2000'li yılları hatırlarsak, o dönem en büyük silahımızın savaşan, mücadeleyi hiç bırakmayan, pres gücü yüksek bir takım olduğunu görüyoruz. Sürekli de geçen sezondan örnekler veriyoruz ama geçen sezona daldığımızda orta sahanın rakibi yeterince ısırmadığı, önde oynayan isimlerin top rakibe geçtiğinde ilk müdahaleyi yapmadığı, pres gücü düşük bir takım vardı. Bu hazırlık maçlarına baktığımızda ise öncelikle pas olayını geliştirmeye çalıştığımızı, sonra ise pres gücünü arttırmaya yönelik hamleler yapıyoruz. PAS Hamedan maçı da diğer oynadığımız iki maça göre daha sert, kıran kırana bir mücadele oldu. Futbol oynatmaya çalışmayan, sertlikleriyle rakibi bezdirmeye ant içmiş rakipler öncesinde iyi bir hazırlık maçıydı diyebilirim. Ama bu maçta en beğendiğim özellik, top rakibe geçtiğinde sürekli basan, savaşan, hazırlık maçı olmasına rağmen, farkı bulmamıza rağmen mücadelesinden ödün vermeyen Galatasaray oldu.
Sanırım 4-3-3'ün orta sahasına baktığımızda, nasıl bir felsefeyle oynayacağımız ortaya çıkıyor. Rijkaard bu sefer ilk yarıda Galatasaray'ın kontrollü oynamaya önem veren yüzünü gösterdi. Cana, Mustafa Sarp ve Musa Çağıran'lı orta saha hattı oyun temposunu biraz daha yavaşlattı. Güzel bir gol atmasına rağmen Musa Çağıran'ın organizasyonlar anlamında kanatları yeterince besleyememesi, Arda Turan'ın sol tarafta daha fazla sorumluluk almasına, Serdar Özkan'ın ise sahadan silinmesine yol açtı. Anıl Dilaver de hücum hattında beklenileni veremeyince temposu düşük, az pozisyon bulan ama rakibe de pozisyon vermeyen bir Galatasaray vardı. Yine de Gökhan Zan'ın, Hakan Balta'nın, Çetin Güngör'ün ve Mustafa Sarp'ın top ayaklarında iken çok fazla hatalar yaptıklarını söylemek gerekiyor.
İkinci yarıda ise orta saha Ayhan Akman, Cumhur Yılmaztürk ve Emre Çolak'lı bir orta saha vardı. Bu da Galatasaray'ın tempo arayan, hücum gücü yüksek yüzü konumunda. Mehmet Batdal'ın da gerek pozisyon anlamında, gerek top rakipte iken yaptığı pres topun Galatasaray'da kalmasını, oyunun da rakip ceza alanına yıkılmasını sağladı. Rakibi de pas trafiğine boğunca, goller ardı ardına geldi ve ortaya çok farklı bir sonuç çıktı. Mehmet Batdal'ın hazırlık maçlarında gösterdiği performansın altını ayrı bir çizmek lazım. Ayrıca Emre Çolak da bu sezon fazlasıyla süre alacakmış gibi görünüyor. İkinci yarıda çok klas hareketleri vardı. Ama Aydın Yılmaz'ın da yavaştan veda rüzgarları estirdiğini söylemek gerekiyor.
Netice güzel, oynanan futbol harika, özellikle de böyle sert oynamaya çalışan bir rakibe karşı verilen sınav çok iyi oldu. Önümüzde Fenerbahçe ile oynayacağımız bir hazırlık maçı var ve o maç bizlere yeni sezonda Galatasaray'ın neler yapacağına yönelik daha iyi veriler gösterecektir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2. yarı ilk yarıya göre cok daha izlenilesi bir mücadele oldu.. bunda en büyük 2 etken mehmet batdal ve cumhur du bence.. gs xavi sini iniestası nı bulabilir mi bilmiorum ama busquest ini bulmus durumda bence.. cumhur cok basit hızlı ve net palarla oyunu hızlandırdı oyunun yönünü cok iyi değiştirdi sahsen ben kendisii cok begendim umarım bu yıl forma sansı bulabilir.
YanıtlaSilarda turan içinde bişeler sölemek istiorum umarım kendisine iyi bir teklif gelir ve takımdan ayrılır.. tüm galatasaraylı arkadaslar beni bu huyumdan dolayı eleştirir ama ben arda'nın oyun karakterinden hoslanmıyorum.. topu ayagına alıp oyunu bulundugu bölgeye sıkıştırıyor basir ve hızlı oynanması gereken futbolu sıkıcı bi hale getirip topa tecavüz ediyor resmen.. ardanın satılmamasının en büyük sebebi yeni stada ardayla gitme hayalidir bence yoksa oynanmak istenen sistemi baltalayan bir oyuncu kendisi..