
Sezonun son Grand Slam'i olan Amerika Açık turuvası bugün sona erecek. Biz en son çeyrek final karşılaşmalarını yazmıştık. Yarı final maçlarından en dikkat çekicisinin iki favori isim olan Serena Williams ile Kim Clijsters arasında geçeceğini söylemiştik zaten. Ama bu kadar vukuatı ben bile beklemiyordum ne yalan söyleyeyim. Maçın ilk seti gayet güzel başlamıştı aslında iki rakette başarılı olduğundan çekişme hat safhadaydı. Gerek izleyenler gerekse Clijsters ile Serena zevk alır gibiydi. Ama Serena'nın zevk almadığını ilk setin sonlarına doğru farkettik. Serena kaybettiği bir puandan dolayı sinirlenip raketini yere atınca hakemden uyarı aldı. Clijsters 6-4'le bu seti aldı. İkinci sette ise Serena'nın sinir katsayısı tavan yapmış olacak ki durum 6-5 iken, 12. oyunda 15-40 geride olan Serena Williams, hatalı ilk servisinden sonra, ikinci servisinde de ayağıyla ''çizgi ihlali'' yapınca, kendisini uyaran çizgi hakeminin üzerine yürüyüp, onu tehdit etti. Turnuva baş hakeminin, korta gelip kendisiyle bir süre konuşmasının ardından, ani bir hareketle raketini bırakan Williams, rakibinin elini sıktı ve maçtan çekildi. Williams'a hakem kararıyla 1 ceza puanı eklenirken, bu kararla Clijsters da maçın galibi ilan edildi. Açıkçası Serena'nın hırslı tarafı onu biraz antipatik yapıyor. Bu maçta da hırsının kurbanı oldu diyebiliriz. Neyse bu Grand Slam finalinde Williams adını görmemek tuhaf olacak :)

Diğer yarı final mücadelesinde 9 numaralı seribaşı Danimarkalı Caroline Wozniacki de Belçikalı Yanina Wickmayer'i 6-3'lük iki setle 2-0 mağlup ederek, rahat bir şekilde finale yükseldi. Bu iki maçın ardından finalde Wozniacki-Clijsters ikilisini izleyecektik. Bu final ilginç bir final olacaktı. Zira Wozniacki hiç bir seri başı ile karşılaşmadan kolayca finale ulaşmış, Clijsters ise wild card ile turnuvaya katılmış ayrıca Serena ve Venus Williams kardeşleri eleyerek finale gelmişti. İki yıl tenise ara verdiğini bu arada da anne olduğunu unutmamak lazım tabi. Bu sebepler finali tenis severler açısından çok cazip kılacaktı. Öyle de oldu. Clijsters, Caroline Wozniacki'yi 7-5 ve 6-3'lük setlerle 2-0 yenerek, şampiyon oldu. Maçı 3 ace ve 36 winner ile tamamlayan Clijsters, 2005 yılının ardından 2009'da da ABD Açık'ta şampiyon olarak, ikinci Grand Slam zaferine ulaştı. Clijsters'in mükemmel dönüşünü çok yazdım. Zaten resimden de görüyorsunuz. Hem iş, hem aşk bir arada nasıl yürür :) Gelelim finalde kaybeden Wozniacki'ye; Danimarka'lı raket Amerika Açık finali rüya gibi bir şeydir sanıyorum. Zira henüz 19 yaşında ve genç yaşına rağmen sezonun en önemli turnuvalarından birinde final oynama şerefine kavuştu. Önünün çok açık olduğunu düşünüyorum. Çok yazıp çizeceğiz bu ismi eminim.

Erkekler yarı finalinde ise Nadal ile Del Porto karşılaştı. Takip edenler hatırlayacaktır Nadal'ın maçı yağmur nedeniyle yarım kalmıştı. Fakat o maçı kazanarak yarı finale çıkması çok zor olmadı Nadal için. Yarı finalde ise turnuvanın en başarılı raketlerinden Del Porto ile karşılaştı. Juan Martin Del Potro, Nadal'ı tam anlamıyla sahadan silerek 3-0'lık bir galibiyet elde etti. 140 dakika süren maçta setler 6-2, 6-2 ve 6-2 sonuçlandı.
Nadal 3 sette sadece 6 oyun alabilirken 19-33'lük winner zaafiyeti ve servis kırmadaki 0-6'lık geride kalışla bu yenilgiyi tam anlamıyla haketti. Del Potro 3 sette de 2'şer kez rakibinin servislerini kırdı. Çeyrek final maçı için 3 gün korta gelip giden Nadal'ın konsantrasyon bozukluğu da çok net göründü. Oysa önceki maçlarında sakatlığın etkilerini üzerinden atmış o beklenen mükemmel geri dönüşü gerçekleştirmiş gibiydi. Nadal'da tenisi böyle bırakırsa erkekler klasmanında bütün kupalar Fedex'e kalacak. Ben Federer'i çok severim ama rakipsiz olduktan sonra ne anlayacağım onu izlemekten?

Diğer yarı final maçında ise Federer ile Djokovic'in mücadelesini izledik. İşte bu maçtaki mücadele müthişti. Her set final havasındaydı. Fakat bir sürpriz yaşamadık. Federer Djokovic'i de set vermeden 3-0 mağlup ederek Del Porto'nun finalde rakibi oldu. Federer zaten Djokovic'i daha önce sanırım 21 defa mağlup etmiş :) Bu maçtan da galip ayrılması kimseyi şaşırtmamış olsa gerek. İlk set Fedex'in 7-6 üstünlüğü ile geçildi. İkinci ve üçüncü setlerde de Djokovic iyi direndi aslında fakat bu direniş pek işe yaramadı malesef. Çünkü iki setin de sonucu 7-5 Federer galibiyetini gösteriyordu. Dünya Klasmanının 2. ismi Murray ve 3. ismi Nadal'ın ardından şimdi de 4. ismi Djokovic'in elenmesi Fedex'i kağıt üstünde favori gibi gösterse de Del Porto'nun Amerika'da müthiş bir mücadele göstermesi Federer'in işinin bu defa pek kolay olmayacağını gösteriyor. Olurda kazanırsa işte tenis dünyasının bir numarası olduğu konusunda kimsenin itirazı olmaz artık. Kariyerinde 15 Grand Slam şampiyonluğu var bu adamın. Bunu da kazanırsa 16 olacak. İnsan mısın hocam?
ps: Federer ile Del Porto arasındaki final mücadelesi Türkiye saati ile 23:00'da başlamış olması lazım. Eurosport'tan canlı yayınlanıyor izlemek isteyenler için :) Final yazısıda yarına artık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder