30 Ekim 2010 Cumartesi

Maç Toplantısı / Galatasaray - Antalyaspor

Haftalardır özgüvenini tamamen kaybetmiş, kimsenin kimseye saygısı kalmamış bir Galatasaray vardı. Üstelik böylesine bir ortamda da hala futbolcularını profesyonel zanneden, pozitife yönelik birşeyler tasarlayan bir Rijkaard figürü vardı. Rijkaard'ın ise bu kadar fazla pozitif, modern futbolu hedeflemesi futbolcularla arasında oluşan diyalogu oldukça azalttı ve sonunda çöküşe geçen bir takım izledik. Bu ortamda ise yapılması gereken tek şey, herkesin saygı duyacağı, daha önemlisi ise kimsenin gözünün yaşına bakmayacak ve ülke şartlarını çok iyi bilen bir teknik adam getirmekten geçiyordu ve Hagi tercihi bu açıdan çok isabetli oldu. Göreve geldiği iki günde, onca sıkıntıya rağmen bir anda yarattığı etki ve takım şartlarına uygun çıkarılan kadro derken Fenerbahçe deplasmanında özgüvenini kazanmış, bunun üstüne de psikolojik faktörleri yıkmış bir Galatasaray izlemiş olduk. Fenerbahçe deplasmanından alınan bir puanın değerli olması ise, Antalyaspor maçında alınacak bir galibiyetten öte, iyi bir futbolla kazanılacak bir maçtan geçiyor. Eğer bugün iyi futbol ve yanında rahat bir galibiyet gelirse bu zorlu süreçte Galatasaray için umut ışığı doğabilir.

Antalyaspor bu sezon sadece iki yenilgi almış ve aldığı yenilgilere baktığımızda da ligin ilk haftası çok kötü oynadıkları bir Fenerbahçe deplasmanı, ikinci olarakta son dakikada boyun eğdikleri Beşiktaş deplasmanını görüyoruz. İçeride de, dışarıda da oynadıklarında kesinlikle galibiyeti düşünen, oyun felsefesinden ödün vermeyen bir ekip. Ligde de 13 gol atıp 12 gol yediler. Bu da gol yollarında sıkıntı yaşamadıklarını ama savunma konusunda da istediklerini yapamadıklarını gösteriyor. Zaten savunma hattında da yaşadıkları sorunları aşsalar bugün çok daha farklı bir Antalyaspor profili olurdu. Hücumda Tita bu sezon en büyük kozları durumunda, ayrıca hücum hattında oynayan isimlerinde uzun zamandır beraber olması Antalyaspor'un büyük kozlarından. Bir de Necati Ateş'in Galatasaray maçlarına farklı motive olduğu gerçeğini unutmayalım. Bu açıdan da baktığımızda zorlu bir maç bizleri bekliyor, rakibin en formda olduğu zamanda oynanacak bir karşılaşma olacak.

Bu maçta Arda, Kewell, Baros, Aydın Yılmaz ve cezalı Ayhan Akman olmayacak. Merak ettiğim konu ise Hagi'nin Fenerbahçe maçındaki sistemi değiştirip değiştirmeyeceği yönünde. Fenerbahçe maçındaki kadro daha çok rakibin etkili silahlarını, güçlü yönlerini durdurmak üzerine kurulmuştu ve başarılı oldu. Ali Sami Yen'de ise Antalyaspor'u durdurmak üzerine kurulacak bir kadroyu taraftarların hoş karşılayacağını düşünmem. Eğer Hagi, Galatasaray Galatasaray'dır sözünün arkasında duracaksa kafasında planladığı 4-4-2'ye geçişi bu maçta başlayabilir. Yani cezalı Ayhan'ın yerine yeni bir orta saha oynatmak yerine Mehmet Batdal'ı forvet olarak sahaya sürer ve Pino ile beraber gol arar. Orta sahanın göbeğinde ise Cana ve Sarp defansif yükü çekecektir. Fenerbahçe maçında da iyi iş yapan Elano ve Misimoviç'te kanatlarda oynar ve hücuma derinlik katarlar. Böylece 4-4-2 uygulanmaya başlar ve sakat futbolcular da dönmeye başladıkça bu sistemin içerisine girer. Ama Hagi'nin Ayhan'ın yerine Barış Özbek'i oynatması ve sistemi değiştirmemesi daha muhtemel gibi görünüyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir