Geçtiğimiz sezon Beşiktaş'ın canını en çok acıtan bölgesi sol ve sağ kanatlar oldu. Aslında kadroya baktığımızda ideal bir 4-4-2 takımı görmeme rağmen, ısrarla 4-3-3 denendi ve kanatların verimsizliliği Beşiktaş'ın başarısızlığında en büyük etken oldu. Oysaki bu takımın elinde harika bir orta saha rotasyonu bulunuyor ve bu orta sahanın önünde kaliteli hücumcular bulundurmak Beşiktaş'ı bir adım öne taşıyacaktır. Serdar Özkan, Holosko, Tello, Nihat gibi isimler bekleneni veremeyince, gol bölgesinde takım sadece Bobo'ya bakınca futbolu zevk vermeyen, gol yollarında son yılların en sıkıntılı günlerini yaşayan bir takım vardı. Mesela Galatasaray hücum yönünden zengin durumdaydı ama orta saha ve savunmasını oturtamadığı için başarısız olmuştu. Beşiktaş ise hücum yollarında sıkıntı çekti ama gerçekleşen transferlere bakarsak, iyi bir sistem dahilinde hareket ettilerini ve ihtiyaca yönelik isimler alındığını söyleyebilirim.
Önceliği Quaresma'ya ayıralım. Türkiye'ye gelebilecek en kaliteli futbolculardan birisi getirildi. Maliyetini falan bir yana bırakalım, hatta sistemi bile. Beşiktaş'ın böyle bir yıldız oyuncuya ihtiyacı vardı. Bu yüzden bile Quaresma'ya müthiş bir transfer diyebilirim. Ama durum sadece bu da değil. Beşiktaş'ın kanayan yarası olan kanat bölgesinde, her iki kanatta da oynayabilen, kaliteli, tartışılmaz yaşanır tarzından bir futbolcu. Yıllarca dikiş tutturamamasının sebebi olarak ise sorunlu bir futbolcu olması görünüyor ama takımın başında da Schuster olduğunu düşünürsek böyle bir sorun yaşanacağını düşünmüyorum. 26 yaşına gelen Quaresma'nın da artık bir patlamaya ihtiyacı var ve Beşiktaş'ın doğru adres olduğunu düşünüyorum. Şu an Quaresma açısından görüntü Inter, Chelsea, Barcelona gibi kulüplerde bu adamın barınamayacağıdır. Ama Porto, Beşiktaş tarzı ekiplerde ise efsane olur, adına marşlar yazılır. Çünkü bütün tataraftarlar ve takım senin peşinden koşar. Yıldız oyuncuların bol olduğu bir kulüpte ise beklediğini bulamazsın. Quaresma için de bunu düşünüyorum. Bu futbolcu bütün takımın etrafında kurulmasını istediği bir tarzda.
Roberto Hilbert ise ihtiyaca yönelik nokta transferdir. Süper bir yıldız falan diyemem ama oldukça kaliteli bir futbolcu. Sağ kanatta oynuyor ve gerektiğinde sağ bek oynaması da onun ekstra bir özelliği. Yani hücum aksiyonunda da, defansif anlamda da etkili bir kanat futbolcusu her zaman büyük iş yapar. Hilbert'in de Stuttgart kariyerinde önemli başarılar görüyoruz. Dört sezon boyunca bu takımda forma giydi ve Stuttgart'ın şampiyon olduğu sezon katkısı büyüktü. Son yıllarda ise düşüş trendinde ama yeni bir ortam Hilbert'i eski günlerine döndürebilir. Ayrıca Beşiktaş'ın Alman futbolcu transferinde başarılı adımlar attığını düşünürsek, Hilbert konusunda da emin oldukları birşeyler var olduğunu düşünüyorum. Kısacası ihtiyaç duyulan sağ kanat bölgesine bir nokta transfer daha yapıldı. Üstelik bonservisi olmayan bir isim olması da ayrı bir avantaj konusu. Quaresma ve Hilbert ile {Holosko ve Nihat'ı da rotasyonda düşünerek} kanatlarda yaşanan sıkıntıların yaşanacağını düşünmüyorum.
Son transfer ise Cenk Gönen oldu. Yine geçtiğimiz sezonu düşününce Rüştü ve Hakan Arıkan'ın sakat olduğu günlerde Korcan'dan beklenen alınamamıştı ve Ramazan Özcan kiralık getirildi. Ama onun da Türkiye Kupası'nda yaşattığı facia falan derken bu takımda iyi bir üçüncü kalecinin varlığı ön plana çıktı. Bu yüzden Cenk Gönen gibi gelecek vaad eden, potansiyelli bir kaleciyi transfer etmek çok başarılı bir hamle oldu. Ama Beşiktaş adına sevinsem bile Cenk adına pek sevinemiyorum. Çünkü şu an ortam Rüştü'nün en az iki sezon daha Beşiktaş kalesini koruyacağını gösteriyor. Hakan Arıkan'la da sözleşme yenilendi ve onun da iyi kaleci olacağını düşünüyorum. Bu ortamda Cenk'in şans bulması, kendini göstermesi çok zor. Galatasaray'ın kalecilerini düşündüğümde Ufuk Ceylan için şans var ama Beşiktaş'ın iki kalecisi de çok iyi isimler. Bu yüzden Cenk Gönen'i zorlu günler bekliyor ama Beşiktaş açısından bir isabetli transfer daha.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
tüm yazdıklarına katılıyorum, asıl transferin ise Schuster olduğunu düşünüyorum. Mental yönden Toshack döneminden itibaren toparlanamayan Beşiktaş, Denizli ile kısmen ilerleme kaydetse de tatmin edici düzelmenin Schuster'le sağlanacağını tahmin ediyorum.
YanıtlaSil