İlkay Gündoğan, canı çektiğinde oluşturduğu Galatasaray gündemi

İlkay Gündoğan'ı sadece bugün değil, geçen 2 yazda da konuştuk. Bunun nedenini de kendisi yarattı. Şöyle Galatasaraylıyım, böyle Galatasaraylıyım derken beklenti oluştu. Manchester City'den Barcelona'ya gittiği yaz bekliyorduk, gelmedi. Hadi Barcelona'ya kayıtsız kalamadı diyelim. Geçen yaz da Barcelona'dan ayrıldı, yine gelmedi. Guardiola'nın bir telefonuyla Manchester City'e döndüğü söyleniyor. Şimdi yine "ayrılık" kapıda, çünkü değişim içerisindeler. İlkay Gündoğan da bu arada 35. yaşına giriyor. Mertens'in Galatasaray'a geldiği yaş doğru ama İlkay Gündoğan'ın hikayesi başka. İlkay Gündoğan'ın gerçekten Galatasaray'da bitirmek gibi bir hayali mi var, yoksa emeklilik ikramiyesi mi kovalıyor?

Şu an Galatasaray'a gelmek isteyen o. Geçen yıl biz ona giderken, bu yıl o bize geldi. Hal böyle olunca da, gelmediği 2 yaz üzerine "maddi fedakarlık" yapmasını beklerim. Hatta masaya oturduğunda para dahi konuşmaması gerekir. Manchester City'de şunu kazanıyor, sende Cuesta bu kadar para alıyor gibi yorumlar yapanlar var, mantıksız da değiller ama İlkay Gündoğan'ın hikayesi farklı. Olaya çok da profesyonel gözle bakamıyorum. Hakan Çalhanoğlu, Milan'dan Inter'e geçtiği yaz 1.5 ay seni bekledi. Burak Elmas seçilince, maliyeti fazla buldu ve transferi gerçekleştirmedi. O Hakan Çalhanoğlu'nun ise Inter'de yaptıkları malumunuz. Hakan Çalhanoğlu, belki de en iyi döneminde sana gelmek isterken, İlkay Gündoğan'ın 35 yaşında "para" şartı koyması hoşuma gitmez.

Bahsi geçen rakamları absürt bulmasam da, burada hikaye başka. Yıllık 6 milyon avro, 1+1 yıllık sözleşme, İlkay Gündoğan ayarında bir futbolcu için verilebilecek rakamlar. Mertens'in yerini, İlkay Gündoğan ile doldurmak da mantıksız değil. Yerli statüsünde oynaması ligde elini rahatlatıyor. Hem 4-3-3'ün 8'i, hem de 4-2-3-1'in 10 numarasını oynar. 4-3-3 içerisinde, elindeki tüm orta sahalarla kombin olur. Sara'yı yükseltir mesela, birlikte çok faydalı olurlar. İlkay Gündoğan geldi de, Sara'yı ıskartaya çıkardı gibi bir durum yok. Yaşı ne olursa olsun, hala üst seviye ve istikrarda. Geçen sezon dahi 50 maçı devirdiğini görürsünüz. Hız ister istemez yavaşlar da, tempo başka bir şey. Temposundan bir şey kaybetmiş değil.

Üst düzey bir teknik ve oyun aklı. Etrafını doğru kurguladığınızda, o akıl sizi çok yükseltir. PSG - Inter finalinden örnek verenler büyük yanılgıda. PSG'nin oyunu başka bir şey anlatıyor da, futbolcunun hem yeteneklisi hem de eforlusunu almanın maliyeti nedir? Inter de sanki ön elemelerde elendi gibi bir muamele var. Onlar da final oynadı. Tamam yaşlanmaya yüz tutmuş bir yapıdalar ama oynadıkları oyun düşük seviyede mi? Mkhitaryan oynuyor adamların orta sahasında, sen ise İlkay Gündoğan'a performans noktasında kulp buluyorsun. İlkay Gündoğan'ı performans anlamında eleştirmem, en az 2 sezon katacağı çok şey vardır. Mertens ile izlediğin fragman, İlkay Gündoğan'ın sinema filmine dönüşür. Benim takıldığım nokta performans değil, İlkay Gündoğan'ın canı çektiğinde oluşturduğu Galatasaray gündemi.

Muhabirlerin savaşına girmiyorum. Hangi muhabirin bu transferi övdüğüne, hangisinin övmediğine bakınca, kimin hangi tarafı tuttuğunu görebilirsiniz. Maalesef saflar tutulmuş ve Galatasaray futbol idaresindeki bu 2 başlılık şimdiden sorun çıkarıyor. Galatasaray'da transferi kim idare edecek hala bilmiyoruz. İbrahim Hatipoğlu tarafı İlkay Gündoğan ile görüşüyor, ona yakın muhabir kesimi bu hamleyi övüyor. Abdullah Kavukçu'ya yakın olabileceğini düşündüğümüz kesim ise transferi kötülüyor. Manasız bir savaş var. Bu 2 başlılık bitmediği sürece, bu yazın geçmeyeceği çok açık. Bitmez yani,, son ana kadar kıvranırız. İlkay Gündoğan için bu kadar ayrışma oluyorsa, yarın herhangi bir isim için neler yaşanır düşünün. Okan Hoca'nın istekleri esas olmalı ama bu hamleleri kim yapacak?