Galatasaray, malesef deplasmanlarda puan kaybetmeye devam ediyor. Bunun adı fobi de olabilir, bazı futbolcuların Ali Sami Yen'de farklı oynamaları da olabilir. Ama girilen pozisyonlara baktığımda Galatasaray bu maçı kazanabilirdi. Eskişehirspor karşılaşmasından çok farklı bir görüntü vardı bugün. Eskişehirspor karşısında Galatasaray'ın bulduğu pozisyon sayısı çok az ama net pozisyonları vardı. Rakibe ise neredeyse hiç pozisyon vermeden maçı tamamladık. Trabzonspor karşısında ise pozisyonlara girdik, pozisyonlar da verdik. Maçın ilk 15 dakikasında üç net pozisyon kaçırdık, Emre Güngör'den beklenmedik bir hatayla 1-0 geriye düştük ve aldığımız riskler neticesinde Trabzonspor'un da birçok pozisyonu var. Genel olarak maçın kalitesi beklediğim düzeydeydi. Galatasaray kendisine açık oynayan takımlara karşı bol pozisyon buluyor. Ama orta saha futbolcuların belirli bir seviyenin üstünde olmayınca, rakip takımın kalitesi de bir düzeyde olunca fazlasıyla pozisyonlar veriyorsun ve mağlubiyet alabiliyorsun. Bu mağlubiyet bile aslında atılan Total Futbol tohumlarının göstergesi. Zamanla daha iyi olacağız, sistem tam oturacak ama işin ucunda şampiyonluk olunca böyle mağlubiyetler can yakıyor.
Orta sahanın kalite düzeyinden ve gerek hücuma, gerek savunmaya katkılarından başlayalım. Benim kafamda oluşturduğum orta saha Elano, Mehmet Topal ve Arda'nın bir arada oynamasıdır. Mehmet Topal'ın çapa görevini ele alması, Elano'nun oyunu iki yönde oynaması ve Arda'nın dikine, teknik futboluyla beraber ideal orta sahayı oluşturabiliriz. Tabii bunu şu an elimizde bulundurduğumuz mevcut kadroya göre kurdum. İyi bir orta saha transferi bence şart. Trabzonspor maçına baktığımızda ise Barış Özbek, Mustafa Sarp ve Elano üçlüsünü gördük. Mustafa Sarp ve Barış Özbek kesinlikle oyunun iki yönünü oynayamazlar. Ekstra hiçbir özellikleri olmadığı gibi, rakip takımın orta sahasına karşı yenik duruma düşerler. Trabzonspor'a bakıyorum maçta belki ismini en az duyduğumuz futbolcu Ceyhun Gülselam. Ama işini mükemmel yaptı. Galatasaray'da ise böyle bir futbolcuyu göremedik. Barış Özbek ve Mustafa Sarp, Trabzonspor orta sahası karşısında havluyu erken attılar, ne hücumda ne de savunmada etki gösteremediler ve otomatikman Galatasaray'ın hücum zenginliği, defansif kurgusu zayıfladı. Bu üçlü içerisinde bugün iyi durumda olmasa bile pas konusunda daha iyi işler yapabilecek Elano'nun oyundan alınmasıyla beraber ise orta saha etkisi tamamen bitmişti.
Elano'nun oyundan çıkmasından sonra ise 4-4-2'yi gördük. Ben de Baros'u kenarda gördüğümde Elano'nun oyundan çıkmasını bekliyordum ama çıkmaması gereken isim olduğunu da düşünüyordum. Bu 4-4-2'de orta sahanın göbeği çalışmayınca, Keita'nın etkisi sıfır olunca Baros ve Jo'nun çabaları yetersiz kaldı. Giovani'nin orta sahanın gerisinden top aldığını gördük ama buna rağmen yetenekleri sayesinde Galatasaray'ı hücumda ayakta tutan isim olmayı başardı. Keita'ya geçersek kafamda iyiden iyiye kendisinin Ali Sami Yen oyuncusu olduğu izlenimi oluşuyor. Deplasmanlarda nedense Keita'dan beklenen performansı göremiyorum. Bu sezon böyle oynadığı en az 10 tane deplasman sayabilirim. Bu maçta karşısında oynayan Serkan Balcı'yı Keita'nın bu bitmiş durumu maçın adamı yaptı. Sağda Gio'nun etkili futboluna sol tarafta Keita karşılık verseydi çok daha farklı bir maç izleyecektik. Ayrıca maç içerisinde Keita ve Gio neden kanat değişimleri yapmadılar anlamadım.
Bu maçta diğer bir eksiklik ise lider bir futbolcu aradık. Takımı derleyip, toparlayacak, ileri taşıyacak, ayakta tutacak bir futbolcuya. Arda'nın önemi bir kere daha ortaya çıkıyor. Özellikle Keita'nın bu halini görünce nerelerdeydin Arda diyorum. Mehmet Topal'la çarpışmaları ve bu iki futbolcunun bu maçta oynamaması aslında ayağımızı bağlayan unsurlar oldu.
Trabzonspor orta sahası ise Galatasaray'ın aksine çok iyiydi ve maçı Trabzonspor'a kazandıran unsur oldu. Ceyhun Gülselam çapa işini harika yaptı ve Colman, Selçuk İnan ikilisi oyunun iki yönünde harikaydı. Böyle bir orta saha olunca otomatikman hücumda oynayan futbolcular bol miktarda pozisyon bulabiliyorlar. Özellikle Galatasaray risk almaya devam ettikçe, net pozisyonları harcadılar. Umut Bulut belki çok alakasız pozisyonlar kaçırdı ama etkiliydi, Alanzinho çok fazla boş alan buldu ve ekmeğine bu boş alanlar yağ sürdü, Burak Yılmaz ise gücü sayesinde Sabri'nin kanadını çok yıprattı. Hatta oyunun ikinci yarısında oyuna giren Engin Baytar'ın bile müthiş etkili olduğumu gördük. Galatasaray savunması da aslında bugün bir alemdi. Yapılan bir hata Eskişehirspor maçında olduğu gibi golle sonuçlandı. Emre Güngör'e bakıyorum, maç boyunca iyiydi tamam ama bir hata yüzünden üstünü çizmek zorunda kaldık. Çünkü hata yapılmayacak haftalara girdik. Neill'in çabalarını falan yine beğendim ama tek başına o da bir yere kadar. Galatasaray risk aldıkça ve orta sahası top yapmayınca otomatikman Neill'de çok fazla ileri çıkmaya başladı. Doğal olarak rakibe bol miktarda pozisyon verdik.
Genel anlamda keyifli, beklentileri karşılayan bir maç oldu. Trabzonspor'un da galibiyeti hakettiğini söyleyebiliriz. Ama Galatasaray'ın ilk 15 dakika kurduğu baskıdan ve bulduğu net pozisyonlardan sonra neden geri çekildiğini hala düşünmeye devam edeceğim. Futbol aslında gelecek için umutlar veriyor, belli ki sistem anlamında değişimler var ama geçiş biraz sancılı. Fenerbahçe maçında bu ofansif futbolun devam etmesi dileğiyle.
22 Mart 2010 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
yorumlarınıza bazı noktalar hariç katılıyorum, güzel bir maç yazısı olmuş. geçen hafta ankaragücü maçında top göremeyen galatasaray ortasahası bu maçta da çok zor durumlara düştü. barış ve sarp gibi takımla antrenmana çıkacak kapasitesi olmayan iki oyuncuyu oyunun en kritik bölgesi olan orta göbeğe koymaya devam eden rijkaard'ı anlamakta güçlük çekiyorum. bu kadar beceri eksiği olan iki oyncu ile süper ligdeki hiçbir takıma ortasahada üstünlük kuramaz galatasaray. bu kadar açık ve net.
YanıtlaSil