18 Mayıs 2010 Salı

Los Angales Lakers & Phoenix Suns {Batı Finali}

Sanırım eşleşmesi çok önceden belli olmuş 2 takımdan başlasak daha iyi olur. Bilindiği gibi (bir bloga yazı yazıyorsan, bazı şeyler bilinse de yazmak zorunda kalırsın) Suns ve Lakers, rakipleri olan Spurs ve Jazz'i 4-0 ile, NBA tabiri ile "süpürgeler elimizde" modun ile geçti. Aslında Lakers için bu durumu bekliyorduk az çok; ama Suns bizim için -en azından benim için- sürpriz yaptı bu play-offlarda. Geçen 2 senedeki çöküşün ardından -önemli oyuncularını kaybetmelerine rağmen- müthiş bir oyun stili oluşturdular. Magic'in (Magic de sonunda "s" olmayan 4 NBA takımından biri, yazın bir yere belki "Diğerleri kim?" diye soru filan çıkar "5'te 5" de) Doğu'da yaptığını, onlar Batı'da yaptı. Tabii bu oyun stilini aşılayan Alvin Gently'ye şapka çıkartmak lazım. Günümüz basketbolu artık böyle oynanıyor. Hızlı, çok şuta dayalı, savunmada agresif hücum faul almaya çalışılan vs. Agresif derken? 3-4 sene önce agresif olamadıkları için Spurs'e elenip finale çıkamayan Suns'ın bu sene neresi mi agresif? Topa baskı yapılıyor. Amundson diye bir adam var mesela. "30 NBA takımının 30'uda ister." diye bir geyik vardır ya, öyle biri. Amare'nin bütün açıkalrını kapayabiliyor. Lopez dönüş yapacak bu maç. O da kardeşi Brook kadar iyi bir oyuncu olmasa da, çok çok etkili bir savunmacı; uzun kolları ile Gasol ile baş edebilir. Jason Richardson veya. Takas edilince çok büyük beklentiler vardı ve altında ezilmişti ama şimdi sistem içinde o da kendini buldu; isabetli şut attığı günler tadından yenmiyor. Hücum ederek savunma diye bir şey vardır ya futbolda; bunu uyguluyor sanki Suns. Hemen herkes şutör: Frye gibi şut atabilen bir uzun, Amare gibi şut atabilen bir uzun daha, Barbosa gibi hem delici, hem şut atabilen bir kısa. Hill gibi sanki 10 sene öncesine dönmüş bir veteran. Goran Dragiç gibi çok patlama yapmış, potansiyelli bir genç. Dudley gibi gene şut atabilen, savunma yapıp top çalan bir guard. Demem o ki Suns'ın parçaları çok çok sağlam ve kadrosu da bir o kadar geniş. Aslında bizi -en azından beni- şaşırtan Suns'ın bu derece başarılı olması değil, sistemi bu kadar iyi ve çabuk oturtması idi, daha 1 sene bile dolmadan. Bunda Nash'in payı da çok büyük.

- Nash demişken Spurs serisinde "steps" yaptığı için Phill Jackson onu basın malzemesi yapmış bugün. Greg Popovich ise "Olur öyle şeyler" demişti biliyorsunuz seriden sonra. Nash'de cevabı yapıştırdı "En iyi koç öyle demiyor ama..." diyerekten, Phill'e. Herkes Durant değil tabii, sineye çeksin her lafını Jackson'ın öyle. Hatırlayacaksınız Nash "Bize Gasol hediye etmediler" demişti geçen sene de. Harbi adam bu Nash. Akıllı. -

Bu küçük dedikodudan sonra Lakers'ın "parça"larına bir göz atalım. Şampiyon kadrodan birtek Artest-Ariza değişikliği oldu. Ben hala aynı fikirdeyim. Fikrim nedir: Artest bana göre iyi savunma filan yapmıyor ve Ariza'ya göre çok daha kötü hücum ediyor. Artest'in iyi savunma yaptığı öyle bir efsane sadece; 6 sene önce en iyi savunmacı seçildiği için. Gerçi bu sene Kobe ve Wade de en iyi savunma 5'ine seçildi; herkes "Wade&Kobe iyi savunmacı" demeye başladı garip bir şekilde ya, neyse.

-Konumuza dönelim- Artest "kalburüstü bir savunmacı" olarak kimi tutacak o da çok önemli. "Nash'in savunasını ona verirler mi?" diye soru takılıyor hemen aklıma. Nash belki eski hızında değil ama zekası ile onu faul problemine sokabilir. Fisher, kimi tutsa en iyi oyununu oynuyor; ama çok çok tecrübeli ve buraları belki de Lakers'da en iyi oynayan oyuncu. Eli hiç titremeyen. Geçen sene Magic kendi sahasında Fisher'ın o üst üste attığı 3-3lük yüzünden şampiyonluğu kaybetti belki de hatırlayacaksınız. -Tabii "Sakat(!)" Nelson'ın da bunda payı büyüktü-. Odom konusunda ise gene ben biraz farklı düşünüyorum; ama bu sefer pozitif anlamda. Odom farkı yaratacak oyuncu olabilir Lakers adına. Jazz sersinde ne kadar tehlikeli bir oyuncu olabileceğini gösterdi bize Odom. Eğer gerçekten konsantre olursa yapamayacağı çok az şey var. Kalıplı değil, pota altı oyuncusuna göre; ama Suns da post-up oynayacak bir oyuncu yok. O yüzden savunamada da bu seride pek sorun yaşayacağını sanmıyorum. Ayakları da diğer uzunlara göre nispeten hızlı zaten Odom'un. Ondan gelecek ekstra katkılar seriyi de belirleyecektir bir şekilde. Brown ve Farmar'ın da ekstra katkılarını ihtiyaç duyacaktır Lakers. Çünkü baktığımız zaman play-offlardaki en kötü bench belki de onlarınki. Kobe için uzun uzun bir şeyler anlatmama gerek yok. O ne yapacağını en iyi şekilde bilen biri. Ancak tek başında kalırsa bu seride -diğerlerinde olduğu gibi- çok zorlanacak o kesin. Gasol'ü Kaan Kural otoritemiz çok beğense de ben onda da bir LeBron "pısması" görüyorum. En önemli yerlerde sorumluluk alamıyor. Faulleri sokamıyor, savunmada adam kaçırıyor vs. Gasol'ün de ne oynayacağı belirleyici olacak sanki. İşte sırf bu "herkesin iyi oynama zorunluluğu" yüzünden Lakers'ı bu seride bir adım geride görüyorum.

Son olarak bu iki takımın da eşit sayıda maç oynadıklarını ve çok fazla dinlendiklerini söylemek lazım. Kim ilk maça daha konsatre çıkarsa (malum Jackson'ın ilk maç hobisi var, ama Suns'ın elinde de Spurs'ü eleme apoleti) seride çok büyük bir avantaj yakalayacak.

Çok şey yazdık tahminimizi de yazalım; ben sürpriz beklemiyorum bu sefer. Çünkü Suns artık sürpriz yaratmıyor, alıştırdı bizi, hem normal sezonda, hem play-offlarda. Ben "4-2 Suns" alır diyorum. Tabii ki bu bir tahmin "4-0 Lakers" da bitebilir. Ki Nuggets ve Maverciks'in daha ilk turdan elendiklerini de gördü bu gözler. Doğuda da gene aynı şekilde Magic'in tur atalayacağını ve zevkten 4 köşe olunacak bir play-off final serisi izleyeceğimizi tahmin ediyorum.

Basktebolla kalın.

Not: Çok sorulan bir soru var "Hangi kanalda, saat kaçtamaçlar?" diye. Onu da

http://www.nba.com/schedules/international_nba_tv_schedule.html

şuradan takip edebilirsiniz.

Can Çetin

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir