
Galatasaray devre arasını çok iyi geçirmesine rağmen, geçtiğimiz sezonki sakatlıklara {Baros} devre arasında yaşanan sakatlıklar da eklenince {Kewell} Galatasaray'ı zor günlerin beklediğini düşünmüştük. Bir de İstanbul'u etkisi altına alan kar yağışı sebebiyle, saha bembeyazdı. Ama dün yapılan açıklamalarda Samiyen'in zemininin temizleneceği, maçın çok büyük bir aksilik olmazsa ertelenmeden oynanacağı belirtilmişti. Ki oynandı da.. Gerçi bu zeminin Galatasaray'ın başarılı oyununu biraz da olsa gölgelediğini söylersek yanılmayız sanırım. Çünkü Galatasaray, bugün o zemine rağmen gayet iyi oynadı. Eğer kar ve Nonda faktörleri olmasaydı, kuvvetle muhtemel bol gollü bir maç izleyecektik. Gaziantep maçın 3'te 2'lik kısmını 10 kişi oynamasına rağmen, Galatasaray karşısında çok iyi direndiğini söyleyebiliriz. Kendilerini tüm kalbimle tebrik ediyorum. Zaten Jose Couceiro'ya inanılmaz bir saygı ve sempati beslediğimi itiraf etmek zorundayım. Geçtiğimiz sezon başarılı olan Antep'i bu sene daha da ileriye taşıdığını ve taşıyacağını düşünüyorum. Galatasaray bu zorlu maçı Mustafa Sarp'ın golüyle 1-0 kazanarak, haftayı kayıpsız kapattı. Şimdi çarşamba günkü Ankaragücü maçını bekliyoruz. Türkiye Kupası'nda grubu lider olarak tamamlama adına o maçı da kayıpsız geçmeliyiz. Yeni transferlere kısa da olsa değinmeye çalışacağım.
Yeni transferlerimizden Neill ve Jo kadrodaydı. Neill ilk 11'de sahaya çıkarken, Jo kenarda bekledi yaklaşık 63 dakika. Sonra hepimizi şaşırtan bir kararla Elano ile yer değiştirdi. Neden

şaşırdık, çünkü hepimiz Nonda'nın o oyunla sahada kalmasını istemiyorduk. Bir de penaltı kaçırınca, sabırlar tükendi. Nonda'ye girmişken onu biraz değerlendirelim istiyorum. Nonda uzun süredir bir çoğumuz tarafından dışlanıyordu. Nonda, takımda adeta istenmeyen adam haline geldi. Çünkü hem Neill'in gelişi, hem yeni transfer olacak futbolcuların yabancı olacağının söylenmesi ve bununla bağlantılı olarak takımdaki yabancı kontenjanının dolması, hem de Kewell gibi Baros gibi sevilen oyuncuların sakat olmalarına rağmen takımda tutulmalarının istenmesi Nonda'yı bir an önce göndermeliyiz fikrinin oluşmasına sebep olmuştu. Bu maçta benim saydığım 3 kafa pozisyonu ve 1 penaltıyı kaçırmasıyla son kalan kredilerini de malesef tüketme noktasına getirdi. Hatta tüketti diyebiliriz. Kewell'ın yokluğunu, Nonda'nın varlığı ile daha çok hissettik malesef. Beyaz formasıyla bugün en çok Harry'i özledik. Nonda kadar kötü bir diğer futbolcu da Leo Franco'ydu malesef. Maçta yine lüzumsuz maceralara girdi. Hatta bir ara top çıkarayım derken burnunun dibindeki Neill'e nişanlayınca topu, neredeyse Neill'i sakatlayacaktı. Zaten bize bir Nonda, bir de Leo yeter. Rakibe falan gerek yok. Kendi içimizden çürüyoruz sayelerinde. Nonda'nın tez elden gönderilmesi lazım. Artık Dos Santos mu gelir, başka bir forvet mi bilmiyorum. Nonda'yla bu iş olmayacak bunu yeni, yine ve yeniden görmüş olduk. Nonda'yı hâlâ destekleyen var mı bilmiyorum ama olmuyorsa zorlamanın da alemi yok bence.

Gelelim yeni transferlere, öncelikle Neill. Bugün kusursuz oynadı dersek yanılmayız. Adaptasyon evresini çabucak atlattı sanırım. Takıma daha da adapte olabilirse eğer, çok daha başarılı olacaktır. Oyunu geriden kurmaya, hücumu defanstan başlatmaya başladık Neill ile. Güzel bir nokta transfer diyebiliriz kendisi için. Gelelim Jo'ya. Beni tanıyanlar, Jo transferine biraz soğuk baktığımı bilirler. Çok müthiş bir futbolcu olabilir kendisi, ama Avrupa Ligi'nde kullanılamayacak olması, kendisinin yerine Nonda'nın oynayacağını düşünmek falan tüylerimi diken diken edecek kadar ürpertiyor beni. Bu maçın son yarım saatinde oynadı. İzlediğimiz kadarıyla o da adaptasyonunu sağladığı miktarda faydalı olacaktır takıma. Kendisine karşı mesafeli tavrımın değişmediğini itiraf etmek zorundayım. Neyse iki transfer de başarılı olacaktır umarım. Ama ben Neill'den daha çok memnunum. Neill'in dışında takımda Caner ve Elano'yu çok başarılı buldum. Bir de Uğur'u tabii.. Caner, sol açık oynamaya başladığından beri takıma inanılmaz katkılarda bulunuyor. Futbolunu da aynı doğrultuda geliştirdi. Elano, artık takıma ısındı. Takımın bir parçası hâline geldi. Son olarak Uğur'a dönecek olursak, defansta çok başarılı işler yaptığı gibi takımı sağ kanattan da çok başarılı bir şekilde ileri taşıdı. Önünde kimi zaman Arda'yı kimi zaman da Barış'ı izleme fırsatı bulduk. Onlarla da güzel varyasyonlara girmeye çalıştı.

Maçtaki tek gol Mustafa Sarp'tan geldi. Arda'nın sol kanattan kullandığı serbest vuruşa Mustafa kale önünde, yukarıdaki fotoğrafta da gördüğünüz gibi, güzel bir vuruş yaptı. Mustafa ofsaytta da değildi top vurulurken. Buradan bir şey çıkarmaya çalışan olacaksa olmasın. 75. dakikada gelen bu gol maçın skorunu da tayin etti. Galatasaray sezonun ikinci yarısına yine galibiyetle başlamış oldu. İlk maçta bu sıcakta bu kadar diye bir başlık atmıştım. Bu maçta da karlar düşer diye başlık geldi. Antep'le oynanan maçlar doğanın etkilerini yaşadığımız maçlar oldu. Alınan 3 puan ile Galatasaray'ın puanı 39 oldu ve zirve takibini sürdürdü. Bu arada maç esnasında devam eden kar yağışı nedeniyle, maç bir kez ilk yarıda bir kez de ikinci yarıda olmak üzere iki kez durdu. Eklemediğim atladığım bir durum yoktur umarım. Gaziantepspor'a ikinci yarıdaki tüm maçlarında başarılar dilerim.
harry nin eksikliği hissedildi :(
YanıtlaSil