29 Haziran 2010 Salı

Brezilya 3-0 Şili / Hollanda 2-1 Slovakya {DK Günlüğü #18}

Şili'nin riskli ama keyif veren futbolunu çok seviyordum. Hondruas ve İsviçre karşısında harika maçlar çıkardılar, müthiş gol pozisyonları yakaladılar, bizleri futbola doyurdular ama dikkatimi çeken sistemi oturmuş, güçlü ekipler karşısında etkisiz kalmalarıydı. Futbollarında asla ödün vermemeleri, rakip kim olursa olsun aynı düzende oynamaları onların artı noktası ama bu artı nokta İspanya karşısında etkili olmadığı gibi, Brezilya karşısında hiç olmadı. Brezilya'nın oyun anlayışı malum. Samba rüzgarlarıyla, Avrupa'da yeni akım olan defansif ağırlığı harmanlayarak yollarına devam ediyorlar ve şu ana kadar oldukça başarılılar. Hücumda inanılmaz yetenekler, bekler hücumcu ve orta saha & defans & kaleci oldukça güven veriyor. Belki bu futbol bildiğimiz Brezilya'nın oldukça uzaklarında ama başarıya gidebilecek bir sistem. Şili karşısında da yine bildiğimiz futbollarını oynadılar, istedikleri skoru aldıklarında da Şili'nin zaten riskli olan futbolu daha da risklendi ve samba rüzgarlarını estirdiler. Özellikle Maicon ve Bastos bu sistemin çok önemli iki parçası. Hücumcu beklerin performansı, Brezilya'nın hücum anlamında neler yapacağını belirliyor. Bu maçta da önce rakibi durdurdular, onların o hücumcu yanlarının hızını kestiler ve bu maçta fark yaratmaları pek uzun sürmedi.

Robben'den sonra Hollanda ise farklı bir kimliğe bürünüyor. Robben'siz oynadıkları 4-2-3-1 oldukça keyifsiz bir futbol ortaya koyuyordu. Brezilya, Almanya gibi onlar da alışık olduğumuz düzenlerinden uzak oynuyorlar ama sonuca gitmesini de iyi biliyorlar. Robben'in takıma katılması öncelikle Hollanda'nın özgüvenini bir adım daha yukarıya taşıdı, sonra ise hücum hattını asıl olması gereken düzene getirdi. Formsuz olan Van Der Vaart kulübeye geldi, Kuyt sol taraftan sağ tarafa geçti ve Sneijder'in etki alanı daha da arttı. Bu takımın da en önemli silahi hücumcuları olduğuna göre doğru sistemde keyifli bir futbol da oynadılar. Slovakya ise turnuvanın sürpriz ekiplerinden birisi oldu. Yeni Zelanda ve Paraguay karşısında neredeyse sahada yoktular ama İtalya maçında inanılmaz bir futbol oynadılar. Buna rağmen o maçın da son 20 dakikasına baktığımızda İtalya iki farklı mağlubiyetten beraberliği bulabilirdi. Çok değişken bir takımlardı ve bu değişkenliği bu maçta da gösterdiler. Maç 2-0 olana kadar ortada yoktular ama 2-0'dan sonra biz bu maçı kazanabilir mişiz moduna geldiler. Son 10 dakika rakip kalede oldukça etkili oldular, hücum organizasyonları harika işledi ama dediğim gibi çok geç uyanmaları onların işini bitirdi. Ama şunu da eklemek lazım, Robben oyundan çıktıktan sonra Hollanda yine duruldu. Sanırım bu unsurda Brezilya karşısında en büyük handikapları olacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir