6 Aralık 2009 Pazar

Kâbus mu Bu? {Galatasaray:1-1:İstanbul Belediye}

15. Haftanın kapanış maçında İstanbul Belediye'yi konuk ettik. Belediye'ye karşı ekstra bir sempatim var bunu inkâr etmeyeceğim. Abdullah Avcı ve Arif Erdem faktörü bunun en büyük sebebi tabii ki. Bu ikilinin başarılı olması en büyük temennim. Fakat Galatasaray'a karşı değil yahu.. Maçtan önce oynanan karşılaşmalarda rakiplerin tamamının puan kaybetmesi sebebiyle, Kayserispor'u tenzih ederek söylüyorum, kazanmamız takdirde lider olacaktık. Uzun süredir devam eden bir kâbusumuz da vardı. Kimse birbirine ve hatta kendine itiraf edemese de bu tesadüfün farkında. Galatasaray, rakiplerinin; bilhassa Fenerbahçe'nin puan kaybettiği haftalarda puan kaybeder. Renklerdeki sarı ortaklığından ötürü -ki bana sorarsanız Galatasaray sarısı ile Fenerbahçe sarısı arasında dağlar kadar fark var- bir kardeşlik, "zıt kardeşlik" lafı edilir iki takım için, özellikle derbilerden önce.. Kader dedikleri bu olsa gerek. Yoksa o son dakikada yediğimiz golü başka nasıl tabir edebiliriz ki?

Hakem Faciası
Amacım puan kaybettiğimiz maçın ardından rakibi suçlayarak gündem değiştirmek değil. Öncelikle bunu belirteyim. Ama dün oynanan Eskişehirspor-Fenerbahçe maçının ardından rakip takımın başkanının çıkıp söylediği şeylerin, kabadayı edasında; "Federasyon dahil herkes aklını başına alacak" sözlerinin ardından içimden bir ses bağıra bağıra bugünkü maçın pozisyonlarından çok hakemini dile getireceğimi söylüyordu. Yanılmayı çok istedim ama malesef olmadı. Hakem çok kötü bir maç yöneterek Galatasaray'ın liderlik şansını tek kelime ile baltaladı. Takip edenler bilir 9 aydır yazdığım maç yazılarında hakemi konuştuğum maç sayısı bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar azdır. Hep diyoruz ki hakedenin hakkı verilir. Hakemin hakettiğini yazıyorum şu anda. Bütün maç boyunca tamam olur böyle hatalar dedik sustuk. Gergin geçen 55 dakikanın ardından Harry Kewell'ın attığı gol, ayaklarımızı yerden kesmeye yetti. Hakemi de hatalarını da görmemeye başladık. Fakat biz görmedikçe Hüseyin Göçek daha da gözümüze sokmaya başladı. Son pozisyonda verdiği karar, pozisyonun gelişimi ve nihayetinde gol ise tam bir faciaydı. Maçın tamamında Galatasaray'ın kullandığı faul atışlarını milimi milimine takip eden Hüseyin Göçek; Hasagiç'in son dakikadaki frikiki minimum 2 metre ilerden kullanmasına göz yumdu. Golden sonra Mustafa Sarp'ın formasına göğüs dekoltesi verilmesine göz yumdu. İstanbul Belediye'yi destekleyenler kusura bakmasınlar fakat bu atılan son gol hatalıydı!

Nonda Rezaleti
Hakemin hakkını verdik evet. Ama adama sen 90 dakika ne yaptın da hakemin verdiği tek karara kızıyorsun derler. Bunu diyenlerden birisi de benim. Evet bugün çok zevkli mücadelesi bol bir karşılaşma izledik fakat anlıyoruz ki tek gol bize yet mi yor! İlk golü atan Kewell'ın dışında ikinci gole imza atacak birisi şart! Nonda ile bu işin yürümeyeceğini Panathinaikos maçının yazısında söylemiştim en son. Şimdi tekrar söylüyorum; Nonda ile bu iş yürümez. Nonda anladığım kadarıyla şu zihniyette bir futbolcu; rekabet edeceğim adam varsa çalışırım, geriden gelerek golümü atarım, göz boyarım. Rekabet edeceğim adam yok mu? Alâ o zaman yatarım, nasılsa beni oynatmaya mecburlar. Sahaya ben çıksam Nonda'dan daha fazla pozisyona girerim. Anlam veremiyorum kaçırdığı pozisyonlara. Demin dedik ki tek gol bize yetmiyor. Bunun üzerinden Leo'ya dönmek istiyorum. Aslında maçın geneline baktığımızda -yediği gol de dahil- diğer maçlara nazaran iyi bir maç çıkardığını söyleyebiliriz. Ama Leo biraz fantaziye kaçıyor açıkçası. Ceza sahasından çıkıp, kaleyi terkedip, boş bırakıp, futbolcu çalımlamak, taç çizgisinin kenarına gelmek, hangi mantığa sığar? Ben artık Ufuk'u da izlemek istiyorum. Bu çocuğu Haldun'la birlikte tribünden maç izlesin diye almadık herhalde.

Takım Dizilişi
Frank Rijkaard gibi bir insanı, teknik dehayı eleştirmek bana düşmez biliyorum. Onu eleştirmek bile futboldan bihaber olmak demektir bunun da farkındayım. Ama Kewell-Arda-Keita-Elano dörtlüsünü kurma şansı elindeyken, Nonda-Kewell-Arda-Elano dörtlüsünü sahaya sürmesini anlamıyorum. Bu kadar formda bir Kewell'ın forvette neden oynatılmadığını, takımın en kilit isimlerinden Keita'nın neden yedek kaldığını bilmiyorum. Hep olumsuz konuştum bugün yahu olmayacak böyle. Ki galip gelseydik kuvvetle muhtemel şimdi marş söylüyor olurdum.. Bu da günün özeleştirisi olsun. Gelelim güzel durumlara; öncelikle Uğur :) Sabri'nin sarı kart cezalı olmasından ötürü sahaya sağ bek olarak Uğur çıktı bugün ilk 11'de. Uzun zamandır Uğur'u sağ bek izlemediğimi farkettim. Rijkaard geldiğinden beri, futboluna yön vermesi adına, Uğur'u sol bek olarak sahaya sürüyordu, Hakan'ın yorulduğu zamanlarda. Bugün ise ilk 11'deydi. Sahanın en iyi isimlerinden birisi diyebiliriz Uğur için. Zaten Harry'nin attığı golün pasını da Uğur verdi. Uğur dışında Arda'yı beğendim. Benim yıllardır izlediğim Arda bu işte. Mücadele eden, bir şeyler yapma çabası içinde olan, baskı altında bile gol pozisyonlarına girmekle kalmayıp, etrafındakileri de pozisyona sokan Arda.. Harry Kewell için ayrıca parantez açmama lüzum yoktur sanırım.

Nihayetinde sözün bittiği yerdeyiz. Son pozisyon olmasaydı, maç 3 dakika uzasaydı, o gol olmasaydı.. Dı dı dııı.. Özetle elimize gelen liderlik fırsatını yine bir hareketle teperek istikrarlı inatlaşma görüntümüzü sürdürdük. Futbol melekleri bu gece yanımızda değildi deyip bir sonraki maça bakmak lazım artık. Son olarak; hastayken asla maç izlemeyin.

11 yorum:

  1. Hakeme de az biraz deginirsen sevinirim!

    YanıtlaSil
  2. Abi Nonda tamam kötü falan ama, bu tarz topu ileride tutmamız gereken durumlarda bir o bir Arda var bunu yapabilen, o yokken (bursa maçı mesela) ileride topu tutamıyoruz, Nonda bir şey yapmazken , gol kaşırırken dahi topun bizde kalmasına yardımcı. Nonda çıktıktan sonra rakip sahada ne kadar zaman geçirdik farkettiniz mi? olmuyor malesef. Baros da çok tutmuyordu ama çok akıllı koşular yapıyordu, Kewell'ın bunları yapması zor. Çok sevsek de çıkan isim o olmalıydı Nonda yerine, kanımca, ya da en azından Arda yerine.

    YanıtlaSil
  3. "Golden sonra Mustafa Sarp'ın formasına göğüs dekoltesi verilmesine göz yumdu."

    yok olm sana dekolte gitmez mi deseydi sarpa.adam kendı parcaladı guzelım formayı:P

    ayrıca hakem kotuydu evet ama macın sonucuna etkı edecek bırsey olmadı bana göre...

    YanıtlaSil
  4. Benim 2. yorum yayınlanmamış, biraz sert gibiydi doğru.
    Ama şöyle bir şey var ki bu maçın sonucuna hakem tesir falan etmedi bence. Stadtan izleyenler bir de tvden izleyip pozisyonları net görsünler lütfen. :)
    Bir de kaçırdıklarını görmek gerek. :)

    YanıtlaSil
  5. LEO: Rakibin gol pozisyonu olmasa bile ben kendi kendime de pozisyon veririm diyen şu ana kadar bir maç dahi kurtarmayan kaleci.
    SERVET: Fiziği mücadele gücü hepsi 10 numara ama hala kendini uzun top üstadı zanneden stoper.
    TOPAL: Diyecek birşey yok ona.
    UĞUR: Ona da çok bişey dememek lazım.
    BALTA: O fizik o boy ile rakibi üf dese düşürecek ama ayakta kalmaya mecali olmayan, attığı pasların %50 sini rakibe atan mecburi sol bek
    BARIŞ: Olayı sadece rakibi bozmak ,faul yapmak ve arasıra gol atmak için kendini yırtmak olan bu futbolcu dün yine rakibin duran top harici gol atma ihtimali yokken gereksiz faulle 2 puanın gitmesine neden oldu.
    SARP: ayaklarından çok çenesi çalışmaya başlayan defansın oyun kurmasına hiç yardım etmeyen sıradan bir adam.
    ELANO: Defansta hücumda mücadele etmeye çalışan girdiği pozisyonları cömertçe harcayan ama attığı uzun paslarla bu takımın ihtiyacı olan futbolcu.
    KEWELL: Taraftarın sevgilisi gol atabilecek yada koklayan 2-3oyuncudan biri ama ya 60 da oyundan çıkmalı yada 60 da oyuna girmeli olmayan kondisyonuyla ayağında top tutmaktan aciz.
    ARDA: Ne desek boş çizgide 2 futbolcuyu geçmeye çalışan takımdan çok kendini düşenen bir futbolcu haline gelmeye başlayan kaptanımız.(Metin Oktayla adının Yan yana anılması bile hata)
    NONDA: Tek başına bişey yapamaz özellikle yıkmamışsan rakibin üzerine oyunu.
    FRANK RİJKAARD: Monotona bağlamış gibi 60 da tek forveti oyundan alan (Baroş varken de aynıydı) Ayakta duramayan Kewelli 90 Dk sahada tutan.Ayağa pas yapıp topu elinde tutmak gerekirken Barışı oyunda tutan ,Kendi sahanda son 10 dk yı as kadrosundan en az 5 kişi eksik rakibe karşı kulubede aciz aciz seyreden büyük şeyler beklediğimiz hocamız.
    NESKEENS: Gelince oley denilen ama Fatih Terimin Yanındaki Metin Tekin gibi sadece kulubede oturan yüce insan.
    TARAFTAR:Takımın galip gelse lider olacaksın ama sen ortalıkta yoksun.
    OYUN: Orta sahanın defansa oyun kurmada yardım etmediği ve ya uzun top atıp şişirilen yada stoperler arasında döndürülen toplarla geçti ilk devre.2. devre biraz kıpırdanma oldu ama o da 80 e kadar sürdü.Hocanın klasik değişikliği yapılınca şu anlaşıldı ki birbiriyle uyumlu Keita ve Nonda yı oynatmayacak hoca.Kewell 90 dk. Sahada kalacak 60 dan sonra dolanacak.Ayakta top tutmak gerekirken tüm topların gelişigüzel vurulduğu ve rakibin gol atma şansı sadece duran toplarda varken Mevcut hakemin golü attırmak için her şeye faul çalmasını göz önünde bulundurmayan kıt beyinli oyuncunun yaptığı faulün gol olması maçı bitirmiştir.Linderoth un bu takımda tutulması oynamasa bile:Oyun kurulurken defansı ve arkadaşlarını rahatlatmak amacıyla boş yerlere kaçmayı ayrıca takım hücumda iken topun gelebileceği yerleri kestirip gol koklamayı bu takımdaki BİRKAÇ ÖKÜZE ve altyapıdaki futbolculara öğretmesi temennisiyle.

    YanıtlaSil
  6. Ben asla hakemi göstermedim sebep olarak. Nonda ile ilgili kısmın ilk bir kaç cümlesini okursanız göreceksiniz zaten. Adama sen 90 dakika ne yaptın diye sorarlar dedim. Asla hakemi suçlamıyorum. Nonda ne kadar başarısızsa hakem de o kadar başarısızdı. Galatasaray takımı hakem hatalarının arkasına falan saklanmamalı ayrıca. Sen gol attın da hakem saymadı mı?

    YanıtlaSil
  7. Oh be bir tane GS'li mantıklı bir şey yazdı sonunda. :))

    YanıtlaSil
  8. Keita'nın oynamamasının sebebini ben şöyle düşünüyorum; genelde sağ kanattan topla diripling yapan, oyuncu eksilten, orta yapan bir oyuncu keita, hırslı, saldırgan,... ancak takım oyununa adapte olmakta zorlanıyor. Tamamen oyunu kişiselleştirdiği dakikalar çok fazla. Kendi başına birşeyler yapması Sistem Hocalarının pek hoşuna gitmez. Vede gitmiyorda. Elano bu kadar eleştiri almasına karşın ilerleyen zamanlarda daha fazla 11'de adı yazılan oyuncu olabilir. Zira Elano tam bir sistem oyuncusu. Akıp giden ama sistemden uzaklaşan keita ise taraftarın rijkaard ile arasının bozulmasına bile sebebiyet verebilecek bir göz yanılmasına müsait bir yetenektir.

    Bilmem katılırmısınız!

    YanıtlaSil
  9. Sade;

    Keita hakkında düşüncelerine tamemen katılıyorum. Keita oynadığı dakikalarda yararlı olmasına karşın topla fazla oynaması nedeniyle bazen sisteme ihanet ettiği zamanlar oluyor. Arda için bile bazen topla çok oynuyor diyoruz ve eleştiriyoruz. Mesela Manisaspor karşılaşmasında sonradna oyuna girdiğinde bu topla oynama sevdası yüzünden yararını pek görememiştik. Yetenek anlamında da dediğinize katılıyorum. Lincoln'de muhteşem yetenekti ve Kalli, Bülent Korkmaz giib isimleri tribünün önüne atmıştı. Keita'da da bu potansiyel var.

    Ama Keita karakter ve iş ahlakı olarak sağlam bir futbolcu. Biraz desteklenir ve işlenirse sistemden ziyade tempolu futbolun bir numaralı adamı olur. Keita'nın transferini Rijkaard'ın istediğini düşünüyorum. Aslında Keita hakkında bir yazı yazmak lazım :)

    YanıtlaSil
  10. Bizim ülkede hakemliğin kelime anlamı sahada başka galiba ! Bizim hakemlerimiz kimse kusura bakmasım ama Kazmadır ve hiçbiri mesleğin şerefine yakışmıyordur bu kadar açık söylüyorum.
    Ve sadece Mustafa sarpın şu sözlerini yazıyorum Sözün bittiği yer. Ben yanlış söylüyorum peki Mustafa Sarp'da mı ?


    "Ben İngiltere Premier Lig'i izlediğim zaman, bir futbolcu olarak kendimden utanıyorum. Futbolculuğumdan utanıyorum. Bence bizim hakemlerimiz de Premier Lig'i izleyip utanmalılar. Orada hiçbir hakem maçın içinde değil."

    "Bugün son 15 dakikada olmadık şeylere faul. Ne bileyim mücadele etmeye hiç fırsat vermiyorlar bize. Başka işlere girmek istemiyorum ama, birileri çıkıp birşey konuşuyor diye mi oluyor acaba bunlar. Biz futbolcuyuz, bu tarz şeyleri belki konuşmak bize düşmüyor"

    "Hiç pozisyon vermeden yarım yamalak bir pozisyonda gol yiyoruz. Başka şeylerin arkasına sığınmak bize yakışmıyor. Maçı koparmamız lazım. Pozisyonları değerlendirmemiz lazım. Maraton devam ediyor, bırakmamamız lazım. Son 2 haftada 6 puan yapıp bulunduğumuz durumu koruyacağız"

    İşte Acı ama gerçekler Hakemliğinde bir Şerefi Var LÜTFEN LÜTFEN!

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir