6 Eylül 2010 Pazartesi

Lincoln'den Misimovic'e {4-2-3-1'e Doğru}

Geçtiğimiz sezondan bu yana tartışılan bir konuydu. Rijkaard, 4-3-3'ü Galatasaray'a aşılamaya başladığı günden bu yana sistemi tartışıyoruz. Sonuçta 4-3-3 sistemine uygun futbolcu profilimiz {özellikle orta saha yok}. Eldeki imkanlar Barış Özbek, Mustafa Sarp ve Ayhan Akman gibi isimlerle bu sistemi oynamaya bizleri yöneltti ve Elano'dan da beklenen katkı gelmeyince uzun vadede başarısız olduğumuzu gördük. Şimdi ise bir transfer bizleri 4-2-3-1'e doğru yönlendiriyor. Misimovic'in transferiyle beraber Skibbe'li günleri hatırlıyorum ve tabii akıllara da Lincoln geliyor. Ne kadar eleştirirsek eleştirelim {kendisini hiç sevmem} 4-2-3-1'in işlemesinde en önemli anahtardı. Çünkü teknik ve hareketli bir futbolcu, istediği her dakikada pozisyonun içerisinde. Arda, Kewell ve Baros eklemesini de yaptığımızda son yılların en iyi futbolunu oynayan bir Galatasaray görüyorduk. Ama sakatlıklar, o zamanki orta sahanın yetersizliği, Meira falan derken bunlara Skibbe'nin de karizma eksikliği eklenince kendisini harcamak kolay oldu. Yine de futbolu az da olsa iyi bilirim diyen adam, o günlerin hakkını her zaman verecektir:

Galatasaray'ın 4-3-3 oynayarak bir yere gelemeyeceği açık. Çünkü geçtiğimiz sezondan bu yana box to box dendi durdu ama bu transferi göremedik. Bu durum da Ayhan Akman, Barış Özbek veya Mustafa Sarp'tan birine ilk 11 yolunu tekrar açacaktır. Bu yüzden 4-2-3-1'e dönüp orta sahayı daha dirençli bir hale getirmek gerekiyor. Zaten Cana'nın transferi de bunun içindi, takımı ülke şartlarına biraz daha uygun hale getirmek. Gerets, savaşa gidiliyorsa yanınıza alacağınız ilk isim Cana olmalıdır diyor. Çünkü ısıran, savaşçı, hırslı ve agresif bir futbolcuyla karşı karşıyayız. Bu da geçtiğimiz sezon büyük eksiklikti, kağıt üzerinde savunmacı görünen futbolcuların malesef bir yıldırıcılığı olmadı. Cana bu yüzden nokta bir transferdir, ayrıca lider özellikleri yanında oynayan ismi de hareketlendirecek. Bu ismin de Mustafa Sarp olacağını düşünüyorum. 4-2-3-1 sisteminde orta sahada oynayan ikiliden oyunun iki yönünü oynamak çok beklenmez. Onlar işin savunma kısmında yerlerini alır ve önde oynayan futbolcuların kalitesine göre skora gidersin.

Lincoln, Kewell, Arda ve Baros zamanında böyle bir dörtlü yakalandı. Misimovic'le de aynı olgunun yakalanabileceğini düşünüyorum. Lincoln ve Misimovic'i karşılaştırdığımızda tarz olarak aynı futbolcular. Hatta Misimovic yapısı gereği Avrupa futbolunun zaten içerisinde doğan birisi ve bu açıdan Lincoln'e göre uyumu ve istikrarı daha iyi olacaktır. Bu durumda hemen akıllara Misimovic & Dzeko uyumu geliyor. Bazen bu tip ikililer kurulur, birisi seni skora götürür diğeri ise bu oluşuma liderlik eder. Dzeko, bugünlere geldiyse Misimovic'in de bunda payı büyük. Şimdi aynı uyumu Misimovic & Baros'dan beklemek kadar da doğal birşey yok. Çünkü Baros da Avrupa'nın en kaliteli forvet oyuncularından birisi ve farklı özellikleri var. Yani bir forvette arayacağınız çoğu özelliği onda bulabilirsiniz. Misimovic'te bu özellikleri mutlaka koklayacaktır ve ikilinin istatistikleri otomatik olarak yukarı çıkar.

Ayrıca diğer nokta ise zamanında Lincoln, Kewell, Arda ve Baros dörtlüsünün gerçekleştirdikleri organizasyonlardı. Sürekli bir pas trafiği, yer değiştirmeler, verkaçlar falan derken ortaya seyir zevki de yüksek bir futbol çıktı. O zamanlara göre farkımız Pino, Elano hatta Serdar Özkan gibi futbolcuları da ekleyerek rotasyonu güçlendirmiş olmamızdır. Hatırlayın o sezon Kewell sakatlandığında 2-3 ay takımdan ayrı kaldı ve dönüşü Bordeaux maçlarını buldu. O zamana kadar da yaşanan sıkıntı ortada ve rotasyonu doğru sağlayamadığımızdan sezonun bir bölümünde yorgunluklar baş göstermeye başladı. Lincoln de düzgün karakterli bir futbolcu olmadığından bu seyir zevki yüksek futbolun temellerinin güçsüz olduğunu gördük. Bu açıdan rotasyonun güçlü olması da çok önemli.

Aslında sezon başında hazırlık maçlarında Rijkaard, 4-2-3-1'i denedi. Her 4-2-3-1'e geçişte de Emre Çolak'ı 10 numara pozisyonuna kaydırdı. Emre Çolak, fizik olarak güçsüz ve çok da fazla güçlenecekmiş gibi durmayan bir isim. Tekniği ve vuruş yeteneği çok yüksek ama onu mücadele içerisine attıkça almak istediğiniz verim düşüyor. 4-3-3 sisteminde de Rijkaard, Emre Çolak'ı ortada da denedi, sol tarafta da denedi ama olmadı. Emre Çolak'tan da verim almanın en doğru yolunun bu sistem olduğunu düşünenlerdenim. Bu sistemde mücadeleden biraz daha uzaklaşacak ve hücuma daha fazla odaklanacak, ayrıca fizik olarakta kendisini saklayacak. Yanında oynayan isimlerinde kalitesi belli olduğundan, bu yıl Misimovic'i yedeklemesini beklediğim bir isim durumunda.

Yani bir futbolcuyla koca bir sistem rahatlıkla değişiyor ama esas nokta felsefeden ödün vermemek. Topu yerden oynamak, akılcı oynamak, pas futbolunu unutmamak vs. İki sezondur belirli bir felsefenin oturtulmaya başladığını görüyoruz ve mutlaka buna sabır göstermek gerekiyor. Artık kadro kalitesinden de şüphe edecek bir durum olmadığından, önümüzdeki süreci hep beraber göreceğiz. Çok kaliteli hücumcular bir araya geldi ve yukarıda Elano'dan bahsetmediğimi de gördüm. Düşünün artık oluşan rotasyonun büyüklüğünü.

8 yorum:

  1. Mustafa Sarp genel algının aksine savunma aklı, bilgisi, becerisi sıfıra yakın bir oyuncudur. Ne nerede durulacağını bilir, ne top çalma özelliği vardır. Bir 45 dakikanızı sadece Sarp'a ayırırsanız ne demek istediğimi anlarsınız. Bence kesinlikle ilk 11 futbolcusu değil. Her ne kadar kafası hemen hiç çalışmasa da fiziksel avantajı olan ve savunma becerisi daha yüksek barış "2"nin diğer elemanı olmalıdır bence.

    YanıtlaSil
  2. Hay aklında bin yasa mre :)
    Delirdinmi sen SC ?Ne SARP ı ?bu adam bırak GS ı Bankasyada top oynayamaz !Musa-Barıs-Ayhan dan birisi CANA ya yoldas olur ama aslaa SARP olmazz ...O adamın GS da ne isi var aslında?Kacak dovuscu SARP.!!

    YanıtlaSil
  3. mustafa ve barış yerine ayhan daha iyi gider.

    YanıtlaSil
  4. İki yol var. Ya Cana'nın yanında Elano'yu kullanmak. Bu durumda da kontenjan sorunu hortluyor, ya da meşhur üçlüden birini kullanmak. Ayhan, Sarp veya B.Özbek'ten birisinin oynaması mecbur ve benim tercihim Sarp olacaktır.

    YanıtlaSil
  5. Musa nasıl ya da Cumhur?

    Onları hazırlık maçları dışında hiç izleyemedik.

    Üçlüden daha iyi oynayacaklarına inanıyorum.

    YanıtlaSil
  6. skibbe'nin 4-2-3-1 inde mehmet topalın yanında oynayan ayhan hayatının futbolunu oynuyordu özellikle defans hattıyla ileri 4 lü arasında ki bağlantıyı kurma konusunda muazzamdı bence.. mustafa sarp bu işi hayatta beceremez.. o 2 lide cana-ayhan oynamalı bence.. ayhandan yine aynı performansı göstermesini beklemiyorum ama ölüsü mustafa sarptan eidir..

    birde bu taraftarın ayhana karşı özel bi gıcıklıgı oldugunu düşünüyorum adamın fizigi savunma yapmaya müsait değil onu eleştirseler tama diyecem ama geri pas yapmasına takmış durumdalar adam mecbur kalıp geri pas atıyor napsın ileri diksin mi topu ne istiyoruz bu adamdan çözemedim..

    YanıtlaSil
  7. Bana göre bu 1 buçuk,2 aylık periyotta Cana'nın yanında Ayhan kullanılmalı.Ayhan sezona formda girdi fakat formunu en fazla 2 ay koruyabilir.Daha sonra Cana'nın yanına Barış Özbek gibi enerjik,rakibe top yaptırmayan,her yere basan bir oyuncu tercih edilmeli.Skibbe'li 4-2-3-1'de Barış'ı hatırlayalım.Mehmet Topal ve Ayhan ile ortadaki ikilede yer alıyordu.Zaman zamanda sağ kanatta izliyorduk kendisini.O sezon gayet başarılıydı.Zaten BAM diye tabir edilen Barış,Ayhan,Mustafa Sarp'tan birinin 11 başlması sorun olmaz.Sorun,bu üç oyuncunun aynı anda sahada olması.Üçü bir arada olunca haliyle üretkenlik dibe vuruyor.O yüzden Cana'nın yanında 3'ünden hangisi oynarsa oynasın başarılı olacaktır.Ha,ben Mustada Sarp'ı hayatta kullanmam,o ayrı.

    YanıtlaSil
  8. hatırlarsanız geçtiğimiz sezonun başında ayhan yine formdaydı, seneye iyi başladı, banko 11 oyuncusu idi.

    4. maçtan sonra sakatlanmıştı ve yine hatırlarsanız onu yokluğunda takımın ileriye top taşıma sorunu baş göstermeye başlamıştı, özellikle de kapanan takımlara karşı. ayhan önemli bir oyuncudur, yaşı geçmiş olsa da.

    ben içerideki maçlarda ayhanın, dışardaki ve/veya zorluk seviyesi yüksek maçlarda ise takıma kattığı dinamizmden dolayı barışın tercih edileceğini düşünüyorum.

    bunun yanında oynadığı bölge belli olan bir sarp'ın da etkili olabileceği ihtimali her zaman mevcut.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir