İstatisliklere baktığımızda 2000 Avrupa Şampiyonası ve 2002 Dünya Kupası'nın ardından üst üste iki şampiyonaya katılamadığımızı görüyoruz. Katıldığımız şampiyonalarda önemli başarılar yakalamamıza rağmen şampiyonalara katılma konusunda istikrarımız hiç yok. Türkiye'nin öncelikle bunu aşıp şampiyonalara katılma konusunda istikrar yakalamamız gerekiyor. 2010 Dünya Kupası'na katılamama durumumuzda da üst üste iki Dünya Kupası'na gidemeyeceğiz. Bu da ülkemiz açısından çok kötü bir durum.
Belçika geçmiş yıllarda futbol konusunda ekol olan ama son yıllarda yaşadığı büyük düşüş neticesinde gruplarda averaj takımı olmayı geçemeyen bir ekip. Yalnız bu grupta kendi evimizde oynadığımız maçta 1-1 berabere kalarak olmadık 2 puan bırakmıştık. Bu yüzden Belçika ne kadar kötü durumda olursa olsun hafife almamamız lazım. Ayrıca Belçika takımın başına Dick Advocaat'ı getirdi ve yeniden yapılanmayı hedefliyorlar. Dick Advocaat Zenit'te çok önemli işler başarmıştı ve Uefa Kupası'nı kazanmıştı. Gruba baktığımda Belçika 8 maçta aldığı 7 puanla 4. sırada bulunuyor. Hiçbir iddaları yok bu açıdan bakarsak rahat bir maç geçebilir.
Bosna Hersek ise Estonya deplasmanına çıkacak. Bu aylarda Estonya'da oluşan kötü hava şartlarını falan düşününce Bosna'da zorlanabilir ama bu maçı kazanma ihtimalleri çok yüksek. Zaten bu maçı kazandıkları an işi garantiliyorlar. Bu maçtan sonra ise İspanya ile kendi evlerinde oynayacaklar. O maçın önemli noktası ise İspanya Ermenistan maçında sarı kart sınırında olan Iniesta, Xavi, Puyol, Fabregas, Sergio Ramos, Busquets ve Iraola'ya bu maçta sarı kart gördürerek son maç öncesinde bu kartları temizleyebilir ve Dünya Kupası'nın ilk maçına oyuncularının cezalı olması olasılığının önüne geçebilir. Bu da Bosna Hersek için çok büyük bir avantaj olur. Yani hangi açıdan bakarsak bakalım şansımız çok az ama sonuna kadar denemekte de fayda var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder