Kadın basketbol adına geciksek de bir yerden başlamak önemli. Sevgili Kerem Övet'le hem sezon öncesini, hem gelecek adına planları, hem de beklentiyi konuştuk. Daha düşük bütçelerle yeniden yapılanma içindeyiz ve bu yapılanma içinde beklentiyi doğru ayarlamak gerekiyor. Euroleague ve 2 Euro Cup şampiyonu takımın çok daha iyisini yapması gerekirken her sezon aynı noktaya geliyoruz.
Geçmiş yıllara oranla düşen bir profil var. Aslında her geçen yıl biraz daha bütçeyi düşürüyoruz. Bu sefer işler çok daha geç ilerledi ve hedefler mümkün olduğunca düşürüldü gibi görünüyor. Sen bu konu hakkında ne söylemek istersin, kadın basketbol takımımızı nasıl bir gelecek bekliyor?
Kerem Övet: Öncelikle bu seneki bütçenin dolar bazında son 10 yılın açık ara en düşük bütçesi olduğunu söylemem lazım. Maljkovic’in ilk geldiği ve ciddi küçülmeye gittiğimiz sezondan bile daha düşük bir bütçeyle mücadele edeceğiz.
Bu düşük bütçenin üzerine bir de menajerlerin geçmiş borçlardan ötürü bizimle çalışmak istememesi, üst profildeki oyuncuların Euroleague takımlarını tercih etmesi ve yönetimin destekleyici olmaktan çok köstekleyici tavrı eklenince Efe Hoca’ya gerçekten çok büyük bir iş düştü. Tabiri caizse şapkadan tavşan çıkartması beklendi.
Ekstra olarak da şunu belirtebilirim ki Galatasaray’ın Euroleague’e gitmek için eleme maçları oynama şansı olduğu halde yönetim kararıyla Euroleague seviyesinde bir bütçe ve oluşum gerçekleştirilemeyeceği için Eurocup’a mecbur edildi. Aslında şu durum bile konulan hedefler ve vizyon ışığında bize ciddi sinyaller veriyor. Herhalde bu sene için ana düşünce ligde playoff’a kalsak kafi desem yanlış söylemiş olmam.
Efe Güven tercihiyle başlayalım. Sence nasıl bir coach profili ve Galatasaray için yeterli düzeyde görüyor musun? Yoksa bu tercih başka soruların cevabı mı?
Kerem Övet: Bu tercih aslında senin de söylediğin gibi başka soruların cevabı. Nedir bu sorular? Birincisi bu kadar düşük bütçede ve üzerinde camia ve taraftar baskısı olan bir takımı başka bir koç devralır mıydı? İkincisi maaşların dahi düzenli ödeneceğinin hiçbir garantisi yokken kendini böyle bir riske atar mıydı? Üçüncüsü diğer düşük bütçeli takımların yaptığı gibi dört yabancıya 35 dakika civarı süre verip coaching anlamında keyfine bakmak varken Galatasaray’ın neredeyse tamamı gençlerden oluşan Türk oyuncu rotasyonunu geliştirme misyonuna başkası sarılır mıydı? Bunların cevabı hayır olduğu için verilebilecek tek karşılık Maljkovic’in yardımcılığını yapan ve gelişim takımımızın koçu Efe Güven’di.
Efe Güven’le alakalı başından beri sosyal medyada bu seviyenin koçu olmadığı hatta Fenerbahçeli olduğu gibi enteresan eleştiriler ve hatta komplo teorileri kuruldu. Ben bunlara şu aşamada katılmıyorum. Galatasaray kadrosunun Işıl ve kalan dört yabancı hariç bütün kadrosu genç yerli oyunculardan oluşuyor. Bu tip bir kadroyu tam tersine yaşlı ve üst seviye bir koç alsa muhtemelen karşılaşacağımız sonuçlar çok daha vahim olurdu. Yani kısaca Efe Güven tericihi başka soruların gereksiniminden doğsa da bu kadro ve kısıtlı yatırımın özelinde yanlış bir tercih diyemeyiz.
Peki nasıl bir takım kuruldu ve bütçe dahilinde iyi bir transfer dönemi mi gerçekleşti?
Kerem Övet: Öncelikle bu kadrodaki birçok oyuncunun ilk tercihimiz olmadığını belirterek başlamak istiyorum. Daha önce de söylediğim gibi transferde elimizin hem menajerler, hem geçmiş sorunlar, hem uzunca bir süre devam eden bütçe belirsizliği ve kısıtlılığı, hem de Moriah Jefferson’un geçmişten gelen kontratı tarafından bağlanması bizi son derece zor geçen bir transfer dönemine sürükledi.
Bu dönemde guard rotasyonumuza Moriah Jefferson ve Şerife Alperi Onar, forvet pozisyonuna Farhiya Abdi ve Sinem Ataş, uzun forvete Monika Grigalauskyte ve pivot mevkisine de Victoria Macauley ile Nazlı Bircan Gökdemir transfer edildiler. Bunun dışında kaptanımız Işıl Alben’le ve genç oyuncumuz İrem Naz Topuz’la da sözleşme yeniledik.
Bu sene kadronun en flaş ve en pahalı kontrata sahip olan ismi Moriah Jefferson ne yazık ki Galatasaray’a dönüşünde ciddi soru işaretleri barındırıyor. Bildiğiniz üzere geçen sene iki yıllık sözleşme yenilediğimiz fakat WNBA’de geçirdiği sakatlıktan sonra sözleşmesinin ilk yılını dondurduğumuz Jefferson sahalara eskisi gibi bir geri dönüş gerçekleştiremedi. WNBA’de performansı çok sönük kaldı ve özellikle de hız ve atletizminden çok şey kaybettiği görüldü. Yani onun kontratına mecburen ayrılan para bugün Moriah’ın verebileceklerinden çok daha fazlasını verebilecek bir Amerikalı oyuncuya kullanılabilirdi.
Diğer bir Amerikalı transferimiz olan Macauley ise son senelerde WNBA’de yer almayan geçimini esas olarak mankenlik üzerinden sürdüren bir isim. Geçen senesini Olympiakos’ta iyi ortalamalar tutturarak geçirse de üst seviye bir takımda şu ana kadar hiç süre almaması akıllarda soru işareti yaratmıyor değil. Macauley pick and roll ve istikrarsız orta mesafesi dışında hücumda çok fazla silahı olmayan savunmada ise Avrupalı uzunlara göre daha dominant ama maç içerisinde pozisyon kopuşları yaşayabilen bir isim.
Grigalauskyte ise tam anlamıyla kapalı kutu. Geçen senesini Energa Torun’da geçirdi. Kariyerinde dikkat çektiği ve başarmış olduğu hiçbir şey yok ve neredeyse kariyerinin yarısını da geride bırakmış bşr oyuncu. Bu transfer Efe Hoca’nın işleyebileceğini düşündüğü ve biraz da mecburiyetten yaptığı bir transfer.
Farhiya Abdi ise bana göre takımın fiyat/performans anlamında gerçekleştirdiği kesinlikle en iyi transfer. Mersin’de izleme fırsatı bulduğumuz ve geçen seneyi iki farklı Euroleague takımında geçirmiş olan siyahi İsveçli forvet bize bu fiyatlara alınabilecek herhangi bir Avrupalı basketbolcudan çok daha fazlasını katabilecek kumaşta. Hem 3 hem de 4 pozisyonunda bu sene uzun süreler sahada göreceğiz ve özellikle forvette fiziğiyle ciddi fark yaratacak.
Yerli oyuncu transferlerine gelirsek Alperi Onar ve Sinem Ataş bütçe dahilinde olabilecek en iyi transferlerdi diyebilirim. İkisi de çok genç ve gerçekten gelecek vadeden oyuncular. Yakın Doğu Üniversitesi’nden Bahar Çağlar ve Olcay Çakır’ın Hollingsworth gibi yerli statüsünde çok üst düzey bir pivotun boşa çıktığı dönemde bu oyunculara gitmek belki eleştirilebilir ama bunun da cevabı ne yazık ki bütçemizle alakalı. Son olarak da Nazlı’ya değinirsem kendi adıma son derece gereksiz bulduğum ve diğer yerli transferlerinin aksine çok yanlış olarak değerlendirdiğim bir transfer.
Sence bu takımın nasıl bir karakteri olacak ve hedefi ne olarak görüyorsun? Şöyle diyeyim, hangi noktayı başarı olarak kabul edersin?
Kerem Övet: Guard rotasyonuna baktığımızda önde baskıyı iyi yapan ancak yarı saha savunmasında fiziksel olarak sorun yaşama ihtimali olan bir rotasyonla karşılaşıyoruz. Nitekim 1 ve 2 numara pozisyonlarında görev alan oyuncularımız içerisinde kalın ve 1.70’ten daha uzun hiç bir oyuncu olmadığını belirtmemiz gerekiyor.
Bunun dışında kadroda yer alan Sinem Ataş hariç hiçbir oyuncunun da istikrarlı dış şutu olmadığını ve hatta el üstü dış şut sokma beceresinin neredeyse sıfır olduğunu görüyoruz. Bu aslında düşük skorlarla oynayacağımızın da habercisi niteliğinde.
Dolayısıyla da bu kadronun en büyük karakteri enerji ve savunma yönünde olacacaktır. Çoğu genç oyunculardan kurulu kadromuzda herkesin en azından topa elini sokması ve elinden gelen en iyi mücadeleyi sahaya yansıtması gerekiyor. Kısacası bu takım savunmada ne kadar varsa skorborddaki sonuçta da o kadar var olacaktır.
Bütün bunların dışında da tabi ki Moriah’ın eski günlerine dönmesi, Abdi’nin Mersin performansını tekrar yakalaması ve Monika’nın hocanın elinde boyut atlaması en önemli dileklerimiz olacak.
Bunların en azından bir kısmını gerçekleştirebilirsek 5-8 arası bir sıralamadan ligde playoffa kalmamız mümkün olacaktır. Ligde Fenerbahçe, Hatay, Botaş ve Mersin takımlarını geçmemizin gerçekçi olursak imkansıza yakın olduğunu düşünüyorum. Çukurova, Ormanspor gibi takımlarla 5-8 arasını paylaşacağımızı tahmin ediyorum. Eurocup için ise Euroleague’den düşecek takımları görmeden konuşmak çok doğru olmayacaktır. Ancak çeyrek finalin dahi bu sene için büyük başarı olacağını söylemek isterim.
Kadroya bakınca bu sezon için dikkatle takip edilmesi gereken, ön plana çıkmasını beklediğin ve beklenti içine girmediğin isimler kimler?
Kerem Övet: Beklenti içine girmediğim sanırım tek isim Nazlı Gökdemir. Muhtemelen onun sürelerini bu sene İnci Güçlü alacaktır ki 2.05 boyuyla Türkiye’nin en uzun kadın basketbolcularından biri olan İnci için özellikle bu sene doğru zamanın geldiğini düşünüyorum. İnci olur da kazanılabilirse takımın üstünde direkt büyük bir sıçrama etkisi yaratacaktır. Bunun dışında Alperi, Sinem ve kafasını sadece basketbola verirse İrem Naz bu sene takip edilmesi gereken isimlerden olacaktır. Tabi ki kapalı kutu Grigalauskyte’yi de atlamamak gerek.
Hala bir transfer bekliyor musun ve takıma bakınca eksik gördüğün noktalar neler? En büyük sorun hangi taraftan yaşanır?
Kerem Övet: En büyük sorun kesinikle dış şut probleminden kaynaklanacaktır. Bunun emarelerini daha hazırlık maçlarındaki dış şut yüzdelerimizden bile anlamaya başladık. Oyuncu özelliklerine baktığımızda bizim takımda gerçekten de dış şut mekaniği olan dahi hiç kimse yok. Bu sene bu manada Işıl ve Sinem’e çok büyük görev düşüyor. Mutlaka dış şut konusunda istikrar sağlamak zorundalar çünkü geriye kalanlar zaten bu manada pek umut vermiyorlar.
İkinci büyük sorun ise kadronun genel yetenek tavanının çok aşağıda oluşu. İşin gerçeği şu ki bu sene yüzde yüzüyle oynamayan bir Galatasaray kadın basketbol takımının en basit rakiplerini bile yenmesi çok zor olacaktır. Daha önce de belirttiğim gibi bu sene gelecek her başarı hocaya her başarısızlık da ona sunulan imkanlara yazacaktır.
Bu yüzden üçüncü büyük potansiyel sorunun, yani olası bir ödeme probleminin, olmayacağını umuyorum. Bu yetersiz kadro olur da böyle bir problemin de içine sokulursa zaten konuştuğumuz her şey boşa olacaktır.
"WNBA’de geçirdiği sakatlıktan sonra sözleşmesinin ilk yılını dondurduğumuz Jefferson sahalara eskisi gibi bir geri dönüş gerçekleştiremedi" buraya takıldım ben. Kadınlar avrupa sözleşmeleri sürerken bile yaz ligi kıvamındaki WNBA'de oynuyor. Buna engel olamazsınız. Ancak olası bir sakatlığa karşı kulübü koruyacak bir opsiyon neden olmaz! WNBA de sakatlan ceremesi bize olsun. Yazının geneline gelince yabancıları tanımıyordum. Umduğumdan daha kötüymüş. Amerikalı pivotu bir maçta izledim bu sene. Hazırlık maçında. İş yapar gibi geldi. Umarım o maçtaki oyununu genele yayar. 99lu 3/4 oynayan kızımız vardı Meltem Yıldızhan milli takımda sakatlanmıştı. Yazıda söz edilmediğine göre sezonu kapatacak kadar ciddi demek sakatlığı. Koç konusundaki el mecbur anlayışına da katılmıyorum. Sonuçta GS kulübü burası. Çok riskli buluyorum. Efe koç Nevriye Yılmaz asistanı. Beni rahatsız eden bir diğer konu; bu sene de feda edildi. Kabul edilebilir bu durum ama Maljkovic getirilirken bir plan dahilinde gelmiş, bir felsefe ortaya koymuştu. İkinci yıl bozuldu orası ayrı. Bu sene önümüzdeki yıllar için kazanç olabilecek ne oyuncu var ne de oyun planı. Amaçsız sessiz sakin geçecek bu sezon.
YanıtlaSilEl mecburdan kasıt bu bütçe için her hoca ikna olmayabiliyor. Süreç erkeklerdeki gibi değil maalesef.
SilBesiktas'tan fark yedik, her subede cöküs yasiyoruz, kötü degil cok kötü yönetiliyoruz ne yazik ki.
YanıtlaSilKüçülürken kaliteden çok uzaklaştık..
Sil