
Galatasaray'ın rakip kim olursa olsun sistemini asla değiştirmemesi ve yapacağı rotasyonları bile sisteme uydurarak yapması gerekiyor. Kasımpaşa maçında izlediğimiz görüntü harikaydı. Müthiş bir hücum futbolu, girilen bol pozisyon ve kazanılan farklı galibiyet. Eskişehirspor maçında da yapılacak şey Ayhan'ın yerine Elano'nun oynaması ve Gio'nun asla yedek oturtulmaması gerektiğiydi. Aslında kafalarda oluşan soru Giovani'nin kapalı savunmalar karşısında neler yapacağına yönelikti. İkinci yarıda 2-0'dan sonra gördük ki Gio artık en kapalı savunmaya karşı fark yaratacak bir futbolcu. Belki de bu sezon ilk defa Rijkaard'ı kadro seçiminden ötürü eleştirmiş oldum. Eskişehirspor'un oyun tarzına uygun bir kadroyu sahaya sürerek, sistemden döndü ve takımı yavaşlattı. Ancak ikinci yarıda 60'dan sonra yapılan değişikliklerle Galatasaray daha atak oynamaya başladı, oyunu bir ara rakip sahaya yıktı ama Rijkaard'ın da dediği gibi Milli maçların getirdiği yorgunluk skoru Galatasaray'ın istediği seviyeye getiremedi.
Rakibin özelliklerine göre uydurulan bu sisteme rağmen Galatasaray maçı yine de kazanabilirdi. Maç içerisinde Eskişehirspor'un neredeyse hiç pozisyonu yok. Kaleye iki kere geldiler ve bireysel hatalardan {ilk golde hakem faktörünü de es geçmemek lazım} goller kaynaklandı. İlk gole bakıyorum defansta saçma sapan bir pas alışverişi bir anda golle sonuçlandı. İkinci golde ise kafalarda neredeydi bilmiyorum ama Servet'in hızlı bir oyuncu karşısında nasıl ağır kaldığının resmi olarak gelen bir gol. Malesef son haftalarda çok övdüğüm defansımız bu maçta çok iyi oynamamıştır. Neill'in yanında oynaması gereken isimin Emre Güngör olduğunu bir kez daha gördüm. Servet'in sol iç stoper gibi oynadığı bir ortamda yanında oynayan bek Caner Erkin olunca Neill haricinde diğer stoperin de pas yapma gereksinimi duyuldu. Zaten defansın iyi top yapamaması sonucunda Galatasaray'ın iyi organize olması bir bakıma engellendi.

Diğer olumsuz unsur ise orta sahamızın kötü futbolu oldu. Ayhan Akman'ın futbol olarak ne kadar geriye gittiğini malesef izledim. Rakibe baskı anlamında zaten iyice düşmüş durumda ve işin hücum tarafında ise doğru dürüst attığı bir tane olumlu pas yok. Hücumda bakıyorum yer değişimleri oluyor, ileride oyuncu pas istiyor ama Ayhan eski hastalığını daha da ilerleterek olumsuz paslar kullanıyor. Mehmet Topal'ın da formsuz günümüydü bilmiyorum ama çok kötü durumdaydı. Sürekli toplar kaptırdı, rakibin orta sahayı hızlı geçmesine olanaklar verdi ve orta sahamızın dengesini inanılmaz biçimde bozdu. Ayhan ve Mehmet Topal'ın bu olumsuz futbolları da Elano'nun oyununu etkiledi. Defansta Neill örneğinde olduğu gibi orta sahada da Elano yanında oynayan futbolcuların verimsizliğinden etkilendi. Orta sahanın bu kötü futbolu da doğal olarak Galatasaray hücumlarının organizasyonunu, verimliliğini bitiren özellikler oldu.
İleride santraforla oynamak gerçekten büyük şans. Jo'nun bu maçta Galatasaray adına tek ayakta kalan futbolcu olduğunu söylemek mümkün. Rakip ceza alanının her tarafını gezdi dolaştı ama Arda, Keita gibi sihirli ayakların sihirlerini bu maçta izleyemedik. Rakibin ileri fazla çıkmayan, çakılı bekleri karşısında Arda ve Keita malesef sindiler. Ama bu ikilinin yanında bir de Giovani olsaydı oyuna getireceği hareketlilikle yine hücum verimliliğini sağlayabilirdi. Nitekim ikinci yarıda bunu gerçekleştirdi. Ama hücuma hareketlilik kazandırsın amacıyla yapılan Keita & Emre Çolak değişikliğinden sonra zaten ipler kopma noktasına geldi.

İşin kısası Galatasaray açısından olumlu bir maç olmadı. Beklediğim gibi kısır bir maç oldu ama bireysel ve hakemsel hataların getirdikleri sonucunda mağlubiyet geldi. Galatasaray hala avantajlı durumda ama Eskişehirspor deplasmanında alınacak galibiyet şampiyonluk açısından önemli bir mesaj değeri taşıyordu. Umarım gerekli dersler alınmıştır ve rakip kim olursa olsun oyun sistemimizi rakibe uydurmadan, kendi futbolumuza rakibi uydurmalıyız. Yine de demeden geçemeyeceğim orta sahada Ayhan yerine Elano'nun oynaması şart. Böylece hücum verimliliği geri dönecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder