1- Haftasonuna damgasını vuran olay şüphesiz ki Diyarbakırspor maçında 90 dakika hiç durmaksızın yapılan protestoydu. Galatasaray'lı taraftarların tavrıyla ilgili neler söyleyebiliriz?
Burak; Demokratik yerlerde herkesin herşeyi protesto etmeye hakkı vardır ama abartmadığı sürece. Maçın başında beş dakikalık sessiz kalma olayını bende duymuştum ve desteklemiştim. Çünkü Galatasaray'ın son haftalarda mücadeleden uzak, ruhsuz bir görüntüsü vardı. Ama beş dakikadan sonra gözlerine kestirdikleri herkesi ıslıklamaları, maç boyunca tepkilerini dile getirmeleri, bazı oyuncuları çığrından çıkarmaları falan iyi olmadı. Leo Franco'ya hatta Jo'ya bile üzüldüm. Henüz lig bitmedi, yarış devam ediyor ve Jo'ya hatta Leo Franco'ya bile ihtiyaç duyulabilecek zamanlar gelecek. Biz ise şimdiden adamları kafa olarak bitirdik. Hele ki Arda'yı Jo ile bir tutmanın mantığı nedir. O adam senin kaptanın ve ne yapmış. Sinema yerine bar mı kapatsaydı. Bu insanlar hiç düşünmüyor mu, eğer Arda sevgilisiyle sinemaya gitse orada bulunan insanlar Arda'yı falan rahat bırakmayacaklar. Yapılanlar malesef çok yanlış ve taraftar yarışta en büyük baltayı takıma vurdu.
Serap; Bu konuyla ilgili hem maç yazımda bir şeyler karaladım, hem de ekstra bir yazı yazdım. Aslında maçtan saatler önce böyle bir durum olacağını tahmin ettiğimden bir yazı daha yazmıştım yapmayın, yakışmaz mesajı veren ama, tabii işe yaramadı. Tepki göstermek herkesin, hepimizin hakkı. Nihayetinde taraftarız diye her şeyi beğenmek gibi bir mecburiyetimiz yok. Fakat şu var ki bu kadar abartmaya da taraftarın hakkı yok. Daha dikkat edilmek zorunda bu saatten sonra. Diyelim ki bu takım 5'te 5 yaptı ve diğer takımlar da puan kaybetti. Şampiyon olduk. O zaman da dün yuhladığınız Arda'yla Jo ile marşlar söylerek sevineceksiniz. Yalan mı? İnsanların biraz daha ellerini vicdanlarına koyarak hareket etmesi lazım. Tepki verilir tamam, ama suyunu çıkarmadan. Her şeyin fazlası zarar!
2- El Clasico'da Barcelona yine galip geldi. Maçı izleyenler oynanan oyundan tatmin olmuş mudur? Sezon sonundaki şampiyonluğu ve ligin durumunu nasıl etkiler bu durum?
Burak; Herkesin beklediği karşılıklı atakların olduğu, son derece gollü geçen bir maç olmasıydı. Geçtiğimiz sezon oynanan 6-2'lik maçı düşündüğümüzde böyle bir beklenti içine girmemiz normal. Ayrıca Real Madrid'in bu sezon temel silahı hücum. Kendi sahalarında da oynadığını düşününce bol pozisyon olacağını düşünüyordum. Bu maçtan ben keyif aldım ama futbol zekası anlamında. Barcelona, oyun felsefesini Real Madrid'e kabul ettirdi ve neredeyse pozisyon bile vermeden maçı kazanmasını bildi. Real Madrid savunması ise Messi'yi durdurmayı planlamış {yavaşlatmayı da başardılar} ama unuttukları etken orta saha üstünlüğünü kazanmadan maçı kazanma ihtimallerinin az olduğu. Xavi'nin oyun zekası sahada bulunan bütün futbolculara yetti.
Serap; Çok müthiş bir oyun izlenmediği yönünde genel kanı ki benim de fikrim aynı yönde. Barcelona hafta içi oynadığı Arsenal maçının yorgunu olarak geldi Bernabeu'ya. Bunun da etkisiyle uzay futbolu diye nitelendirilen oyununu pek sahaya yansıtamadı. Real Madrid'de ise defans bloğundaki eksiklikler maçın kaderini tayin etti sanıyorum. Barcelona şimdi 3 puan ilerde. Şampiyonluk gelir diye tahmin ediyorum Barcelona bu saatten sonra bırakmaz artık. Herkes Messi'yi konuşadursun, asıl uzaylı olan Xavi bence bu arada.
3- Tabii bir de Real Madrid'in durumu var. Her sene yüzlerce milyon euro'yu döküp saçmalarına rağmen neden başarılı olamıyorlar?
Burak; Bu işler malesef parayla olmuyor. Barcelona'ya bakınca muhteşem bir kültürleri, altyapıları var. Alttan gelen futbolcular o kültürle yoğruldukları için otomatik programlı robotlar gibi üst seviyeye çıktıklarında neler yapacaklarını iyi biliyorlar. O kadronun üstüne de doğru transferler eklenince çarklar dönmeye devam ediyor. Real Madrid cephesinde ise planlar günü kurtarmak üzerine. 3 sene sonrasını düşünmeden bugüne odaklanıyorlar. Çünkü para var, her sene büyük transfer imkanı var. Şimdi ise sezon sonunda Pellegrini de gidecek ve yine büyük transferler izleyeceğiz. Real Madrid açısından devranın döneceğini malesef düşünmüyorum. İşin en acısı ise Real Madrid altyapısından kim çıktı diye baktığımda sadece Casillas'ı görmem.
Serap; Parayla saadet olmadığının en bariz göstergesi Real Madrid. Malesef bu takım içinde yitip giden isim ise Iker Casillas. Real Madrid için bayrak futbolcu olarak nitelendirebileceğimiz Iker, Barcelona maçlarında eleştrilmeyen belki de tek oyuncu. Çünkü o olmasa, Barcelona farka gidecek pozisyonlar bulabiliyor. Casillas özelinden Real Madrid geneline geçtiğimiz takdirde ise şunu söyleyebiliriz; artık günü kurtarma çabalarından sıyrılıp daha ileri bakmanın zamanı gelmiştir bence. Güzel bir yapılanmayla, dünyanın en iyi futbolcularından bir kaçını bünyesinde bulunduran Real Madrid'in başarılı olmamasının bence hiç bir sebebi yok.
4- Haftasonu ayrıca Beşiktaş-Trabzonspor maçı vardı. Golsüz biten karşılaşma Beşiktaş'ı averaj farkıyla da olsa 3.lükten etti. O maça dair neler konuşabiliriz?
Burak; Maç 0-0 bitti ama oynanan futbola baktığımızda maçın hakkı asla bu skor olmamalıydı. Karşılıklı olarak müthiş pozisyonlar kaçırıldı, üç kalecinin de ön plana çıktığı bir maç oldu. Trabzonspor, haklı olarak gelecek sezonlara yönelik planlamalar yaptığı için Teo'yu da oynatıp çift forvet oynadı. Beşiktaş ise zaten kazanmak zorunda olduğu için sürekli saldırdı. Böyle bir ortamda harika bir hücum futbolu izledik. Zaten Trabzonspor'un içinde bulunduğu hiçbir maç zevksiz geçmemeye başladı diyebilirim. Ama maça damgasını vuran olay Egemen'in eline çarpan toptur. Hakem malesef Beşiktaş'ın penaltısını yedi ve 3 puandan olmasını sağladı.
Serap; Şenol Güneş'in takımın başına gelmesinin ardından Trabzonspor maçları zaten çok keyifli bir hâle gelmişti. Karşılarında da Beşiktaş gibi bir takım olunca maçın kalitesi ciddi şekilde arttı. Herkes akşamki El Clasico'ya endekslenmişken Beşiktaş-Trabzon maçı çok popüler olmamasına rağmen, bence El Clasico'nun sönük diyebileceğimiz bir kalitede olmasından dolayı bu maçın seviyesi yükseldi. Galatasaray'lı bir taraftar olarak baktığımda Beşiktaş'ın her türlü puan kaybı benim işime geldiğinden bu maçın Galatasaray'a yaradığını düşünüyorum.
5- Inter'in Fiorentina ile berabere kalmasının ardından geriden sessiz sessiz gelen Roma, Serie A'da liderliğe yükseldi. Mourinho'nun dominantlığı elden gidiyor mu yoksa?
Burak; Roma, 20 küsür maçtır yenilmiyor ve alttan alttan gelerek liderliğe kadar ulaştı. Ranieri'yi bizim Mustafa Denizli'ye benzetmek mümkün. Böyle ortamları çok sever ve kehanetleri çıkmaya başlıyor. Vallahi Roma'nın süper futbol oynadığını söylemek güç ama oynaması gerektiği gibi oynuyor ve maçlarını kazanıyor. Inter ise Şampiyonlar Ligi sevdasına ligi kaybedebilir ama bunun onları çok etkileyeceğini düşünmüyorum. Milan ise dizlerini dövsün. Öyle fırsatlar kaçırdılarki, bu yaşlı kadroya böyle imkanı bir daha bulabilirler mi bilmiyorum.
Serap; Serie A'da işlerin karışması futbolseverlere yarıyor. Çünkü son 10 senedir inanılmaz bir karambole karıştı ve Avrupa Ligleri sıralamasında irtifa kaybetti İtalya Ligi. Şike skandalı da cabası! Inter zaten bir kaç sezondur domine ediyordu, Jose'nin de takıma katılmasıyla bu dominantlık daha farklı bir boyut kazandı. Ama bu hafta Roma'nın Atalanta'yı mağlup etmesi, Inter'in de Fİorentina ile berabere kalmasının ardındanliderlik yolu bu kez Roma'ya açıldı. İşin sıkıntılı tarafı ise Inter bu hafta Juventus'u ağırlayacak, Roma ise Lazio'ya konuk olacak. Aradaki puan farkı 1. En yakın takipçileri ise Milan. Roma ve Inter takılırsa ben Milan'ın bile şansı olabileceğini düşünüyorum. Ama gönlümden geçen tabii ki Mourinho.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder