
Fenerbahçe'de beklenen operasyonlar gerçekleşmeye başladı ve Colin Kazım ile Önder Turacı ile resmen yolların ayrılma noktasına gelecek süreç başlamış oldu. Takım içerisinde bir süredir disiplinsizlikler hakimdi ve bunun baş sorumlusu olarak Colin Kazım gösteriliyordu. Ayrıca bahis skandalında da Colin Kazım'ın ismi geçmesi bu süreci fitilleyen unsur oldu. Kazım'ın iyi futbolcu olduğundan şüphem olmamasına rağmen herkese sevgisiz gelen bazı özellikleri vardı. Vurdum duymaz tavırları, ilginç hareketleri kendi taraftarlarına bile pek hoş gelmiyordu. Bu sezon şans bulmaya başladıkça bunlar biraz daha arka plana itildi ama yaşanan son olaylar Kazım'ın biletini kesen unsur oldu. Önder Turacı'nın ise takımdan ilişkisinin kesilmek istendiğini zaten önceden biliyorduk. Son açıklamalarla beraber bu resmiyet kazanmış oldu. Ben kendisini genelde akıllı, uslu, bu tip işlere pek karışmayan bir futbolcu olarak bilirdim. Kazım'ın aksine o futbola daha çok sevgisini katıyordu ve Fenerbahçe'de oynamak uğruna kendi cebinden yüklü bir miktarı bile tazminat diye ödedi. Ama son yaşanan skandallarda onun da gece hayatına karışması, intihar mı değil mi diye düşünülen bileğinin kesilmesi olayı falan da onun takımdan ayrılmasına yol açtı.

Colin Kazım'a dönersek onun futbol yeteneklerine her zaman saygı duydum ve iyi bir futbolcu olduğunu düşündüm. Gerçi hala da öyle düşünüyorum. Ama iyi futbolun, yeteneklerin yanına biraz profesyonelliği de beraberinde getirmek gerekiyor. Yoksa böylesine iyi geçirdiğin bir sezonda bu sonuçlara katlanabiliyorsun. Ben Kazım'ı büyük potansiyel vaad eden bir forvet oyuncusu olarak tanıdım. Fatih Terim'de onu Brezilya ile oynadığımız hazırlık maçında ikinci yarıda oynatmıştı ve bende bıraktığı izlenim çok iyi oldu. Sonrasında Fenerbahçe'ye transfer sürecini yaşadık ve Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final oynayan Fenerbahçe'de genç yaşında, tecrübesiz olmasına rağmen çok iyi işler çıkarttı. Zico'nun Kazım'ın futbol gelişiminde büyük rolü oldu çünkü Kazım daha çok sağ kanatta oynamaya başladı ve onun bu futbolu Euro 2008 kadrosunda olmasını sağladı. Euro 2008'de de Kazım'ın iyi performans gösterdiğini söylememiz lazım. Aragones ile kayıp geçen bir sezondan sonra Daum onu kazanma yoluna gitti ve banko oynattığı futbolculardan birisi yaptı. Bu sezon oynadığı maçlara bakarak yine iyi bir performans gösterdiğini söyleyebiliriz. Yani Kazım'ın futbol olarak hiç bir sorunu yok ve sürekli gelişmeye açık bir futbolcu. Güçlü fiziği, tekniği, iyi şut atabilmesi, süratiyle iyi bir futbolcu. Ama futbol dışında başka şeylerle uğraşması, profesyonellikle alakasının olmaması onu asla büyük bir futbolcu yapmayacak. Bu futbolcuyu böylesine övmüşken Galatasaray'da görmek ister misin diye bana sorsalar cevabım kesinlikle hayır olur. Çünkü onun bu profesyonellikten uzak yapısı iyi giden bir takım düzenini bozma potansiyelinde.
Önder Turacı'nın durumu beni daha çok üzüyor. Çünkü böylesine bir kadro dışı bırakılma olayında adının en son geçmesi gereken futbolculardan birisi olduğunu düşünüyordum. Kulüpten izinsiz gece hayatına dalması, sonrasında intihar mı etti bilinmeyen bileğinin kesilme olayı falan Fenerbahçe'nin kaldıramayacağı cinsten durumlar. Önder Turacı karakteri itibariyle böyle bir futbolcu değildi. Bu sezon Fenerbahçe rotasyonuna baktığımda önemli bir yeri vardı ve savunmacıların uzun yıllardır birinci alternatifi durumundaydı. Sağ bek olarak oynama özelliği de onun en büyük artılarından biriydi. Her takım onun gibi yönlü ve alternatif yaratabilecek bir futbolcuyu kadrosunda görmek ister ama kafa olarak ne durumda, futbola kendisini ne kadar verebilecek bilemiyorum. Ama geçmişini göz önüne aldığımda yaşadıklarından ders alacak bir görüntüsü var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder