2 Mart 2012 Cuma

Mateo Ferrari'nin ABD Günleri Başlar

Çıkışların ve inişlerin adamı oldu o da. Arkasına mükemmel bir Seria A kariyerini alarak Beşiktaş'a transfer olmuştu ve geldiği sezonun ilk yarısında da harika bir performans göstermişti. Ferrari'yi konuşuyorduk fazlasıyla o dönem ama devamında gelen sakatlık süreci derken bir türlü o iyi haline geri dönemedi. Tabii Ferrari'nin maliyeti de yüksekti, o kariyeri neticesinde önemli bir rakam alıyordu Beşiktaş'tan.

Schuster'le yeni dönem derken bir anda gözden düştü, gönderilmek istendi ama kimse Ferrari'nin aldığı yıllık ücretin külfetine girmedi. Haliyle de takımda kaldı, yine de şans buldu ama Fenerbahçe maçındaki Lugano ile yaşadıkları pozisyon neticesinde gözden tamamen düştü ve ortadan kayboldu. Yukarıda da dediğim gibi yıllık ücreti büyük bir külfetti, bir dönem parasını alamadı, davalar falan derken davasını da kazandı ve Beşiktaş tarihindeki isabetsiz ve sorun çıkaran isimler arasında yerini o da aldı.

Bu tazminatlar mevzularından çok çekti Beşiktaş. Aslında şimdiye kadar herhangi bir takımla anlaşmamasından ötürü futboldan koptu gözüyle bakıyordum ona, o istek yoktu zaten, olayı zaten paraya bağlamış belli. Kariyer anlamında yapacağını zamanında yaptı, haliyle de yine paraya yöneldi ve ABD Ligi'ne o da adım atarak Montreal formasını giymeye başlayacak. 32 yaşında şu aralar, 2-3 yıl da orada takılır, önemli bir rakam kazanır ve futbol hayatının son döneminde kazandığı büyük paraları rahat rahat harcama fırsatını yakalar. Garip bir adamdı zaten, unutulmayacaktır.

3 yorum:

  1. bu hafta Henry'nin gol showuna seyircilik yaptı. Oyuncu kalitesi için söylenecek söz yok. Klasik ödemekte zorlanacağı rakamlara oyuncu transfer eden yönetici sisteminin çarpık ortamında kalitesinden yararlanamadığımız oyuncular arasına girdi. Türkiye ligi için 5-6 sezon daha top class bir adamdı.

    YanıtlaSil