
Real Madrid'in bu maçta sadece bir sistemle yetinmeyip hücum olarak birçok sistemi denediğini gördüm. Bazen 4-6-0 oynadılar bazen 4-4-2 oldular bazen 4-3-3 oldular bazen 4-2-4 oynadılar. İleride oynayan futbolcular sürekli birbirleriyle yer değiştirdi. Ronaldo, Kaka, Raul, Benzema kendi savunmalarına gelip top aldı ve birden hücuma çıkarak çoğaldılar. Kimse ileride top beklemedi yani top gelsede vursam gol atsam modunu göremedim. Ronaldo'ya baktım bir sağda bir solda, Benzema ilk yarı sol tarafta oynadı, ikinci yarı sağ tarafa kaydı. Kaka ofansif orta saha gibi görünsede bildiğimiz forvet gibiydi. Raul kendi savunmasına geldi o da bir oyun kurucu edasıyla oynadı. Real Madrid'in bu hücum varyasyonları yeni sezonda rakiplerinin çok başını döndürebilir. Vazgeçmedikleri birşey varsa 4'lü savunmadan asla ödün vermediler ve orta sahanın ortasında 2 futbolcuyu emniyet kemeri gibi bıraktılar. Guti ve Diarra zaman zaman hücuma katkı verselerde daha çok defansif mantıkla oynadılar. Daha bu takıma Xabi Alonso'nun da katılacağını düşününce Real Madrid iyi yolda diyebilirim.
Pellegrini'nin şimdi neden Hollanda'lıları göndermek istediğini anladım. Huntelaar bu sistemde başarılı olamazdı, Nistelrooy desem o da yaşı itibariylede bu sistemde çok ağır kalacaktı. Van Der Vaart ve Sneijder'de bu orta sahada ekmek bulamazlar gibi görünüyor. Real Madrid'in bu sistem karmaşasında sadece Robben kendine yer bulabilir. Çünkü hem hızlı, iki kanatta da oynayabiliyor, adam eksilten, gol özelliği bulunan bir futbolcu. Real Madrid akıncılar gibi hücum ediyor her atakta kim nerede bulamıyoruz bile. Sistemleri basketbol sistemlerine benzedi her hücumda farklı bir set deniyorlar. Elinde de Kaka ve Ronaldo gibi sihirli ayaklarda bulununca başarılı olman kaçınılmaz. Toronto maçını tabi ki fazla kaale almamak lazım. Çünkü rakibinin gücü ortada ve çok farklı bir ekol. Bu arada tribünlerde Chris Bosh ve Steve Nash'i de görmek güzeldi. Nash'in nasıl bir futbol fanatiği olduğunu biraz takip edenler bilirler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder