
Ali Sami Yen'de karlı bir zemin gördüğümde hemen aklıma 2002/2003 sezonunda oynanan iki maç gelir. Galatasaray o sezonun 19. haftasında oynaması gereken Denizlispor maçını hava koşullarını bahane ederek erteletmişti. Maçın oynanmaması adına karlı zemin maçın başlamasına yarım saat kala temizletilmeye falan çalışılmıştı. Ama bu erteleme maçı oynandığında Galatasaray kendi sahasında Denizlispor'a 1-0 yenilince şampiyonluk yolunda büyük bir tokat yemişti. 21. haftada ise yine Ali Sami Yen'de oynanacak Malatyaspor maçında yoğun bir kar yağışı vardı ama Galatasaray bu maçın oynanması adına büyük bir çaba göstermişti, zemini maç için mükemmel şekilde hazırlamıştı ve maç oynandı. Maç ise Ergün Penbe'nin attığı enteresan golle 2-1 Galatasaray'ın galibiyetiyle bitmişti. O sezondan sonra Ali Sami Yen'de ne zaman kar görsem maçın kesinlikle ertelenmemesi gerektiğini ve mutlaka oynanması gerektiğini düşünürüm. Çünkü maçın ertelenmesi kimsenin işine yarayan bir durum olmayacaktır. Gaziantepspor maçına baktığımızda bir gün öncesinden başlanan kar temizleme çalışmalarıyla maçın oynanması adına büyük bir çaba gösterildi ve maç oynandı. Cumartesi gününden kursağımızda kalan futbol iştahını Galatasaray - Gaziantepspor maçıyla biraz olsun giderebildik.

Rijkaard'ın en sevdiğim özelliği ne olursa olsun sisteminden ödün vermemesidir. Normal şartlarda bu tip olumsuz koşullarda mücadele gücü yüksek orta saha futbolcuları tercih edilir ama Rijkaard felsefesinden vazgeçmediği gibi Denizli Belediyespor maçında uygulamaya başladığı doğru orta saha sistemini artık takıma oturtmaya başlıyor. Arda Turan ve Elano'nun birlikte orta sahada oynamasının güzel futbol ve sisteme tam uyum açısından büyük önemi var. Gaziantepspor maçında da gördüğümüz üzere Elano oyunun iki yönünde oldukça aktif olan bir isim. Üstelik Arda Turan da orta sahaya geçtikten sonra Elano daha fazla orta sahanın gerisine geliyor ve bu bölgede pas organizasyonunu başlatan isim oluyor. Arda'nın da çok fazla olmasa bile takım savunmasını es geçmeyen yapısı sayesinde doğru orta saha sistemi kurulmuş oldu. Gaziantepspor zaten 10 kişi kaldıktan sonra iyice yarı sahalarına çekildi ve zeminin vereceği avantajları kullanmayı denedi. Yani uzun toplar attılar, ileride Julio Cesar'ın yeteneklerinden faydalanmaya çalıştılar ve mümkün olduğunda sert oynamaya çalıştılar. Ama Galatasaray'ın orta sahası topu ayağında iyi tutarak bu zeminde bile organize futbol nasıl oynanırmış bizlere gösterdi.

Ligin ilk yarısında Galatasaray adına en çok tartışılan nokta defanstan iyi top çıkarma, o bölgeyi organize edebilme sorunlarıydı. O bölgeye transfer edilen Neill'in ne kadar isabetli bir transfer olduğunu Gaziantepspor maçında görmüş olduk. Elano ve Arda Turan orta sahasının yükselen değerinde önemli bir noktanın da Neill'in top kullanma konusundaki becerisine bağlıyorum. Bu zeminde normal şartlarda Galatasaray savunmasının olmadık hatalarına şahit olmamız lazımdı. Ama Neill'in verdiği güven Servet'in de iyi futbol oynamasına, beklerin kanatları iyi kullanmasına ve daha önemlisi orta sahanın daha aktif olmasına katkı sağladı. Neill ilk maçında benim üzerimde iyi etkiler bıraktı diyebilirim.
Kewell'ın yokluğunun Galatasaray açısından büyük bir handikap olduğunu düşünenlerdenim. Kewell'ın sakatlığında Galatasaray elbet sorunlar yaşayacak ve bu yokluğu gidermek adına transfer çalışmaları yapıldığı söylentileri konuşuluyor. Yalnız atladığımız nokta Caner Erkin'in bu gidişle Galatasaray'da alıp başını gideceğidir. Sol açığa geçtiği günden bu yana yükselen performansını Gaziantepspor karşısında da gösterdi. Maçta çok hareketliydi, topu ayağına aldığında öncelikle futbol olarak büyük keyif verdi sonrasında ise çok olumlu işler yaptı.

Keita'nın Cezayir karşısında gösterdiği futbolu ve attığı golü görünce Galatasaray'ın onu çok fazla aradığını tekrar farkettim. Barış Özbek sağ çizgide malesef beklenen etkiyi veremiyor. 4-3-3 sisteminde hücum üçlüsünün solunda veya sağında oynayan futbolcunun karşı kanadında oynayan isim aynı etkiyi gösteremezse çok fazla göze batıyor. Caner Erkin'in bu futbolu bana Barış Özbek'in olumsuz futbolunu gösterdi. Mücadele anlamında lafım olamaz ama sistem dahilinde sağ tarafta Barış'ın katkısını yeterli görmedim. Bunun dışında Nonda hakkında konuşmanın ne kadar anlamı var bilemiyorum. Futbol tarzı olarak zaten sistemle sıfır alakası olan Nonda'nın bir de formsuz ve kafa olarak bitmiş şu görüntüsü yüzünden övdüğüm Galatasaray orta sahası çabalarının meyvelerini alamadı. Benim anlamadığım nokta Arda Turan'ın ve Rijkaard'ın neden Nonda'yı kazanma çalışması içerisine girmesiydi. Nonda'nın 90 dakika oyunda kalmasını ben bu duruma yoruyorum. Sezon boyunca B planı yok eleştirilerine yol açan çift forvete dönmeme olayı Nonda sayesinde kırılmış oldu.
Son olarak söylemek istediklerim Caner Erkin'in bu performansının Galatasaray'da hücumcu yerine orta saha transferi yapılmasının göstergesidir. Mustafa Sarp tamam iyi futbolcu ama bir üst kademe için bu gerekli. İkinci olarak ise bu zeminde Caner ve Elano'nun performansları bana göre tesadüf değil.
Burak Eren,
Goal.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder