanzinho istikrarsız bir futbolcu. Size maçı da getirir ama maç içerisindeki gereksiz bireyselliği de hücumlarınızdaki verimi düşürebilir. Adrian'la ise daha kontrollü oynarsınız, ayaklar daha bi yere basar.

Şenol Güneş'in tercihi bu anlamda önemli ve o da tempodan yana kullandı şansını. Çünkü Beşiktaş, önceliğini rakibi durdurmak üzerine kurmuş, Burak Yılmaz'a akan yolları tutarak. Eksiklerin de çok olması bunda etmen olabilir ama İbrahim Toraman'ın orta saha tercihinin altında bu yatıyor. Şöyle düşünebiliriz, El Clasico'lardaki Mourinho'nun Pepe'yi orta sahada kullanma tercihi gibi. Fark ise şu oldu, bu tercih başarılıydı. İbrahim Toraman'ın da varlığı Beşiktaş orta sahasını kalabalık ve direnç gücü anlamında yüksek kıldı ve bu da orta saha üstünlüğünü onlara getirdi.

Fernandes'in varlığı da önemli burada ve Carvalhal için ne kadar acı bir tablo oysa. Fernandes'i çok gereksiz yere silmişti, bu maçta zorunluluktan ona döndü ve faydasını da fazlasıyla aldı. Fernandes, Ernst ve Toraman'ın oluşturduğu orta saha fazlasıyla dirençli ve Fernandes gibi bir ayağın bu orta sahada bulunması ayrıca hücum organizasyonu anlamında önemli.

Şunu da eklemeli ama, Beşiktaş önceliğini rakibi durdurmak üzerine kurarak, bulduğu açık alanlarda Quaresma'yı çok doğru kullanıyor iki haftadır. Bu maçta da Quaresma'nın etkisi birçok pozisyonu da beraberinde getirdi ve Beşiktaş adına maçların anahtarı bu olmaya başladı.

Trabzonspor ise oyuna hükmetmek isteyen taraftı. Alanzinho'nun fazlasıyla hücumsal futbolu onları orta sahada {hele de böylesine dirençli bir orta saha karşısında} zayıf bıraktı. Zokora ve Colman işlerini fazlasıyla yapmalarına rağmen, daha çok mücadelenin içerisinde kaldılar ve Trabzonspor'un ataklarının sihiri kanatlara kaydı biraz. Serkan Balcı'nın sağdan geldiği anlarda etkili oldular aslında, Halil Altıntop'un hareketli oyunu, Burak Yılmaz'ın da Inter maçına göre daha da iyi görünmesi Trabzonspor'a pozisyonları da getirdi ama değerlendiremediler. Maçtaki tempo oldukça yüksekti, bunun da sebebi Trabzonspor'un atak oynayıp, Beşiktaş'ın Quaresma gibi bir tempo silahını elinde bulundurmasıydı diyebilirim.

Oyun iki taraf adına da gidip geliyorken, oyuncu değişiklikleri maçın skorunu tayin edecekti ve 70'den sonra gelen Pektemek ve Holosko hamleleri Beşiktaş hücumlarının tarzını biraz daha hıza çevirdi, Trabzonspor da kazanmak için yüklendikçe Quaresma silahının yanına Holosko'nun da açık alanlardaki etkisi gelince maçın seyri Beşiktaş'a döndü. Aslında Carvalhal'in risk aldığını söylemek lazım ama kazandıysanız bu risk tutmuştur ve başarılı olmuşsunuz demektir. Penaltı ve kırmızı karttan sonra da Trabzonspor'un bütün dengesi bozuldu zaten, hamle anlamında çok geç kaldılar, neticesinde de kendi sahalarında önemli bir 3 puanı rakibe vermiş oldular.

1 yorum: