6 Nisan 2010 Salı

Oduncu Orta Saha

Rijkaard'ın Galatasaray'a getirmek istediği futbol anlayışı, bu sezon kaçma ihtimali yüzde 90 olan şampiyonluktan daha önemli. Önce bunu söylemek gerekiyor. Ama Rijkaard'ın oynatmak istediği bu sistemi de malesef mevcut orta saha futbolcularıyla uygulamanın ihtimali yok. Mehmet Topal, Mustafa Sarp, Barış Özbek ve Ayhan Akman gibi futbolcular aslında kağıt üzerinde ne kadar zengin bir görüntü yaratıyor değil mi? Takımın başında Feldkamp tipinde Nazi döneminden kalma bir Alman olsa mücadeleyle falan birşeyler yapabilir bu orta saha. Ama Rijkaard'ın yaratmak istediği futbol devriminde böyle orta saha futbolcularına yer yok. Üst üste iki pas yapmaktan aciz, bal yapmayan arı misali koşan gözüken ama verim vermeyen, ne hücuma ne savunmaya katkı sağlayan, pozitif futbol oynamak istiyorum diyen takımların çok uzak duracağı bir orta saha hattımız var. Malesef Elano dışında 50 metreye pas atabilecek bir orta saha futbolcumuz yok. Bu da zaten Galatasaray'ın neden bu durumda olduğunun, Rijkaard ve Neeskens ikilisinin bence uykusuz geceler geçirmesinin en büyük sebebi. Ben bu orta saha ile ancak ormanda ağaç kesmeye giderim. Veya bu tip başka bir işe girişirim. Ama kesinlikle futbol oynamam, hele pozitif futbol diyen bir takımda tribünde maç bile izlemem. Tribünde maç izlememin sebebi ise maç anında bu futbolcuların görüşlerini duymamak için olur.

Düşme hattında olan takımlara baktığımda, düşmesi neredeyse garanti olan Denizlispor bile pozitif futbol oynamaya çalışıyor. Aynı şekilde Diyarbakırspor, Ziya Doğan'dan gelen geleneği devam ettirmeye çalışıyor. Manisaspor da aynı şekilde futbol oynamaya çalışıyor. Ama Sivasspor'un sistemi tamamen kaos futbolu üzerine. Son kurşunlar misali sert oynuyorlar, rakibi yıldırmaya çalışıyorlar, mücadele ederek ligde kalmayı hedefliyorlar. İyi futbol, pozitif futboldan falan onlar adına söz etmem mümkün değil. Aynı durumu Galatasaray karşısında da gösterdiler. Mücadele ederek, sert oynayarak Galatasaray'ı yıldıracaklarını biliyorlarmış gibi oynadılar ve istediklerini aldılar. Galatasaray'ın ilk 11'ine baktığımda Mehmet Topal, Mustafa Sarp, Ayhan Akman ve Barış Özbek'i aynı anda sahada gördüm. Bir an Rijkaard'ın futbol devrimi, 4-3-3 falan gözlerimin önünden geçti ve kadroyu önce anlamaya çalıştım. Bu futbolcular bir arada oynadığına göre son haftaların aksine sert bir orta saha kurulmuş, mücadele ederek ve bir şekilde gol buluruz mantığı hakimdi. Gerçi o bir şekilde gol buluruz felsefesi gerçek oldu ama bu orta saha mücadeleden bihaber. Galatasaray ne defansif oynayabiliyor, ne de ofansif oynayabiliyor. Pozisyona falan fazla girmeyeceğimizi zaten tahmin ediyordum ama Sivasspor gibi bir takımın Galatasaray kalesinde onca pozisyona girmesi, Aykut Erçetin'in maçın adamı olması resmen kabul edilemez.

İlk yarıda yine ayakta durmayı başardık. Keita'nın ileride hareketli futbolu Sivasspor savunmasını yıprattı. Aynı şekilde Giovani sağ kanatta hız denemelerinde bulundu ama ikinci yarıda Kamanan'ın oyuna girmesi Sivasspor'u şahlandırdığı gibi, Faruk değişikliği ile beraber Galarasaray her zaman olduğu gibi orta saha üstünlüğünü kaybetti. Agbetu'nun oyuna girmesi ise Sivasspor'u daha da hızlandırdı ve son 20 dakika Galatasaray ceza sahasında tek kale gibi oynandı. Zaten bir ara Sivasspor'un topla oynama oranının yüzde 70 falan olması durumun vahimliğini ortaya koyuyor. Rijkaard da ne yapacağını şaşırmış durumda. Bu orta saha ile ileri gidemeyeceğini biliyor ama denediği varyasyonların da bir türlü işe yaramadığını görmesi kötü bir durum. 4-3-3, 4-4-2, 3-5-2, 4-5-1 ve bunun gibi birçok rakamsal teori Galatasaray'da işlemiyor. 4-0-3, 4-0-2 falan oluyoruz biz.

Acırım, acırım Lucas Neill'e acırım. Bu adamda olmasa zaten orta sahası olmayan Galatasaray, defansif anlamda neler yapacak. Servet Çetin'in kalitesini meğerse yanında oynayan stopere göre değerlendirmek gerekiyormuş. Kötü bir Meira ile Servet kral, Kalli'nin mücadeleye dayalı futbolunda Servet kral, Milli Takım'ın kaos futbolunda Servet kral ama total futbolda malesef kral çıplak. Neill, sürekli pas yapmak istiyor, oyunu organize etmek istiyor, bu da yetmiyor rakiple boğuşuyor ama Servet Çetin'in pozisyon hatalarını artık saymayı bıraktım. Zaten oyun kuramıyor falan ama inanılmaz şekilde pozisyon hataları yaptı. Aslında o güçlü görüntüsü aslında çok da fazla güçlü bir futbolcu değil. Bunu Fenerbahçe deplasmanında Colin Kazım karşısında da gördük, bu maçta Mehmet Yıldız karşısında da gördük.

Keita & Jo değişikliği ise Galatasaray'ın hücum aksiyonunu tamamen bitiren unsur oldu. Hayrettin olayında kafası dağılan Keita'yı ne olursa olsun ilk 11'de tutardım. Çünkü santrafor olarak ben kendisini maçta beğendim. Sol açıkta Ayhan Akman gibi mehteran misali üç adımda bir adım atmış etkisi yaratan bir futbolcu olmasa sağdan Gio, soldan o x oyuncuyla beraber iyi bir hücum organizasyonu izleyebilirdik. Elano'nun da bu açıdan ilk 11'de ne olursa olsun oynaması gerektiğini düşünüyorum. Keita, rakip savunmayla boğuşuyordu, topu ayağında tutuyordu ve hücumda etkili bir silahtı. Ama gece alemlerinden kendini alamayan, ortam insanı Jo'nun oyuna girmesiyle Galatasaray top tutamadı, hücum edemedi, zaten organizasyon sıkıntısı yaşıyordu ve Jo'nun girişi sıkıntılara baharatı ekledi. Gerçi hala boşa konuşuyorum. Bu sezon şampiyonluğu geçtim, 2. bile bence sanal alemleşmiştir. Galatasaray 3. veya 4. şekilde ligi tamamlayacak, gelecek sezonu şimdiden planlayacak. Leo Franco'yu takımdan kesmek ilk hamle olsun. Sivasspor gibi bir takım karşısında bile futbol oynayamayan, maçın sonunda oyuna girsin diye Gökhan Zan'ı ısındıran bir Galatasaray'ın bu sezonu başarılı geçirdiğinden söz edemeyiz. Ama ne olursa olsun Rijkaard'ı sonuna kadar desteklemeliyiz.

6 yorum:

  1. Bu yorumumu bir Rijkaard eleştirisi olarak almayın ama yazıda aynen şunu söylemişsiniz:

    "Ama Rijkaard'ın oynatmak istediği bu sistemi de malesef mevcut orta saha futbolcularıyla uygulamanın ihtimali yok"

    Kadronun yetersizliği yönünde bir vurgu yapılsa eyvallah da eldeki malzemenin sisteme uymadığı yönündeki bir savunma tarzı bana biraz zorlama geliyor açıkçası..

    O halde biri de çıkar ve "Madem öyle, eldeki malzemeye göre sistem oturt kardeşim" der doğal olarak..

    Mesela Lucescu bu işi harikulade yapıyordu. Savunma ağırlıklı bir kadro ile az gol atsa da asgari gol yiyerek başatıya ulaşabilirken, ofansif gücü olan bir kadro ile Beşiktaş' ı kendi tarihinin en golcü takımı haline getirebiliyordu..

    Eh yani burada Rijkaard gibi bir markadan bahsediyorsak bu şekil bir savunma mekanizması geliştirmek diğer hocalara haksızlık, Rijkaard' a ise extradan bir tolerans gibi gözüküyor doğrusu..

    En azından dışarıdan görünen o..

    YanıtlaSil
  2. Rijkaard ile devam edeceksek ve devrimci bir futbol oynayacaksak (teoride) aşağıdaki sorulara cevap verebilmemiz lazım bence:

    1) Elimizde Servet, Emre G., Emre A., Gökhan, Ayhan, Barış, Mehmet T., Mustafa S. gibi bu futbolu oynayamayacak oyuncular mevcut. Toplam 8 etti. Bunları beleşe mi bırakacağız, yoksa kime ve kaça kakalayacağız?

    2) 8 oyuncu gönderip 8 oyuncu alacak isek; altyapıda mevcut mu bunlar yoksa transfer mi yapacağız? Adaylar kimler olabilir? Maliyetleri nedir? yabancı kontenjanına sığar mı?

    3) Kewell, Baros gibi oyuncular sakatlık problemi olan oyuncular mıdır? Yedeklemek gerekir mi? Adaylar kimler & maliyetleri nedir?

    4) Yukarıdaki oyuncular arasında bahsi geçmeyen yedek sol bek, yedek sağ açık ihtiyacımız olabilir mi? Adaylar & maliyet?

    Hocamız Hollanda tipi profesyonellik anlayışına sahip olduğuna göre bu oyuncuların gerçek "profesyonel" olmalarında sonsuz fayda var tabii..

    Ne dersiniz? "Sisteme uyan hoca" bulmak daha mı ucuz & kolay olur acaba?

    YanıtlaSil
  3. Yönetim nasıl futbolculara ihtiyacı olduğunu bildiği bir hoca getirdi.Bu takımın rijkaard'ın futbolunu oynamamasının sebebi rijkaard değil.Orta saha merkezli pas futbolu oynanacaksa bu sarp,topal,barış,ayhanla olmaz.Bu maçtaki gibi pas yapıp tempo düşürceklerine gol yerler.

    YanıtlaSil
  4. @Onur,
    Bu adamları ya da en azından bir kısmını bende görmek istemiyorum, ancak bir de yabancı kontenjanı gerçeği var.
    Yabancı kaleci getirsen 5 tane, Ufuk ya da Aykut'u koysan kaleye 4 tane yerli oyuncu lazım ilk 11'e. Hadi Arda ve Sabri diyelim ikisine, yine bu adamlardan ikisi üçü olacak bu takımda, yerli olarak ta parasını vericem desen bile pek bir alternatif yok. O yüzden bunların tümü gitmeyecek, göndersen de yerine gelenler farklı olmayacak.

    Baros'un sakatlık problemi yoktur, zira darbeden dolayı uzun süren tek bir sakatlık yaşamıştır. Tek sakatlığı kafadandır :) senede 20 sarı kart görür, 4-5 maç oynamaz. Kewell ise çok sevmemize rağmen bu takıma ancak bonus olur. Kewell yokmuş gibi plan yapıp 6+1+Kewell gibi değerlendirilebilir ancak, her sene ameliyatı olan, en fit döneminde bile ekonomik kullanmanız gereken bir adam, o da sözleşme yenilerse tabi.

    Hep yerli oyuncular üzerinde duruluyor ama bana göre bilet kesmeye başlanacaksa işe yabancılardan başlanmalıdır, Elano, Leo ve Jo bu takıma uymaz. Zaten bize Güney Amerikalı adam uymaz. Bi Taffarel geldi oralardan o kadar. Santos için de çok para isterler o yüzden o da olmaz. Eğer bu 4 kontenjan doğru doldurulursa, o yerli oyuncularda o kadar sırıtmayacaktır.

    YanıtlaSil
  5. Great White;

    Malesef her teknik adam birbirine benzemiyor. Lucescu zor günlerin teknik direktörü. Galatasaray, Shakhtar, Beşiktaş gibi takımlarda başarılı olur. Dediğin gibi oyuncuya göre sistem yaratır ama uzun vadeli düşünemezsin eğer elinde iyi bir ekonomik güç yoksa.

    Rijkaard bence Rotterdam'ı da uzun vadeli düşündüğü için küme düşürdü. O takımda bile hedefler ileriye dönük. Burada da aynı şekil. Sisteminden asla ödün vermiyor ve böyle başarılı olmak istiyor. Uzun vadeli, sağlam çalışan herkese saygım vardır. Galatasaray bu sezon 4. olsada başım üstüne. Ama gelecek sezona yeni bir orta saha revizyonu gerekiyor.

    YanıtlaSil
  6. Çok basit bir sorum olacak:

    Sezonun ilk devresinde de bu orta saha yok muydu? O maçlardaki pas sayısı ve sürelerine bakın bir de dünkü maça.

    Sezonun ilk devresi ile ikinci devresi arasındaki fark nedir?

    Rijkaard 80 küsürde skor 1-0 iken Gökhan Zan'ı oyuna alıyor.

    Rijkaard bile 1-0'ı korumanın çaresizliğine düşmüşse artık ne yapılabilir?

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir