Barcelona günümüzün en büyük ekolü durumunda. Oynadıkları uzay futbolu, Messi gibi bir yıldızın bu takımda oynaması da ekol olma yolunda büyük değerler ama Barcelona altyapısı senelerdir Dünya futboluna örnek olur cinsten. Cruyff'un gerek futbolculuk, gerekse teknik adamlık hayatında kattığı değerler bugün Barcelona'yı ayakta tutuyor ve bütün Dünya'nın onları ilgiyle izlemesini sağlıyor. Bu yüzden de futbol anlamında dillerde en çok dolaşan şey ''biz de Barcelona olmalıyız'' sözüdür. Özellikle de Galatasaray, Fenerbahçe açısından bu örnekler çok veriliyor. Mesela Aykut Kocaman göreve geldikten sonra söylenen ''Kadıköy'de Barcelona yaratacak'' sözüdür. Galatasaray da Rijkaard'ı göreve getirdikten sonra Barcelona örneğiyle yatar kalkar olduk ama hem bizim hem de Fenerbahçe için söyleyebileceğim tek şey Barcelona değil Real Madrid gibi yola devam ettikleridir. Yani sürekli teknik adam değiştirmek, bol keseden paralar harcamak, transfer çılgınlıkları falan. Barcelona da transfer yapıyor diyebilirsiniz ama onlar sistem dahilinde transferler yapıyorlar. Elbette inanılmaz paralar da harcıyorlar, en son David Villa örneğinde gördüğümüz gibi. Hatta transferde hata da yapıyorlar ama bir sistem var.
Özellikle de altyapı konusu. İşte Barcelona'nın bu durum temel direği. Altyapıdan çıkan futbolcular bugün o uzay futbolunun temelini oluşturuyor. Doğru sistemi bulduğun zaman bunu alttan gelen isimlere aşılaman, bu sistemi en alt kademeden başlatman lazım. Bu yüzden güçlü altyapısı olan takımlar her zaman kazanır. Bursaspor'dan yola çıkabiliriz. Harika bir futbol şehri, sinerji mükemmel falan... Bunların hepsi mükemmel ama Bursaspor'un temelini güçlü altyapısı oluşturuyor. Zaten bu altyapı sayesinde, Anadolu'dan Trabzonspor dışında bir şampiyon çıkacaksa bu Bursaspor olacak deniliyordu. Aynı şekilde Bucaspor'da bu yolda ilerliyor. Tabii onların arkasında Bursa gibi bir şehir profili yok, taraftar sayıları da pek fazla yok ama Bucaspor'un son yıllarda geldiği nokta inanılmaz. Herkes bu takımın futbol akademisini konuşur oldu. Bu sistemi yerleştirdikten sonra da başarının gelmesi kaçınılmaz oluyor.
Günümüzde ise üç büyüklerin en büyük gururu, gerçekleştirdikleri büyük transferlerden sonra onları havaalanlarında coşkudan öte {tanımını siz yapın} birşeyle karşılamak oldu. Sanki o an havaalanlarını kapatmışlar gibi, başka insanları falan düşünmeden {kulüp yönetimlerinin organizasyonları} karşılıyorlar. Başarılı olursa ne ala ama olası başarısızlıkta da, gelirken oluşan coşku bir anda öfkeli kalabalık olarak yer değiştiriyor. Büyük transfer güzel, elbette bu tip transferler lazım. Takıma ihtiyaçtan öte, bir heyecan getirmek ve forma, t-shirt vb. gibi olayların satışı açısından da önemli ama takımların en büyük gururu, diğer ekiplere hava atma vesilesi olmamalı. Bunu Galatasaray iki sezondur yaşıyor. Çok büyük transferler yapıyoruz, bu transferlerin ardından da vizyondan bahsediyoruz ama henüz ortada başarı yok. Jo transferini oturup düşünelim ama uzun uzun yazmayalım. Zaten İlhan İrem'in dediği gibi Olanlar Olmuş.
Dediğim gibi üç büyükler, hatta buna son yıllarda Trabzonspor'u da katarak dört büyükler zaten kadrolarını transfere dayalı bir şekilde oluşturuyorlar. Trabzonspor'u da eklememin sebebi onlar da bu trende son yıllarda uymaya başladılar. Benim bildiğim Trabzonspor en büyük başarılarını alttan gelen futbolcularıyla kazandı. Ama şu sıralar oluşan görüntü iyi değil. Umarım Şenol Güneş bu düzeni yeniden eski haline getirecektir diyelim. Konuya dönersek yaz döneminde girişilen transfer yarışı da artık kendi kendisine bir lig konumunu aldı. Sezon öncesinde transferin yıldızlarını konuşuyoruz. Geçtiğimiz sezon Haldun Üstünel, bu sezon Serdar Adalı gibi. Ama kimse altyapısından çıkan bir futbolcuyla gurur duymaz oldu, altyapıyla konuşulur olmuyor. Umarım bu düzen tekrar eskisi gibi olur. Futbol endüstrisinden kaçmak elbette olmaz, bu düzende var olmak için olmazsa olmaz unsur ama takımlar köklerini unutmamalı. En üzüldüğüm nokta ise eskiden altyapıdan şu futbolcuyu çıkardık, şu adam gümdür gümbür geliyor denilen Galatasaray'ın kaybolmaya yüz tutmuş altyapısıdır. Bu konuya da yarın uzun uzun değineceğim.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder