1 Ekim 2010 Cuma

Karabükspor 2-1 Galatasaray / Çaresizlik ve Beceriksizlik

72. dakika olmuş ve 2-0 mağlupsun. Sen ise Misimovic ile Sabri'yi değiştiriyorsun. Bu karar çoğu kesime göre mantıksız görünebilir ama bunun adı çaresizlikti. Yedek kulübesine baktığında oyuna alıp, birşeyleri değiştirme kudretince bir futbolcu yok. Serdar Özkan ve Emre Çolak, kulübede bekleyen ofansif futbolculardı ama onlar da oyuna girse durum değişmeyecekti. Öncelikle şu takıma üçüncü bir santrafor almayanlar utansın demek istiyorum, sözüm haliyle yönetime. Devre arasında genç bir yabancı santrafor arıyoruz söylemi, biz santrafor almak istedik ama alamadık ile eş değerdedir. Kimse Rijkaard istemedi diye kıvırmasın. Mecburen Kewell'la maça başlamak zorunda kalıyorsun ve şu anki oynadığın sistem, geçen sezondan farklı. Kewell'ın yanında Arda ve Keita gibi futbolcular yok. Yani Kewell her maçta gol atacak pozisyonda değil, onu nokta santrafor gibi hücumda bırakınca rakip savunma arasında kayboldu. Pino ve Aydın Yılmaz ise yukarıda saydığım futbolcuların düzeyinde değiller. Bir de üstüne Misimovic'in ısınma turları eklendiğinde ikinci yarının ortasına kadar pozisyon bulamayan Galatasaray ortaya çıktı. Servet Çetin'in yokluğu, geçtiğimiz haftaki İstanbul BŞB kadrosunun bozulması ve zemin faktörleri de eklenince belki de bu sezonun en kötü futbolunu oynadık.

Israrla Baros'a Alternatif Yaratmamak

Geçtiğimiz sezonun en büyük sorunu, bu sezonda da kesit kesit kendisini belli ediyor. Baros'un olmadığı her hafta Galatasaray'ın futbol anlamında sıfıra yaklaştığını gördük. Sezonun en kötü futbolunu oynadığımız iki maç olan Sivasspor ve Karabükspor deplasmanlarında fatura acı oldu. Hücumda top tutamayan, gezerek oynayarak alanlar açan, arkadaşlarını pozisyona sokan bir santraforun yokluğu, Galatasaray'ı hücumlarda kısırlaştırır. Kewell'dan geçen sezon santrafor olarak verim aldık ama yanında oynayan isimlerin Keita ve Arda olduğunu atlamayalım. Bu yıl ise sisteminde 4-2-3-1'e gelmesi santrafor oynayan futbolcunun yükünü daha fazla arttırdı. Maç 2-0 olduktan sonra da doğrularını unutan, panik havasına dönen Galatasaray da kendi benliğini yitirince Kewell'dan pivot santrafor performansı bekledik ama onun da bu özelliği fazla yok. Yani rakip savunma arasında Kewell'ı kaybettik. Ayrıca Misimovic'in hala takıma uyum sağlayamaması, Pino ve Aydın'ın yetersiz futbolu da Kewell'ı etkisiz kılan unsurlardan bazılarıydı.

Lorik Cana, Aydın Yılmaz / Misimovic, Sabri Sarıoğlu Değişiklikleri

Maça Barış Özbek'le başlamak zaten bir hataydı. İstanbul BŞB karşısında hızlı oynamak adına Pino ve Aydın tercihini kullanan Rijkaard, bu maçta Barış Özbek'i sağ kanada alarak sanki biraz daha mücadele unsurunu ön plana çıkarmak istemiş ama hücumda takımı iyice kısırlaştırdığının farkına maç 2-0 olduktan sonra vardı. O dakikaya geldikten sonra da gerçekleşen Cana, Aydın Yılmaz değişikliği ise bazı doğruları uygulayım derken iyice bataklığa saplanmak oldu. Cana o dakikaya kadar fazla pas hatası yapmış olabilir ama bizim o anda ihtiyacımız daha çok mücadele ve takımda lider futbolcuların diğer isimleri ateşlemesiydi. Cana'yı orta sahadan alıp, Ayhan Akman ve Barış Özbek ikilisi ile orta sahayı kullanmaya çalışmanın diğer adı rakip takıma gelin orta sahayı rahatlıkla geçin demektir. Durum böyle olunca da Cernat, aldığı her topta kalemize kadar rahatlıkla geldi, tehlikeler yarattı. Emenike'nin de savunmamız karşısında üstün futbolu bizi nakavt eden unsur oldu.

İşin çaresizlik boyutu ise Misimovic, Sabri Sarıoğlu değişikliğiydi. Oyun kurucu olarak oynamaya çalışan futbolcuyu oyundan alıp Sabri'yi o bölgeye kaydırmanın pek mantığını anlamadım. Sabri hırslı ve ateşleyici bir futbolcu olabilir ama belki de kariyeri boyunca hiç oynamyacağı bir mevkide oynaması da oldukça ilginçti. O dakika da Serdar Özkan veya Emre Çolak'a da başvurmak mümkündü aslında ama maçın ağırlığı, onların ağırlığının üstünde olduğundan Rijkaard da çaresiz bir hamle gerçekleştirmiş oldu.

Emenike'nin Gökhan Zan Üzerineki Misyonu

Servet Çetin'in bu maçta olmayacağı açıklandığında durumun vahimliği ortaya çıktı. Emenike ile Gökhan Zan karşı karşıya gelecek ve maçın başından bu savaşın galibi kim ortaya çıktı. Karabükspor ilk etapta Emenike'ye atılan uzun toplarla etkili oldu ve futbolcunun yarattıklarıyla maç bir anda 2-0'a geldi. O dakikadan sonra da orta sahası düşen, risk almaya başlayan takımı Cernat cezalandırmaya başladı. Geçtiğimiz sezon Fenerbahçe ile oynadığımız maçı hatırladım. Colin Kazım'a atılan toplarda, Kazım bizim savunmacıları {Gökhan Zan, Servet Çetin} sürekli alt etti ve bütün dengemizi bozdu. O günlere oranla Servet Çetin kendisini bulmaya başlamıştı ve şimdiki form durumuyla bu pozisyonlara imkan tanımazdı ama Gökhan Zan'ın hala aynı halleri devam ediyor. Üstelik maç eksikliğini de üzerine eklemiş biçimde. Farkettiyseniz Emenike aldığı her topta Gökhan Zan'ın üzerine oynadı ve yüzde 80 başarılı oldu diyebilirim. Bu da Galatasaray savunmasının bir kanadını kırdı, ikinci kanadı da Neill'in henüz ilk yarıda sindirilmesi oldu. Bence maçın başında verilen penaltı Neill'in fişini çekti. Penaltı da penaltı değil, bunu da ekleyelim.

Cernat ve Emenike'nin Karabükspor için çok büyük bir artı olduğunu da belirtelim. Genelde ikinci ligden gelen takımlar ilk senesinde sıkıntılar yaşarlar, iyi futboldan öte ne olursa olsun ligde tutunmak birinci hedeftir ama Karabükspor bunu şu ana kadar iyi futbolla da pekiştirerek yaptı. Üstelik geçtiğimiz sezonki iskeleti bozmadan, Yücel İldiz'le yola devam ederek ve çok doğru bir transfer politikasıyla. Bu zemin onları için bir artı mı bilmiyorum ama böyle iyi futbol oynamaya çalışan bir takıma daha iyi bir zemin yakışır ama şu ana kadar bu kötü durumdan avantajlar çıkardıklarını izliyoruz. Hakemi de konuşmak istemem ama ilk 10 dakikada Galatasaray'ın yüzde 75'ini götürdü bunu ekleyelim. Maçın başında gelen penaltı bazı şeylerin göstergesi oldu, bir de buna takımın ruhsuzluğu eklendiğinde kötü bir mağlubiyet alındı. Rijkaard'ın babası öldü, onun kötü durumda olması lazım ama sahadaki futbolcuların maç öncesinde hangi haberleri aldığı merak konusu. Çünkü hepsinin akılları başka yerde.

KARDEMİR KARABÜKSPOR: 2 - GALATASARAY: 1

Stat:
Dr. Necmettin Şeyhoğlu

Hakemler:
Aytekin Durmaz, İsmail Köse, Volkan Narinç

Kardemir Karabükspor:
Tomiç, Hakan Özmert, Cernat (Dk. 85 Bülent Bal), Kerim, Tchani, Yasin (Dk. 79 Ferdi), Seric, Silva, Muhammet, Hakan Söyler (Dk. 67 Birol Hikmet), Emenike

Galatasaray:
Ufuk, Neill (Dk. 46 Ali Turan), Gökhan Zan, Insua, Barış, Ayhan, Cana (Dk. 27 Aydın), Pino, Misimovic (Dk. 72 Sabri), Serkan Kurtuluş, Kewell,

Goller:
Dk. 2 Cernat (penaltı), Dk. 11 Hakan Özmert (Kardemir Karabükspor), Dk. 76 Barış (Galatasaray)

Sarı Kartlar:
Dk. 17 Seriç, Dk. 65 Tchani (Kardemir Karabükspor), Dk. 9 Insua, Dk. 90 Pino (Galatasaray)

6 yorum:

  1. Yani herkes suçlu ama Rijkaard masum öyle mi? Ben suçluyum çünkü sağ forvete Barış'ı koydum, Pino'yu sola çektim; benim hanım suçlu çünkü Servet'i kesip yerine Gökhan'ı oynattı; kayınvalidem suçlu çünkü bu takıma 2 senedir kondüsyon yükleyemedi; bakıcı kadın suçlu çünkü disiplini sağlamayıp,yanlış yüklenip bu kadar sakata sebep verdi!

    Fırsat bulmuşken ortaya attırayım Pino&Serdar&Gökhan'dan bir cacık olmaz; Miso'nun Elano'dan artısı yok; Arda'ya "kıçı kalktı" diyenler çıksın kendi oynasın; Sabri kim ne derse desin bu takımın değişilmezidir; Servet çapında yerli stoper yok; ben olsam hemen kovarım ama Rijkaard "erkekliğige bok sürdürmemek" adına takımın başında kalacaktır; yapacağımız en doğru hamle bundan sonra gençlere yer vermektir; bir önceki çıkarım Rijkaard ile olmaz; Cana Rijkaard ile olmaz; daha yazarım ama sıkıldım yeter...

    YanıtlaSil
  2. "Emre Çolak girse de birşey değişmeyecekti" demek Rijkard'a tapınmanın ,yönetime sallamanın göstergesidir.

    Arsenal bakın beyfendi biraz.Genç futbolcu nasıl takıma kazandırılır görün.Sakın Arsenal'in gençleri GS'den çok daha ii oyuncu diye çıkışmayın.Koscielny,Coquelin,Eastmond,Gibbs,Ramsey,Wilshere...Kim tanıyordu bunları.Arsenal 7-8 sakat veriyo as takımdan.Yerine giren gencecik çocuklar nasıl oynuyor 1 gr düzeni sistemi bozmadan.Bizde ise Ferhat gibi yetenekler satılır.Emre çolak gibiler ise denenmez bile.Bu mantalite ile Rİjkard tanrı yapılır.

    Zihniyet bu olunca sonuç bu olur...

    YanıtlaSil
  3. ''Serdar Özkan veya Emre Çolak'a da başvurmak mümkündü aslında ama maçın ağırlığı, onların ağırlığının üstünde olduğundan Rijkaard da çaresiz bir hamle gerçekleştirmiş oldu''
    Maç Karabük-Galatasaray .. Şampiyonlar ligide değil bu, rakipte Real,Barça,Manu da değil.. Hangi ağırlık?
    HARCANIYORUZ..
    Her geçen gün geri gidiyoruz, her geçen gün özgüveni azalıyor futbolcuların, ve taraftarın.. Kaybetmekten ziyade berbat futbol oynuyoruz, ve en çok acıtan..
    SIRADANLAŞIYORUZ..

    YanıtlaSil
  4. takım ilk isabetli şutunu dk 75 te atmış, hala rijkaard ne yapsın ayakları...

    YanıtlaSil
  5. dk 1 de yediğin golle takımın yüzde 75 i gidiyorsa zaten o takımdan bir cacık olmaz. rijkaard hoca değil diyen hıncal'a hepimiz gülüyorduk. ama hakikaten değil.

    mismiovic-sabri hamlesini bülent korkmaz yapsa rezilliğinden girilir, yabancı düşmanlığından çıkılırdı

    YanıtlaSil
  6. En sondaki 2 adsız'ın yorumuna hayran kaldım.Ben de bir "adsız" olarak aynı fikirdeyim.Kesinlikle çok doğru.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir