21 Temmuz 2010 Çarşamba

Dostluk Maçı ? / Galatasaray 0-1 Fenerbahçe

Dostluk kelimesi bana sevgi, kardeşlik gibi anlamları çağrıştırır. Ezeli dostluk ise kökleri bulunan, uzun yıllara dayanan dostluktur. Galatasaray ve Fenerbahçe'nin dostluğu, rekabeti 100 yılı geçen bir sürece dayanıyor, kardeşlik anlamında da çok güzel örnekler var ama son yıllarda dostluk adına ortaya konan bir durum yok. Sürekli bir gerilim ve savaş. İki takım bir araya geldiğinde, hazırlık maçı bile olsa ortam inanılmaz geriliyor. Her iki takımında kamp kadrosunda genç futbolcular var ve o genç isimler bu rekabeti yaşamaktan ziyade, savaşı öğrenir oldular. Bu maçta da gördüğümüz üzere hazırlık maçı bile olsa dostluk, kardeşlik hikaye. Sürekli bir sinir harbi sürekli varolacak. Bu yüzden kardeşlik, dostluk lafları etmek yerine ortama bizlerde ayak uydurmalıyız, her maç yaşanan durumlara, sanki ilk defa olmuş gibi şaşırmamamız lazım. Maça geçersekte konuşacak fazla birşey yok aslında. Gerilimle başlayan bir maçta bol miktarda kart olur ve henüz 14. dakikada Fenerbahçe 10 kişi kaldı. Buna rağmen soldan Andre Santos'un Luis Fabiano vari golüyle öne geçtiler ve bunun dışında da organize bir hücumları olmadı. Galatasaray ise maç boyunca varlığını hissettirdi, ikinci yarıda Arda'nın ortaya geçmesi hücum organizasyonlarını arttırdı, Mehmet Batdal'ın çıkması ise büyüyen organizasyonların sonuçlanmamasında en büyük etkendi. Ayrıca direkten dönen toplar derken Fenerbahçe maçı 1-0 kazanmış oldu.

Sol Taraf Mı, Orta Sahanın Ortası Mı?

Arda Turan için sormamız gereken soru bu olmalı. Bu sorunun cevabı Galatasaray'ın yeni sezonda neler yapacağının da cevabı olacak. Benim sürekli söylediğim şey, Arda Turan'ın sol tarafa çakılı bir şekilde oynatılmamasıdır. Arda iyi bir kanat futbolcusu olabilir ama bu sistemde en verimli olduğu bölge orta sahanın ortasıdır. Yani serbest oynayarak, sorumluluk alarak, Galatasaray hücumlarını yönlendiren isim olmalıdır.

Galatasaray maça Cana, Mustafa Sarp ve Musa Çağıran orta sahasıyla başladı. Cana henüz hazır olmadığını belli etti ama ondan beklenen zaten işin defansif boyutu. Mustafa Sarp'ın da neler yapabileceğini bildiğimizden fazla yorum yapmamak gerek. Bu durumda Musa Çağıran'ın hücum organizasyonlarında etkili olmasını bekliyorsak yandık. Zaten o da maçın ağırlığına katlanamadı ve varlığıyla yokluğu belli olmayan isimlerdendi. Orta sahadan bir organizatör çıkmayınca da Arda sol tarafta yapabileceklerinin en iyisini yapmaya çalıştı. Ama bir yere kadar. Ortaya kaydığında kanat boşalıyor, kanatta kaldığında destek gelmiyor. İkinci yarıda ise Barış Özbek'in sağ tarafa geçip, Serdar Özkan'ın sola kayması Arda'yı kendi bölgesine çekti ve sürekli pozisyona giren bir Galatasaray izledik. Serdar Özkan'ın da en büyük sorunu bu aslında. Al koçum bizi kurtar dediğinde gereken etkiyi vermez ama ortadan iyi bir destek almaya başlayıp, onu yönlendirmeyi bilen bir futbolcuyla oynadığında yeteneğini konuşturuyor. Yani işin kısası Elano'nun da gideceğini düşünerek, Arda Turan'ın orta sahada oynaması en iyisi. Tabii Cana'nın yanına da iyi bir orta saha transferi şart.

Santraforsuzluk

Geçen sezonun kötü geçmesinde bir numaralı etkendi. Baros'un sakatlığının ardından oluşan domino etkisinde taşlar düzenli bir şekilde yıkılmıştı ve ilk dominoyu yıkan ise santrafor olayıydı. Mehmet Batdal bu açıdan Baros için iyi bir alternatif. Ama koca sezona iki santraforla girmek yetmiyor. Bu yüzden bir santrafor transferine daha ihtiyaç olduğunu düşünüyorum ama Kewell ve Pino'nun varlıkları da santrafor anlamında kafamda soru işaretleri yaratıyor. Sonuçta bu futbolcular kanat bölgesinin adamları olmasına rağmen, santrafor anlamında da anternatifler. Mehmet Batdal'a geri dönersek, geçmiş maçların aksine bu maç daha etkisizdi ama varlığını hissettiriyordu. Arda'nın ortaya geçmesinden sonra Mehmet Batdal'ın da o hücum organizasyonlarında etkisi vardı ama hafif sakatlığı onu riske ettirmedi ve geçtiğimiz sezon çok gördüğümüz örnek olan santrafor çıkar, ofansif orta saha santrafor oynar durumuna geçtik. Bu da pozisyon bulma konusunda zayıflıklara yol açtı ama Emre Çolak ve Arda'nın bir arada oynaması da özel yeteneklerle Galatasaray'ı ayakta tutmaya çalıştı ama olmadı. Görünen şu santrafor olayına bir an önce çare bulunmasıdır.

Mustafa Sarp & Ayhan Akman

İşte Galatasaray'ın neden orta saha transferine ihtiyaç duyduğunun resimi. Defansif anlamda Cana nokta atışı, hücum tarafında Arda ve Emre Çolak gibi isimlerle yola devam edilir ama bu iki unsuru birleştirecek, box to box denilen orta saha transferinin acil gerçekleşmesi gerekiyor. Fenerbahçe de Baroni tek başına bizim orta sahaya karşı ayakta kalabiliyorsa bunu sorgularım. Mustafa Sarp ve Ayhan Akman tercihlerinde büyük hatalar yapan, yetenekleri kısıtlı adamlar. 10 kişi kalan rakibe karşı bile bu futbolcularla üstünlük kurmak çok zor. Gerek Arda'nın gerek Cana'nın yükünü hafifletmek gerek.

Biraz da Fenerbahçe

Maçın hemen başında 10 kişi kalmak istenmeyen bir durum. Orta sahada defansif yönü yüksek iki adamından birisi çıkıyor ama Aykut Kocaman buna rağmen sistemini değiştirmiyor. Böyle olunca da zaten rakibin etkisiz olan orta sahasına karşı pek bir kaybın olmuyor. Maçın ilk yarısında Galatasaray orta sahası zaten hücum organizasyonlarına girme anlamında sıfırın altındaydı ve Cristian'ın tek başına olması da Fenerbahçe'yi etkilemedi. Ama ikinci yarıda Arda'nın orta sahaya geçmesi, Fenerbahçe orta sahasının iyice düşmesine ve Galatasaray pozisyonlarının artmasına yol açtı. Fenerbahçe savunmasını hala iyi durumda bulmuyorum. Lugano'nun da yokluğunda savruk bir yapıdalar, kontrolsüz oynayabiliyorlar. Sanırım Lugano'nun gelişi ve o bölgede yapacağı liderlik Fenerbahçe'nin kilit noktası olacak. Hücumda ise Stoch & Andre Santos sol kanadının iyi işlemesi Fenerbahçe'ye golü buldurduğu gibi, 10 kişi olmalarına rağmen rakip sahada da kalabilmelerini sağladı. Gökhan Ünal'ın da Galatasaray savunması karşısında mücadelesi vardı ve ilk yarıda oyun dengede gibiydi. Ama ikinci yarıda Fenerbahçe'nin geri çekilmesi, orta sahayı bile geçmelerinde zor anlar yaşattı. Sonuç olarak 11 kişi oynayan rakibe karşı verilen mücadeleyi beğendim ama Aykut Kocaman'ın önünde uzun bir yol var. Felsefenin oturması zaman alacak gibi ve sabır gerekiyor. Hepsinden önemlisi ise artık yeni santraforun açıklanması lazım. Gökhan Ünal'la bu iş yürümez, Semih ise zaten gözden çıkartılmış.

7 yorum:

  1. alex bile demiş galatasaray bizim dostumuz değilki ne dostluğu diye dostluk değil çirkeflik maçı olmalıydı maçın adı

    YanıtlaSil
  2. bunların derdi dostluk maç falan değil kim gaza getiriyo bunları bilmiyorum ama sahanın içinde sanki herzmn bi kavga çıkarmaya yemin etmiş fenerbahçe vardı..bence .. 2. yarıda serdar özkan gerçektende müthişti keitayı aratmam ,onun yaptıklarını yapabilecek yetenek ve gücüm var derken pek inanasım gelmemişti bana ama ne yalan sölim keita'yı gördüm serdar özkanda ..

    YanıtlaSil
  3. birde neill bu defansın en önemli adamıdır kilittir defansta bence neill ve diğerleri inşallah ali turan iyi oynar iyi ikili olurlar

    YanıtlaSil
  4. ozan kardesim http://www.tr.alex10.com.br/news/conteudo.asp?id=1984&categoria=Futbol adresinden o olayın aslını ogrenebilirsin ingilizcede hazırlık macı anlamında "friendly" kelimesi kullanılır futbol jargonu iste adamda orda demişki gs-fb arsında hazırlık olmaz her zaman maclar ciddi oynanır.

    YanıtlaSil
  5. @Adsız ama yakışmadı friendly amacına

    YanıtlaSil
  6. Cloud( adsız)22 Temmuz, 2010 03:21

    o kounuda haklısın ozellikle ardanın bilicayla orta sahanın gobeginde yasadıgı o ufak posizyonda sabri ta sag bekten depar attı geldiya ben yıklıdım orda bu ne adrenalin arkadas topa depar atmıosun bilicaya attıgın kadar, bide bizim oyuncular alttan alıp alay etmeyi bilmio adamların yarısı brezilyalı bu tip konularda soguk kanlı herifler sadece gulümsüolar, laf atıolar.

    YanıtlaSil
  7. @cloud, bir yanlışı düzeltmek istiyorum. sabri değildi o depar atıp gelen, bilicaydı. emin ol pozisyonla alakası olmayan bilica'nın bir hakareti var ki orda, Galatasaray'lı tüm futbolcular ona yüklendi. bir bakarsak, hakemin fenerbahçelilere gösterdiği tüm sarı kartlar doğruydu en baştaki (selçuğun ikinci sarısını saymıyorum). sert faullerdi hepsi. galatasarayın tek sert faulünde bilica ortamı germek için aradığını buldu sadece bence. bu adam brezilyalı bu arada, hani gülen, dalga geçenlerden. sırf onun yüzünden, hiç umrumda olmayan, sadece takımımı görmek istediğim bir hazırlık maçını ciddiye aldım, ve bilica'ya okkalı bir küfür savurdum. yanımdaki 3 fenerbahçeli arkadaşım, bu adam bizim prestijimizi yok ediyor dedi. hem böyle yeteneksiz, hem de antifutbol heveslisi bi adamı savunmak için sabriyi öne atıyorsan, bi de sana volkanın ilk dakikalarda tribünden geleni verdiği hakemle, ardanın tribünden geleni attığı yer konusunu düşünmeni isterim. fenerbahçe bence bu şekilde, antifutbol oynayarak kazanıyor galatasaray maçlarını, galatasaray'ın tüm pozitif futbol hevesine karşın. aykut gelince düzelir heralde, ne olsa centilmendir aykut biraz diye düşünmüştüm ama, fenerbahçenin antipatisinde bi değişim olmayacak yakın zamanda anladığım kadarıyla... neyse, çok uzatmamak gerek..

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir