
Ledesma'dan Jovanoviç'e kadar birçok orta saha ile ilgilendik ama asıl aranan kan olan son günlerin moda tabiri box to box'u bulamadık ya da transfer edemedik. 10 numara mevzusu ve sürpriz sol bek tercihi derken transfer konusunda çok geç kaldığımızı belirtelim. Hatta o yüzdendir, Ledesma gibi bir futbolcunun peşinden koştuktan sonra Jovanoviç'e kadar düşmek. Malesef gerçekleşmedi işte, bu sezonu mecburen bu orta saha hattıyla geçireceğiz ve bu da bizi sistem değişikliğine götürecek. Dün de yazmıştım, 4-3-3 sisteminde orta sahada oynayan bütün futbolculardan oyunun iki yönünde katkı beklersiniz. Trabzonspor'un Colman, Selçuk İnan ve Ceyhun Gülselam üçlüsünden beklediği gibi. Ya da Fenerbahçe'li Emre Belözoğlu ve Mehmet Topuz. Tam bu sistemin orta sahaları, olmadı Sezer Öztürk. Karakter olarak girdiği sınavları veremiyor ama şu an bizde olsaydı da ona krallar gibi bakacağımızdan eminim. Bu futbolcuları da alamayınca ve eldeki profil ile 4-3-3 oynamanın zorluğu ortaya çıktığından yeni dönemde 4-2-3-1'i izleyeceğiz. Misimovic'in transferi de biraz bu yüzden oldu. Ama gerçekleşmeyen asıl orta saha transferiyle beraber Mustafa Sarp, Barış Özbek veya Ayhan Akman üçlüsünden birini ilk 11'de izlemeye devam edeceğiz.
Bu üçlüyü konuşmadan önce kafadan Elano ile başlayalım derim. Çünkü oluşan bu kaliteli yabancı cenderesinde kim yedek kalsa yazık olacak. Görünen o ki, Kewell & Pino veya Elano üçlüsünden ikisi altı yabancı kuralına takılacaklar. Kewell'ın sık sakatlıklarından yola çıkarsak, ilk olarak onun kulübeye çekilebileceğini düşünüyorum. Tabii rotasyon içerisinde her zaman en önemli yer ona ait. Sağ kanatta ise Pino & Elano çekişmesini izleyebiliriz ama 4-2-3-1'de sanki Elano sağ kanatta daha faydalı olur gibi. Pino çünkü açık alanda oynamasını seviyor, oldukça süratli bir isim. Bu sistemde ise forvet arkası üçlünün birbirine yakın oynaması oldukça önemli. Brezilya'da bunu bizlere Dünya Kupası'nda gösterdi ve Elano'nun faydası ortada. Bu yüzden böyle bir tercih görebiliriz ama Elano'nun orta sahada oynamasına hiç ihtimal vermiyorum. Özellikle de 4-2-3-1'den sonra. 4-3-3 oynamaya devam etsek Cana'nın önünde Elano ve Misimovic ile müthiş bir hücum gücü kurulurdu ama 4-2-3-1'de orta sahadaki ikiliden savunma aksiyonları bekliyoruz. Maç boyunca pres, rakibi yıldırmak, agresifliği üst seviyede tutmak önemli. Bu yüzden Elano o bölgenin rotasyonuna dahil olmayacaktır ve biz eldeki alternatifler üzerine konuşmaya başlayalım.

Önce Ayhan Akman'dan başlayalım. Şunu söylememiz lazım, onun geçirdiği evrimi futbol tarihinde çok az görürüz. Forvet olarak başladığı ve rekor transfer gerçekleştirdiği günden bu yana geldiği nokta belli. Galatasaray'a geçtikten sonra, Lucescu ondan iyi bir orta saha yaratmayı başardı. Fatih Terim döneminde ise iyi bir ön libero hatta sol kanat oldu. Bu özellikler de onun repertuarına inanılmaz bir genişlik kattı ve 33 yaşına gelmesine rağmen hala Galatasaray forması giyiyorsa {üstelik son dönemde çok eleştirilmesine rağmen} bu sayededir. Ne olursa olsun Ayhan Akman elinizde bir jokerdir ama yaş ilerledikçe jokerin ışığı sönmeye başladı. Rijkaard'la beraber pas oyununa da geçince Ayhan Akman'ın eksik özellikleri ortaya çıktı diyebilirim. Mesela topu aldığında dikine oynamak yerine, geri veya kendi ekseni etrafında dönmesi, temposunun düşük olması, mücadele gücünün zayıflaması bunlardan başlıcaları. Ama şu orta saha rotasyonunda da box to box tabirine en çok uyan futbolcu. Kendisi futbolu 24 yaşından sonra öğrendiğini ifade ediyor, keşke diyorum daha genç yaşlarda Lucescu, Terim ya da Rijkaard gibi teknik adamlarla tanışsaydı. Şu durumda Ayhan Akman'a formayı vermek bize uzun vadede katkı getirmeyecektir, hatta kısa vadede de katkı getirmeyecektir.
İkinci isim Barış Özbek. Kendisi Kalli'nin Galatasaray'a getirdiği isimlerden birisi olmuştu ve o dönem gelen şampiyonlukta da katkısı vardı. Bildiğiniz gibi Kalli daha kontrollü, sakin bir futbol anlayışını seviyordu ve bu sistemde de Barış Özbek iyi iş yaptı. Ayrıca o sezon kendisini daha çok sağ kanatta izliyorduk ama sürekli asıl bölgesinin ön libero olduğunu ifade ediyordu. Skibbe döneminde de 4-2-3-1 sisteminde fazla sırıtmadı ama Rijkaard'la beraber onun da eksikliklerini görüyoruz. Şu an için maçın son kısımlarında oyuna girip, takıma dinamizim katmaktan başka bir katkısını göremiyorum. Kendisi çok enerjik, tempolu bir futbolcu ama tekniği zayıf olunca ama buna rağmen tekniği çok yüksekmiş gibi hareket edince sevilmeyen bir futbolcuya dönüştü. Bu saatten sonra da futbolunda bir gelişim yaşayacağına pek inanmıyorum.

Bazı futbolcular vardır, hem çok sevilirler hem de çok sevilmezler. Mustafa Sarp'ta sanki o yöne doğru kayan bir isim. Onun mücadelesini, direncini çok seviyorum ama top tekniği zayıf olunca da göstermek istediği katkı çok düşük görünüyor. Dediğim gibi, orta sahanın tempolu oynamasını ve pas trafiğinde iyi durumda olmasını bekliyoruz. Mustafa Sarp ise daha çok işin savunma yönünde mücadele eden, basan ama kendini yeterince ifade edemeyen bir futbolcu. Bu yüzden 4-2-3-1'e geçişte Cana'nın yanında oynamasını beklediğim isim Mustafa Sarp olacaktır. Bu sayede de ondan beklentiler bir adım daha aşağıya inecek ve bu sayede kendisini daha iyi değerlendirme şansı bulacağız. Bu adamın 4-3-3'de oynaması imkansız, bu sistemde oynadığı sürece eleştirilmeye devam edecek. Bir bakıma zamanında Venison'un yaşadığı durumda benzer birşey.
Ama dersek yola Musa Çağıran'la devam edelim ses çıkarmam, kendisine gösterecek sabrım çok yüksek. Ufuk Ceylan'a gösterdiğim gibi, çünkü bu tip futbolcular Türkiye'de fazla yok. Musa Çağıran oyunun iki yönünü oynamaya çalışan, hatta repertuarına baktığımızda sağ bek bile oynamışlığı olan bir futbolcu, üstelik gelişime de çok açık. Yaşından da yola çıkarsak, kendisinden beklentilerimiz büyüyor ama sezon içerisinde ne kadar şans bulacağını göreceğiz. Ya da Cumhur diyelim. O da hazırlık maçlarında iyi durumdaydı ve gelecek için önemli bir potansiyel. Kısacası en çok merak edilen sorulardan birisi Cana'nın yanında kimin oynayacağı konusundadır. Bu konuda Cana'ya da büyük iş düşüyor, onun liderlik özelliklerinden yola çıkarsak yanında kim oynarsa oynasın daha düzenli, ne yaptığını bilen bir duruma dönüşebilir. Sanırım bütün soruların cevabı önümüzdeki Gaziantepspor karşılaşmasında.
zaten her maçta gol yiyoruz, geri dörtlüdeki sıkıntıyı çözebilmiş değiliz. neill harika oynasa da, takımdaki isabetli pas oranı en yüksek oyuncu olsa da, ofsaytı bozup gol yedirdiğine hem galatasarayda hem avustralya'da şahit olduk. ayrıca partneri aksayınca neill'ın yapabileceği çok da bir şey kalmıyor (geçen seneki emre güngör vakası, ki o maçta emre güngör harika oynamıştı)
YanıtlaSilsonuç olarak diyeceğim o ki, gerideki ikili zaten allaha emanet gidiyor. neill'ın takıma en büyük katkıyı sağlayacağı yer cana'nın yanı bence. önlibero ikilisini neill - cana'dan oluşturursak hem o bölgede ayağı harika top yapan bir oyuncumuz olur hem de defansif yönlerinden şüphe etmeyeceğimiz iki önliberomuz olur. baros'un arkasına da misimoviç'i koyduk mu bence takımın orta saha problemi çözülmüş olacak.
kısacası cana'nın partneri bence neill olmalı.
Ayhan olmalı. Ne Sarp, ne de Barış 4-2-3-1 sisteminde defansif katkı yapabilecek oyuncular. Takımda şuan bir tek Ayhan var...
YanıtlaSilGelecek için Hamit, geçmiş için de Linderoth olsaydı keşke diyorum.
Ben ne olursa olsun bu 3 isimden Cana'nın yanına en çok yakışan adamın Barış olduğunu düşünüyorum. Çünkü Cana ve yanında kim oynarsa hücum anlamında ondan beklentimiz çok fazla olmayacak. Bu 3'lü içinde hücum anlamında en çok katkıyı yine Sarp verecek ama Sarp'da bu 3'lü içinde en çok kaçak dövüşen ve yerini en çok boşaltan adam. Eğer o oynarsa Cana'ya çok daha fazla iş düşecek. Ama Barış olduğu zaman orta sahada 2 tane savaşan adamınız olacak. Barış yetenekli bi oyuncu değil ama Ayhan ve Sarp'ın ikisini toplasanız Barış kadar mücadele etmediklerini görürsünüz. Bence Barış ve Cana ikilisi göbekte oynamalı.
YanıtlaSilNeill olabilir diye düşünmeye başladım , tabii gökhan zan 'ın iyileşmesiyle birlikte , balta - zan
YanıtlaSilgöbekte önlerinde cana - neill iyi bir ön arka ikili olabilirler.
Bu uclu arasindan Ayhan 3-4 yas genc olsaydi onu gozum kapali koyardim ilk 11'e ama o artik eski Ayhan degil.
YanıtlaSilBundan sonra saha dizilislerimiz ve sistemimiz degisecek dogrudur ama Rijkaard'in pasli oyun istegi degismeden devam edecek o yuzden ben Mustafa Sarp ve Baris Øzbek'in bu sistemde de yetersiz kalacagini dusunuyorum.
Onumuzde bir Besiktasli Necip ornegi varken, Fener'in gencleri firtinalar estirmeye baslarken bizimde zaten genlerimizde var olan genclere yonelme becerimizi yeniden gostermemiz ve yeni Emre Beløzoglu'muzu cikartmamiz lazim. Adaylarda tabiki Musa ve Cumhur.
Bana göre en mantıklı tercih gençlerden biri olur. Cumhur veya Musa oynasa en azından Barış'ın Mustafa'nın ve bu haliyle Ayhan'ın yaptığı katkıyı yapacaklarına eminim.
YanıtlaSilBana göre barış'ın ve M.Sarp'ın takımda yeri yok. Bu ikisine gösterilen sabrı Cumhur'a Musa'ya göstersek daha kazançlı çıkarız.
Aslında stoperlere güvenebilsek daha doğrusu o güveni verseler Neill harika olabilr :)
YanıtlaSilAslında Neill tartışılması gereken bir konu, yazayım ben bunu yarına :)
YanıtlaSilAyhan & Sarp olur... Rijkaard 4-3-3'ü bozmaz; Misimoviç'i sağ forvet oynatır, Elano'yu kulübede nadasa yatırır. Gençler avucunu yalar, Devre arası ile birlikte "total futbol" Türkiye sınırlarından içine bir daha giremez.
YanıtlaSil1)En tekniği,en tecrübelisi Ayhan...
YanıtlaSil2)Ofansta en efektifi,en yüreklisi,en golcüsü M.Sarp...
3)En çok koşanı,en çok mücadele edeni en hırslısı Barış...
Böyle yazınca sanki elimizde birbirinden değerli adamlar varmışta seçim yapamıyormuşuz gibi oldu:)
#CEVAP# M.Sarp'ın devamlılığı hiç yok,fizyolojisi futbola müsait değil ve top tekniği bildiğin "yok".Ayhan çok güçsüz,devamlı yana oynuyor ve yaşlandı. Bu yüzden her ne kadar dengesiz ve sakar olsan da Barış oynar ve oynamalı da!