28 Temmuz 2010 Çarşamba

Sihirbazlıklarıyla Mı, Galatasaray Duruşuyla Mı?

"O gün geldiğinde uzun saçlı koruyucu başa geçecek ve gökyüzünden yıldız yağacak; mor renkli bir kasırga tüm dünyayı etkisi altına alacak ve tüm tarlalar bahçeler tarumar olacak''

İşte o adam dün itibariyle bütün görevlerinden istifa ederek Galatasaray'a veda etti. Belki günün birinde başkan olarak geri döner veya bir başka yönetim listesine girerek tekrar yönetici olur. Bunu bilemeyiz ama bu tip örnekleri de yıllar boyunca çok yaşadık. Böyle kavgalar, ayrılıklar, küskünlükler, tekrar barışmalar olacaktır. Burada önemli olan Galatasaray'ın ayakta kalması, bu tip durumlardan en az şekilde zarar görmesidir. Çünkü herkes gider yine Galatasaray ayakta kalır.

Yine de Haldun Üstünel'in istifası çok üzücü bir durum. O bizden gelme birisiydi, taraftaların da çok sevdiği bir isim olmuştu. Bugünlerde Guti, Quresma gibi transferleri konuşuyoruz ama bundan önceki iki sezonda da Haldun Üstünel'in gerçekleştirdiği transferleri izledik, onu göklere çıkardık ama Jo ve Giovani Dos Santos gibi isimleri de ona bağlayıp, adamı bir anda yerden yere vurmaya başladık.

Önce şunu kesinleştirmemiz lazım. Bazı transferleri teknik heyetin raporu doğrultusunda yaparız, bazı transferleri ise sportif direktör insiyatif kullanarak kendisi yapar. Teknik adama da al bu futbolcuyu oynat der. Haldun Üstünel'in bu tip transferlerini hiç görmedik. Teknik heyetin raporu doğrultusunda, şu adamı alabilirsin dediler o da en inanılmaz isimleri takıma kazandırdı. Bu açıdan çok başarılı bir yöneticidir ama kendisini sportif direktör olarak görmemek lazım. Mesela Carrusca, Barusso, Inamoto gibi transferleri Adnan Sezgin yapmıştır. Teknik heyetin falan da raporu olmadan, sadece yönetici onayıyla.

Ama Adnan Sezgin'i de yerden yere vurmamak lazım, çünkü yaptığı başarılı işler de var. Lincoln'ün satışı zaten başlı başına tez konusu. Ya da Lorik Cana transferi ve bunun gibi önemli başarıları da var. Buna rağmen zamanında yapılan yanlışlar ona büyük bir antipati beslenmesini sağlıyor. Burada anlatmak istediğim ise sihirbazlık olayı bir yere kadar, asıl sihirbazın Galatasaray olduğudur. Haldun Üstünel de transferi yapıyor, Adnan Sezgin de. Şu alınsın diye rapor verilen futbolcu alınır, bu konuda sorun olmaz. İş kendini sevdirmekte, taraftarlarla bütünleşmekte. Haldun Üstünel de bunu en iyi şekilde yaptı.

Bu istifayla da birlikte Adnan Polat sol kolunu kaybetmiş oldu. Sağ kolu bana göre Yiğit Şardan, sol kolu ise Haldun Üstünel'di. Zamanında Alp Yalman & Adnan Polat ilişkisi yerini Adnan Polat & Haldun Üstünel'e bırakmıştı ama gelinen şartlar buna engel oldu. Profesyonelleşme hamlesi, Adnan Sezgin'in yetkilerinin artması, Jo & Giovani olayının Haldun Üstünel'de patlaması ve çok ihtimal vermesem bile Haldun Üstünel üzerinde büyüyen sevginin yönetimin gözünü korkutması. Adnan Polat da sonuçta üzerinde yarattığı sevgiyle bugünlere geldi. Bu işlere çok hakim değilken bile, 9-10 yaşlarımdan bu yana Adnan Polat başkan olsun gibi hayallerim vardı. Aynı durumu da Haldun Üstünel yaşıyordu ama olmadı. İyi bir Galatasaray yöneticisi de tarihe karışmış oluyor, Haldun Üstünel'in duruşunu özleyeceğim, ama Galatasaray'ın menfaatlerine bir durum söz konusu olduğunda da boynum kıldan ince.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir