16 Mart 2010 Salı

Galatasaray'da Hücum Kombinasyonları

Serap, Return Of The King diyerek Baros'a hoşgeldin faslını gerçekleştirdi. Şaka bir yana bende Baros'u çok özledim ve Ankaragücü maçında onu yedek kulübesinde gördüğümde, oyuna girdiğinde ve golünü attığında üç farklı duyguya kapıldım. Ama kalan dokuz haftayı düşünerek duyguları ikinci plana itip, analize başlıyorum. Çünkü bundan sonra yaşanacak süreçte Baros'un kadroya kattığı zenginliğe büyük ihtiyacımız bulunuyor. Sezona başlarken Baros ve Nonda ikilisinin arkasına bir santrafor daha transfer etmemiz gerektiğini sürekli söyledim. Çünkü üç kulvarda mücadele edecek ve hedeflerini büyük kuran bir kulüp bütün sezonu iki santraforla geçiremez. Nitekim Baros sakatlandıktan sonra sezonun en formda olan isimlerinin başında gelen Nonda'nın da ayarları bozuldu ve performansı sürekli geriye düştü. Bu santrafor krizinde Kewell'la beraber biraz olsun nefes aldık ama onun sakatlığı da gelince işler kötü gitti, devre arası transfer politikası kökünden değişti ve iyi zamanlar geçirmedik. Jo'nun oynamaya başlamasıyla beraber yeniden düzelen süreçte, Baros'un da golle dönmesi Galatasaray'ın kalan haftalarda en çok ihtiyaç duyduğu durumdu diyebiliriz.

Galatasaray'ın bu sezon hücum hattını sürekli övüyoruz ama bu hücum hattında yaşanan sakatlıklar yüzünden bir türlü istikrar sağlanamadı. Devre arasında Gio ve Jo'nun transferleriyle beraber ise daha da alternatifli bir kadro oluştu. Baros'un da sakatlığını atlattığını düşünürsek Arda, Jo, Gio, Keita gibi hücumcular aynı anda oynamaya hazır durumdalar. Ayrıca bu takıma Trabzonspor maçından sonra Kewell da eklenecek. Üstelik Emre Çolak ve aslında sol açık olan Caner Erkin'i saymıyorum bile.

Ankaragücü karşılaşmasında orta sahası dirençli bir 4-3-3 izledik. Takım maç boyunca mücadele gücünü çok iyi gösterdi ve rakibe pozisyon bile vermedi. Önde oynayan Keita gibi bir sihirli ayakla ise sonuca gitmeyi başardı. Kapalı savunma karşısında etkisiz olan Gio'nun yerine Arda'nın oynaması durumunda ise belki hücum anlamında da daha iyi bir futbol sergilenecekti ama şampiyonluk yolunda alınan bu skor gayet iyi. Ama Trabzonspor ve Fenerbahçe gibi takımlar karşısında hücum konusunda da zenginlikleri göstermek gerekiyor. Bu yüzden böylesine kaliteli hücumcular içerisinden Rijkaard nasıl bir kombinasyon çıkaracak merak ediyorum.

Kadro genişliğine baktığımızda birçok sistemle oynamamız mümkün. Hatta hücum futbolcularının kalitesi ile 4-4-2, 4-2-4 gibi oynamakta mümkün. Ama Rijkaard'ın Ankaragücü maçında uyguladığı 4-3-3 {orta sahası mücadeleci} sistemden vazgeçeceğini sanmıyorum. Yani orta sahada Mustafa Sarp, Barış Özbek gibi koşan, hareketli oyuncular mutlaka forma bulacaklardır. Elano'nun da bu orta sahada vazgeçilmez isim olduğunu söylemek gerekiyor. Asıl düşündüğüm konu ise ileri üçlünün kimlerden oluşacağıdır. Ankaragücü maçında Giovani, Keita ve Jo ile oynadık. Arda Turan'ın cezasının bittiğini düşünürsek Giovani'nin yerine o forma giyecektir. Baros'un da daha tam olarak hazır olmadığını düşünerek Jo bir süre daha ilk 11'deki yerini bırakmayacaktır. Ama Kewell'ın dönüşü, Baros'un tam olarak hazır olmasıyla beraber farklı hücum kombinasyonları yaratılabilir. Yani çift forvet deneyebiliriz. Baros'un yönlü futbolundan yararlanıp onu kanatlarda kullanabiliriz. Arda Turan yerine göre orta sahaya çekilebilir ya da bunun gibi birçok kombinasyonu yaratmak mümkün. Rijkaard ve Neeskens bu işleri bizden daha iyi bildiğinden bu konuda fazla kafa yormak istemiyorum.

İşin güzelliği zaten bu kadar fazla kaliteli oyuncuyu kadronda bulundurup, onları en iyi şekilde değerlendirmektir. Kadro kalitesi anlamında işte bu yüzden Galatasaray diğer ekiplere göre açık ara önde. Şu an yaşanan sorun istikrar ve yaşanan sakatlıklar yüzünden Rijkaard'ın kafasında sezon başında oluşturduğu sistemi istediği gibi uygulayamaması. Ama son dokuz haftayı düşünürsek iyi futbol, doğru sistemden öte sezonu şampiyon olarak tamamlamak daha önemli.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir