20 Temmuz 2010 Salı

O da Geldi Geçti {Marcelo Carrusca}

Son yıllarda Güney Amerika'dan futbolcu transfer ettiğimize şahit olamadım. Elbette Brezilyalı, Arjantinli, Meksikalı futbolcu transferlerimiz oldu ama Güney Amerika'nın herhangi bir takımından pek transfer yapmamaya başladık. Çünkü bu konuda Fenerbahçe kadar iyi iş çıkarttığımızı söyleyemem. Fenerbahçe, Brezilya Ligi'nin önemli futbolcularını yıllardır kadrosuna katıyor ve isabet oranları çok yüksek. Galatasaray'ın ise Felipe, Fabio Pinto gibi isabetsiz tercihleri var. Felipe, Brezilya'nın önemli isimlerinden birisiydi ama Fabio Pinto büyük gelecek vaad eden bir futbolcuydu. Geldi buraya 1.5 sezon takıldı, sadece tek gol atabildi ve yollar ayrıldı. Şimdi ise nerelerde bilemiyorum. Zaten bu adamlardan bu yana da Güney Amerika'ya tövbe eder olmuştuk ama ne zaman Adnan Sezgin tekrar Galatasaray'ın içine girdi ve bu pazara yeniden daldık. Geldiği ilk günlerde de ilk icraatı Carrusca'yı transfer etmek olmuştu. Başlarda büyük gelecek vaad eden, çok yetenekli, Arjantin futbolunun çok önemli gözdelerinden birisini transfer etmiş göründük ama Carrusca'nın bizlere bıraktığı izlenim, Güney Amerika liglerinden futbolcu almaya tövbe etmemize kadar gitti.

Carrusca, Estudiantes çıkışlı bir futbolcu. Beş yıl boyunca bu takımda forma giydi, Arjantin'in genç yaş kategorilerinde de boy gösterdikten sonra 2.5 milyon avro gibi bir rakama Galatasaray'a transferi gerçekleşti. O aralarda da sol açık ihtiyacımız büyüktü. Bir önceki sezonda da Heinz'i o bölgeye transfer ettik ama sezonu Ayhan Akman sol açık oynayarak kapattı. Yine de Şampiyonlar Ligi falan düşünüldüğünde gerçek anlamda bir sol açık ihtiyacı vardı. Bizler daha bilinen bir isim beklerken, genç bir yetenek gelmişti. Gerçi o sezonda da transfer vizyonumuz malum. Inamoto der ve bu konuyu kapatırım. Carrusca'da geldiğinin ertesi ilk maçına çıktı, sonra yerini Arda Turan'a bıraktı ve yerini bir daha bulamadı. Arda Turan bir önceki sezonun getirdikleriyle birlikte bir rüzgar estirdi ve hala o rüzgarın altında serinliyoruz. Carrusca ise Arda'nın gölgesinde kalarak kendini bir türlü gösteremedi. Bir sonraki sezona geldiğimizde ise gitti, kaldı derken Kalli kendisine şans verdi ama şansını yine değerlendiremedi. Sonrasında ise Cruz Azul, Estudiantes ve Banfield'da kiralık olarak forma giydi. Dün yapılan açıklamada ise sözleşmesinin feshedildiği açıklandı. Ben bu adamın bonservisinin verildiğini zannediyordum ama hala bizim futbolcumuz olması da beni oldukça şaşırttı.

Şimdi şu soru sorulabilir. Acaba Rijkaard'ın da bu futbolcuyu görmesi gerekmez miydi. Çünkü hala kafalarda büyük yetenekti gibisinden soru işaretleri bulunuyor. Ama bazı futbolcular böyle oluyor, Avrupa arenasında tutunamıyorlar. Ne kadar kazanmak istesende olmuyor. Carrusca da böyle bir futbolcuydu. Bu yüzden Rijkaard'ın falan da bu futbolcuyu görmesi bir şeyi değiştirmezdi. Ama çok yetenekli bir futbolcu olduğu konusunda hemfikirim. Liverpool maçını hatırlayınca, harika bir futbol stili vardı. Tempolu ve teknik bir futbolcu. Sol ayağını harika kullanıyordu. İşte bunlara fizik gücü, yeterliliği eklemeyince ise bu özellikleri bir işe yaramadı. Uyum sorunu derken de ellerimizden kaydı gitti. Aslında Carrusca'nın Türkçe konuşabildiğini bir yerde izlemiştim. Bu da ilginç bir detay olmalı. Kendisini buralara ait hissetirmek için elinden geleni yapmış ama olmamış. Carrusca'ya da giden 2.5 milyon avro'ya el sallamış olduk. Beşiktaş'ın Delgado'yu aldığı gibi Ülker sponsorluğunda bir transferdi ama yine de kulübün gideri oldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir