28 Ağustos 2009 Cuma

Değişim Rüzgarıda Güzel {Tallinn:1-1:Galatasaray}

Galatasaray play-off turunda Levadia Tallinn ile eşleştiğinde bu ekip tamamen bir kapalı kutuydu. Milli Takımın Estonya ile oynadığı maçtan yola çıkarak Tallinn hakkında yorumlar yapabiliyordum. Genelde kuzey ekipleri kapalı savunmalar, sert futbol ve duran toplardaki başarılarıyla tanınırlar. Tallinn'de ilk maçta 11 kişi savunma yaparak oynamayı denedi ama Galatasaray'ın güçlü hücumu karşısında tutunamadılar ve 5 gol yiyerek turu İstanbul'da yitirmiş oldular. İkinci maça geldiğimizde tamamen bir formalite görüntüsü vardı. Rotasyon yapmayı seven Rijkaard içinde bu maç bulunmaz bir nimet olmuştu aslında. Hem rotasyon yapabilecek hemde Elano gibi Mehmet Topal gibi maç eksiği olan futbolcularıda görmüş olacaktık. Galatasaray'ın alışmış olduğumuz hücumları yoktu belki, iyi futbol oynadığımız söylenemez de ama bu maçta olması gereken futbol buydu. Benim zaten mükemmel futbol beklentim yoktu ve beklentilerim ölçütünde maç bitti. Gönül kazanmak isterdi ama ilk maçta 5 gollük avantaj bize tutu getirdi.

Beklenen Rotasyon

Rijkaard Leo Franco ve Sabri haricinde bütün kadroyu değiştirerek maça çıktı. Bu maçta önemli olan nokta maç eksiği bulunan Elano ve Mehmet Topal'ı ilk 11'e yavaştan ısındırmaktı. Galatasaray'ın zaten zengin bir yedek kulübesi var ve bunu sık sık kullanmak zorundayız. Emre Güngör ve Emre Aşık yine iyi görüntü verdiler Tallinn duran toplarda ve kontra ataklarda etkili olmaya çalıştı. Attıkları golde duran toptan geldi zaten. Takım olarak çok uzunlar ama takımın en kısa futbolcunun gol atmasıda biraz ilginç oldu. Bunun dışında takım savunması olarak bir hatamız olmadı. Orta sahada Elano, Mehmet Topal ve Barış içinde iyi şeyler söyleyebiliriz. Barış yapması gereken gibi savunma ve hücum hattında denge kurmaya çalıştı. Mustafa Sarp kadar başarılı görüntü çizdiği tartışılır ama bu formalite maçında en fazla bu kadarı oluyor. Mehmet Topal ve Elano ise maç eksiklerini atmaya çalışıyorlar. Mehmet Topal defansif olarak iyiydi ama hücumda aynı katkıyı verdiğini söylemek güç. Aydın Yılmaz ve Serdar Eylik hücum kanatlarında etkili olmaya çalıştılar, çizgiye indiler, içeri kat ettiler, hücum varyasyonları denediler ama istediğimiz gollerle buluşamadık. Bu iki futbolcuda Galatasaray'ın geleceği için çok önemli. Nonda ise bildiğimiz gibi oynatırsan doğru sistemde faydalanabileceğin bir futbolcu. Sercan Yıldırım'la adı takas dedikodularında çıkıyor ama takımın forvet yokluğunda çıktı oynadı ve golünü de attı. Maçta sakatlanıp çıktı, sakatlığının durumunu bilmiyorum. Umarım birşeyi yoktur çünkü takımın Baros'tan sonra bir santraforu yok.

Sistemden Ödün Vermek Yok

Galatasaray'da yedeklerde oynasa sisteminden asla ödün vermiyor. Futbolcuya dayalı bir düzenden kurtulmamız çok güzel. Bu maçtada defans hattı orta saha çizgisine kadar çıktı, bekler sürekli aktifti, hücum kanatları görevlerini yaptılar, ortadan ise Elano'nun oyun kuruculuğu ile güzel işler yaptık. Pozisyonlar bulduk ama son vuruşlarda başarılı olamadık. Özellikle Elano paslarıyla kanatları iyi besledi. Maç içinde 4-3-3 başlıyoruz ama 4-2-3-1'e de dönebiliyoruz. Hatta zaman zaman farklı sistemlerde deneniyor. Baros'da olduğu gibi Nonda'da orta sahaya kadar gelip top alıyor, pas alış verişlerine katılıyor bazen bir orta saha gibi oynayabiliyor. Bu Galatasaray için çok büyük bir avantaj oluşturuyor. Galatasaray ayağa oynayarak, tempoyu kontrol ederek, hızlı düşünerek bu sezon önemli işler yapacak. Atletizmden örnek verirsem 5000, 10000 metre koşularında genelde tavşan atletler olur ve tempoyu belirlerler. Favori atletlerin yapacağı derecede bu tavşan atletlerin belirleyeceği tempoya göre belirlenir. Galatasaray ise bunun tam tersini yapıyor 1500'de Süreyya Ayhan'ın eskiden yaptığı gibi bir öne çıkıyor kendi temposunu rakibe kabul ettiriyor ve rakibin seni yakalama şansı bir daha kalmıyor.


Elano Geliyor

Elano'yu Tallinn'le oynanan ilk maçta birkaç dakika, Kayserispor maçında ise ikinci yarıda izleme imkanı bulduk. Yinede bu maçlar bize gerçek Elano'yu göstermedi. Bu maçta Elano'yu ilk kez ilk 11'de izleme imkanı bulduk. Arda Turan'ın görev yaptığı bölgede oynadı ve ben çok başarılı buldum. Pas organizasyonunu harika yapıyor yani her pasında bir tehlike yaşatması muhtemel. Aydın ve Serdar Eylik'i bu maçta harika besled, oyunu kanatlara yaydı ve Nonda'yı da hücumlara katıp verkaçlarla Galatasaray'ın aslında geçen sezondan alışık olduğumuz hücumlarını izlettiler. Ama kapalı Tallinn savunması ve son vuruşlardaki şanssızlıklar bu maçta bol gol bulmamıza engel oldu. Arda Turan ve Elano'yu yan yana izleyeceğimiz zamanları merak ediyorum. Acaba ikiside orta sahada mı oynayacak yoksa Rijkaard Arda'yı kanata mı çekecek. Bu arada Elano maçın belli bölümlerinde Nonda'nın yanında ikinci forvet, Nonda'nın açıkmasından sonrada santrafor olarak oynadı. Elano'ya bu yüzden sadece ofansif orta saha olarak bakmak çok yanlış olacak. Maç içinde Elano'yu hücumun her bölgesinde kullanmak mümkün.

Volkan Yaman'dan Doğru Alparslan Erdem

Günlerdir beklenen transfer gerçekleşti ve Volkan Yaman Eskişehirspor yolunu tuttu. Volkan Yaman hakkında zaten uzun uzun konuşmuştuk. Volkan'ın gidişiyle Alparslan'a gün doğdu diyebiliriz ve bu maçta ilk 11 oynadı. Alparslan Erdem büyük gelecek vaad ettiğimiz bütün Galatasaraylıların dilinde olan bir futbolcu. Yalnız bu maçta fazla etkili bulamadım ve oyundan çıktıktan sonra bazı hareketlerini gördüm. Bu çocukta bir sorun var ama anlayamadım bir türlü. Üstünde elbette duracağız ama hakkında çok fazla spekülasyon var. Galatasaray'ın bu maçta da gördük ki bir sol bek ihtiyacı var. Hakan Balta'ya bütün yük kaldı gibi, Alparslan'da oynadığı maçlarda henüz istenileni veremedi. Caner Erkin'e yavaştan merhaba diyebiliriz.


Fenerbahçeliler Kusura Bakmasın

Fenerbahçe'li dostlarımız kusura bakmasın çünkü bu maç Galatasaray maçıyla çakıştığından Fenerbahçe maçını izleyemedim. Bu yüzden yorumlarım biraz yüzeysel olacak. Deplasmanda 2-0 kazandıktan sonra aslında bu maçta formalite görüntüsünü almıştı. İsviçre'de oynanan maçta Fenerbahçe çok fazla pozisyon buldu aslında fark atacağı maçtan 2-0'lık galibiyetle ayrıldı. Bu maçta ise 1-0 öne geçtikten sonra herkes bir ara rahatladı ama Sion 2-1'i bulunca bir anda paçalar tutuştu. Maç yorumlarında bu maçta Fenerbahçe'nin iyi görüntü vermediği konuşuluyor ama önemli olan turu atlamak. Elinde Dos Santos gibi bir futbolcuda olunca biraz rahatlıyorsun. Daum'da bu maçta rotasyona gidip doğru olanı yaptı çünkü ligin zorlu maratonu henüz başlıyor. Fenerbahçe'nin de gruplara kalması çok iyi oldu.


Trabzonlular da Kusura Bakmasın

Galatasaray maçı yüzünden Trabzonspor maçıda kaçmış oldu. Aslında bu maçı izlemeyi çok istiyordum. Trabzonspor Avrupa Ligi play-off'larında Toulouse ile eşleştiğinde fazla şans vermesemde umudum vardı. İlk maçta alınacak bir galibiyetle Trabzonspor deplasmanda önemli işler yapabilirdi. Nitekim gördük deplasmanda maçı 1-0 kazandılar. Trabzon şehiri kaç yıldır bu maçı bekliyordu ama istenen tur gelmedi. Maçı izlemediğim için fazla yorum yapamıyorum ama kadroyu gördüğümde Bross'un hala sistemi oturtamadığı ve arayışta olduğunu söylemek mümkün. Malesef Avrupa trenini kaçırdılar.

1 yorum:

  1. bizim için tek önemi ülke puanına katkıda bulunmak galibiyet sayınla mağlubiyet sayısı arasındaki farkı açmak ve averajı biraz daha düzeltmekti 5-0 lık bir skordan sonra zaten turu geçmiştik ama olmadı sorun değil aksine sevinmemiz lazım böyle bir maçta bile sistemden ödün vermiyoruz yine bol pasa dayalı oyun oynamaya çalışıyoruz pas hataları olsa bile onu deniyoruz trabzona gelince bir karadenizli olarak turu geçmelerini çok isterdim olmadı fener hakkında yorum bile yapmam

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir