22 Ocak 2010 Cuma

João Alves de Assis Silva

Futbolda bazı ikililer vardır, isimlerini çok konuşuruz. Benim tanıdığım en iyi ikili Tsubasa & Misaki altın ikilisi olmuştur. Çizgi film bile olsa futbol her yerde futbol diyebilirim. İkililere dönecek olursak Jo ve Vagner Love ikilisi de adından çok söz ettirmişti. Cska Moskova'da harikalar yaratan bu ikilinin bir gün mutlaka büyük transferler gerçekleştireceklerine inanıyordum ve Jo çok önemli bir bonservis karşılığında Manchester City yolunu tuttu. Kader ortağı diyebileceğim Vagner Love ise beklenen transferi bir türlü gerçekleştiremedi ve bunun sonunda yaşadığı sorunlardan ötürü ülkesine geri döndü. Bugünlerde ise Brezilya'daki ikinci kiralık sezonunda Flamengo yolunu tuttu. Belki Adriano ile oynamak ona da iyi gelecektir.

Jo'ya dönersek böylesine büyük bir bonservis bedeliyle takıma katıldıktan sonra haliyle beklentiler aynı oranla büyüyor. Bunun üstüne Manchester City'de geçtiğimiz sezon gerçekleştirdiği transfer çarpıklıklarını eklersek Jo'nun üzerinde yaratılan beklenti biraz daha arttı. Dolayısıyla Jo da beklentilerin altında kaldı, asıl kalitesini asla sahaya yansıtamadı ve sürekli sorunlu bir futbolcu olarak lanse edildi. Bu sezon ise takıma çok fazla forvet futbolcusu transfer edilince gözden düşen Jo önce Everton'a kiralık gönderildi, şimdilerse ise Galatasaray yolunu tuttu. Tıpkı kader ortağı Vagner Love gibi kendini yeniden kanıtlama peşinde koşacak.

Baros'un sakatlanmasının ardından ısrarla söylediğimiz şey takıma bir santrafor alınması gerektiği olmuştur. Baros'un da bu sezona formsuz girdiğini, geçtiğimiz sezona oranla çok iyi olmadığını konuşuyordum ama Baros sakatlandıktan sonra bu kadroda kaliteli bir santraforun gerekliliğini daha iyi anladım. Bu süreçte sezon başında çok övdüğümüz Nonda sınıfta kaldı. Oyuna ikinci yarılarda girdiği zaman etkili olarak görünmesine rağmen takımın gol yükü onun sırtına kaldığında gerek ilerlemiş yaşı, gerekse sistemle alakası olmayan futbol tarzı sebebiyle başarılı olamadı. Sonrasında Kewell ile bu sorunu bir nebze aşmış göründük ama kaliteli bir santrafora mutlaka ihtiyacımız vardı.

Ligin devre arasında transfer yapmak gerçekten çok zordur. Özellikle böylesine kaliteli futbolcuları transfer etmek daha da zordur. Bu açıdan baktığımda gerek Neill, gerekse Jo transferlerini ayakta alkışlamak gerekiyor. Premier Lig'den ligin devre arasında iki tane transfer yapmak çok büyük bir olay. Ben Baros'un sakat kalacağı bu süreçte iki ayrı durum düşünüyordum. Birincisi Sercan Yıldırım gibi genç ve yetenekli bir futbolcuyu transfer edip, Baros'un yokluğunu idare edebilirdik. İkinci yol ise Nistelrooy gibi yaşını almasına rağmen, 2010 için yanıp tutuşan ama kalitesi ortada olan bir futbolcuyu ligin sonuna kadar kiralayıp Baros'un yokluğunu kapatabiliriz diyordum. Haldun Üstünel sanki beni duymuş gibi bu iki düşüncemi bir anda harmanlamış oldu. Hem müthiş bir genç yetenek aldı, hemde bütün Dünya'nın saygı duyduğu santraforlardan birisini takıma kazandırdı. Jo, Galatasaray'a sezon sonuna kadar kiralık olarak gelmiş görünebilir ama kendisinin satın alma opsiyonunu aldık. Öğrendiğim kadarıyla 800 bin avro kiralama bedeli, sezon sonunda satın alma opsiyonu ise 8.2 milyon avro civarında. Bir sezon önce 18 milyon sterline mal olmuş, 22 yaşında bir futbolcu için 8.2 milyon avro'luk satın alma opsiyonunu çok yerinde buluyorum. Haldun Üstünel yine çok iyi bir işe imza attı.

Öncelikle Galatasaray, Jo'yu bu sezonu kurtarmaya yönelik olarak transfer etmedi. Daha uzun vadede başarılı olmak için böyle genç futbolcuları takıma kazandırmak zorundayız. Şu an Jo'nun piyasa değerini ele alırsak bu transferi gerçekleştirmek için en uygun zamandı. Sezon sonuna kadar kiralık görünebilir ve Avrupa Ligi'nde kendisini kullanamayabiliriz ama önümüzdeki 2-3 sezonu ele alırsak, Şampiyonlar Ligi'ni düşünürsek transferin ne kadar isabetli olduğunu anlayabiliriz.

Normalde 1.90'lık bir santraforla anlaştığımızı bana söyleseler ben hemen bunu pivot santrafora yorarım. Hava toplarında hakim, ağır bir futbolcu düşünüyorum. Ama Jo'nun futbol tarzını Ibrahimoviç'e oldukça benzetiyorum. Yani Jo da çok farklı bir pivot santrafor tipinde. Boyunun aksine hava toplarına pek hakim değil ama inanılmaz süratli bir futbolcu, iki ayağını harika kullanıyor ve oldukça teknik bir isim. Ceza sahasında topu aldığında resmen nakış işlediği bir çok pozisyona şahit oldum. Bu açıdan Jo ligimizin fazla tanıdık olmadığı tarzda bir futbolcu oluyor. Türkiye'de zaten önemli katkılar vermesini bekliyorum ama asıl yapacakları bana sorarsanız önümüzdeki 2-3 sezonda olacaktır. Bir de Jo hakkında söylenen diğer durum disiplinsiz bir futbolcu olduğu yönünde. Bu da Manchester City kariyerine bakılarak, Hughes ile kavgalarından yola çıkılarak belirtilen bir durum. Elano transfer olduğunda da aynı endişeler taşınıyordu ama Elano bu sezon yedek kaldığı dönemde bile bir kere sesini çıkarmadı. Bu yüzden Hughes ile tartışmalarını dile getirmenin pek bir mantığı yok. Bana da o kadar fazla bir bonservis ödeseler beklentilerin altında kalma ihtimalimin çok yüksek olduğunu şimdiden söyleyebilirim.

5 yorum:

  1. gelecek yılları düşünerek derken?satın alma opsiyonu iki kulüp tarafından da açıklanmadı yanlış bilmiyorsam..

    YanıtlaSil
  2. Bunu belki 100. açıklamam :) Opsiyonu Galatasaray tarafından açıklandı. Galatasaray TV'de bas bas bağırdılar bunu :)

    Hatta bir iyilik daha yapayım opsiyon bedeli 8.2 milyon avro.

    YanıtlaSil
  3. :)kusura bakma gs tv izlemiyorum 24 saat ben sitelere baktım ne city de ne gs de vardı öle bi ibare ona istinaden yazdım :)bukadar komik olan neyse :)

    YanıtlaSil
  4. İnternet sitelerinde hep yanlışlıklar olur.

    YanıtlaSil
  5. http://www.sporx.com/futbol/superlig/181451/?takim=108&ref=AKM2

    Burada Galatasaray'ın opsiyon hakkının alınmadığı söyleniyor. GSTV'nin söylediğinde mi yoksa bunda mı bir yanlışlık var?

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir