3 Haziran 2010 Perşembe

Dünya Kupası 2010 {A Grubu}

Fransa'yı sevmiyorum, yalan yok. Bu yüzden de Dünya Kupası'nda mümkün olan en kötü dereceyi almaları için dua edeceğim. Ribery'den tutun, İrlanda maçına kadar Fransa'yı sevmemem için birçok neden sayabilirim. Ama bu durum onların A Grubu'nun en büyük favorisi olduğunu söylemem gerçeğini değiştirmeyecek. Fransa'nın en sevilmeyen figürlerinden olan Domenech'in yaratmaya çalıştığı bütün olumsuzluklara rağmen kadro kalitesi Fransa'yı bu gruptan çıkarmaya yeteceğini düşünüyorum. Gerçi Fransa'nın işleri belli olmuyor. Umutlanmadıkları zaman final oynuyorlar, büyük umutlarla gidildiğinde ise grupta gol bile atamadan elenebiliyorlar. Şu anda Fransa'nın mutlak şampiyon adayları arasında gösterilmemesi onların bir avantajı gibi duruyor. Takımın en önemli yıldızları ise Ribery ve Gourcuff olacak. Bu iki sihirli ayağın ne durumda olacağı, takımı ne ölçüde yönlendireceği sanırım Fransa'nın en büyük anahtarı. Gerçi kadroya genel olarak baktığımda da oldukça kaliteli isimleri görüyorum ama Domenech'in ne zaman, hangi sürprizi yapacağını kestirmek güç. Abidal'i stoper düşünmesi, Henry'nin büyük ihtimalle yedek kalacak olması falan şimdiden sürprizleri bizlere gösteriyor.

Uruguay ise çok zorlu geçen Güney Amerika elemelerinde play-off oynayarak Dünya Kupası'na katılabildi. Geçmiş yıllarda izlediğim Uruguay ile şimdiki Uruguay'ı kıyasladığımda arada fark görüyorum ama Uruguay'ın avantajı ikincilik mücadelesi vereceği takımların tam dişine göre olması. Onların da en büyük gücü Forlan ve Suarez ikilisi. Çünkü bu isimler harika sezonlar geçirdiler ve hücum hattında patlama gücü yüksek futbolcular olarak görünüyorlar. Tabii kaptan Lugano'yu da unutmamak lazım. 4-4-2 dergisine verdiği röportajda Messi'yi nasıl durduracağını bildiğini söylüyordu. Bu da iddiasını şimdiden gösteriyor ama Arjantin ile karşılaşıp karşılaşmayacaklarını grupta gösterecekleri performans belirleyecek.

Meksika ise katıldığı çoğu Dünya Kupası'nda kolay lokma olmadığını her zaman gösterdi. Her an her sürprizi gerçekleştirmeye hazır bir takım olarak görüyorum ve Uruguay ile ikincilik mücadelesi vereceklerdir. Ama kadro kalitesi bakımından yeterli düzeyde olduklarını düşünmediğim için şansları bu turnuvada oldukça az. Onların da tartışmasız yıldızı Rafael Marquez. Son yıllarda futbolu yaşından ötürü geriye gitmesine karşın, onun kaptanlığında Meksika, hedefini en azından gruptan çıkmak olarak belirlemiş. Meksika'da da Giovani Dos Santos'un neler yapacağı şimdiden merak konusu.

Güney Afrika'nın ise elle tutulur tek avantajı ev sahibi olmasından geliyor. Tabii vuvuzela sesine de alışık olmaları bir bakıma diğer bir avantaj. Tabii bu işin şakası. Teknik direktörleri Parreira, Dünya Kupası'nda çeşitli ülkeleri sürekli çalıştırdığı için büyük bir tecrübesi var. Gerçi takımın başında yeterli süredir olmamasına rağmen, ev sahiplerinin gruptan mutlaka çıkma geleneğini sürdürmek isteyecektir. Ama takımın yıldızı McCarthy'nin takımda olmayacak olması şimdiden takımda kara bulutları yarattı. Bu arada ilk maçlarını Meksika ile oynuyorlar ve ev sahibi avantajları genelde ilk maçlarda etkili olur. Buradan alacakları bir üç puan farklı bir Güney Afrika portresi çizdirebilir.

Genel olarak fazla hoşlanmadığım bir grup. Fransa'nın rahatlıkla birinci olacağı ama ikincilik mücadelesinin büyük keyif vereceğini düşünüyorum. İkincilik için ise en büyük adayım Uruguay. Güney Afrika'yı ise ev sahibi avantajından ötürü plase olarak görüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir