Atletico Madrid ve Avrupa Ligi Geleneği

Avrupa Ligi'ni bu sezon benim için bu kadar anlamlı kılan takım Athletic Bilbao oldu. Onların hikayesi çok başka çünkü, Avrupa Ligi'ne bu sezon havadan öte felsefe kattılar ve finali de bu kadar anlamlı kıldılar. Arda Turan'ın Atletico Madrid formasını giymesine rağmen birçok Türk taraftarın da sırf bu felsefeden ötürü Athletic Bilbao'yu desteklediğini gördük.

Ama Atletico Madrid'in de olayı çok farklı. Adamlar inanılmaz bir Avrupa geleneğine dönüşmüş durumda. 3 yıldır Avrupa Ligi oynanıyor ve 2'sini Atletico Madrid kazanmış durumda. Üstelik 2 yıl önceki final kadrolarına baktığımızda da 11 farklı futbolcuyu görüyoruz. Kadro istikrarı deriz ya, olay sanki bu istikrardan öte o geleneği kurmak.

Atletico Madrid her türlü bu kupada iddialı, gelecek sezon büyük ihtimalle yine Avrupa Ligi'nde olacaklar ve bu kupanın da en önemli adaylarından biri yine onlar. Bu kupadan önce de Avrupa sıralamasında 9. durumdalardı, biraz daha yükselirler. Yani, Şampiyonlar Ligi oynamış olsalar gelecek sezon, seri başı takımlardan biri de onlar olacak.

Maç için konuşmaya başlarsak, ilk olarak Falcao'yu anarız. Falcao'su olanın hücumda attığı adım daha sert oluyor, çünkü en imkansız durumdan bile gol kelimesini yakalayan bir futbolcu. Sezon başı çok konuşuldu, 40 milyon eder mi Falcao diye. Falcao'yu normalde yar etmezdi Real Madrid ya da Chelsea gibi transfer avcıları ama 40 milyon avro herkesi bir adım geride tuttu. Atletico Madrid ise Agüero'nun gidişinin ardından ses getiren bir adım atmak zorundaydı ve Falcao'yla da beraber bu sesi getirdi, şimdi diğer devler düşünüyor. Falcao'nun taliplerini ve 40 milyon avro'nun da üzerinde rakamları sezon sonundan itibaren konuşmaya başlarız.

Simeone etkisini de es geçemeyiz. Atletico Madrid'in sezon başında gösterdiği görüntü tamamen bir toplama takım gibisinden birşeydi, tarifi yok. Hücum oynamak istiyorlar, kazandıkları maçları farklı kazanıyorlar ama savunma anlamında sıfır durumdalar ve bu da istikrarsızlığı beraberinde getiriyordu. Simeone geldi ve ilk iş olarak savunma işini halletti, transfer bile yapmadan takım içerisinde eksik olan bölgelere takviyelerini yaptı, bazı futbolcuları kendine getirdi {Arda Turan gibi} ve en önemlisi takıma bir çehre, disiplin kattı. Devamında da son haftasına girilen La Liga'da Şampiyonlar Ligi bileti için bile umut yaratmış ve daha önemlisi Avrupa Ligi'ni kaldıran Atletico Madrid'i izliyoruz.

Bizim için bu olayın asıl önemi Arda Turan'dan kaynaklı tabii. Daha ilk sezonundan Avrupa Ligi'ni kazandı, bu büyük bir olay. Çok daha büyük bir takıma gitmeli diyenlere de en güzel cevabı verdi ve gelecek onun. Gönül isterdi ama, daha güzel bir ayrılık yaşansın ve bu gurur Arda Turan ile Galatasaray'ın diye daha içten söyleyeyim ama yine de evlat bizim evladımız, sitem sevgiden doğuyor. Bu anlamda gurur bizim, Arda Turan adına çok sevinçliyim. Futbolunu daha disipline ettiğini görmek, sistemin önemli bir parçası olması gibi şeyler güzel, Atletico Madrid'le çok güzel günler Arda Turan'ı bekler.

Athletic Bilbao'lu futbolcuların göz yaşları unutulmayacak tabii, onlar adına büyük ve gurur çok büyük ama hayal kırıklığı oldu yine de. Daha iyisini yapmalarını bekliyordum ama futbol olarakta Atletico Madrid'in bugün gerisindeydiler ve artı olarak Falcao etkisini durduramadılar. Kadroları genç, potansiyeller çok büyük, karakterler ise ondan büyük. Gelecek sezonlarda yine böylesine bir final neden olmasın demek lazım.

Sonuç olarak, kupa Atletico Madrid'in.