13 Ekim 2009 Salı

Keita İstanbul'da Hayat Buldu

Galatasaray'ın Fildişili futbolcusu Keita eski kulübü Lyon'daki antrenör ve başkanını eleştirdi. RMC radyosuna konuşan ve Lyon'dan kurtulduğu için çok mutlu olduğunu belirten Keita, Galatasaray sayesinde milli takımda da kendisini rahat hissettiğini söyledi. Lyon'dan uzaklaşmış olmanın kendisini çok rahatlattığını ve Türkiye'de çok mutlu olduğunu söyleyen Keita "Bana Lyon'da seyirciler de dahil kimse yardım etmedi. Antrenör ve başkanın bana karşı davranışları beni asla memnun etmedi, gazeteler durmadan hakkımda olumsuz şeyler yazdı, burada olmadığım zaman Keita gene tatil yapıyor dediler. Bir oyuncu transfer ettiğiniz zaman onu korursunuz, ben Lyon'da saldırıya uğradım" diye konuşarak eski kulüp yöneticilerini eleştirdi.

Avrupa'nın çeşitli liglerinde o ligleri sömüren takımlar vardır. Büyük finansal güçleri sayesinde kendi liglerinin diğer takımlarında öne çıkan futbolcularını mutlaka takıma katarlar ve eğer diğer Avrupa devleri gibi finansal güçleri yoksa bu futbolcuları çok iyi paralara pazarlarlar. O.Lyon ve Porto'yu futbolcularını mükemmel ölçüde pazarlanayan takımlara örnek verebiliriz. Bayern Münih'i de sömürgesi takımların ilk sırasına koyabiliriz. Fildişi Sahili'nin son yıllarda futbolda yaptığı patlamayı büyük bir keyifle izliyoruz. Kamerun, Nijerya gibi çekişmelerin arasından sıyrıldılar ve bir anda Afrika futbolunun tam merkezine yerleştiler. Hatta Fildişi Sahili sadece Afrika'ya değil Dünya futboluna yeni bir soluk getirdi. Drogba, Kalou, Yaya Toure, Kolo Toure, Eboue ve Arouna Kone gibi Dünya futbolunda söz sahibi futbolculara sahipler. Drogba önderliğinde bu takımı 2010 Dünya Kupası'nda da izlemek bizler için büyük keyif olacak.

Fildişi Sahili'nin ve yukarıda verdiğim örneklerin Galatasaray açısından önemine gelirsek yollar Abdul Kader Keita'ya çıkıyor. Bugün Fildişi Sahili'nin en önde gelen futbolcularından birisi olan Keita Lille'de gösterdiği mükemmel performansın sonucunda Lyon'un sömürge harekatı sonucunda 16 milyon avro karşılığında bu takıma transfer olmuştu. İki sezon boyunca oynadığı Lyon'da istikrarlı grafik çizemedi ve taraftarlarında bu futbolcuya cephe alması sonucunda bu sezon Galatasaray'a transfer oldu. Şu ana kadar Galatasaray'da da mükemmel bir performans gösterdiğini ve hatta şu an Galatasaray'ın en formda futbolcusu olduğunu söyleyebilirim. Zaten Keita'dan birde solda olsa diyerek bu futbolcunun önemini yazmaya çalışmıştım. Keita tarzında oynayan yani hızı ve tekniği aynı anda uygulayabilen futbolcu sayısı Dünya üzerinde çok az. Son yıllarda bu tarz futbolcular ya Güney Amerika'dan ya da Afrika'dan çıkar oldu. Keita mükemmel sürati ve tekniğiyle sadece Galatasaray'lılara değil futbolu seviyorum diyen herkese büyük keyif veriyor. Ülkemizde bu tarz futbolu senelerdir Yattara temsil ediyordu ve o tarzda bir futbolcuda herhangi bir takımımıza transfer edilmemişti. Yattara'nın da istikrarı ortada. Bir maç varsa on maç yok. Bu yüzden Keita'nın transferi futbol seyir zevki açısından çok önemli oldu.

Yattara'nın bu istikrarsızlığından ve Keita'nın da Lyon performansından yola çıkarak bu futbolcu transfer edildiğinde sanki ikinci bir Lincoln transfer edilmiş gibi gösterilmeye çalışıldı. Keita sanki paraya düşkün bir futbolcu gibi gösterildi ve Lyon'da ki huzursuzluğu çok fazla göz önüne çıkarılmaya çalışıldı. Ama Keita daha İstanbul'a ayak basar basmaz Şenlikköy Camii'ne gidip dua etmesiyle nasıl bir futbolcu olduğunu aslında belli etti. Dini bütün bir futbolcu demiyorum ama huzur bulduğu takımlarda da nasıl bir futbolcu olduğunu bizlere kanıtladı. Lille'de oynarken Keita'dan nedense hiç bahsedilmedi hep Lyon örnekleri verildi. Keita İstanbul'da huzuru buldu, Galatasaray ortamını çok sevdi ve Rijkaard gibi bir değer neticesinde futbolunuda oldukça geliştirmişe benziyor. Bugün 28 yaşında gibi gözüksede nüfusa erken kayıt ettirilmiş. Aslında Keita 25 yaşında. Bu da Galatasaray için çok önemli bir avantaj.

Bazı futbolcuları el üstünde tutmak lazım ve o futbolculardan maksimum değeri almanın yollarını aramaz lazım. Lincoln'de böyle bir futbolcuydu diyebiliriz ama ona verilen, yapılan yardımlara hiçbir zaman insaniyetle karşılık vermedi. Futbolcuları el üstünde tutarken o futbolcularında karakterlerini iyi analiz etmek lazım. Keita'nın karakteri oldukça gelişmiş ve onu el üstünde tuttuğumuz sürece maksimum fayda sağlayacağız. Bu sezon şimdiye kadar gösterdiği futbol zaten ortada. Lyon'da yaşadıklarını çok güzel anlatmış. Böyle futbolcuları koruma psikolojisine girmezseniz bu futbolcuları kaybedersiniz. Ne demiştik futbol doğru zamanda doğru yerde olma sanatıdır. Keita'da doğru yerde doğru zamanda futbol oynuyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir