
Fatih Terim'in takımlarının esas dayandığı nokta mücadeledir, savaşırlar, agresiftirler. Sezon başı ise takım için söylenen tam zıttıydı, kart bile görmüyordu bu takım ama savaşıyordu. Karabükspor maçında başladı herşey, Muslera'nın yediği kırmızı kart ve o günden bu yana yenen kırmızı kartlar bir yaşam biçimi oldu. Mücadeleci, savaşan bir takımın olmazsa olmazıdır aslında kart görmek, gerek pozisyon icabı, gerekse agresiflikten ama yenen hiçbir kartın Engin Baytar'ın yediği kırmızı kart gibisinden bir açıklaması olamaz.
Sorumlu davranmanız gerekir, o an takımın durumunu düşünüp. Yaptığınız hareket size birşey getirmiyor ama o hareketi de yapmaktan geri durmuyorsunuz. Sabri Sarıoğlu'nun Gaziantepspor karşısında çift sarıdan yediği kırmızı kartı hatırlayın. İkinci sarı kartında yaptığı hareket faul değildi ama o maçın da getirdiği şehvetle abartılı tepkisine devam etti ve kırmızı kart gördü. Takımın o an yaşadığı duruma bakınca yememesi gereken bir karttı ama o dakika sorumlu davranamadı. Bunu da aşabileceğini sanmıyorum, çünkü onun yapısı bu.
Engin Baytar da tartışılan bir futbolcu. Sorunlu damgasını üzerine yemiş, bu damganın üzerine de güzel çizimler yaparak bunu tasdikleyen icraatları oldu. Yeteneklerinden kimsenin şüphesi yok ve bu sorumlu damgasına rağmen kariyerine baktığımızda sürekli yükseliş gösteren bir isim, transferleri bizlere bunu gösteriyor. Ama fazlasıyla agresif, mücadeleci ve saha içerisindeki çoğu hareketi itici olabiliyor. Yine de fazlasıyla güvendiğim ve şans vermekten asla kaçınmayacağım bir isim olurdu, Fatih Terim de böyle düşünüyor.
Yediği kırmızı karta bakıyoruz. Kaleci hızlı bir şekilde topu oyuna sokmasın diye her maçta her futbolcunun yaptığı gibi kalecinin önünü geçiyor ama kaleci onu itekliyor. Bu penaltı yani, hatta yardımcı hakem de bunu gördü, bayrağını Galatasaray lehine salladı ve vazgeçti. Olabilir ama hata derim buna, gözden kaçabilir. Mesele değil bunlar, bu tip penaltıların çalındığını da fazla görmemişizdir zaten. Ama o Engin Baytar, kaleci topu oyuna soktuktan sonra gidip kaleciye çok sağlam bir kafa atıyor. Ne bileyim, göbeğine atarsın, hafif dokundurursun, var bunun örnekleri. Engin Baytar, bildiğin direk kafayı atıyor ve kırmızı kart görüyor, takımın da bütün ayarlarını haliyle bozuyor.
Yanlış bir hareket, fazlasıyla hem de. Fenerbahçe maçını da kaçıracak büyük ihtimal ve 1-2 haftalık vadede de takımın ayarlarıyla oynadı. Pişmandır elbet ama aynı şey yine olsa yapar, bu kesin bir durum. Engin Baytar'ı alan buna katlanır diyebilirsiniz ama Fatih Terim'in bu durumu yola koyacağını düşünüyorum. Eğer bu kırmızı kart olmasa, maçın adamı kim diye bizlere sorduklarında Engin Baytar cevabını verecektik.
Takıldığım nokta ise Elmander. Kasıt var, yok tartışmaları var. Elmander'i biraz tanıyan bilir, kasıtlı bir şekilde o hareketi asla yapmaz. Baytar'ın kırmızısını hatırlayın, kırmızı yedi diye fırça atıyordu Elmander ona. O fırçayı atan 10 dakika sonra o hareketi yapacak kadar cahil olamaz, tamamen topa gitmek isterken hiç önüne bakmadan koşmaya çalışıyor ve Hayrettin'in ayağını altına alıyor. Direk kırmızı, bu çok açık. Kırmızının da kasıtla alakası yok, arkadan yapılan bir hareket ve cezası belli. Ama Elmander'e yapılan yaklaşımlar da yanlış.
Son nokta ise şu, Engin Baytar acaba maçtan sonra Sercan Yıldırım'dan özür dilemiş midir?
3 paragrafta ''sorumlu'' yazmışsın. ''sorunlu'' demek istemişsin sanırım? güzel yazı, eline sağlık.
YanıtlaSilBen Elmander'e gösterilen kartın ağır olduğunu düşünüyorum, futbolcu maç içinde koşarken yere bakmaz ki, bunu futbol oynayan herkes bilir, oyuncu hedefine bakarak koşar, Elmander de ileride pres yaparken farkında olmadan oyuncunun ayağını ezdi, sarı kart gösterilebilir ama kırmızı çok ağır oldu. Asıl vahim olan, federasyonun vereceği karar, onlar da Elmander'in pozisyonunu kasıtlı bir faul olarak değerlendirirse fenerbahçe karşılaşmasında onu da göremicez kadroda, işte o zaman tehlike çanları çalacaktır Galatasaray açısından.
YanıtlaSilşehvet yerine tutku veya heyecan kelimelerinden birini kullanman daha yerinde olur. Şehvet "genelde" cinsel isteği belirtmek için kullanılır, aşırı istek için kullanıldığı bağlamlarda olur elbet ama yine de oldukça eğreti duruyor.
YanıtlaSilsercan olayı nedir?
YanıtlaSilSadece 7 dakika sahada kalabildi Sercan. Oyuna sonradan girdi ve çıktı. Bir futbolcu için üzücü bir durum, sebebi de Engin'in kırmızısı. O manada dedim yani, olay yok :)
YanıtlaSilpozisyon tekrar tekrar ve tekrar izlendiğinde elmander'in bir ara hayrettin'in ayağına baktığı ve sonra bastığı görülüyor, ne yazık ki pozisyonda kasıt var ve arkadan bilerek basılıyor.
YanıtlaSil