

21 Haziran 1971 Cali'de dünyaya gelmiştir. Ailesi Osmanlı Devletş zamanında Lübnan'dan Amerika Kıtası'na, Kolombiya'ya göç etmiştir. Tam adının Faryd Aly Camilo Mondragón olmasının sebebide bundan ileri gelmekte aslında. Adını telaffuz ettiğimizde Ferit Ali Kâmil'e de bu yüzden benzetmekteyiz. Mondi, 19 yaşında profesyonel olarak Kolombiya'nın Deportivo Cali kulübünde futbola başlamıştır. Burada geçirdiği tek sezonun ardından yine ülkesinin Santa Fe kulübünde, Paraguay'ın Cerro Porteño ve Arjantin'in Argentinos Juniors takımlarında birer sezon geçirmiştir. Argentinos Juniors takımında dikkat çekmesinin ardından Arjantin'in önemli ekiplerinden Independiente'ye transfer olmuştur. Burada geçirdiği 4 sezon Mondi'nin parlamasına ve adının Avrupa'dan duyulmasına neden olur. Önce bir sezonluk Real Zaragoza macerası başlar Mondi için. Fakat İspanya'da pek istediklerini yapamadığı için Arjantin'e Independiente'ye geri döner. 2000-2001 sezonu başında bu defa Fransız takımlarından Metz ile anlaşır. Metz'de geçirdiği sezonun ardından Galatasaray ile yolları kesişir. O sezon Uefa ve Süper Kupa'nın alınması sebebiyle Galatasaray'ın tüm yıldızları birer birer dağılmaktadır adeta. Galatasaray'dan ayrılan yıldızlardan birisi de Taffarel olmuştur. Takımın dağılması yüzünden Galatasaray ciddi bir ekonomik krize girer ve bir süre oyuncu transfer edemez. Zaten Mondragon'u da o sezon kiralamıştır.
Galatasaray'a 2001 sezonu başında kiralık olarak transfer olduktan sonra çok başarılı bir sezon geçirmişti. Mondragon, Galatasaray'da geçirdiği bu mükemmel sezonun ardından piyasasını oldukça yükseltmişti. Metz'de gözden düşen Mondragon'un geldiği bu nokta gerçekten inanılmazdı. Ligde ve Şampiyonlar Ligi'nde yaptıklarıyla bir anda taraftarın gözdesi durumuna gelmişti. Ancak sezon sonunda Galatasaray, Lucescu ile yolları ayırmıştı ve Lucescu'da Beşiktaş yolunu tutmuştu. Beşiktaş sonrasında Galatasaray'da kiralık olarak forma giyen Mondragon'u da takıma kazandırmak istediler ve Metz'le her konuda anlaştılar. Basında Mondragon'un Beşiktaş'a transfer olduğunu sürekli yazdı ama Mondragon kararlı bir duruş göstererek Galatasaray'da kalmak istediğini belirtti ve Galatasaray'da kalarak efsane olma yolunda çok önemli bir adımı atmış oldu. Ayrıca Mondragon'u alamayan Beşiktaş'ta bir diğer Kolombiya'lı kaleci Oscar Cordoba'yı transfer etmiştir. Bugün hala acaba hangi kaleci daha iyiydi şeklinde sorular soyabiliriz ama oynadığı yıllara bakınca ve taraftarın sevgisini ölçünce Türkiye açısından Mondragon'un yeri farklıdır.

2007-2008 sezonunda Erik Gerets'in Galatasaray'dan ayrılması ile gençleştirme operasyonu kapsamında Mondragon ile sözleşme imzalanmamıştır -sanki bir kaleci için 36 yaş çok yaşlıymış gibi- Neyse.. Mondragon artık 36 yaşına gelmişti ve Galatasaray kalesinde görev değişiminin zamanı geliyordu. Kendisi 1-2 sezon daha takımda kalabilir miydi bilmiyorum ama Mondragon biraz da kendi geleceğini garanti almak adına Köln yolunu tuttu. Mondragon ilk sezonunda Köln'ün kaptanlığını yaptı ve takımın Bundesliga'ya çıkmasında önemli bir rol oynadı. Bugün baktığımızda hâlâ Köln'ün kalesinde ve Bundesliga'da başarıyla Galatasaray'ı temsil ediyor diyebiliriz. Mondi futbolu bırakır mı, bırakmayı düşünür mü bilmiyorum ama dilerim Taffarel'de olduğu gibi bir gün Galatasaray'da yeniden çalışma fırsatı bulabilir. Biz kendisini çok seviyoruz çünkü.
Mondragon'un Galatasaray'dan ayrılmasının ardından o sezon kalemizi Orkun Usak ve Aykut Erçetin korudu. Aslında Galatasaray, Türk kalecilere güvenerek çok olumlu bir hamle yaptı gibi göründü ama Orkun'un Galatasaray'da oynadığı dönem beni çileden çıkartmaya yetti. Aykut Erçetin ise senelerce Mondragon'un arkasında yedek beklemişti ve Mondragon'dan sonra görevin ona geleceğini düşünmüştüm. O sezon Aykut'un gösterdiği performans beni umutlandırmıştı ama bir sonraki sezon kendisine fazla güvenilmemiş olacak ki De Sanctis transfer edildi. Bu sezona baktığımızda ise Leo Franco'yu Galatasaray kalesinde izliyoruz. Bu kalecilerin ortak özelliğinin Mondragon'un tırnakları olamayacağıdır. Mondragon'dan sonra malesef Galatasaray kalesi bana güven vermiyor. Artık umudumuz Ufuk Ceylan demek istiyorum. Son olarak Mondragon'un da takımdan ayrılırken dediği gibi inşallah Mondragon ve Galatasaray'ın yolları bir daha kesişir ve Mondragon'u kaleci antrenörümüz olarak görebiliriz.

Uzun bir nişanlılık evresinin ardından kız arkadaşı ile evlenmiş ve bir erkek çocuğu babası olmuştur. Galatasaray tarihine baktığımızda çok önemli kalecileri görmek mümkündür. Simovic, Taffarel isimlerin Galatasaray'da oynamasına rağmen Mondragon'un yeri bende her zaman farklı olmuştur. Çünkü onun yarattığı enerji ve tılsım inanılmazdır. Aslında bir bakıma Galatasaray ruhunu beraberinde getirmiş diyebiliriz. Mondragon ilk başta da dediğim gibi benim için hep bambaşka bir yerde olacak kalecidir. Aykut'u falan çok severim ama Mondi sahiden başkaydı. Yaklaşık 10 senedir ciddi bir futbol izleyicisi olan ben Mondragon'dan iyi kaleci izlememişimdir. Ayrıca Mondagon'dan tutkulusunu da.. Hemen hemen her maçtan sonra sevincini soyunarak kutlayan başka bir futbolcu daha yoktur sanırım :) Love you Mondi..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder