Dunga'ya büyük saygı duyuyorum. 2006'dan sonra bir bakıma enkaz görüntüsünde olan Brezilya'yı aldı ve süper bir sistem yerleştirerek, öncelikli olarak takım oyununu oturttu. Bireysel yıldızların cirit attığı bu takıma takım oyununu oturtmak gerçekten büyük iştir. Egolarından arınmış bireysel yeteneklerle de beraber bana göre Dünya Kupası'nın en büyük favorisi durumundalar. Son olarak oynadıkları İrlanda Cumhuriyeti maçında da hazır görüntü verdiler. Brezilya bu artık. 2010 Dünya Kupası'nda da kadro değişmeyecek. Bence Ronaldinho hayalleri falan hiç kurmayalım. İrlanda karşısına çıkardıkları 11'de Ramires'in yerine Elano'yu koyarak takımı tamamlayacaklar gibi. İrlanda ise Fransa karşısında elinden alınan Dünya Kupası biletinin ardından bir sarsıntı geçirdi. Bu sonucu beklemek çok doğal. Ama onlarda artık bir an önce toparlanmalılar ve kendilerini bizim gibi Euro 2012'ye hazırlamak zorundalar. Trappattoni de zaten takımdan ayrılmayarak İrlanda ile uzun vadeli düşündü ve takımını yarı yolda bırakmadı.
Maça gelirsek ilk yarısı son derece sıkıcı geçen ve gözlerimin Ronaldinho'yu aradığı bir maç oldu. Brezilya da, İrlanda da ölümüne hücum yapmadılar ve birbirlerini sürekli tarttılar. Brezilya'da Kaka'nın kurmaya çalıştığı hücumlar genelde İrlanda savunmasının arasında kayboldu. İkinci yarıda ise gerçek anlamda bir Brezilya şovu izlemeye başladık ve 2-0'lık galibiyet geldi. Aslında kaçan pozisyonlara baktığımızda fark biraz daha artabilirdi. Brezilya'nın takım oyununu ikinci yarıda tam anlamıyla gördük. Defans hattı biraz daha öne çıktı, orta saha ofansif katkı vermeye başladı ve ön tarafta oynayan sihirli ayaklar kurdukları hücum organizasyonları ile sonuca gittiler. Özellikle Robinho neredeyse tek başına İrlanda savunmasını dağıttı diyebilirim. Adriano'nun yerine Grafite ve Dani Alves'de sağ açık olarak oyuna girince daha sağlam hücum organizasyonları izledik. Brezilya Maicon ve Dani Alves ile sağ kanadı mükemmel kullanıyor. Onların en zayıf bölgesi sol bek gibi ama kadro derinliğinde bu sorunu aşacaklardır. Neticesinde ikinci yarısı zevkli bir maçtı. Robinho futboluyla mest etti, benim gözler yine de Ronaldinho'yu aradı.
3 Mart 2010 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder