Atletico Madrid deplasmanında alınan 1-1'lik skor elbette çok büyük bir avantaj. Kendi sahasında kazanıp, ikinci maç için avantaj arayan bir takıma karşı deplasmanda gol atmak ve skoru beraberlikte tutmak Ali Sami Yen'de Galatasaray'ın en büyük kozu olacaktır. Çünkü Ali Sami Yen'de gol atmak isteyen taraf, amacını galibiyet olarak belirlemiş taraf Atletico Madrid olacak. Maç 0-0 başlıyor ve bu skorda tur atlayan taraf Galatasaray oluyor. Atletico Madrid'in bildiğimiz gibi savunmasında büyük sıkıntılar var. İlk maçta da santraforsuz oynayan bir Galatasaray'ın özellikle ikinci yarıda rakip kalede etkili olduğunu gördük. Keita karşısında oynayan Antonio Lopez'in etkisi tamamen sıfırdı. Bu yüzden Atletico Madrid'in hızlı atakları karşısında kontrollü oynamak, savunma güvenliğini elden bırakmamak ve hücumu Keita, Arda gibi sihirli ayaklara bırakmak Galatasaray'ın tur için en büyük avantajıdır.
Bütün bu avantajlara rağmen çok zorlu bir maç olacak. Agüero & Forlan gibi forvet oyuncuları, Simao & Reyes gibi hızlı kanat adamlarıyla çok etkili olabiliyorlar. İlk maçta da bu etkiyi sıklıkla gösterdiler ve ilk yarıda oldukça fazla pozisyon buldular. Bu açıdan maçın ilk yarım saatinde bir Atletico Madrid şoku yaşayabiliriz ve temkini asla bırakmamamız gerekiyor. Neill'in yine üstün performansına çok ihtiyacımız olacak, bana göre defansif kontrol açısından Emre Güngör'ün de bu maçta oynaması çok önemli ve Mehmet Topal'ın defansif aksiyonları yine maçın belirleyici unsurları olabilir.
İkinci unsur ise Galatasaray'ın hücum performansıdır. Galatasaray santraforsuz oynuyor, bu süreçte bazı sıkıntılar yaşanıyor ama Arda santrafor gibi oynamaya başladı ve etkili oluyor. Buna Keita'nın da vites yükseltmesi eklenince Galatasaray'ın da bir anda iyi bir hücum takımı olması muhtemel. Sol tarafta ise Giovani oynadığında şu an pek bir etkisi yok ama Caner Erkin'in hareketli oyunu Galatasaray'ın önemli bir avantajı. Zaten Galatasaray'ın da temel prensibi hücum yapmak ama sakatlıklar falan derken Rijkaard bu takımdan harika bir defans takımı yarattı. Şimdi defans takımı hücum yapmayı da öğreniyor ve Baros, Kewell falan döndüğünde zaten oyunun iki yönünü harika oynayabilen bir takım olacağız. Ama bu nimetlere ulaşmak için mutlaka Atletico Madrid önünde tur atlamamız gerekiyor.
İlk maçta Galatasaray adına performansı en verimsiz futbolcu kim diye göstersek gözlerimiz Uğur Uçar'a kayıyor. Yaşadığı şanssız sakatlıktan sonra futbolunda sürekli bir geriye gitme var ve Sabri'nin sakat olduğu bu süreçte futbolu iyice geriye gitmeye başladı. Simao ilk maçta bizim sağ kanadımızı resmen felç etmişti. Aynı şekilde Beşiktaş karşısında Ekrem Dağ gibi defansif aksiyonu daha iyi bir futbolcu bile sağ kanadımızı felç etti. Atletico Madrid maçına dönersek, Neill'in Agüero, Forlan gibi futbolcularla uğraşmak dışında bir de Uğur Uçar'ın bölgesini kapatmak gibi bir zorunluluğu doğdu. Bu yüzden Neill'i biraz daha rahatlatmak ve Keita'nın etkisini arttırmak Sabri'nin bu maçta oynamasından geçiyor. Son gelen haberler ise Sabri'nin maçta oynayacağı yönünde.
Rakip güçlü ama istikrarsız bir takım. Giderler Barcelona'yı da yenerler ama Şampiyonlar Ligi'nde galibiyet bile alamayabilirler. Bu yüzden Galatasaray'ın temkini, kontrolü elinden bırakmaması gerekiyor ve Atletico Madrid'in gol atamadıkça yaşayacağı sıkıntıları beklemesi gerekiyor. Savunmasında büyük açıklar verebilecek bu takıma karşı kanatları iyi kullanmalıyız, orta sahayı kitleyip hücumcularına top ulaştırmamalıyız ve Leo Franco'nun tekrar iyi gününde olması için dualar etmeliyiz. Son olarak ise duran toplara dikkat demek isterim. Bu takımda herkes çok iyi bir duran top kullanıcısı ve duran toptan gol yemek böyle bir maçta insana çok koyar. Bizim ceza alanımız içinde yapacağımız müdahalelere dikkat diyorum.
25 Şubat 2010 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder