Dün akşam dünyanın en önemli statlarından birinde bütün Avrupa'nın takip ettiği bir maç yaptık. 2008 Avrupa Futbol Şampiyonasına geri dönüşleri ve kazanma azmiyle damgasını vuran takımımızın karşısında aynı şampiyonada kupayı müzesine götüren İspanya vardı. Nefesleri kesen bir doksan dakika bekleyenlerin hevesleri malesef kursaklarında kaldı. Çünkü maçın sadece ilk 30 dakikası nefesleri kesti.
Bu maçtan önce İspanya'ya siz Avrupa'nın en iyi takımı olabilirsiniz ama bizde çantada keklik değilizmesajı verdik aslında açıklanan kadro ile. Bir çok insanın beklediğinin aksine Fatih Hoca çift forvetli bir kadro çıkardı sahaya ki bunun meyvesinide ilk 10 dakikada bulduğumuz 2 pozisyon ile aldık. Fakat malesef şans bizden yana değildi. Açıkçası rakipte beni en çok korkutan isim Casillas'tı. Çünkü biz gol bulmalıydık Barnebau'dan puan yada puanlar çıkarmak bizim hem gruptaki durumumuzu biraz rahatlatacak hemde prestij konusunda çok büyük artılar sağlayacaktı. İspanya uzun süredir yenilmeyi bırakalım kalesinde gol bile görmüyordu.
Aslında biz oyuna istediğimiz gibi başlamıştık. İspanya'nın kalemize ilk şutu 43. dakikada gelmişti. Buda demek oluyordu ki rakibimiz bize bizden daha fazla saygı duyuyor siz kendinizin farkında değilsiniz diyordu. Bu maçtan önce azımsanmayacak bir kesim İspanya'nın bizi yeneceğini hatta fark atacağını düşünüyordu. Fakat kimse Tuncay faktörünü göz önüne almamıştı. Sahi Tuncay nasıl bir futbolcudur öyle.. Kaptanlıktan anladığım bu işte benim. Takımı toparlayacaksın, bir savunmada bir hücumda olacaksın budur kaptanlık. Budur takım oyunculuğu. Tuncay'a çok büyük saygı duyuyorum son zamanlarda. Dilerim sakatlık yüzü görmezde milli takıma uzun süre hizmet etmeye devam eder.
Maçta beğendiğim diğer iki isimde Emre Aşık-Hakan Balta ikilisiydi. Bir çok insan Hakan Balta'ya bekte ihtiyacımız olduğunu stopere daha tecrübeli bir ismin geçmesini istiyordu. Fakat Galatasaray'da son bir kaç maçtır Emre-Hakan ikilisinin resitalini izliyoruz adeta. Sıfır hata ile oynadılar dün yine. Hakan'a mevkisi dışında bu kadar iyi oynadığı için saygı duyuyorum fakat Emre Aşık.. Bu nasıl bir profesyonelliktir bu nasıl bir futbolculuktur anlayabilmek mümkün değil. Takımda en fazla saygıyı hakeden insan o şüphesiz.
Maçta bekleneni veremeyen bir oyuncu vardı ki Arda Turan'dı. Bir problem var Arda'da aslında Galatasaray'da son zamanlarda zor günler geçiriyordu milli takım arası iyi gelir toparlanır morali düzelir diye düşünüyordum kendi adıma fakat anlam veremediğim bir düşüş gözlemledim dün onda. Fatih Hoca'nın Arda'yı bir an önce kendine getirmesi lazım. Bir diğer hayal kırıklığıda Emre Belözoğlu'ydu. Aslında kendi adıma söylemem gerekirse hiç bir şey beklemiyordum zaten fakat ilk 11de başlayan bir futbolcunun en azından mücadele etmesi gerekmez mi? Orta sahanın göbeğinde Aurelio tek başına oynadı sanki. Fatih Hoca'nın Emre'de neden bu kadar ısrar ettiğini anlamak mümkün değil.
Madrid'deki maçta işler istediğimiz gibi gitmedi malesef. Bosna'nında Belçika'yı yenmesi ile grupta 3.lüğe geriledik. Artık kredimizde kalmadı. Samiyen'de oynanacak maçta beraberlik bizi asla mutlu etmez mutlaka galip gelmeli ve yerimizi artık sağlama almalıyız. 2008in en iyi milli takımlarından olan takımımızı seneye Afrika'da mutlaka seyretmeliyiz. Türkiye olmadan Dünya Kupası çekilmiyor Almanya'daki finallerde gördük bunu. 1 Nisanda kötü bir şaka yaşamamak dileğiyle. Başarılar Türkiye'm unutmayalım Dünya büyükse Bizde büyüğüz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder