30 Kasım 2010 Salı

Elano Santos'ta

27 Eylül'de yazdığım bir yazıda aslında bu senaryoyu dile getirmiştim. O zamanlar takımın başında Rijkaard vardı ve Elano'dan da 1.5 sezon boyunca beklenen katkıyı asla alamadı. Aslında onu kullanmadığı da mevki kalmadı gibi ama Elano & Rijkaard uyumu bir türlü sağlanamamıştı. Ama Dünya Kupası'nda parlaması falan derken Elano'dan büyük paralar kazanılabileceği düşüncesi de oluşması değil. Galatasaray'ın 7-8 milyon avro'luk teklifleri de reddetti tarzında haberler okuyorduk ama bu durumu iyi değerlendiremeyen, zamanında hamleyi gerçekleştiremeyen sevgili yönetimimiz bugün Elano'yu 2.9 milyon avro'ya Santos'a gönderdi. Ayrıca başka bir takıma gitmesi durumunda da bonservisin yüzde 50'sinin Galatasaray'a geleceği söyleniyor ama Robinho veya Adriano misali artık Elano'nun Avrupa kariyeri başlatacağını düşünmüyorum. Bu yüzden 8 milyon avro gibi bir rakama transfer edilen {büyük umutları hiç saymıyorum} futbolcuyu 1.5 sezonda 2.9 milyon avro gibi bir rakama göndermiş olduk. Benim Eylül 27'de dediğim olay yüzde 80 oranla gerçekleşmiş oldu. Ben kiralık gider diyordum ama bonservisiyle beraber gönderilmiş oldu. Yani 10 numara mezarlığımıza bir cenaze daha. Lincoln, Misimovic gibi...

Hagi'den sonra aslında umutlarım artmıştı. Elano'nun performansında ve mücadelesinde ciddi şekilde artış gördük. Daha fazla sorumluluk alan, yıldız futbolcu gibi davranan ve mücadelesinden de ödün vermeyen bir Elano. 1.5 sezonda o ruhsuz, mücadeleden uzak, sahada olmaktan nefret eden yapısından da oldukça uzaklaşmıştı ama ısrarla takımdan ayrılmak istedi. Üstelik bizden alacağı yıllık 3.5 milyon avro'dan da fedakarlık ederek. Buradan da olayın para olmadığını, bazen başka özlemlerin daha da baskın çıktığını görüyoruz. Zaten Elano'nun Avrupa kariyerine baktığımızda da oynadığı her takımda beklentilerin altında kaldığını ama potansiyeli sayesinde de her zaman büyük transferler gerçekleştirdiğini görüyoruz. Shakhtar'da tutmadı ama Manchester City'e transfer oldu, orada tutmadı bize geldi ve şimdi kendi kutsal topraklarına dönmüş oldu. Bazı Brezilyalılar böyle, Avrupa'da ne olursa olsun tutunamazlar. Ülkelerine dönerler ve orada krallıklarını ilan ederler ama yeniden Avrupa denemesi yapan futbolcu sayısı da az değil. Ama ben Elano'nun bir daha Avrupa'ya adım atmayacağını düşünenlerdenim.

Yönetimin politikası için ise fazla konuşmaya gerek yok. Zaten durum ortada. Galatasaray'ın resmi sitesinde oyuncu alacakları falan derken birkaç matematik oyunu dememişler ve kazançlı tarafın Galatasaray olduğunu belirtmeye çalışmışlar. Lincoln örneğinde olduğu gibi, onda da aynı numaralar vardı. Gerçekten ilginç bir yönetimimiz var, futbol konusunda bilgileri çok zayıf ve kulübü nereye götürdüklerini kendileri de bilmiyor. Elano'dan da uğrattıkları zararı hep birlikte gördük.

Hagi ise Elano'dan neden vazgeçti anlamadım. Tam futbolcuyu kazandım derken, yönetime uyup Elano'dan vazgeçti. Belki bunda Elano'nun gitmek istemesi de baskın çıkmış olabilir ama şu aşamada böylesine bir satış yararımıza olmadı. Arda'nın dönüşüyle teselliler başlar artık ama orta sahamız kimlerin elinde görüyoruz. 4 hafta boyunca Mustafa Sarp, Ayhan, Barış gibi isimleri izlemeye devam edeceğiz, ligin devre arasında da yıldız olmaktan uzak mücadeleci futbolcu transferi gerçekleşir ama yeni stadyumda nasıl bir ambiyans yaratacak göreceğiz. Bu arada Misimovic'i de yok ettiğimizi söylemek lazım. Son yılların en kötü, en içi boşaltılmış Galatasaray'ını izliyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir