
Hagi'den sonra aslında umutlarım artmıştı. Elano'nun performansında ve mücadelesinde ciddi şekilde artış gördük. Daha fazla sorumluluk alan, yıldız futbolcu gibi davranan ve mücadelesinden de ödün vermeyen bir Elano. 1.5 sezonda o ruhsuz, mücadeleden uzak, sahada olmaktan nefret eden yapısından da oldukça uzaklaşmıştı ama ısrarla takımdan ayrılmak istedi. Üstelik bizden alacağı yıllık 3.5 milyon avro'dan da fedakarlık ederek. Buradan da olayın para olmadığını, bazen başka özlemlerin daha da baskın çıktığını görüyoruz. Zaten Elano'nun Avrupa kariyerine baktığımızda da oynadığı her takımda beklentilerin altında kaldığını ama potansiyeli sayesinde de her zaman büyük transferler gerçekleştirdiğini görüyoruz. Shakhtar'da tutmadı ama Manchester City'e transfer oldu, orada tutmadı bize geldi ve şimdi kendi kutsal topraklarına dönmüş oldu. Bazı Brezilyalılar böyle, Avrupa'da ne olursa olsun tutunamazlar. Ülkelerine dönerler ve orada krallıklarını ilan ederler ama yeniden Avrupa denemesi yapan futbolcu sayısı da az değil. Ama ben Elano'nun bir daha Avrupa'ya adım atmayacağını düşünenlerdenim.

Hagi ise Elano'dan neden vazgeçti anlamadım. Tam futbolcuyu kazandım derken, yönetime uyup Elano'dan vazgeçti. Belki bunda Elano'nun gitmek istemesi de baskın çıkmış olabilir ama şu aşamada böylesine bir satış yararımıza olmadı. Arda'nın dönüşüyle teselliler başlar artık ama orta sahamız kimlerin elinde görüyoruz. 4 hafta boyunca Mustafa Sarp, Ayhan, Barış gibi isimleri izlemeye devam edeceğiz, ligin devre arasında da yıldız olmaktan uzak mücadeleci futbolcu transferi gerçekleşir ama yeni stadyumda nasıl bir ambiyans yaratacak göreceğiz. Bu arada Misimovic'i de yok ettiğimizi söylemek lazım. Son yılların en kötü, en içi boşaltılmış Galatasaray'ını izliyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder