
Mancunian derbisi vardı dün akşam. İngiltere Lig Kupası olan Carling Cup yarı final ilk maçında Manchester City, ezeli rakibi Manchester United'ı ağırladı. Yarı finalin ilk ayağının geçtiğimiz hafta salı günü oynanması gerekiyordu dün de ikinci ayak oynanacak ve finalist belli olacaktı. Fakat kar engel olup maç ertelenince ilk maç dün akşama kaldı. İkinci maçsa haftaya Old Trafford'da oynanacak ve finalist belli olacak. Maça dair ilk söyleyebileceğim müthişti. United-City maçları zaten her daim nefes kesen maçlar olmuştur. Bir klişe vardır ya söylenegelen
"işte Premier Lig bu" diye.. Tam o klişeye uygun bir maç oldu. United, sezonun ilk yarısında City'i ağırlamış ve o maçta da inanılmaz bir seyir zevki olmuştu, izleyenler anımsar mutlaka.. Owen'ın golüyle United son saniyelerde 4-3 koparmıştı maçı. Bu maçta 7 gol olmadı evet. Ama mücadelenin yoğunluğu açısından o maçtan hiç de geri kalır değildi. İki tarafın en iyi oyuncularını soldaki fotoğrafta görüyorsunuz. Tevez ve Rafael'e birazdan yeniden değineceğiz. Manchester'ın kırmızı yakasının takımı United, Giggs ile 17. dakikada öne geçse de üstünlüğünü maç boyunca muhafaza edemedi. City, gelecek haftaki maç için avantaj yakalamış gibi görünse de United'ın nasıl geri dönüşleri yakaladığını bilenler bu skorun garantisi olmadığını söylerler. Kaldı ki United'ın deplasmanda bulduğu gol kendilerine büyük fayda sağlayacaktır mutlaka. Bu karşılaşmanın rövanşı 27 Ocak Çarşamba akşamı Old Trafford'da oynanacak.

Şimdi önce kırmızılara değinmek istiyorum. Sezon boyunca zaten sakatlıklarla boğuştukları için bu maçta da durum farklı olmadı. Defans hattının baştan aşağı yeniden kurulması, Ferdinand'dan sonra Vidic'in de sakatlanması, ayrıca Ferguson ile Vidic'in arasında yaşanan gerginlik ve nihayetinde Vidic'in adının sürekli Real Madrid ile anılması takımın defans hattındaki başarılı kurgunun altını üstüne getirdi. Eşi rahatsızlanan ve bir kaç maç takımdan uzak kalan Van Der Sar'ın dün akşam kaleyi koruyan isim olması tarihi farkı önledi. Van Der Sar müthiş bir kaleci bence. 38 yaşının olgunluğunu ve tecrübesini sahaya mükemmel yansıtıyor. Van Der Sar'ın emekliliği gelince -ki bu profesyonellikle daha 2-3 seneyi çok rahat çıkarır- yerine kaleci arayışları olacaktır mutlaka. Kuszczak belki United kalesinde iş yapabilir, fakat Ben Foster'ı başarılı bulmuyorum itiraf etmek gerekirse. Zaten Everton ve bir takım daha istiyordu. 8 milyon veriyorlardı sanırım. Satılabilir ve yerine üst düzey olan yada üst düzey olma potansiyelinde bir kaleci alınabilir diye düşünüyorum. Defans kurgusuna başlamışken oradan devam edelim.. Evens - Brown ikilisi artık tamamen hazırlar. Acemiliklerini, tecrübesiz ve toy hallerini geride bıraktılar. İkisi de çok iyi birer defans elemanı. Ferguson'un yeni yetiştirdiği iki oyuncu, United geleceğinde çok iyi yerlere gelecekler.

Defansta bir Rafael Da Silva var ki anlatmaya doyamıyorum kendisini. Bu gencecik çocuğun hikâyesini de mutlaka yazmak istiyorum bloga, fakat biraz araştırmadan sonra tabii.. Rafael'i bir kez daha izlemiştim. O maçta sol bekti Evra'nın yokluğunda. Dün akşam ise sağ bek oynadı. Bellamy'nin oyununu her defasında bozdu, Tevez'i çoğu yerde kitledi. Geçenlerde Neville ile ilgili bir yazı yazmıştım. Boşluğu O'Shea ile doldurulacaktır falan diye.. Neville'in boşluğunu dolduracak asıl isim Rafa olacaktır. Fergie, bu çocuğun üstüne gider mutlaka. Ondan da bir Neville yaratırsa kimse şaşırmasın. Carrick-Fletcher ikilisi uzun zaman sonra yanyana oynadılar. Yanlarına bir de Anderson eklenince, United 4-5-1 gibi oynadılar. İlerde Rooney biraz yalnız kaldı. Rooney demişken.. O da dün çok şanssızdı. Kaleci Given'ın şansı da diyebiliriz buna. Rooney'in vurduğu tüm toplar Given'ın üzerinde patladı. Kaç gol kaçırdığını sayamadım. Giggs bugün biraz durgun gibi geldi bana. Buna rağmen Rooney'in yine Given'dan dönen bir topunu tamamlayarak kariyerinin belki de en rahat gollerinden birine imza attı. Valencia sahanın en başarılı isimlerinden biriydi. Sağ kanatta Rafa ile güzel hücum varyasyonlarına imza attılar. İkinci yarıda Anderson'un yerine giren Owen ise yokları oynadı. Owen'ın 70. dakikada oyuna girmesiyle Manchester, o bildiğimiz 4-4-2 düzenine geri döndü. Son dakikalarda geri çekilen rakibi üzerine ataklarla giden Man U malesef sonuca gidemedi.

Gelelim mavilere.. Tıpkı United gibi City de orta sahasını kalabalık tutarak sonuca gitmeye çalıştı. Tevez'e geçmeden önce United'daki Rafa gibi City'de Boyata'ya değinmek istiyorum. Mancini tarafından son anda kadroya dahil edilen ve ilk 11'de sahaya çıkan genç oyuncu sahda 65 dakika kadar kaldı. Gençliğinin ve tecrübesizliğin takıma tek eksisi, Giggs'in golünde kaleci Given'ı engellemesi oldu. Panikle yaptığı bu harekete rağmen çok iyi bir performans sergilediğini ve Mancini'nin güvenini boşa çıkarmadığını söyleyebiliriz. Mancini, City üzerindeki etkisini bu maçta daha belirgin olarak gördük. Çok değil bir kaç ay önce futbolu bırakma türküleri çağıran Tevez, müthiş bir hırsla oynadı dün akşam. Bunda Ferguson'un ters açıklamaları kadar Mancini'nin de oyuncusunun yanında durmasının da katkısı olduğu şüphesiz. Mancini, ligde oynanan Everton maçında oyundan alındığı için itiraz eden Robinho'yu da disipline etmek için maç boyunca yanında oturttu. Bırakın ilk 11'i maç içerisinde oyuna girmesi için ısınmaya bile göndermedi. Robinho karşısında takındığı tavır da takdire şayan. Dilerim kurduğu disiplin ve sistem patronlar tarafından bozulmaz. Zira iyi oynayan bir City, lige de kupaya da her zaman lazımdır.

Sahanın şüphesiz en hırslı oyuncusu olan Tevez, takımına kazandırdığı 2 gol ile yarı final maçının ilk ayağının 2-1 kazanılmasındaki en önemli isim oldu. Maçın adamı olarak gözümü kırpmadan Carlos Tevez'i gösterebiliriz. Bir ara kaçırdığı pozisyonla neredeyse hırsının kurbanı olacaktı ama beraberliğin sağlandığı penaltı ile hırsını dizginlemeyi ve hırsının meyvesini yemeyi başardı. Tevez attığı penaltıdan önce çok müsait pozisyonda kafa vuruşu yapamayınca skora gidememişti. Fakat bu pozisyondan çok değil bir kaç dakika sonra Rafael'in Bellamy'yi engellemesiyle penaltı kazandı City. Topun başına tabii ki Tevez geçti. Kalenin tam ortasına sert ve şık bir vuruş yaptı. Van Der Sar'ı avlayarak takımının soyunma odasına 1-1 beraberlikle gitmesini sağlayan isim oldu. İkinci yarıya baskılı başlayan ve kullandığı peşpeşe kornerlerle United kalesini bunaltan City aradığı golü 65. dakikada buldu; kornerden gelen topu Van der Sar uzaklaştıramadı, Kompany'nin sağdan ortasında takımının ve kendisinin maçtaki ikinci golünü atan Tevez ev sahibi ekibe skor avantajını getiren isim oldu. 79 dakika hiç durmadan mücadele eden Tevez'i Benjani ile yer değiştirerek oyundan aldı Mancini. Tevez bu maçtan sonra bir kaç güne anca dinlenir sanırım. Savunma da yaptı, hücum da yaptı, gol de attı.. 79 dakika nefes bile almadı. Bir de gol sevinçlerinde elleriyle yaptığı hareketler olmasaydı tadından yenmeyecekti. Sağlık olsun..

Son olarak tribünler.. Tevez kadar başarılı oldular. Bakmayın bu fotoğraf United tribünlerine ait ama sevdiğim takıma da o kadar kayırmam olsun artık. Oyunun yavaşladığı nadir anlarda oyuncularını ateşleyen faktör taraftar oldu. 95 dakika hiç durmadan bağırdılar, tezahürat ettiler. Top United'lıların ayağına gelince ise ıslık show başladı. Arada sahanın içine yabancı madde atmasalar kusursuz olacaklardı, ama o kadar kusur olsun. City'i tebrik ediyor, haftaya Old Trafford'daki maçı sabırsızlıkla bekliyoruz. Diğer yarı final mücadelesinde Aston Villa bu akşam Tottenham'ı konuk edecek.
Man. City: Given, Richards, Zabaleta, Garrido, Kompany, Boyata (Onuoha 69'), Wright-Phillips (Sylvinho 84'), Barry, De Jong, Tevez (Benjani 79'), Bellamy
Man. Utd: Van der Sar, Evra, Brown, Rafael (Diouf 90'), Evans, Anderson (Owen 72'), Giggs, Carrick, Fletcher, Valencia (Scholes 88'), Rooney
İlk gole kadar defans güvenliğini elden bırakmayan iki takım havasındaydılar ama ikinci yarı komple çok zevliydi. Hele UTD mağlupken gol arama çabaları falan tam bir maç havası yaşattı.
YanıtlaSilMilan mı United mi peki?
YanıtlaSilfarklı maç mı izledik diye düşünüyorum..van der sar tarihi farkı önledi demişsin ama city'nin attığı 2 gol dışında bir tane tevezle bulduğu pozisyon vardı..ManU sadece son 20 dakikada yakaladığı pozisyonlarla tarihi farka giderdi.Oyuncu performansları için söylediklerine de hiç katılamayacağım. Owen girdikten snra ManU daha rahat baskı kurdu.Rooney e iki tane asist olucak pas verdi.Brown-Evans yorumuna gelirsek Evans'ın 4 tane defanstan alakasız paslar attığını gördüm ve hala Evans bire birde çok rahat geçiliyor.Brown ın ise hazır olucak bi hali yok.Yıllardır bu takımda bi şekilde şans buldu ve hiçbir zaman ilk 11 oyuncusu olduğu ışığını vermedi.Hala da öyle...Yıllardır defansının sağlam olmasından ekmek yiyen ferguson bu defansı bu ikiliye bırakırsa hüsrana uğrar
YanıtlaSilrafaelin ikizi de Manchester'da fabio o da solak versiyonu rafaelin belki evra yerine onu izlemişindir solda ya da rafael de oynamıs olabilir ama rafael kardeşine oranla daha şanslı fabio nun evranın sakatlanmasından başka şansı yok oynamak için
YanıtlaSil@Sirevo; Klasik Manchester derbisi işte. Keyfi bol oluyor :D
YanıtlaSil@adsız; Milan mı United mı sorusunun bendeki cevabı United tabiki :) ama Burak'a soracak olursak o Milan diyecektir :)
@Deniz; Ben Evens'ın hala alışma evresinde olduğunu fakat Brown ile uyumlarının gün geçtikçe daha iyi olduğunu ifade etmek istedim. Sonuçta Ferdinand ve Vidic gibi iki savunmacının ardında yedek beklemek hiç bir oyuncu için kolay olmayacaktır.
@adsız; Fabio'yu izlemiş de olabilirim emin değilim. Ama Rafa olması lazım. Çünkü iki kardeşten ben Rafa'yı daha çok beğeniyorum. İkisini ayırt edebiliyor musun diye sorarsan sanırım evet :) Rafa'nın daha yumuşak hatlara sahip bir yüzü var. Fabio daha sert görünüyor.
Evra oynadı maçta sol bekte ve harbiden müthişti ya, öyle sol bek her takıma lazım. :)
YanıtlaSilSağ tarafta ise o ikizlerden biri vardı işte. =)