4 Mart 2012 Pazar

Servet Çetin'i Maç Kafilelerinde Görememek Güzel

Servet Çetin'i artık maç kafilelerinde de görmemeye başladık. 11 oynamasını, ilk 18'e falan girmesini geçtim, maç kafilesine dahi alınmıyor. Bir Mehmet Batdal, bir Serkan Kurtuluş misali idman futbolcusu gibi, onu sadece idman fotoğraflarında görüyoruz. Bir bakıma zaman dolduruyor, zorunlu hizmet misali. Sözleşmesinin son ayları ve gelecek planlarını yapıyor. Sezon sonunda olası şampiyonlukta da atılan goller misali sevinmeyecektir, mutsuzluğu her halinden belli.

Ama bu konuma kendisini yine o getirdi. İlk geldiği dönemleri hatırlayın, Kalli'li zamanlar. O dönem gelen şampiyonluğun kilit isimlerinden biri olmuştu. Servet Çetin şu duruşu bizlere göstermişti ve herkes de bu olayı oldukça beğeniyordu. Hangi takıma giderse gitsin elinden geleni yapıyor, hakkını veriyordu formanın. Hangi takımın taraftarı onu bile bilmiyoruz, bu güzel bir özellikti, tabii ilk zamanlar. Sonrasında bunu sık sık dile getirince durum biraz baymaya başlıyor, fazlasıyla sivri bir şekilde ön plana çıkıyor ve haliyle de sevilmeyen isim olabiliyorsunuz.

Rijkaard'lı günler Servet Çetin'in bütün imajını bitirdi, yukarıda dediğim açıklamalar sayesinde o kredisini tamamen öldürdü ve belki de yapmadığı herşey onun üzerine ihale olarak kaldı. Maç satma, teknik adamın arkasını oyma olaylarından bahsediyorum. Devamında da Fatih Terim ona beklediği şansı yine verdi ama Terim'le bile tutunamıyorsanız artık tutunamazsınız ve sezon sonu o yol sizinle ayrılır.

Ne olursa olsun Servet Çetin'in hala bir adı var, bu ad onu bir zamanlar olduğu gibi Marsilya gündemine getirmez ama en azından Süper Lig'de kafaya oynayan takımlar için gündeme getirebilir. Benim düşüncem ise Anadolu yollarının ona görüldüğü ve Galatasaray'dan kazandığı paraları da bir daha kazanması zor değil, imkansız...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder