26 Nisan 2010 Pazartesi

Yine, Yeniden {Elveda Şampiyonlar Ligi}

Galatasaray, bu sistemde devam ettiği ve rakip kim olursa olsun değiştirmediği sürece mutlaka sonuca ulaşacaktır. Sezon içerisinde yaşanan sakatlıklar, Rijkaard'ın Türkiye profilini tanıması falan derken zaman kaybettik ama sezonun son maçlarında görülen doğru futbolun bu olduğudur. Yani defansın iyi top yapacak, orta saha oyunun iki yönüne hakim olacak, beklerin birinci önceliği hücum olacak, her dakika kanatların çalışacak, santraforunun repertuarı geniş olacak falan. Şu an bu özellikleri eksiklere rağmen uygulamaya çalışıyoruz.

Nedir bu eksikler?

Bursaspor'un zaten en büyük gücünün kanat futbolcularının etkisi ve kontra ataklar olduğunu biliyoruz. Volkan Şen ve Ozan İpek çok etkili futbolcular ve Sercan Yıldırım özellikle böyle büyük maçlarda kontra atak silahını {bitiriciliği çok aheste olmasına rağmen} iyi kullanıyor. Galatasaray'ın bekleri ise Sabri ve Caner Erkin. Keita veya Gio defansa fazla katkı vermediği için onları bu listeye eklemiyorum. İşin hücum kısmında beklerden iyi verim alıyoruz. En azından sürekli hücuma çıkıyorlar, pozisyon arıyorlar falan. Yalnız açılan ortalarda isabet oranının da inanılmaz düşük olduğunu eklemek lazım. Ama bu futbolcular hücuma çıktıklarında geri dönme sıkıntısı yaşıyorlar. Özellikle Caner Erkin, Sabri'ye göre bek oynama özelliği daha düşük olduğundan hücumda kalıyor. Çok iyi iki kanat adamının böylesine bekler karşısında maçın adamı olmaları şans olmaz. Defansta Neill & Hakan Balta ikilisi müthiş işler yapmasa, bugün beklerin defansif anlamda Galatasaray'ı bitirdiğini yazacaktık. Volkan Şen ve Ozan İpek kanatları çok iyi kullandılar, hızlı hücumlarda etkili oldular ve maçı kazanacak pozisyonları buldular aslında. Sercan'ın da kontra etkisini söylemek gerekiyor.


İşin bir de orta saha boyutu var. Aslında okları Elano'ya çevirmemiz gerekiyor. Elano, 40 metreye top atar ya da yanında ona uygun orta sahalarla muhteşem oynar falan. Bunlara bende inanıyorum ama fark yaratan futbolcu her ortamda kendisini gösterir. Sorumluluk asla almıyor, kağıt üzerinde görünen mevkisi dışına çıkmıyor ve vasat üzerine çıktığı performansı malesef yok. Bugün Mehmet Topal lakabı gibi Örümcek Adam olup sağa sola ağlarıyla ulaşmasa, Elano'nun defansif anlamda da takımdan götürdükleri konuşulabilirdi. Gerek Arda'nın oyun kuruculuğuna, gerekse Mehmet Topal'ın defansif aksiyonlarına katkısı neredeyse yok.

Kötü unsurları falan saydık ama ışığı görmemi sağlayan aksiyonları da yazmak lazım.

Galatasaray pas oyununu artık iyi oynamaya başladı. Organizasyonlar hızlandı, Keita ve Gio olaya tamamen alıştı, Baros'u da buldukları için iyice döktürüyorlar. Hakan Balta & Neill ikilisi harika işler yapıyor. Kaleci sorunumuz çözülmüş gibi. Kendi futbolumuzu oynuyoruz ve rakibin de bu futbola ortak olmasını sağlıyoruz.

Bugün Rijkaard'ın Elano & Gio yerine yaptığı Jo & Mustafa Sarp hamlesi çok önemliydi. Galatasaray o dakikalara kadar pozisyon bulan ama orta sahada da düşmeye başlayan bir görüntüdeydi. Yani kim atarsa atsın gol kokusu vardı. Elano'nun zaten sahada varlığından söz edemiyoruz. O dakikalarda Mustafa Sarp'ın orta sahaya katacağı direnç önemliydi. Ama Jo'nun oyuna girmesi sistem anlamında değişimi beraberinde getirdi. 4-3-3'den 4-4-2'ye geçiş gibi oldu. Jo ve Baros'un çift santrafor oynayarak da iyi işler yaptığını düşünüyordum ama Neill'in kırmızı kartı bütün dengeleri alt üst etti. Galatasaray biraz daha kontrolü eline alarak gol atmak istemesine rağmen bu kırılma anı Emre Güngör'ü stopere getirdi, Jo'yu ilginç pozisyonlara falan getirdi. Ardından Zapo'nun da kırmızı kart görmesiyle beraber sistemden falan konuşmak imkansız hale geldi. O an yaşanan kaosdan birileri çıkacaktı ama kaos her iki takımı da yemiş oldu. Ertuğrul Sağlam'ın gerçi Turgay ve İglesias değişiklikleriyle galibiyetten öte beraberlikte çok kötü değil mesajı vardı. Turgay girince daha dengeli bir santrafor hattı, İglesias girince şişir babam şişir felsefesi hakim oldu.

Galatasaray adına ışığı alıyorum ama gelecek sezona yönelik. Bu sezon artık Şampiyonlar Ligi'nden falan konuşmak neredeyse imkansız duruma geldi. Sezonu 3. olarak tamamlarız, son yıllarda müptelası olduğumuz Avrupa Ligi'nde oynarız. Şampiyonluk yarışında ise Fenerbahçe & Bursaspor çekişmesini izlemek umarım bizlere keyif verir. Çünkü bugün oynanan iyi futbola rağmen hakem skandalından pek keyif alamadım. Umarım bu hakemleri gelecek haftalarda sık sık konuşmayız diyeceğim ama konuşulmaya devam edecek. Çünkü gidişat iyi değil. Hakemler iyi futbolun önüne geçmekten öte, skora etki etmeye başladılar.

1 yorum:

  1. Elano (sahada gözükmese de)-Arda-Gio üçlüsünü, yani sahada akıl kullanıp top dolaştırabilecek 3 adamı dışarı alıp yerlerine 1 stoper artı Mustafa & Jo'yu almak "kaleyi koruyalım yenilmeyelim, topları da şişirelim ileri belki uzun adamlarla karambolden bir gol buluruz" zihniyetini gösterir ki, benim Rijkaard'dan beklentim kesinlikle bunlar değil! Daha önce de yaptı aynı şeyi; korkarım baskıya dayanamayacak bizim teknik kadro...

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir